normal sözlük yazarlarının merak ettiği şeyler

bu süre içinde diyorum hangi yazım daha komikti örneğin. beğenildi. veya hüzünlü veya etkiliydi.
veya hangi yazım kötüydü. aklımda dolu sorular.

muhtemelen gün yüzü görmemiş o karanlık deliklerin içinden can sıkıcı bir rutinin en rahatsız edici sancılarıyla zorlanarak dışarı çıkanlar mı daha kirli yoksa maskeli balonun ortasında normallik tiyatrosunu kusursuzca oynayıp bir yalanı yaşayarak inatla içeri girmeye çalışanlar mı?

insan siyahla beyazın arasında gidip gelirken gri kalabilme çabasıyla bunu da merak ediyor.

bu saatte neden uyumuyoruz? mal mıyız? ben sadece bunu merak ediyorum şu anda.

bugün büyük bir caminin yanından geçerken fark ettim, cuma namazında cami tamamen dolmuş, insanların bir kısmı da dışarıdaydı. şaşırdım, zira ben şu meşhur memleketin yüzde doksan dokuzu müslümandır sözüne pek inanmıyorum. en azından sanal alemde, sosyal medya ve her türlü sözlüklerdeki müslümanlık karşıtı konuşmaların fazlalığını görünce bu oranın çok daha aşağılarda olduğuna emin olurdum. bu işte bir iş var ve birileri takiye yapıyor sanırım; hangisi gerçek hangisi sanal yüzleri, anlayabilmekte zorlanıyor insan. ne için kimi kandırıyorlar?

bir de cuma namazlarına giden er kişiler bilir. o devasa, kalabalık cemaatli ve gösterişli camilerde de mahalle aralarındaki derme çatma döküntü camilerde de hoca kişisi hutbe, dua vs sonrası benzer cümlelere başvurur, namaz çıkışı para toplanmasını ister. "efendim lütfen boş geçmeyelim, ihtiyaçlar ve faturalar için camimize yardım edelim!!!"

her yıl devletten milyarlarca lira ödenek ayrılan diyanet işleri bu paraları ne yapmakta? atomu parçalasalar daha az masrafları olur belki. neden bazı camilere para yetmiyor? vatandaştan makbuzsuz belgesiz toplanıp giden bu paraların akıbeti ne oluyor? din iman diyerek birileri çuvalla paraları ceplerine mi dolduruyor? insanı işkillendiren bu ihtimaller gerçek ise bazı insanlar neden ve nasıl hiç utanmıyor?

yine kafamda zibilyon sorular, merak ediyorum.

en abuk anlarda bile mütemadiyen merak ettiğimiz insanlar için merak ediliyor olma önceliğimiz bizim onları koyduğumuz sıralamadaki yerle denk mi? gönüllerde olan ve olduğunuzu söyleyenlerin akıllarında da gezindiğiniz doğru mu?

hangi rüyamın gerçek olacağını hangisinin rüya olarak kalacağını merak ediyorum. astral dünyaları merak ediyorum bir de.

hiçbirşeyi merak etmiyorum. çünkü başıma birşey gelecekse ya meraktan ya da taraktan geleceğini çok iyi bilenlerdenim.

arzu’nun gidemem türküsünü çok severim ve benim için çok özeldir. tiktok gibi skindirik bir mecrada fon müziği olması, kadrinin kıymetinin bilinmiyor, harcanıyor olması beni çok sinirlendiriyor. neden her güzel şeye bk bulaştırıyorsunuz dikkat çekme uğruna? hı?

edit: senin ben klavye gibi…

bayramlaşalım ayağına kaç kişi sevişiyor ? sjsjs

riverside’ın uzun yıllar evvel çok severek dinlediğim bir parçası vardı. bir dönem adeta müptelası olmuştum. zibilyon kez üst üste dinleyerek hayatımın fon müziği olmuştu. yıllar geçti, spotify’da grup tekrar karşıma çıkınca o parça aklıma düştü. tek tek bütün albümlerini didikledim ama me yazık ki onu bir türlü bulamadım, zira parçanın adını da unutmuştum! kafamda saçma salak sorular, acaba eser sahibi sandığım grup da mı yanlıştı? başka birilerine mi aitti yoksa durum daha da mı vahimdi? böyle bir parça aslında hiç yok muydu? zihnimin derin hücrelerinden birinde gerçekten varmışçasına yaşattığım tuhaf bir sanrı mıydı?

düşünüyorum düşünüyorum, bulamıyorum, daha da çok merak ediyorum.

üşenmek yok, aramaya devam, en baştan…

hiç dinmeyen merakım var. mesela, ölmeden evvel o hep bahsedilen film şeridini izlerken vay be ne güzel bir hayatım olmuş, nahif, gösterişsiz ama güçlü bir filmin başrol oyuncusu gibiyim diyebilecek miyim; çocukken istemeden öldürdüğüm karıncalar cennete gitti mi, yoksa intikam için beni mi bekliyorlar; ilk kez öpüştüğüm ilkokul öğretmenimin yeşil gözlü kızı yaşıyor mu, şu an nerede; yıllar evvel arkadaşımla toprağa gömdüğümüz teneke kutunun akıbeti ne oldu; hikayenin diğer kahramanı olan arkadaşımın cenazesine gidemediğim annesi bana hakkını helal etmiş midir; bazı otobüs koltuklarına, vapurlara ve duraklara yazdığım saçma yazıları okuyup gülen olmuş mudur; diğer seçeneği tercih ederek pes etmeseydim şu ankinden daha mı mutlu olacaktım; paralel evrenlerdeki ben, beni merak ediyor mu; bir çocuğum olsa, kendisinin dünyaya gelmesinde payım olduğu için benden nefret mi ederdi; onu doğru bir şekilde yetiştirebilecek miydim; varsa eğer annesi tam şu an ne yapıyor; sen kimsin, bunu vakit dolmadan öğrenebilecek miyim ve bu tarifsiz his nedir, ne zaman tamam diyeceğim?..

ilk okulda benden hoşlanan dilara adında sarışın bir kız vardı ama ben de başkasına aşıktım ve onu görmezden geliyordum. gerçi benim hoşlandığımında bana ilgisi yoktu. gel gelelim lisede o benim ilkokulda aşık olduğum kız ile aynı otobüse binmeye başladık ama tabi ben sohbet bile açmadım çünkü ilkokuldan liseye kadar benim güzellik ve aşık olma faktörlerim baya 180 derece değişmişti. işte bu mantıkla benden hoşlanan kızdanda hoşlanır mıyım acaba diyorum çünkü düşünce gerçekten sınıftaki en güzel kızlardan biriydi. gerçi şimdi o beni beğenmez oda ayrı bir konu.
hoşlandığından nereden emin olduğumu ve diğer hoşlandığım kızı vs daha önce şu tanımda biraz anlatmıştım #2644338

karanlık madde ne zaman aydınlanacak?

baba olmanın nasıl bir duygu olduğunu merak ettiğim kadar sanırım başka hiç bir şeyi merak etmiyorum. birde kızımı merak ediyorum.

gerçekten her şey eskisi gibi olacak mı, her şey yoluna girecek mi?

acıyı kafadan atmanın bir yolu yok mu?

neden bir çok kişi özellikle benim üzerime geliyor?

niçin maskeler altında olmadığınız karaktere bürünüyorsunuz?

niçin kendinizden taviz veriyor da olmak istediğiniz hayatın hayalini kuruyorsunuz?

niçin albayım? niçin eylül ağaçlara düşman?

o kim ve neden hala yok?

“y” ve “a”’nın akıbetini merak ediyorum.

“ay ne güzel ilişkileri var, keşke biz de onlar gibi mutlu olsak” mı diyor herkes, yoksa, “ya lanet olsun, adını bile duymak istemiyorum, ömrümü yedi pislik!” diyerek mi anıyorlar birbirlerini.