edebiyatımızda romanın serüveni
başlık "yazarkasa" tarafından 10.01.2025 07:14 tarihinde açılmıştır.
1.
edebiyatımıza roman türü girdiği günden itibaren çok beğenilen bir tür olmuştur. geçmişten günümüze gelene kadar çeşiti edebiyat akımlarının ve diğer etkenlerin de desteği ile romanlar hem biçim hem de içerik olarak çok değişmişlerdir. bu değişimi romanlar üzerinden değerlendirirsek aradaki farkı daha rahat anlayabiliriz. bu nedenle kılavuz ve araba sevdası isimli eserleri karşılaştırarak değişimi inceleyeceğim. ben bu iki eserin roman türünün değişmesi sebebiyle biçim ve içerik olarak birbirinden çok farklı olduğunu, ancak bu değişimlerin çok fazla olmasına rağmen bazı benzer özellikler taşıdıklarını düşünüyorum.
bu iki eser arasında yaklaşık 90 yıllık zaman farklı var. dolayısıyla bu eserler birbirinden oldukça farklıdır. örnekler ile açıklamak gerekirse yazım dilinden başlayabiliriz. araba sevdası, ilk romanlardan olduğu için oldukça acemice yazılmış bir romandır. ayrıca bu eserde yer alan bihruz bey ve diğer karakterler, tek yönlü olarak tasvir edilmişlerdir. karakterlerin derinliği yoktur. ayrıca bu eser mesaj verme amacı taşımaktadır ve bu mesajı gayet açık bir şekilde, yoruma yer vermeden okuyucuya aktarılır. ancak kılavuz isimli eser ilk romanlardan çok sonra yazıldığı için roman yazımında yapılan acemilikleri barındırmamaktadır. ayrıca bu eserde karakterler gayet derin tasvir edilmiştir. karakterlerin düşünceleri, ve davranışları ilk romanlar gibi tek yönlü değildir. bununla birlikte bu eser herkes tarafından kabul edilebilir tek bir mesaj içermemektedir. bu roman tamamen okuyucunun yorumuna açıktır.
iki eserin, içerik ve biçim açısından çok farklı olduğuna değindik. bu farkın sebebi ise yıllar boyunca roman türünün yaşadığı değişim. anca roman o kadar fazla değişim geçirmiştir ki bu değişimleren bazıları ilk dönem romanlarının özelliklerini anımsatmaktadır. bir diğer değişle bu değişimler vesilesi ile bazı eski özellikler tekrar benimsenmiştir diyebiliriz. ilk olarak yazarın kendi varlığını eserde belli etmesi durumunu örnek verebiliriz. araba sevdası, o dönemde yazılmış diğer eserler gibi yazarın olay akışına müdahale edip kendi fikirlerini belirttiği bölümlere sahiptir. bu durumun benzerini kılavuz’da da görebiliriz. örneğin eserde mümtaz bey’in, uğur’un yazısını okuduktan sonra bu bir korku romanı veya bir gerilim öyküsü mü diye sorduğu bir bölüm var. aslında bu soru aynı zamanda yazarın kendisini belli ettiği bir sorudur. bu ve buna benzer diyalogların varlığı veya yazarların doğrudan kendi fikrini belirtmesi kılavuz ve benzeri eserlerde de oldukça görülen bir durumdur. çünkü postmodernizmin etkisi ile birlikte romanlar bu özelliği tekrar edinmişlerdir. eserler arasındaki bir diğer benzerlik durumu ise yazarların her şeyi açıklama isteğidir. araba sevdası’nda yazar bütün mesajları ve olayları gayet açıklayıcı bir şekilde ifade eder. ayrıca eserin sonuna doğru herkezin ölmesi veya başına bir şeyler gelmesi de kitabın herhangi bir kapalılık veya soru işareti bırakmadan romanı tamamlamasını sağlamıştır. kılavuz tamamen böyle olmasa da bazı bölümlerde açıklayıcı bir üsluba sahiptir. örneğin eserde uğur’un aklına takılan tüm meselelerin gayet mantıklı bir şekilde açıklamaları yapılmıştır. yılmaz bey’in bülent’in kardeşi olması, uğur’un düşünde aslında bülent’i görmüş olması, yılmaz’ı fotoğraftan tanıması ve yılmaz bey’in eli kesik olduğu için cebinden çıkarmaması eserdeki açıklayıcı kısımlardan öğrendiğimiz bilgilerdir. ama daha önce dediğim gibi bu eserin tamamı açık bir şekilde yazılmamıştır.
edebiyatımızda romanlar ilk yazıldıkları zamandan bu güne kadar pek çok değişim geçirmişlerdir. bu değişimler sebebiyle farklı dönemlerde yazılmış romanlar birbirlerinden oldukça farklıdır. burada kılavuz ve araba sevdası isimli eserleri karşılaştırarak edebiyatımızdaki roman türün geçirdiği değişimleri inceledim. bu iki eserin birbirinden çok farklı olduğunu ancak zaman içerisinde eski özelliklerin tekrar hayat bulması sebebiyle bazı benzerliklerinin de olduğunu düşünüyorum.
bu iki eser arasında yaklaşık 90 yıllık zaman farklı var. dolayısıyla bu eserler birbirinden oldukça farklıdır. örnekler ile açıklamak gerekirse yazım dilinden başlayabiliriz. araba sevdası, ilk romanlardan olduğu için oldukça acemice yazılmış bir romandır. ayrıca bu eserde yer alan bihruz bey ve diğer karakterler, tek yönlü olarak tasvir edilmişlerdir. karakterlerin derinliği yoktur. ayrıca bu eser mesaj verme amacı taşımaktadır ve bu mesajı gayet açık bir şekilde, yoruma yer vermeden okuyucuya aktarılır. ancak kılavuz isimli eser ilk romanlardan çok sonra yazıldığı için roman yazımında yapılan acemilikleri barındırmamaktadır. ayrıca bu eserde karakterler gayet derin tasvir edilmiştir. karakterlerin düşünceleri, ve davranışları ilk romanlar gibi tek yönlü değildir. bununla birlikte bu eser herkes tarafından kabul edilebilir tek bir mesaj içermemektedir. bu roman tamamen okuyucunun yorumuna açıktır.
iki eserin, içerik ve biçim açısından çok farklı olduğuna değindik. bu farkın sebebi ise yıllar boyunca roman türünün yaşadığı değişim. anca roman o kadar fazla değişim geçirmiştir ki bu değişimleren bazıları ilk dönem romanlarının özelliklerini anımsatmaktadır. bir diğer değişle bu değişimler vesilesi ile bazı eski özellikler tekrar benimsenmiştir diyebiliriz. ilk olarak yazarın kendi varlığını eserde belli etmesi durumunu örnek verebiliriz. araba sevdası, o dönemde yazılmış diğer eserler gibi yazarın olay akışına müdahale edip kendi fikirlerini belirttiği bölümlere sahiptir. bu durumun benzerini kılavuz’da da görebiliriz. örneğin eserde mümtaz bey’in, uğur’un yazısını okuduktan sonra bu bir korku romanı veya bir gerilim öyküsü mü diye sorduğu bir bölüm var. aslında bu soru aynı zamanda yazarın kendisini belli ettiği bir sorudur. bu ve buna benzer diyalogların varlığı veya yazarların doğrudan kendi fikrini belirtmesi kılavuz ve benzeri eserlerde de oldukça görülen bir durumdur. çünkü postmodernizmin etkisi ile birlikte romanlar bu özelliği tekrar edinmişlerdir. eserler arasındaki bir diğer benzerlik durumu ise yazarların her şeyi açıklama isteğidir. araba sevdası’nda yazar bütün mesajları ve olayları gayet açıklayıcı bir şekilde ifade eder. ayrıca eserin sonuna doğru herkezin ölmesi veya başına bir şeyler gelmesi de kitabın herhangi bir kapalılık veya soru işareti bırakmadan romanı tamamlamasını sağlamıştır. kılavuz tamamen böyle olmasa da bazı bölümlerde açıklayıcı bir üsluba sahiptir. örneğin eserde uğur’un aklına takılan tüm meselelerin gayet mantıklı bir şekilde açıklamaları yapılmıştır. yılmaz bey’in bülent’in kardeşi olması, uğur’un düşünde aslında bülent’i görmüş olması, yılmaz’ı fotoğraftan tanıması ve yılmaz bey’in eli kesik olduğu için cebinden çıkarmaması eserdeki açıklayıcı kısımlardan öğrendiğimiz bilgilerdir. ama daha önce dediğim gibi bu eserin tamamı açık bir şekilde yazılmamıştır.
edebiyatımızda romanlar ilk yazıldıkları zamandan bu güne kadar pek çok değişim geçirmişlerdir. bu değişimler sebebiyle farklı dönemlerde yazılmış romanlar birbirlerinden oldukça farklıdır. burada kılavuz ve araba sevdası isimli eserleri karşılaştırarak edebiyatımızdaki roman türün geçirdiği değişimleri inceledim. bu iki eserin birbirinden çok farklı olduğunu ancak zaman içerisinde eski özelliklerin tekrar hayat bulması sebebiyle bazı benzerliklerinin de olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
2.
edebiyatımızda modernizm ve postmodernizm
zaman ilerledikçe her şey değişmektedir. edebiyat da bu değişimin en net görülebileceği yerlerdendir. yıllar geçtikçe yeni türler ve yeni akımlar ortaya çıkmaktadır. modernizm ve postmodernizm de edebiyatımızı değiştiren akımlardandır. bu akımları ve edebiyatımıza olan etkilerini biraz inceleyelim. fakat bunu yapmanın tabiki en kolay yolu bu konuyu örnek romanlar üzerinden incelemek olacaktır.
sessiz ev romanı modernist roman, kılavuz romanı ise postmodernist roman olarak tanımlanabilir. bu iki kitaptan yola çıkarak modernist ve postmodern teknikleri üstkurmaca, anlatıcı ve gerçekçilik üzerinden değerlendirelim.
ilk olarak üstkurmaca üzerinden bu iki eseri karşılaştırabiliriz. üstkurmaca, eseri yazan bir kişi olduğunun vurgulanması veya eserin yazılış aşamasının okuyucuya hissettirilmesi olarak tanımlanabilir. ancak sessiz ev romanında böyle bir durum yoktur. eser boyunca farklı kişilerin bakış açılarıyla olaylara bakmaktayız ancak hiçbir zaman bu olayların veya karakterlerin birisi tarafından yazıldığı veya eserin yazım süreci okuyucuya hiç hissettirilmemektedir. sadece kitabın son cümlesinde insanın elinde olan bir kitap bitince tekrar bunu okuyabileceği söylenmiştir. bu cümlenin kitabı bitiren son cümle olması dönemler arası ufak bir geçiş olarak değerlendirilebilir. ama eseri genel olarak değerlendirdiğimizde yazarın varlığını hiç hissetmiyoruz. ancak postmodern bir roman olan kılavuz üstkurmaca unsurları ile doludur. aslında burada kılavuz isimli kitabı, kitabın karakterlerinden biri olan uğur yazmaktadır. yani kitap bize doğrudan yazan kişiyi işaret ederek tamamen üstkurmacanın en önemli özelliğini vurgulamaktadır. eser boyunca birçok yerde olaylar anlatılırken birden bunları yazdım ve masadan kalktım gibi ifadelerle bu olayların birisi tarafından yazıldığı hatırlatılmaktadır. bu nedenle genel olarak baktığımızda kılavuz’u sessiz ev kitabının aksine üstkurmaca öğeleri barındıran bir kitap olarak değerlendirebiliriz.
üstkurmacayı değerlendirirken az da olsa anlatıcı kısmına değindim. öncelikle sessiz ev romanı bilinç akışı tekniğini kullandığı için çeşitli karakterler üzerinden olayları bize aktarmaktadır. biz olaylara sadece bu karakterlerin gözünden bakmayıp aynı zamanda bu karakterlerin düşüncelerini de okuyoruz. böylece bir olay hakkında farklı karakterlerin ne düşündüğünü görebiliyoruz. ancak bir önceki paragrafta da belirttiğim gibi asla yazarın sesini duymuyoruz. kılavuz’da ise biz olayları uğurun anlatımından dinliyoruz. ancak eserin bir karakteri olan uğur hem olayları yaşıyor hem de olayları yazıyor. dolayısıyla eserde okuduğumuz ve uğurun olmadığı kısımlar bile eseri yazan kişi olması sebebiyle uğur tarafından anlatılmış oluyor. böylece kılavuz postmodern bir roman olmanın verdiği üstkurmaca öğeleri ile birlikte uğur isimli karakter üzerinden olayları anlatırken, sessiz ev modernist romanların kullandığı bir özellik olan bilinç akışı tekniği ile farklı karakterler üzerinden olayları anlatmaktadır.
bu iki eserin birbirinden ayrıldığı en önemli nokta gerçekliktir. öncelikle sessiz ev romanı bize olayları karakterlerin gözünden olduğu gibi anlatmaktadır. burada en fazla karakterlerin bakış açıları gerçeklik üzerinde ufak etkiler yapabilir. ancak bu eserde hiçbir zaman okuyucu olayların gerçek olup olmadığı şüphesini duymamaktadır. kılavuz’a gelecek olursak tam bir karmaşa ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. çünkü eseri yazan kişi eserin bir karakteri olan uğur’dur ve bu karakter çok fazla düş görmektedir. bu nedenle eser boyunca neyin gerçek neyin düş olduğunu anlamak çok zordur. hatta uğur isimli karakter bir bölümde, ne kadar doğru aktardığını bilemediğini ve belki bu yazdığının sadece bir öykü olabileceğini söyleyerek doğrudan kitabın gerçekliğini sorgulatıyor. başka bir bölümde is yine kitabın bir karakteri olan ihsan, uğur’a belki her şey senin zihninde gerçekleşiyordur demesi kitabın tamamının bir hayal olabileceğini ortaya koymaktadır.
kısaca özetleyecek olursak, sessiz ev ve kılavuz isimli romanlar farklı dönemlerde yazıldıkları için farklı özellikler ve farklı teknikler barındırmaktadırlar. sessiz ev modernist bir eserdir ve bu akımın özelliklerini taşımaktadır. bu nedenle sessiz ev üstkurmaca unsurlar taşımayan, bilinç akışı tekniği ile olayları farklı karakterler üzerinden anlatan ve olayların gerçekliğinden şüphe duyulmayan bir eserdir. ancak kılavuz ise postmodern bir romandır. bu nedenle kılavuz üstkurmaca unsurları barındıran, kitabın yazarını işaret eden bir anlatıcıya sahip olan ve her zaman gerçeklikten şüphe edilen bir kitaptır.
zaman ilerledikçe her şey değişmektedir. edebiyat da bu değişimin en net görülebileceği yerlerdendir. yıllar geçtikçe yeni türler ve yeni akımlar ortaya çıkmaktadır. modernizm ve postmodernizm de edebiyatımızı değiştiren akımlardandır. bu akımları ve edebiyatımıza olan etkilerini biraz inceleyelim. fakat bunu yapmanın tabiki en kolay yolu bu konuyu örnek romanlar üzerinden incelemek olacaktır.
sessiz ev romanı modernist roman, kılavuz romanı ise postmodernist roman olarak tanımlanabilir. bu iki kitaptan yola çıkarak modernist ve postmodern teknikleri üstkurmaca, anlatıcı ve gerçekçilik üzerinden değerlendirelim.
ilk olarak üstkurmaca üzerinden bu iki eseri karşılaştırabiliriz. üstkurmaca, eseri yazan bir kişi olduğunun vurgulanması veya eserin yazılış aşamasının okuyucuya hissettirilmesi olarak tanımlanabilir. ancak sessiz ev romanında böyle bir durum yoktur. eser boyunca farklı kişilerin bakış açılarıyla olaylara bakmaktayız ancak hiçbir zaman bu olayların veya karakterlerin birisi tarafından yazıldığı veya eserin yazım süreci okuyucuya hiç hissettirilmemektedir. sadece kitabın son cümlesinde insanın elinde olan bir kitap bitince tekrar bunu okuyabileceği söylenmiştir. bu cümlenin kitabı bitiren son cümle olması dönemler arası ufak bir geçiş olarak değerlendirilebilir. ama eseri genel olarak değerlendirdiğimizde yazarın varlığını hiç hissetmiyoruz. ancak postmodern bir roman olan kılavuz üstkurmaca unsurları ile doludur. aslında burada kılavuz isimli kitabı, kitabın karakterlerinden biri olan uğur yazmaktadır. yani kitap bize doğrudan yazan kişiyi işaret ederek tamamen üstkurmacanın en önemli özelliğini vurgulamaktadır. eser boyunca birçok yerde olaylar anlatılırken birden bunları yazdım ve masadan kalktım gibi ifadelerle bu olayların birisi tarafından yazıldığı hatırlatılmaktadır. bu nedenle genel olarak baktığımızda kılavuz’u sessiz ev kitabının aksine üstkurmaca öğeleri barındıran bir kitap olarak değerlendirebiliriz.
üstkurmacayı değerlendirirken az da olsa anlatıcı kısmına değindim. öncelikle sessiz ev romanı bilinç akışı tekniğini kullandığı için çeşitli karakterler üzerinden olayları bize aktarmaktadır. biz olaylara sadece bu karakterlerin gözünden bakmayıp aynı zamanda bu karakterlerin düşüncelerini de okuyoruz. böylece bir olay hakkında farklı karakterlerin ne düşündüğünü görebiliyoruz. ancak bir önceki paragrafta da belirttiğim gibi asla yazarın sesini duymuyoruz. kılavuz’da ise biz olayları uğurun anlatımından dinliyoruz. ancak eserin bir karakteri olan uğur hem olayları yaşıyor hem de olayları yazıyor. dolayısıyla eserde okuduğumuz ve uğurun olmadığı kısımlar bile eseri yazan kişi olması sebebiyle uğur tarafından anlatılmış oluyor. böylece kılavuz postmodern bir roman olmanın verdiği üstkurmaca öğeleri ile birlikte uğur isimli karakter üzerinden olayları anlatırken, sessiz ev modernist romanların kullandığı bir özellik olan bilinç akışı tekniği ile farklı karakterler üzerinden olayları anlatmaktadır.
bu iki eserin birbirinden ayrıldığı en önemli nokta gerçekliktir. öncelikle sessiz ev romanı bize olayları karakterlerin gözünden olduğu gibi anlatmaktadır. burada en fazla karakterlerin bakış açıları gerçeklik üzerinde ufak etkiler yapabilir. ancak bu eserde hiçbir zaman okuyucu olayların gerçek olup olmadığı şüphesini duymamaktadır. kılavuz’a gelecek olursak tam bir karmaşa ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. çünkü eseri yazan kişi eserin bir karakteri olan uğur’dur ve bu karakter çok fazla düş görmektedir. bu nedenle eser boyunca neyin gerçek neyin düş olduğunu anlamak çok zordur. hatta uğur isimli karakter bir bölümde, ne kadar doğru aktardığını bilemediğini ve belki bu yazdığının sadece bir öykü olabileceğini söyleyerek doğrudan kitabın gerçekliğini sorgulatıyor. başka bir bölümde is yine kitabın bir karakteri olan ihsan, uğur’a belki her şey senin zihninde gerçekleşiyordur demesi kitabın tamamının bir hayal olabileceğini ortaya koymaktadır.
kısaca özetleyecek olursak, sessiz ev ve kılavuz isimli romanlar farklı dönemlerde yazıldıkları için farklı özellikler ve farklı teknikler barındırmaktadırlar. sessiz ev modernist bir eserdir ve bu akımın özelliklerini taşımaktadır. bu nedenle sessiz ev üstkurmaca unsurlar taşımayan, bilinç akışı tekniği ile olayları farklı karakterler üzerinden anlatan ve olayların gerçekliğinden şüphe duyulmayan bir eserdir. ancak kılavuz ise postmodern bir romandır. bu nedenle kılavuz üstkurmaca unsurları barındıran, kitabın yazarını işaret eden bir anlatıcıya sahip olan ve her zaman gerçeklikten şüphe edilen bir kitaptır.
devamını gör...