1621.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1622.
sana yazmayacağım 7. mektubu buraya bırakacağım.

öğretmen;

ayrıldığımızdan beri çok düşündüm. her şeyi. nedenini, nasılını, olamayışımızı. her adımın, her kelimemizin üzerinden bir çok kez geçtim. içimde tutamadıklarımı altı mektuba sığdırmaya çalıştım. onları gün gelir sana verir miyim henüz bilmiyorum. hak edip/etmediğini çözemiyorum.

bugün, mektuplarını yaksam seni düşünmeyi bırakabilir miyim? aşabilir miyim acımı dedim. kıyamadım. kendi duygularıma, senin vurdumduymazlığına rağmen dokunmadım onlara. ara ara sana olan hislerimi buralara dökmüşüm. oylayanlar oluyor, açıp okuyorum. kendime soruyorum;

seninle tanıştığım güne şuan ki bildiklerimle dönme imkanım olsa, o günü tekrar yaşamak ister miyim? seni soğan doğrarken görüp, gözünden yaşlar akarken, benimse acelem varken dönüp yinede sana mendil getirir miydim? adını bilmezken, o anlık reflexle bir başkası olsa umursamayacakken, senin gözyaşına yeniden kıyamayıp o mendili sana getirir miydim? ya sen? sen, sana maruz kalacağım için üzülür müydün molana çıktığında?

neden geçmiyor bu acı? ilk defa terk edildiğim için mi? hayatımda ki dördüncü erkek olduğun için mi? dokuz yıl sonra aşık olduğum için mi? neden hala acıtıyor? kalbim sızlıyor ama ilk günkü gibi değil. ne tatsızdı… uzunca bir süre pasak içinde yaşadım. çamaşırlar dağ olmuştu. salondan banyoya zıplaya zıplaya gidiyordum kraker ve cips kırıntışarının üstlerine basmamak için. elim kolum tutmuyordu fazla düşünmekten uyuşup elimdeki kahveyi mutfaktan balkona taşırken döküyor ve umursamadığım için yapış yapış oluyordu. ben hayatımı hiç bir zaman bu denli salmamıştım.

gel gör ki şimdi evde yürünebiliyor. çamaşırlar düzgün ve yerli yerinde. bulaşıklardan jenga dizmek zorunda kalmıyorum. her yer püripak diyemem ama bir nebze ilerleme var, hakkımı yemiyim.

yalının dediği gibi;

bir tek sen eksiksin. işim, gücüm, her şeyim tamam.

gökselin dediği gibi;

sen orda yoksun. çağırdığımda. susuzluğumda, açlığımda. sen orda yoksun.

anlatamadıklarım, soramadıklarım içimi kemiriyor. halbü ki güzel ayrıldık. arkadaş kalacağız bir şeyler düzelene kadar dedik ama birbirimize hiç bir şey anlatmıyoruz. bu arkadaşlık değil o halde. iki yabancıya dönüştük seninle.

o meşhur düette de dedikleri gibi;

böyle olsun istemezdim.
devamını gör...
1623.
aslında perşembeden beri canım çok sıkkın sevgili sözlük.

çocukluk ve gençlik arkadaşım yüksekten düşme sonucu bu hayata veda etti. yazdan beri görüşmemiştik ama haberi alınca sanki bir boşluk hissettim içimde, bayağı bildiğin bişeyler eksik hayatta. ne olduğunu bilemiyorsun ama hissediyorsun eksikliği... soğuk geldi dünya bana...

cuma günü cenaze töreni oldu ama gidemedim. birkaç toplantı ve saçma sapan işleri cumaya bırakmanın sonucu ona veda edememek oldu. aslında o törene katılmak kendi içimin soğumasını sağlayacaktı, yoksa o beni görecek veya hissedecek değil herhal... belki de gitmediğim iyi oldu ailesini görüp ne diyeceğimi bilmiyordum. ben sonra ziyaret etmeyi planlıyorum kendisini. yaza görüşürüz demiştik, olmadı. ne demiş sevgili erkan oğur ve asena akan biri yaz derken, kış gelir, bağırsam duymaz uzaklar


bunları düşününce ne kadar boş beleş şeylerle vakit geçirdiğimizi düşünüyor insan. cuma günü toplantılardaki yavanlıklar, yılışık tavırlar, yalanlar bi garip geliyor insana ama aslında hayat bu. bugün bir kayıp sebebiyle farkındalığın artıyor yarın o hayatın akışında kaybolup gidiyorsun.

neyse en azından içimden geçenleri anlattım ki gerçekten bir miktar faydası oldu. ben hayatın karmaşasına yine kaptıracağım kendimi ama en azından bugün neler hissettiğim burada kalacak. kendime hatırlatma notu gibi oldu, arada açıp okurum. tekrar okuduğumdaki hislerimi de editlerim sevgili sözlük.
devamını gör...
1624.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ismi "selamsız" olan ince bir defterdir kendisi. böyle dan dun girip teklifsizce yazdıktan sonra gözümün görmeyeceği bir yere kaldırıyorum. elimin içi kaşınmadıkça da göz teması kurmuyorum. 10 gün dolmam için yetmiş belli ki. insanlık hali, roller coaster.
devamını gör...
1625.
bazen bende bir şeyler anlamını yitiriyor. sevilmenin en azıyla mı yoksa kendi dağıttığım sevgimle mi yetindiğimi bi türlü anlayamıyorum. zarifoğlu'nun dediği gibi "bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna."
devamını gör...
1626.
yine dolu dolu karalamak için girip hiç birşey yazamadan çıkıyorum. yine içimizde kaldı karası.
devamını gör...
1627.
"anın fotoğrafı" adlı başlığa, "aaeeeooyy ben başka bir şey sandım yeeeaaa her defasında farklı okuyorum yoooaaa" diye tanım girilmesinden nefret ediyorum alümünyüm.
devamını gör...
1628.
şemsiye kullanmayın artık, sinir oluyorum.
devamını gör...
1629.
ben kara.
devamını gör...
1630.
duygular...
altına ne istersen yaz. çünkü herşey duygu ile başlayıp, duygu ile biter.
devamını gör...
1631.
gerizekalıca bulantılarının bana bulaşmış olması ve gerizekalıca bir tavırla herkesten kaçman. ve abuk subuk bütün bir gece karalama defterine tanım giren yazar olmam bu aralar. ve ve ve... ve teşekkürler mi demeliyim. saçma. gerizekalıca bulantılarının ölesiye hastasıyım. senden iğreniyorum. seni seviyorum. hayır, senden ölesiye iğreniyorum.
hem iğrenç bir bulantı ve kusma korkusu olman ve hem soğuk bir bulantı hapı olman dışında hiçbir sorun yok aslında.
senden iğreniyorum. seni seviyorum. hayır senden ölesiye nefret ediyorum.

=>
devamını gör...
1632.
bugün seni yine çok özledim. dün de özlemiştim. bilsem ki her şey yolunda girecek bir dakika durmam, şimdi ararım seni. ama; işte, bazen vazgeçmek gerekiyor.
kim bilir şimdi ne yapıyorsun?
nasıl bir güne uyandın?
hiç aklına geliyor muyum?..
düşüncede buluşmak teselli.
sen de beni hatırla.
devamını gör...
1633.
şimdi her şey niyazi ile kaldığımız öğrenci evinde kafamızı çekmeyle başladı abi. bu anlattı işte zamanında çocukluk aşkı varmış ve çocukluk aşkının amcası çocukluk aşkını istismar etmiş. devlet bunu almış yatılı yurda ve okula vermiş işte kızı. beni herkes duygusuz bir insan olarak görür lakin "çantanı hazırla yarın yola çıkıyoruz" diyecek kadar gözüm döndü anlattıkları karşısında. neyse rotayı çizdik ve sabah otostopla yola koyulmak için son hazırlıkları yaptık. sabah oldu daha doğrusu gün daha aydınlanmamıştı ve saat 4.30'da yola çıktık. otostopla hatay'dan adana'ya, mersin'e, pozantı'ya, aksaray'a, niğde'ye, ankara'nın 20 km kadar gerisinde bir yer vardı lakin anımsamıyorum işte oraya oradan ankara'ya geçtik. ankara'da bir gece kaldık ve benim beyhan diye bilkent'te okuyan bir arkadaşımda sabahladık. onda da kafayı bayağı çektikten sonra sabah saatlerinde yine yola koyulduk. eskişehir, bursa ve en sonunda istanbul'a vardık. bursa'dan istanbul'a feribotla geçtik ve istanbul'da sahilde bir yerde indik. oradan biraz ilerledik ve sonrasında dolmuş tarzı sarı bir arabaya binerek üsküdar'a geçmiştik. niyazi'nin heyecanını görüyordum ve şaşırıyordum. neyse abi! üsküdar'a geçtik ve kız arkadaşının okuduğu okula gittik. sonra baktım niyazi kız arkadaşıyla mutlu ben "ben gidiyorum niyazi" dedim. edirne'ye kız arkadaşımın yanına gitmek üzere yola koyuldum. otostopla değil otobüsle gidecektim bu sefer. onu da deneyimlemeliydim. her neyse.. gece bindim otobüse ve kafamı otobüsün camına koyup kulaklığımı taktım. kendimi ilk defa bu kadar iyi hissediyordum. gece 4 gibi kız arkadaşımın yanına vardım. onu gördüm, taksiyle eve geçtik. eve geçtikten sonra biraz dinlendim. tavanı izlerken bir sigara yaktım. sonrasında düşündüm.. aslında beni çeken kız arkadaşım değil, yolmuş. yani istanbul'a da niyazi için değil kendim için gitmişim.

devamı gelecek. . .
devamını gör...
1634.
ya ben bu sözlüğe fazla yaşlı geliyorum ya da bu sözlük bana fazla genç geliyor. ama var bir kopukluk. bir türlü bu enerjiye uyum sağlayamıyorum. çok şey bana yabancı geliyor, anlamıyorum açıkçası. ben eski modelim, bunu biliyorum en azından...
devamını gör...
1635.
bugün de akşam oldu sevgili sözlük. haftanın başını bitirdik ve benim için başlamakla bitirmek eş değer, yani bugün benim için cuma gibi. hayırlı cumalar sevgili sözlük...
devamını gör...
1636.
buraya, bu başlığa hiç, güzel şeyler yazılmadığından bahsetmiş çok sevgili bir yazar arkadaşım. karalayalım. ya da, aklayalım. bugün. böyle söyleyince anlamını yitirir elbet. elbette sana kalmaz hangi anlamın yiteceği. bana da kalmaz, kalmamalı, kalmasın, kalmaması güzel.

güzel arkadaşlık. yeni tanıştık. ya da, henüz. o, beni okur. ben, onu. gıyaben. gayb değil fakat. o zaman tutanamayanlara tutanamayan kadın, uzun zaman sonra uzun bir tanım...

hüzünlü bir parça çalıyor yine arka planda, bak ki bu da şaşmıyor. ismet özel falan da yok odamda ama sesi kulaklarımda. o, beni okur. ben, onu. gıyaben. gayb değil ancak.

mutlu olmak zor, sözlük, sevgili yazarlar. her şeyi, düzeltmeye, kalkışmanın, yok ettiği de olmamak gerek fakat. cümleler devrilsin. siz devrilmeyin. çünkü cümlelere de... size de...

diyenler olacaktır elbet. elbette cüreti pek âlâdır densizlerin. senden bekler sonra; güvenlikçisi, kasabı, bakkalı... bekler de bekler. döngü bile düzgün çalışmaz. birazdan binip gideceğin eski kırmızı külüstür bile bekler.

olsun. sen, seni anlayana mucizesin. olsun. izin verme! sana çirkin demelerine. dalgalanan acılar, yürek burkan; gam, keder arasına serpiştirilmiş saadetin. bırak. mutlu ol. olsun. mutlu ol sözlük.
devamını gör...
1637.
güçlü olduğun kadar mı yük biniyor omuzlarına, yoksa zayıf olduğun kadar mı ağır yaşam ??bugünün sorgulama konusuydu buydu sevgili sözlük.
ikisi de olabilirdi ama ben güçlü olmayı ve güçlü kalmayı seçiyorum çünkü biliyorum ki o güç bende var oldukça omuzlarim sanılanın aksine hep dik kalacak..
güçlü olmak demisken, bazen acına rağmen gülmek ve sırf içinden geldiği için ağlamaktir güç.
çünkü zayıflar ağlamayı acziyet, gülmeyi kendine fazla görür.
bir başka karalama da görüşürüz bye.
devamını gör...
1638.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1639.
sevgi ve aşk dediğiniz yalanlar nedir?
menfaat için midir?
seks için midir?
der,derim ve rengi değişen suda yüzmeye devam ederim.
devamını gör...
1640.
balkona çıktım az önce, hava pek yağmurlu. üstüme gecelerimin yoldaşı olan battaniyemi aldım üşemeyim diye. sonra yurt günlerim geldi aklıma. soğukta sigara içerken alırdım ya üstüme battaniyeyi sonra seninle konuşurduk. saçma sapan aklı başında ne varsa anlatırdık ya birbirimize. en çok bu yüzden özlüyorum seni. biz konuşabilirdik, anlayabilirdik, anlatabilirdik. birinin telefondaki sesinden yüzünde oluşan mimiği bilecek kadar tanıyıp bu kadar uzak olması akıl alır şey değil.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim