normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
4221.
ben bir garip insanım tencerede pişirir kapağında yerim.
devamını gör...
4222.
hani insanın delilik anı vardır ya ! böyle bir anda bir karar alır ama öyle normal bir karar değildir o ! deli cesareti dedikleri andır yaşanan.
hani insan böyle sevgisinden , çok sevdiğinden bir şey yapar ya ! uç bir şey ! normalde otursa mantıklı düşünse yapmayacağı bir şey ! ama o an yapıverir işte. sevgiden.
sonra ne olur biliyor musunuz ? karşıdaki insan , deli cesaretiyle harmanlanan sevgiyle yaptığınız şeyi çok başka anlar ve sizin sınırlarınızı ihlal etmeye başlar. sanki o davranışı yapmanız bundan sonra da her şeyi yapacağınız anlamına gelmiştir onun için. kendinize olan saygınız da karşı tarafa çizdiğiniz sınır da umurunda değildir artık. çünkü siz onu deliler gibi seviyor ve deli cesaretiyle olmadık şeyler yapabiliyorsunuzdur. aşk olsundur , yapamayacağınız bir şey mi vardır artık sizin için. yoktur tabi ki. her şeyi yapabiliyor olmanız lazımdır. beni sevdiğin için onu yapmıştın , bunu mu yapmayacaksın nidalarını duymaya başlarsınız sıkça. sevginizi kullanarak sınırları yıkmaya ve sizi kullanmaya kalkışmıştır karşı taraf. geçmiş olsundur. ama karşı tarafa. sevginizi kenara bırakıp kafa göz dalabilirsiniz. kişi hak etmiştir.
sevgi uğruna bir şeyler yaptığınız için kendinize olan saygınızı kaybedecek , onurunuzu zedeleyecek değilsiniz. insan sevgisi için çok şeyden vaz geçmeli ama kendisi için de gerekiyorsa sevgisinden vaz geçebilmeli. olması gereken budur. nereden bildiğimi sormayın.
hani insan böyle sevgisinden , çok sevdiğinden bir şey yapar ya ! uç bir şey ! normalde otursa mantıklı düşünse yapmayacağı bir şey ! ama o an yapıverir işte. sevgiden.
sonra ne olur biliyor musunuz ? karşıdaki insan , deli cesaretiyle harmanlanan sevgiyle yaptığınız şeyi çok başka anlar ve sizin sınırlarınızı ihlal etmeye başlar. sanki o davranışı yapmanız bundan sonra da her şeyi yapacağınız anlamına gelmiştir onun için. kendinize olan saygınız da karşı tarafa çizdiğiniz sınır da umurunda değildir artık. çünkü siz onu deliler gibi seviyor ve deli cesaretiyle olmadık şeyler yapabiliyorsunuzdur. aşk olsundur , yapamayacağınız bir şey mi vardır artık sizin için. yoktur tabi ki. her şeyi yapabiliyor olmanız lazımdır. beni sevdiğin için onu yapmıştın , bunu mu yapmayacaksın nidalarını duymaya başlarsınız sıkça. sevginizi kullanarak sınırları yıkmaya ve sizi kullanmaya kalkışmıştır karşı taraf. geçmiş olsundur. ama karşı tarafa. sevginizi kenara bırakıp kafa göz dalabilirsiniz. kişi hak etmiştir.
sevgi uğruna bir şeyler yaptığınız için kendinize olan saygınızı kaybedecek , onurunuzu zedeleyecek değilsiniz. insan sevgisi için çok şeyden vaz geçmeli ama kendisi için de gerekiyorsa sevgisinden vaz geçebilmeli. olması gereken budur. nereden bildiğimi sormayın.
devamını gör...
4223.
gün geçtikçe içten içe insanlara tahammülsüzleşip dıştan bunu yansıtamamanın, yansıtırsam "sorunlu kişi" olarak nitelendirileceğimin iki yüzlü gerçekliğiyle yüzleşmeye çalışıyorum şu sıralar. genel hatlarıyla "büyümek" denen şeyin tahammül edemediğin şeylere direnç göstermek olduğunu da git gide kavrıyor gibiyim. hiç beklemediğim insanlardan hiç beklemediğim şeyler görmeye başladım. dost kazığı denilen şeyi son iki üç ay içerisinde ikinciye tecrübe edişimin ağırlığıyla geçiyorum şu birkaç günümü. ağlayıp sızlandım evvela, çok üzüldüm biten arkadaşlıklarıma, nerede hata yaptığımı düşündüm. derin derin düşündükçe sorunun herkesi kendim gibi sanmamdan kaynaklandığını öğrenmiş bulundum. klişe bir teori. fakat pratikte sahiden böyle. yüz yüze baktığım ve yakın zamanda "dost" dediğim bu insanlara tahammülüm kalmasa da tahammül etmek zorunda olmak oldukça sinir yıpratıcı bir şeymiş. bilmiyorum belki onlar da hakkımda aynını düşünüyordur veya umurlarında bile değildir zatım. ama bana şimdiye değin en zor gelen şeylerden bir tanesi bu oldu. nasıl altından kalkacağım konusunda hala arayıştayım. arayan belasını da bulmuş mevlasını da. elbet bulunur bir çıkış yolu. sadece üstümdeki şu bunalmışlık hissi geçse yeter. yetişkin bir insan olmaya adım atmış olmak, bu gibi sebeplerden dolayı anı yaşamaktan çok yetişkinliği idrak etme yönüyle zormuş sahiden. böyle hayal etmemiştim hiç. hayatın toz pembe olmadığının farkındaydım küçüklükten beri, fakat duygusal yönünün de bir o kadar zor olacağını aklımın ucundan geçirmemiştim. öğreniyorum yavaş yavaş. n'apalım, hayırlısı olsun hakkımızda.
devamını gör...
4224.
uzun zamandır hastayım sözlük. epey uzun zamandır. bir hastalığa göre fazla uzun zaman. hele de basit bir grip. iyileşmek istiyorum. iyileştiğimi sandığım her an başa dönüyorum sanki. hayattan soyutlanmış bir şekilde yaşıyorum. psikolojik olarak bittim. fiziksel olarak da 1 haftada 3 kilo vermişim bile. hastalık beni çok yoruyor sözlük. ağlayınca rahatlıyorum diye saatlerce ağladım geçen gün. beni ilk defa ağlarken görenler bile oldu. tüm hayatımı anlatıp ağladım. hasta döndüğüm yurda tekrar hasta gideceğim gibi duruyor. ve orada annem yok. annem her hasta olduğumda yanımda olduğundan onsuz iyi olamıyorum. ha bi de ben bu kadar hastayken annem de bi o kadar hasta. ama o dik durmaya çalışıyor. hep gözlerim kapalı o uyudugumu sanıyor ama dinliyorum ben onu. yavrum çok hırpalandı ah bir iyileşse diye konuşuyor. bugün de tüm dualarım iyileşmek için. maskemi çıkarmayıcam artık. velhasıl sağlık çok değerli bir şe
devamını gör...
4225.
o kadar güzel keyifli kendi halinde başlayan öğlen bu keyifli hali tavan yapan baya enerjik ritmik dinamik durduk yere gülen bir halime dönüştürmüşken. kafamın içindeki felaket tellalı yüzünden sinir sistemim bok gibi oldu. deli gibi korkuyorum, aşırı takıntılı bir hale geldim, stres seviyem binbeşyüz, geçmiyor. burada bilimum küfürler var.
devamını gör...
4226.
cahit zarifoğlu'nun;
"başka bir şehirde her şeye yeniden başlamak isterdim." dediği yerdeyim.
"başka bir şehirde her şeye yeniden başlamak isterdim." dediği yerdeyim.
devamını gör...
4227.
stresten dudağımda uçuk çıktı şu finaller hayırlısıyla biter umarım.
devamını gör...
4228.
bugün tartıldım ve 53 kiloyum. eh vermemişim ama almamışım da. bu da üstün bir başarı. o kadar cips, geç saatte yenen tavuk pilav, hamburgerler falan derken göbeğimi tebrik ettim. kral daha fazla yağlanmamanın yolunu bulmuş. bilmiyorum, belki de günün çocuğunu aç geçirdiğim için acıyor bana.
neyse. ama bugün ne oldu. akrabamız pişi yapacakmış. bizi de çağırdı. gittim bir hamur leğen. hamur kabardıkça kabarıyor. biz pişirdikçe hamur çoğalıyor sanki. kıymalı iç bitti, peynirli iç bitti, kaşarlı salamlı iç bitti, acılı patlıcanlı bir iç vardı o da bitti. hamur bitmedi. kalanı da boş pişirdik. eh o kadar pişirirken ateş başında terledim. hemen bu kalorileri geri almam lazım diyerek 3 tane gömdüm. canım göbeğim. sen bunları da yağa çevirme olur mu, söz bir kaç gün abur cubur sürmem ağzıma. nolur kız.
neyse. ama bugün ne oldu. akrabamız pişi yapacakmış. bizi de çağırdı. gittim bir hamur leğen. hamur kabardıkça kabarıyor. biz pişirdikçe hamur çoğalıyor sanki. kıymalı iç bitti, peynirli iç bitti, kaşarlı salamlı iç bitti, acılı patlıcanlı bir iç vardı o da bitti. hamur bitmedi. kalanı da boş pişirdik. eh o kadar pişirirken ateş başında terledim. hemen bu kalorileri geri almam lazım diyerek 3 tane gömdüm. canım göbeğim. sen bunları da yağa çevirme olur mu, söz bir kaç gün abur cubur sürmem ağzıma. nolur kız.
devamını gör...
4229.
bir gün bir psikiyatri hastasını dinledim. 21 yaşında erkek, hayli zayıf, sözüm ona allahın elçisi. sözleri seçilecek gibi değil, kafası tastan, gözleri kısık uzaklara bakıyor kendi içinde sayıklıyor. dua mı ediyor ezberlediği bi şiiri mi okuyor kimse bilmiyor. doktorlar konuşturuyor onu allah sana nasıl bi yetenek verdi diye soruyorlar. ilim bahşettiğini söylüyor onlara çocuk normal bir insan olmadığını ama alim de olmadığını sadece ilim sahibi olduğunu söylüyor. abisi giriyor araya bana kıyamet gününden bahsediyor diyor. ben abime kıyamet gününü söyledim ama o bana inanmıyor diyip yüzünü asıyor çocuk. etrafı tarıyor kısık gözleri ara ara, sayıklamadan duramıyor. dışarı çıkacakken tam göz göze geliyoruz çocukla. ben diyor doktor bey, ben insanların ruhlarını görüyorum. tabi ben korkudan nasıl kaçtığımı hatırlamıyorum sonra.
devamını gör...
4230.
sana en çok beni başka birini sevebilme ihtimali ile bıraktığın için kızgınım
diner biter geçer demiştin ya
geçmedi
diner biter geçer demiştin ya
geçmedi
devamını gör...
4231.
buraya çocukluğumu yazdım. buraya acılar yazdım. yine buraya umutlarımı yazdım. insanlara olan, insanlığa olan nefretimi yazdım. insanlara olan sevgimi de yazdım. düşündüm, düşündüm, düşündüm daha neler yazılabilir, daha ne yazmalıyım diye. düşüncelerimi yazdım. boşver buraya yazmayı bir kalem kağıt al, nostalji olur dedim ama almadım. aptalca girişler yaptım bazı yazılara. bazılarını yazarken utandım. bazılarında haykırdım. midem kaldırmadı ama herkesi öttüm bu yazılardan bazılarında. uygun saat ve uygun bir müzikle gayette yazılabiliyor her olay ve duygu. ama ben yoruldum yazmaktan, bunları dile vurmaktan. o yüzden her birini sildim. kimsenin umrunda olmayan yazıları kendime bile saklamadım. fikirler az bir güruhun umrunda ama hisler kimsenin umrunda değil. bu cümleden sonra son bir cümle daha yazdım ama onu da sildim.
devamını gör...
4232.
harcanan zaman boşa mıydı? ya da bir nasibin anahtarı belki. bilemem. durgun sular bulanmaya ne kadar da müsait.
devamını gör...
4233.
tezcanlı biriyim ben.
yeter ki iş çözülsün, nasıl oldu olmadı kısımlarına takılamıyorum çoğunlukla.
işle ilgili bazı meseleleri hızlı bir şekilde halletmeye çalışıp herkesi organize etme telaşı içindeyken bazı gelen sorulara aman öyle yap ya n'olacak, kim ne diyecek dediğim oluyor ve istisnasız neye öyle dediysem hepsi yapılmadığında problem olup birilerinin diline dolanıyor ilginç bir şekilde. haliyle de ben öyle diyerek bazı şeyleri savsaklamasını sağladığım kişinin yüzüne bakamıyorum sonrasında.
neyin önemli olduğunu araştırmaktan ziyade bana önemsiz gelen şeylerin aslında önemli olup olmadığına bakıyorum artık her şeyden önce.
yormayın bu insanları, yormayın beni, bence halen bir önem arz etmeyen meseleler bunlar.
hüf.
yeter ki iş çözülsün, nasıl oldu olmadı kısımlarına takılamıyorum çoğunlukla.
işle ilgili bazı meseleleri hızlı bir şekilde halletmeye çalışıp herkesi organize etme telaşı içindeyken bazı gelen sorulara aman öyle yap ya n'olacak, kim ne diyecek dediğim oluyor ve istisnasız neye öyle dediysem hepsi yapılmadığında problem olup birilerinin diline dolanıyor ilginç bir şekilde. haliyle de ben öyle diyerek bazı şeyleri savsaklamasını sağladığım kişinin yüzüne bakamıyorum sonrasında.
neyin önemli olduğunu araştırmaktan ziyade bana önemsiz gelen şeylerin aslında önemli olup olmadığına bakıyorum artık her şeyden önce.
yormayın bu insanları, yormayın beni, bence halen bir önem arz etmeyen meseleler bunlar.
hüf.
devamını gör...
4234.
bildiğim herşeyi başkalarına aktarmam lazım, her ne kadar beğenilmesem de, benimle dalga geçilse de.
devamını gör...
4235.
herhangi bir konu hakkında satırlarca yazabilecekken, yazılmaya layık bir konu bulamamak. duyguların öldüğü için herhangi bir duygu hakkında yazmak anlamsız geliyor. neyden bahsedeyim? duygusal boşluktayım bile diyemiyorum. o boşlukta bir yer ya sonuçta, hani o boşlukta bir yer kaplar içinde. o boşluğun varlığı rahatsız eder. içimde boşluk bile yok. içimde bişey yok. rahatsız olmuyorum. "bunu neden yazıyorsun lan o zaman" diyebilirsiniz. rahatsızlık değil, bilmiyorum, belki de bir hatırlatma. bu halim sonsuza kadar devam etmezse şayet, "bak böyle bir döneminde vardı" demek için not. sizinle alakası yok. kimseyle alakası yok.
devamını gör...
4236.
bazı insanlar ciddiye alınmayı bile hak etmiyor. sanki ormanda gezerken yamaçlardan yankılanan sesler gibi. duyarsın ama anlamsızdır, sıradan seslerdir ya, işte öyle bir şey. ses var içinde söz var, ses var içinde sadece yankı var. kaynağı bile bellisiz.
devamını gör...
4237.
kuru soğan ve kuru soğuk varsa; yeşil soğan varsa “yeşil soğuk" da olmalı diye düşünmekteyim.
insanların köpekleri kedilerden daha önce evcilleştirmiş olduklarının en büyük delili, yüzlerini silmek için kullandıkları beze havlu demeleridir. tersi olsaydı miyavlu derlerdi. en azından türkler için böyle bu...
eski bir atasözü: korkmayın kısırlık kalıtsal değildir, çocuklarınıza geçmez...
at, eşek hatta gariban katır "deh" deyince yürüyor, "çüşş" deyince duruyorlar. bu sözcüklerin anlamlarını nasıl biliyor bu aklı var fikri yok hayvanlar. kim öğretiyor. bu da mı tesadüf atayizler
"bana ekmeği uzatabilir misin" ricasının cevabıdır baget ekmek
altı ay japonya'da kalıp dönen arkadaşımın gözlerini böyle japon gibi çekik çekik görünce, "vay be, havası mı suyu mu böyle yapıyor" diye sordum.
"ikisinde birden arpacık çıktı" dedi.
"ne orhan ne ferdi anlayamaz derdimi; söyle müslüm baba nerden sevdim o zalimi" sözündeki hikmet araştırılmalı.
insanların köpekleri kedilerden daha önce evcilleştirmiş olduklarının en büyük delili, yüzlerini silmek için kullandıkları beze havlu demeleridir. tersi olsaydı miyavlu derlerdi. en azından türkler için böyle bu...
eski bir atasözü: korkmayın kısırlık kalıtsal değildir, çocuklarınıza geçmez...
at, eşek hatta gariban katır "deh" deyince yürüyor, "çüşş" deyince duruyorlar. bu sözcüklerin anlamlarını nasıl biliyor bu aklı var fikri yok hayvanlar. kim öğretiyor. bu da mı tesadüf atayizler
"bana ekmeği uzatabilir misin" ricasının cevabıdır baget ekmek
altı ay japonya'da kalıp dönen arkadaşımın gözlerini böyle japon gibi çekik çekik görünce, "vay be, havası mı suyu mu böyle yapıyor" diye sordum.
"ikisinde birden arpacık çıktı" dedi.
"ne orhan ne ferdi anlayamaz derdimi; söyle müslüm baba nerden sevdim o zalimi" sözündeki hikmet araştırılmalı.
devamını gör...
4238.
paranormal olaylar yaşamaktan sıkıldım. hem psikiyatrik tedavi hem hocalık dediğimiz durum iyice sıkmaya başladı.cok şükür sakat değilim herhangi uzvum kopmuş değil fakat hasetlikten çıkmış olabilecek durum çok sıkıcı.
devamını gör...
4239.
finaller başladı ama bendeki hareketsizlik ürpertiyor asıl beni. önceden bumuydu lan senin kafandaki dediğim zaman cevap veremeyince harekete geçiyordum sanıyorum şimdi bu soruya cevabım demekki buymuş senin kafandaki. daha da olumlamaya çalışıyorum aslında kendimi, annemin dediği gibi. ama olumlamak çözmüyor her şeyi. kafam o kadar dolu ki o kadar dolu ki o kadar dolu ki.. şu cümlenin dördüncüsünü bir dağın başına çıkıp haykırsaydım şimdi ne iyiydi. boşluğa düşmekten yoruldum böyle ufak bir şey olduğunda umutlanmaktan yoruldum. bir şair heralde diyor hani o zamanlar beni tartsanız gözlerimi ayrı tartsanız, gözlerim bin kat fazla gelirdi, diye işte o yıllardaki benim gözlerim gibi ara ara aynaya baktığımda gördüğüm gözler. bir şeylerin değişmesi lazım artık. o ettiğim dualar ediyor olduğum dualar biliyorum bir gün kabul olacak ama belirsizlik işte yoruyor insanı, beklemek ağrıtıyor kemiklerini. abimin o mevzuyu halletmesi lazım mesela, mesela o bölümü kazanması lazım kardeşimin benim bu bölümü dereceyle bitirmem lazım. mesela bazı kurallar esnemeli bazı sargı bezleri yenisiyle değişmeli kanı kesmeyen sargı bezleri. mesla babamın artık anlaması lazım bir çocuk gibi ona bir şeyler öğretmeye çalışmaktan halimizin kalmadığını. mesela sakin sakin değil koştura koştura gitmem lazım oraya, çok anlatmam lazım belki susmam değil mesela, yağmurun birilerinin sesini bastıracak kadar haykırması lazım mesela. kabul etmesi lazım birilerinin büyünün şarkılarda değil sessizlikte olduğunu. şimdi mesela karşımdaki yeşil çiçekli o su şişesini paramparça etmem lazım. mesela aramam lazım annemi anne beni sevdiğini söyle demem lazım sonra pat diye kapatmam lazım telefonu. ama yapmayacağım bu hiç bir meselayı çünkü yarın o dersi alttan bırakacağımı anlarsam kafam daha da bozulur. ajandamı doldurup, gidilecekler listesine isviçre mürreni ekleyip, kafamdakileri raflara yerleştirip ve bazılarını yardan aşağıya itip, ders çalışacağım. üstüne düşeni yapsın herkes lütfen. meselalar dahil, ihtimaller hariç.
devamını gör...
4240.
değiştim, kötü anlamda. tekrardan sanırım tüm zincirleri kırıyorum yavaştan. eskisinden de filtresiz ve boşvermişim. ona göre.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2