normal sözlük'e giriş serüveni

burada olan ve başka bir sözlükten tanıdığım bir ağabeyim tavsiye etti ve kendimi kayıt olmuş buldum. ayyy, iyi ki buradayım!

rutin bir gündü, işten çıkmış ağır adımlarla fakat beynimde dönen hızlı düşünceler ile eve doğru yol alıyordum. bir yandan da gelen bazı iş tekliflerinim değerlendirmesini yapıyordum kafamda.

economist dergisi iyi para veriyordu yazmam için fakat ekonomi üzerine sürekli tahliller yapmak beni pek heveslendirmiyordu.

bir yandan four four two dergisi euro 2020 analizlerimi yazmam için baskılar kuruyor diğer yandan sözcü gazetesi yılmaz ozdil'in sürekli izne çıkmasından dolayı beni, onun yerine düşünüyordu.

sonunda daha çok kitleye hitap edebilmek adına yoldaşin teklifine olumlu dönüş yapma kararı aldım. yazar mısın, senin gibi bir kaleme çok ihtiyacımız var deyince hayır diyemedim. o gün bugündür yazıyorum işte. böyle de bir hikaye.

ekşi sözlük gelen kutuma düşen bir mesajla. bakayım kafa sözlük nedir dedim. sonra kapıyı uykusuzkahve açtı tüm samimiyetiyle. beni buyur etti. başlıklar, insanlar,(birkaç kişiden işkillensemde) samimi sohbetler beni buraya taşıdı. bu arada ekşiden bana mesaj atan kişiye cevap yazdım sonradan ama asla dönmedi ondan da işkillendim

ig da reklamını görmüştüm merak edip geldim

uzun bir serüvendir.

1998 yılı, yaz akşamıydı. röpteşambırımı giymiş, viskimi yudumlamaktaydım. kulağımda, mozart'ın 36. senfonisinin melodisi yankılanırken, bir yandan aşk dolu gözlerle en sevdiğim romanı okuyordum. ağzım kurudu, viski içtim fayda vermedi kalktım ve köşkümün 36. odasına yani mutfağa gittim. buzdolabını açtım ve kafam buzdolabına girdi. sıkıştı ve çıkmadı. 1 gün öylece kaldıktan sonra röpteşambırımı zar zor da olsa çıkarıp donuma saklamış olduğum 1973 model nokia telefonumla annemi aradım. yardıma geldi fakat odaların birinde kayboldu. o an keşke 1000 odalı bir köşk almasaydım diye mızmızlanarak kendime küfürler ettim. daha sonra aniden buzdolabında gözlerimin takılı kalmış olduğu sosis parladı... parıl parıl parlıyordu...... o an anlamıştım. elimi buzdolabına zor da olsa sokup sosisi alacaktım ve bu sosisi kafamın yanına sıkıştıracaktım. ardından sosisle birlikte sürtünme kuvvetini harekete geçirip, kafamı buzdolabından, "löööp" diye yankılanan bir ses eşliğinde çıkaracaktım. yapamadım. en sonunda "öleceeeem" diye bağırıp ağlamaya başladım. aniden odaya biri girdi, açılın, ben gelecekten geliyorum dedi ve mabadımdan tutarak geriye doğru çekmeye başladı. en sonunda adamın üzerine düştüm. bakıştık falan. napıyon dayı dedi. sonra kalktık. kardeşim sen kimsin odaya nası girdin dedim bir yandan antik mısırdan kalma antika bardağıma döktüğüm espressoyu yudumlayarak. bana, gelecekten geliyorum dedi, altın bir tuvalet bırakıp gitti. tuvaleti satınca 2000 odalı bir köşk aldım ve yerleştim. bu olay üzerinden 23 sene geçti. 2021 senesine gelmiştik. ocak ayıydı. uludağ sözlükte ne kadar zengin olduğumdan bahsedip duruyordum. sonra iflas ettim. iflas ettim diye bir başlık açtım. bir uludağ sözlük moderatörü bana mesaj gönderdi. mesajında, kafa sözlük diye bir sözlüğün açıldığını, oraya gidip, sensei x isimli yazardan "panzehir 01"i istememi söyledi. bu ne dedim. seni fakirlikten krutaracak olan şey dedi ve şahsımı banladı. ben de kafa sözlüğe üye oldum ve sensei x denen yazarı buldum. selamınaleyküm abi yazdım. aleykümselam kardeşim noldu karadenizde gemilerun mi batti daa dedi. hayır bana panzehir 01-i ver dedim. 2 saat yazmadı sonra yazdı, sen kimsin dedi. beni buraya uludağ sözlük moderatörü falanca gönderdi sende panzehir 01 varmış dedim. neli olsun dedi. çilekli limonlu çikolatalı dedim. panzehirimi hazırladı ve aniden kapı çaldı. kargocu geldi efendim kargonuz var dedi. paketi aldım ve hemen açtım. panzehir 01..... panzehiri içtim ve aydınlandım. 23 sene önce kafam buzdolabına sıkışmıştı, böylelikle zaman bükülmüş ve 23 sene sonra kafa sözlük diye bir sözlük açılmıştı. eğer benim kafam buzdolabına sıkışmasa hiç zaman bükülmeyecek ve kafa diye bir sözlük açılmayacaktı. dolayısıyla kafa sözlüğün logosundaki kafasını tekmeleyen adam bendim.... başından beri bu olayların hepsi, 23 sene önce planlanmış...... bana altın tuvaleti getiren adam bilin bakalım kimdi? evet, muhtemelen tahmin etmişsinizdir.... kalın sağlıcakla....

#1011438 #26130
birebir aynı serüvenler.ekşi de uzun zamandır çaylaktım. çaylaklıktan nasıl kurtulurum başlığına sitem bıraktım. pat bir yeşillik. çok online olmayın burada online oldukça çaylaklık süreniz uzuyorla başlayıp zaten bildiğim bir iki noktaya değinmişti. sonra isterseniz bir iki sözlük daha var oralara üye olun buralarda beklemeyin zamanınızı harcamayın zaten siz online sürenizi düşürünce sizi yazar yapacaklardır dedi. o gün bugündür buradayım. hoş çokta olmadı 10 gün olmuş bugün. ama iyi ki olmuş. kıyas yapmayı, geldiğim bıraktığım yeri kötülemeyi sevmem ama son zamanlar biraz kalite düşmüştü. uykusuzkahve'ye çokça selamlar. hepinizi kucaklıyorum ekşizedeler hihihihhh.

nerden başlasam bilemicem
kardeşim hergün giriyordu ve akşam birşeyleri not etme çabasındaydı.bende merak ettim nedir bu yazdıkların oda henüz çaylağım yazar olabilmem için tanım yapmam gerekiyor dedi bende kafamda takıldı bu çaylak yazar ne iş diye öbür gün uyanır uyanmaz bi hesap açtım bende gittikçe yazılar yazıyordum ve küfür olmaması mutlu etti ve lise 3. sınıf öğrenci si olduğum için derste aldığım kişilerin yada okuduğum roman hikaye vb. kitabların tanımını yapmak istedim bugün 3.günüm mutluyum yani güzel gidiyor şimdilik ve moderatör olarak ta uykusuzkahve yi çok beğeniyorum şimdilik bu kadar

an itibariyle gerçekleşmiştir. ben teşrif ettim biraz sevinin haydi.

peki

bana bu sitede bir yere tikladigimda sayfa yuklenirken gelen animasyonu hatirlatan soz.
neden bilemedim.

an itibariyle gerçekleşmiştir. nickim yok benim tekrar sahalarda. sizi biraz aksattım üzgünüm. sevgilim bendeydi rahat bırakmadı malum. biliyorum beni çok özlediniz telafi edeceğim.

selam sevgili yazarlar! nickim yok benim aldığı cezadan sonra maalesef sizi yalnız bırakmıştı ve evet bugün cezam bitti tekrar sahalardayım.

şöyle oldu, instagramda dolaşırken kafa sözlüğün beleş kitap ilanını gördüm. bu oldukça cazip geldi. ve o gün bu gündür ilham buldukça burada yazıyorum. ama insanlar düşüncelerimi okusun da bir statü elde edeyim diye değil. tamamen entelektüel çıkarlarımdan ötürü... ayrıca düşüncelerimi yazarak derleyebilmek bana iyi geliyor.

başka bir sözlükte buraya bok atanları gördüm.
dedim bu aveller bok atıyorsa kesin burası iyi bir yerdir. ilk başlarda eminönünde fotoğraf makinası çalınmış japon turist gibi hissettim ama zamanla baktım ki harbi güzel mekan.
atımı bağladım, buraya yerleştim.

sözlüğe girişim deyince darbe var zannettim ama yazarların ilk girişinden bahsediliyormuş.

neyse benim sözlüğe girişim de bir darbedir.

dürüst olmak gerekirse kitaplar için burdayım ama sonra bir baktım güzel mekan uzun sure burdayım belli.

daha önce putin 'in 6 özel danışmanından biri olduğumu ve yoldaş ile oradan tanıştığımı yazmıştım, hah işte bigün kremlindeyiz yine, yoldaş ile bişeyler içiyoruz** iki şattan sonra bu sökülmeye başladı, kgb mgb* falan sıkıldım şöyle bir sözlük yapmak istiyorum, radyosu falan olsun, kadınlardan oluşan bir moderatör ordusu olsun falan dedi, dedim koçum karar senin, ben dostun olarak desteklerim seni putin'i de kafana takma ben hallederim, sevdiği kızı kaçırmışlar falan derim putin delikanlı adamdır anlar dedim gönderdim istanbul'a sonrası malum aldı yürüdü, bizde verdiğimiz söz üzere buradayız işte.

ekşide ismi methedildi, reklamı yapıldı. unutulmaması gerekir ki en iyi reklam deneyimdir.**