2341.
bazn sadece düşünüyorum. nedir bu halimin sebebi? aslında sorgulamakta istemiyorum. demek ki yaşamam gerekiyormuş diyorum. bazen çok fazla geliyor hepsi bazense ders çıkarmaya çalışarak kendimi yitirmemeye çalışıyorum. aslında yanlış yaptığım şeyler yok. sadece çok seviyorum biraz fazla alışıyorum ve insanları iyi sanıyorum. sanılgılar benim için büyük bir yanılgı oluyor. ama sonucunda hep tükenen ben oluyorum. insanlar odun ben ise mum oluyorum ikimizde yanıyoruz ama eriyen ben oluyorum. sadece yoruldum. düşünmekten yaşamaktan sevmekten görmekten ve hissetmekten. bu dünya bana çok ağır gelmeye başladı. yeterince güçsüz birisiyim ve hiçbir ağırlığı kaldıramıyorum. kaldırmakta istemiyorum artık. gelişi güzel yaşansın ne yaşanacaksa diyerek pes ediyorum. ne kadar kalırım bilmiyorum. kalmak istiyor muyum onuda bilmiyorum. tek bildiğim şey artık hiçbir şey yapmak istemediğim. belirsizlikler içinde kayboluyorum.
devamını gör...
2342.
-yaşadığın her şey, seni güçlendirdi.
+ama ben çocuktum daha... insan, minicik bir çocukken güçlenmek istemez ki... sevilmek, değer görmek, ait olmak ister..
-evet, insanların temel ruhsal ihtiyaçları vardır. bu ihtiyaçların deposu, çocuklukta doldurulmazsa, ömür boyu farklı insanlardan o ihtiyaçları doldurmasını beklersin. içindeki çocuğun ihtiyaçlarını karşılamalarını istersin ama unutma ki, senin kendi annen bile içindeki çocuğa annelik yapmak istemez. artık içinde boşluğa yol açan, eksik olduğunu düşündüğün ne varsa, onu kendin gidereceksin, yani içindeki çocuğa sen ebeveynlik yapacaksın.
+ama bu çok zor değil mi yaa? insan, bilmediği, alamadığı duyguları nasıl kendine verebilir?
-içinde bir yerlerde zaten o duygular mevcut ama sen, duygularınla bağını kestin, günden güne kendine, duygularına, hayata yabancılaştın. ama tekrar içini mutlu eden o anlara geri dönmek mümkün. çocukken en çok neyi yaparken mutlu oluyordun?
-+çamurdan ev yapıyordum, çalı çırpı toplayıp onlarla masa, sandalye yapıyordum. şimdi bile o anıya gitmek beni mutlu etti sanki...
-işte sana bundan bahsediyorum. hayatımızın tamamı acılardan oluşmuyor, illaki mutlu hissettiğimiz anlar var. işte ne zaman canın sıkılsa, daralsan, gözlerini kapat ve seni mutlu eden o anıları ziyaret et, yüzünde tebessümle şimdiye dön ve tekrar öyle anılar oluşturabileceğini unutma.
+tamam, valla bugünlük bu kadar yeter, ben bu anıları ziyaret olayını sevdim. bugün bana güzel bir hediye verdin, teşekkürler.
-rica ederim, hadi kendine çok iyi bak...
devamını gör...
2343.
yaptığım hataları tekrarladığım bir dönem oldu son zamanlar. sanırım hayatımın belli zamanlarında "gerceğe körlük" adlı bir rahatsızlığım var. böyle yanlış olduğunu bile bile tekrarlanan hareketler silsilesi..
ve bir süre sonra bu durumdan bir kabuk gibi sıyrılma evresi. şu an en azindan o dönemde oldugumu düsünüyorum. umarım düşundügüm gibidir.
devamını gör...
2344.
neden başka şeylere başka kişilere üzüldüğümde bile sana ağlarken buluyorum kendimi? niçin gözümün önüne gelen imge hep aynı? neden yaşadığım her hayal kırıklığının gizli öznesi sensin? ne zaman zihnimi terk edeceksin? kazısam da zihnimden çıkmayacağın aşamaya nasıl geldim? hiç bitmeyecek mi?
devamını gör...
2345.
sikko bir hayat yaşıyorum. tam anlamıyla döngüdeyim. kaçtığım şeylerle yüzleşmek, o süreçleri yaşamak, sonuçlarına katlanmak ölesiye korkutuyor. bunların hepsini yaşamak yerine, başarısız, boktan bir hayat yaşamak yerine hiç yaşamamış olmayı tercih ederdim. ne değiştirebiliyorum? kimin hayatına dokunabiliyorum? kendi hayatını dahi idame ettiremeyen birisi başkası adına ne yapabilir? aynanın karşında giderek çöküşümü izliyorum. az çok tahmin edebiliyordum bu süreci lakin bu kadar hızlı gerçekleşebileceğini düşünmüyordum. mutsuzsun, umutsuzsun, hayal kırıklığısın, başarısızsın, zamanında onu yapmadın, bunu yapmadın... hadi ya? cidden mi? tüm dengeleri değiştirebilirdim değil mi? yarış atınız olabilirdim, daha güçlü olabilirdim... olamadım. bilmiyorum lan işte olamadım.
devamını gör...
2346.
deniyorum. yemin ederim ki elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. ve ruhum sıkışıyor çabalarımın sonucunu göremedikçe. zehirli bir duman yayılıyor içimde sanki, nefesimi kesiyor. keder boğuyor benliğimi. en kötü yanıysa kimse görmüyor. haykırmak istiyorum dünyaya. görsün istiyorum. düzelsin istiyorum her şey. olmuyor. anlatsam boşlukta kayboluyor kelimeler. anlatamıyorum da zaten. anlatmaya mecalim kalmadı artık. hiçbir şeye mecalim kalmadı. ulaşmak istediğim yer o kadar uzakta görünüyor ki, olduğum yerken kıpırdamaya cesaret edemiyorum. ama hala deniyorum. boğulmak üzereyim ama hala kulaç atıyorum bir umut. çırpındığım okyanusta kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmaktan başka bir şey gelmiyor elimden şimdilik.
devamını gör...
2347.
şimdi senin gittiğini söylüyorlar. oysa hiç gelmedin. o kadar gelmedin ki gidişini bile bir başkasından duyuyorum.
devamını gör...
2348.
bu akşamki başlıklar tüm hevesimi kaçırdı.
çok fazla ergen işi başlıklar.
hiç kurtarasım da yok.
ergenlere kalsın sözlük.
iyi geceler.
devamını gör...
2349.
oh davi, não vai não, agooora que esse som 'tá ficando boom, davi, não vai não.
devamını gör...
2350.
hayat çok komik ama bu komiklik günlerdir ağlatıyor beni. tam bir yıl önce beni ağlatan şey yine ağlatıyor. geçti sandım, hallettim sandım, güçlüyüm sandım, değilmişim. anlatmak istiyorum, günlüğüme yazıyorum, hikayelere döküyorum, şarkılara saklamaya çalışıyorum olmuyor. anlatmak istiyorum arkadaşlarıma, aileme, tanıdığım birine hatta tanımadığım birine, yoldan geçen birine,metroda yanıma oturan kişiye ama anlatamıyorum tutuluyor dilim, dağlanıyor sanki kalbim. inandığım allahıma sığınıyorum ama zamanı var biliyorum zamanı gelince geçer biliyorum. ama sanki uzaklaşıyor o zaman benden. gökyüzü bile dar geliyor bu ara bana.
devamını gör...
2351.
şarj aletini iş yerinde unuttum. var mi mikro usb şarj cihazı olan?
devamını gör...
2352.
sabah otobüste otobüsün arka kapısının kenarındaki ters ikili koltukta oturuyorum bi kız ani frende düşecek gibi oldu kolumu tutmak durumunda kaldı frenden sonra kendini toplayacak duruma geldi ama hala kolumu tutuyo bi 10 saniye geçti şöyle bi yüzüne baktım hayırdır diye hiç oralı bile olmadı deli gibi de durmuyo ama artık deliler hakkında bi öngörüde bulunulmuyo toplumda eskiden parayla iman kimde bilemezdin şimdi akıl kimde bilemiyosun her neyse bi 10 saniye falan daha geçti kız yanında duran artık her kimse ona pardon diyerek elini çekti gerçek bi tutamaç olarak hayatıma devam etme şansım var artık aslında o salak karikatürü de atabilirim bunun altına bilmiyorum bu olay beni çok yıprattı.
devamını gör...
2353.
- bugün ilginç birşey oldu mu?
+ hıhım, kısa çöpü çektim.
- bi dakika, nee? nerden?..
+ nerden olacak? kürdanlığın içinden...
- kürdanlık boştur o zaman, sona kalan kısa çöplerden birine denk geldiğine göre? .
+ hayır.
- ne yani dolu muydu?
+ hıhım. tamamı doluydu.
- onca kalabalığın içinden kısa çöpü nasıl çektin yaa?
+ bilmem şanslıydım.
- ne yani? nasıl? şanslı mıydın.. sen şunu başta anlatır mısın?..
+ niçin indirgemeye çalışıyorsun?.. 187 çöpün içerisinde duran, tek kısa çöpü ben çektim işte. bunda küçültecek ne var?..
- küçültmek mi?..
+ evet. şanslıydım, çünkü tek kısa çöpü çektim.
- tek kısa çöp mü? tek kısa çöp olduğunu nereden biliyorsun? belki daha onlarcası vardı?..
+ hayır yoktu.
- ne yani baktın mı?
+ evet. açıp kürdanlığın içine, tek tek baktım. zaten 187 çöp olduğunu da oradan biliyorum.
- sana gerçekten inanamıyorum.
+ bunda inanamayacak ne var? 187 çöp içerisinden, tek kısa çöpü, tek hamlede çektim. ve şanslıydım. bunu bilinçli yapmadım. bunda küçültülecek bir şey yok. bilakis büyütülecek birşey var....
- haklısın galiba. olaylara bakış açımızı değiştirmeliyiz.
+ sen değiştir. ben kendimden memnunum.
- peki ben değiştiririm.
+ :s
- söylesene, ben de senin kısa çöplerinden biri miyim?
+ evet, öylesin.
- buna sevinmeli miyim?..
+ mutlu olmuyorsan, baktığın yeri değiştir.
- yanlış anlama, kısa çöpü hep kötü birşey olarak öğrettikleri için.
+ bu onların bakış açısı. peki, senin açın nerede?..
- ...
devamını gör...
2354.
arkadaşımla uzun süre sonra buluşmuş , günü sohbet ederek gezerek sonlandırmıştık . o evine , bense evsizliğime ( konar göçer bir yaşamım var ondan) dönüyordum. metrobüse bindim yorgun ve de uykusuz oluşumdan dolayı ilk önce fark edemedim. ayağında ayakkabı olmayan, saçlarının arasına takılmış kurumuş otlar, upuzun kıvırcık saçları ile tam önümde ki koltukta oturuyordu. gecenin birinde neden bu haldesin diye sormak istedim . sonra insanları gözlemledim, sanki görünmezlik pelerini giymişti kimse görmüyordu veyahut bilmiyorum .. telefonla mı konuşuyordu kendi kendine mi bilmiyorum ama "gelmeyeceğim işte" dediğini duydum . tam soracaktim ki bir durak sonra indi hemen. kalabalıklar içinde sahipsiz , insanlar içinde yalın ayak gezerken , kim bilir sahibi olunan ama hiç oturulmayan evlerden biri evi olabilirdi belki de . halen kabullenebilmiş değilim insanların onu görmezden gelmesini ve benim hiç bir şey yapamayışımı . şu söz herşeyi özetler sanırım:
“insanlar,
insanların içinde,
insana hasret yaşarlar.”
özdemir asaf
devamını gör...
2355.
harfiyen gözlenen şarabımın hesabına
ahlak dediğiniz dipsiz çukura
şarabımın kitabına
doyumsuzluğunuza
ölümden sonrasını için süsleyerek ayırttığınız yere
size gelsin bu endam
devamını gör...
2356.
hiç bir şeyden korkmuyoruz insan olmaktan korktuğumuz kadar.
devamını gör...
2357.
bu gün yazarak düşüneceğim o kadar çok konu var ki... ruhum bu hengamede saatlerce spor yapmış gibi yorgun ve sakinleşmiş. bir yandan da sakinleşememiş, işte öyle. ben olmak böyle çünkü.

tutarlı iletişimleri severim. dengesizlikler beni çok yorar. bu yüzden insanlarla zor yakınlaşır, çok bağlanırım. sevdiğime de kıyamam. bundan aylar önce bir dengesizliği ile beni şaşkına uğratmış, vaktinde çok yakın olduğum ve aramız yeni yeni iyileşmeye başlayan biriyle son zamanlarda yakınlaştığım bir arkadaşım tartıştılar. tartışma da denemez aslında.

eskiden yakın olduğum (x diyelim mi, kolay olur anlatırken) arkadaşım insanlara karşı biraz tuhaf biri. olayın ortaya çıkışı da çok ilginç. bu x, yeni samimi olduğum arkadaşımı (buna da y diyelim. ben de z, al sana üç bilinmeyenli denklem) her yerden engellemiş. gerekçesi ise şu: "benden etkileniyor, güzellik algılarını kafasına takıyor. sürekli beni stalklıyor, yerli yersiz hakaret ediyor (hakaret dediği şey de kızın "hayan sürekli instadaki gibi toz pembe mi?" cümlesi)."

bu x'in davranışı bana çok sıkıntılı geldi, mesajlara baktığımda da y'yi haklı buldum "ama arada kalmak" bu işten arkadaşlarını kaybederek zararlı çıkan ben olmak istemiyorum. bu yüzden ikisine de iki gündür iyi yaklaşmaya çalışıyorum, ve işin garip yanı benim bir alakam olmamasına rağmen kötü etkileniyorum. bu yüzden biraz uzaklaşmaya karar verdim sanırım.

neyse bu olaydan farklı olarak, insanlar kendini nasıl yansıtıyorsa öyle görüyoruz muhabbetine mi bilmiyorum, bu x beni manipüle etmiş gibi; arada sırada onun kıskanılacak bir tip olduğunu, onun gibi olmak isteyeceğimi falan istemeden düşünüyorum. ve bu yüzden kendimi berbat hissediyorum.

eveeeett. o kadar uzun şeyden sonra bir başka mevzu daha. insanlara karşı olan yaklaşımım. bir öğretmenim bana bu gün şey dedi. "kare misin, yuvarlak mısın? sınırlarını ne kadar biliyorsun, insanlara ne kadar bu sınırları koyuyorsun; kareysen kare olduğunu kaç kişi biliyor? sınırın olmazsa dalarlar çünkü, yorulan sen olursun sonra."

sanırım istemeden de olsa bu "şekilsiz" ben oldum. işin garip yanı, düzeltemiyorum. çoğu zaman egomu kendi kendime "ben kimim ki?" diyerek parçalıyorum. uyumlu olmak, mülayim olmak, orta yolcu olmak ben oldum. ve bu net olmaktan çok daha zor. keşke kare olsaydım, bazen sivri uçlarım ona buna batsaydı ama ben daha rahat bir zihinde olsaydım.

bu da bencilce değil mi? bu isteğim de burada sonlanıyor işte.

kandil. evet. uzun zaman sonra namaz kıldım. bu sakinliği özlemişim. ama yine, insanların bana kurduğu cümleleri özenle seçmesi canımı sıkıyor. "kalk bir dua et, sağlığın için, annen baban için."

of.. bir de her şeye rağmen savaşmak için çıldıran bir zihnim var bu aralar. spor yapmak istiyorum. çok çalışmak, netlerimi yükseltmek... çünkü pişman olup "bu salak mı benden daha yüksek?" demek istemiyorum. sonra arkadaşlarıma bakarak hırslandığım için vicdan azabı çekiyorum.

yoruldum yazarak. evet ablamla dertleşmek yetmedi. bıraksan daha konuşurum. okuduysan teşekkür ederim.
devamını gör...
2358.
sözlük azdı bu gece. deprem meprem olmaz inşallah.
devamını gör...
2359.
her defasında yeniliyorum kendime. her defasında aynı hataları yeniden yapıyorum. sonra her şeyden, herkesten, hayattan, kendimden soğuyorum.
bir insanı seviyorum. o kadar çok seviyorum ki o kişi artık hayatımdaki biri olmaktan çıkıp benim bir parçam haline geliyor. sonra o insanla anlaşamadığımız bir noktaya geliyoruz. ardından birbirimizin hayatından çıkıyoruz. o gidiyor ve ben ona karşı olan tüm duygularımla tek başıma kalıyorum. sonra onun bendeki yeri boş kalıyor. ve kendimi onu tanımadan önceki halimden daha da eksik hissediyorum. her geçen yıl daha da kötüye gidiyor bu durum.

kendi kendime yeterim biliyorum. sadece kendimle yaşamanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. ama yalnız olmak istemiyorum. yalnız kalmak istemiyorum. artık yeniden eksik hissetmek, o boşluğa düşmek istemiyorum. benim bir parçam haline gelmiş olan hiç kimseyi kaybetmek istemiyorum. yeniden birini, birilerini sevip, verdiğim bütün o sevginin boşa gitmesini izlemek istemiyorum.

yoruldum. hala da yorgunum. bu yorgunluk bazen hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor.

ne yaparsam yapayım akıllanmıyorum. ne kadar çok kırılsam da, yerle bir olsam da yine birilerini sevmekten, bağlanmaktan vazgeçmiyorum. hala da vazgeçmiş değilim aslında. sadece hayatımda kalıcı olacak birine ihtiyacım var. günün sonunda ona sarıldığımda her şeye rağmen hayata karşı umutlu hissedebileceğim birinin olmasına ihtiyacım var.
bu kadar eksik hissetmek istemiyorum artık.
devamını gör...
2360.
seni ararken mutsuzlukla uzun bir yolculuğa çıktım
yol kenarındaki molalarda hakikati buldum
mutluluğu buldum, beni buldum, sevgiyi buldum
en önemlisi sevgisizliği buldum ama sen yoktun

gerçi benim için yoktan bile yoktun
çünkü olmamalarınla meşhurdun
ezelden beri gönlümde faili meçhuldun
arsızca sevmeye devam ettikçe seni, kaybettim

artık bir daha dönme, bir daha sevme
onursuz bir savaştı içimde yaşatmak seni
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim