2721.
akşam felaket bir yemek yaptım..
- eve ağır misafir gelecekse,
- canım sıkkınsa ve kafa dağıtmak istiyorsam,
içimdeki aşçı canavarı ortaya çıkar.. yanlış anlaşılmasın, cidden böyle bir canavar var.. evde en yakın arkadaşım ve yardımcı kız varsa (arkadaş biraz fazlaca varlıklı) evde duman tüttürüyorum.. fakat belli yemeklerde gerçekten usta olduğum için ses çıkarmıyorlar (o fırından çıkacak olan şey nedeniyle yani "sonunu düşünen artistlik yapamaz" durumu)
bugün neden bilmem, demek ki içten içe dolmaya başlamışım, bir tereyağı yatağında deniz mahsulleri güveç yapmışım, ağlarsınız..
tabii zafer duygusuyla karışık bir zevk hissi duyuyorum şu an..
- eve ağır misafir gelecekse,
- canım sıkkınsa ve kafa dağıtmak istiyorsam,
içimdeki aşçı canavarı ortaya çıkar.. yanlış anlaşılmasın, cidden böyle bir canavar var.. evde en yakın arkadaşım ve yardımcı kız varsa (arkadaş biraz fazlaca varlıklı) evde duman tüttürüyorum.. fakat belli yemeklerde gerçekten usta olduğum için ses çıkarmıyorlar (o fırından çıkacak olan şey nedeniyle yani "sonunu düşünen artistlik yapamaz" durumu)
bugün neden bilmem, demek ki içten içe dolmaya başlamışım, bir tereyağı yatağında deniz mahsulleri güveç yapmışım, ağlarsınız..
tabii zafer duygusuyla karışık bir zevk hissi duyuyorum şu an..
devamını gör...
2722.
gençliğimin bi' tık hamına koymuş olabilirim bu yüzden yorgun v3 tükenmiş hissediyorum
devamını gör...
2723.
ismail'in bi tane yavşağı küsküleyişini izlediğim için keyifliyim.
devamını gör...
2724.
bugün bir şey oldu. ne oldu bilmiyorum ama bir şey oldu… dünün etkisi mi bugünün sıfırlanması mı bilmiyorum ama bir şey oldu.. çok da güzel oldu..
iyiyim.. geldi kelebekler uçuş uçuş.. yeniden başlıyoruz hissi…
hatırla diyen o ses o dinlerken içimi alev ateş eden o şarkıyı hatırlattı.. oofff yani bir şarkı benim için…
tamam buradan devam dedim..
oturduğum kafede ne alaka bir yerden hem de hayatımın alt üst olacağını anladığım ve o idrak anına kadar sen kendine neler yapmışsın diye uyandıran o şarkı çalmaya başladı..
(bkz: bırakma kendini)
siz inanırsınız inanmazsınız beni ilgilendirmiyor. ben inanıyorum. böyle aha anlarında çok sevildiğimi ve desteklendiğimi hissediyorum…
oh be dünya varmış.
nerede kalmıştım hatırlamıyorum, dönüp bakacak değilip olduğum yerden devam.
hani bana maşallaah.. ahahahaha.
iyiyim.. geldi kelebekler uçuş uçuş.. yeniden başlıyoruz hissi…
hatırla diyen o ses o dinlerken içimi alev ateş eden o şarkıyı hatırlattı.. oofff yani bir şarkı benim için…
tamam buradan devam dedim..
oturduğum kafede ne alaka bir yerden hem de hayatımın alt üst olacağını anladığım ve o idrak anına kadar sen kendine neler yapmışsın diye uyandıran o şarkı çalmaya başladı..
(bkz: bırakma kendini)
siz inanırsınız inanmazsınız beni ilgilendirmiyor. ben inanıyorum. böyle aha anlarında çok sevildiğimi ve desteklendiğimi hissediyorum…
oh be dünya varmış.
nerede kalmıştım hatırlamıyorum, dönüp bakacak değilip olduğum yerden devam.
hani bana maşallaah.. ahahahaha.
devamını gör...
2725.
belirsizlik
devamını gör...
2726.
hiç ciddiye almam böyle şeyleri ama youtube önerisi olarak düşen, burcumun kasım ayı tahminlerini dinledim..
öyle yorumlamak istediğim için mi kulağıma mantıklı geldi ama bir düşünceye dalmadım desem de yalan olur..
acaba nasıl geçecek bu ay..
öyle yorumlamak istediğim için mi kulağıma mantıklı geldi ama bir düşünceye dalmadım desem de yalan olur..
acaba nasıl geçecek bu ay..
devamını gör...
2727.
herkesi engelleyip tuşlu telefona geçeceğim, yeter artık bir şey sormayın bana.
bir kış da sıcak geçmez mi be
geçmiyor babacım geçmiyor
soğuk, içim üşüyor
yoksa nasıl örtülsün ceket
bir kış da sıcak geçmez mi be
geçmiyor babacım geçmiyor
soğuk, içim üşüyor
yoksa nasıl örtülsün ceket
devamını gör...
2728.
belki de dalgalar savurmadan önce sörf yapmayı öğrenmeliydim.
böylelikle suyun altı, üstünden renkli olabilirdi.
gidenler memnun değillerse, yerinden geri dönebilirdi.
ℳᥫ᭡.
böylelikle suyun altı, üstünden renkli olabilirdi.
gidenler memnun değillerse, yerinden geri dönebilirdi.
ℳᥫ᭡.
devamını gör...
2729.
bunalmış hissediyorum…alkol almaya sürekli ihtiyacım var gibi geliyor…
devamını gör...
2730.
manasız bir gerginlik ve diken üstündeymişsin hissi.
iki gündür çarpıntı ve saçma rüyalara uyanıyordum. neden böyle oldu çözemedim, sanırım bu kadar duygusal çöküntüye bünye dayanmıyor.
iki gündür çarpıntı ve saçma rüyalara uyanıyordum. neden böyle oldu çözemedim, sanırım bu kadar duygusal çöküntüye bünye dayanmıyor.
devamını gör...
2731.
içimde biriken deniz taştı,
umursamaz bir kalbe ulaştı.
umursamaz bir kalbe ulaştı.
devamını gör...
2732.
bugün kendimi palamut balığı gibi hissediyorum. evet, yanlış duymadın: ne bir aslan, ne bir kartal, ne de kişisel gelişim kitaplarının önerdiği içimdeki kaplan. bildiğin palamut. ne hamsi kadar halktanım, ne levrek kadar elit. orta sınıf bir balığım. hani ne fakir tavasında yer bulurum, ne zengin sofrasında. tam o arada, kimsenin tam ne yapacağını bilemediği, alsak mı almasak mı dedikleri türden bir varlık.
sabah aynaya baktım, gözlerim cam gibi, yüzüm solgun dedim herhalde deniz suyunun tuzundan. halbuki sadece hayattan yıkanmışım.
düşünsene, palamut da göç ediyor sürekli. ben de öyleyim. ofisten eve, evden yatağa, oradan sabah yine ofise. göç rotam excel tablosu. arada kimsenin ağ atmadığı anlarda biraz nefes alıyorum ama o da uzun sürmüyor; çünkü modern hayatın balıkçısı çok: yöneticiler, borçlar, bildirimler… hepsi yakala ve tüket zihniyetinde.
bir de herkes seni taze görmek istiyor. gülümse, enerjik ol, motive ol.
ulan ben rafın altındaki palamut gibiyim, kimse fark etmiyor ama çoktan bozulmaya başlamışım.
içimden bir şeyler geçmiş, ama kimse yüzeydeki o parıltıya bakmaktan anlamıyor.
ve evet, bugün neden palamut gibiyim biliyor musun?
çünkü ne kadar çırpınırsam çırpınayım, sonum ya bir tavada ya da bir tabakta.
üstelik yanımda limon bile bedava değil.
insanın hayatı da biraz balık tezgahı gibi zaten:
her sabah yeni umutlarla sergileniyorsun,
akşama kalırsan, seni buzun altına itiyorlar.
yarın yine çıkarız abi, belki satılır.
ben de satılmadım işte.
bugünlük palamutum.
yarın belki çinekop olurum…
ama büyük ihtimalle yine ağdayım.
sabah aynaya baktım, gözlerim cam gibi, yüzüm solgun dedim herhalde deniz suyunun tuzundan. halbuki sadece hayattan yıkanmışım.
düşünsene, palamut da göç ediyor sürekli. ben de öyleyim. ofisten eve, evden yatağa, oradan sabah yine ofise. göç rotam excel tablosu. arada kimsenin ağ atmadığı anlarda biraz nefes alıyorum ama o da uzun sürmüyor; çünkü modern hayatın balıkçısı çok: yöneticiler, borçlar, bildirimler… hepsi yakala ve tüket zihniyetinde.
bir de herkes seni taze görmek istiyor. gülümse, enerjik ol, motive ol.
ulan ben rafın altındaki palamut gibiyim, kimse fark etmiyor ama çoktan bozulmaya başlamışım.
içimden bir şeyler geçmiş, ama kimse yüzeydeki o parıltıya bakmaktan anlamıyor.
ve evet, bugün neden palamut gibiyim biliyor musun?
çünkü ne kadar çırpınırsam çırpınayım, sonum ya bir tavada ya da bir tabakta.
üstelik yanımda limon bile bedava değil.
insanın hayatı da biraz balık tezgahı gibi zaten:
her sabah yeni umutlarla sergileniyorsun,
akşama kalırsan, seni buzun altına itiyorlar.
yarın yine çıkarız abi, belki satılır.
ben de satılmadım işte.
bugünlük palamutum.
yarın belki çinekop olurum…
ama büyük ihtimalle yine ağdayım.
devamını gör...
2733.
yazı yazmayı özlemişim diyelim. :)
devamını gör...
2734.
istanbul’da son günlerim.
unbelievable !
unbelievable !
devamını gör...
2735.
bursa; keyif ve keşif halleri.
devamını gör...
2736.
"yoldaş benjamin franklin" isminde bir yazar varmış meğer ve ona gönderme yapan başlıklar açılmaktaymış. sadece tarihi bir kişilik zannetmiş olmak durumuma bozuldum.
devamını gör...
2738.
en çok ağaç yakışırdı o buluta…
ama soğuk betonlar dikilmişti yerine.
insanoğlu duvarlardan bentler örmüş,
doğayı katlederken hiç düşünmemişti:
oysa doğa idi, onları var eden…
ve kuşlar…
özgürce koşan çocuklar…
artık sadece bir hatıraydı rüzgârın hafızasında… çocuklar da o soğuk betonların içine hapsedilmişti, gökyüzünü pencerelerden izleyen sessiz tutsaklara dönüşmüşlerdi. biz anne ve babaları gibi…
ama soğuk betonlar dikilmişti yerine.
insanoğlu duvarlardan bentler örmüş,
doğayı katlederken hiç düşünmemişti:
oysa doğa idi, onları var eden…
ve kuşlar…
özgürce koşan çocuklar…
artık sadece bir hatıraydı rüzgârın hafızasında… çocuklar da o soğuk betonların içine hapsedilmişti, gökyüzünü pencerelerden izleyen sessiz tutsaklara dönüşmüşlerdi. biz anne ve babaları gibi…
devamını gör...
2739.
bütün sinir sistemim bozuldu birkaç gündür, akraba gerçekten zor iş
devamını gör...
2740.
uykulu, sinirli, rahatsız olmuş, gergin, patlamaya hazır.
devamını gör...