platonik aşk

kendimi bildim bileli şıpsevdi bir insan olduğum için lise hayatım hep platonik aşık olarak geçti. çünkü hiçbir zaman sevgilim olsun istemedim o dönemler. hiç karşılık beklemeden, kendi içinizde yaşadığınız zaman acısız, tatlı bir sevme şekli ergenlik döneminde yaşandığı zaman. büyüdükçe kendimi hoşlandığım insanlardan geri çekmemeye başladım
ama o zamanlar böyle yaşamış olmak hayatımda bir sorun haline gelmeye başladı. 25 yaşında adam akıllı ilişki yaşamamış olmak bir süre sonra ikili ilişkilerde büyük bir sorun oluyor. çünkü deneyimsiz kalıyor insan birçok konuda.

en temizi. seversin küsersin ayrılırsın yeniden barışırsın tüm ipler senin elindedir.

başarılı olduğumu düşündüğüm aşk türü.

hem en acısı hem de en tatlısı... içimizdeki çocuğu ve umutlarımızı korur bazen, bazen de tatlı bir tebessüm bırakır.

toplaşın bu konuda da anlatılacak anılarım var.
yıllarr yıllar evvel ben dıyeyım orta son sız dıyın lıse bılemedım sımdı. nasıl aşığım, nasıl kavruluyorum pare pare ölüyorum. allahım o ne şahane bir isim, nasıl bir göz rengi boy pos bin maşallah. kendisi sahanın havalı basketcilerinden. ben de aynı sahanın kortlarında tenis oynuyorum. bakışmalar, onun girişken tavırları. nasıl da tatlı anlatamam. arada birlikte tenis oynuyoruz. kafeterya da yanımıza gelıyor, laf atıyor. boyle dağlara taşlara adını yazasım, en yüksek binadan tüm şehire adını haykırasım var. bazen yürümeyi sevmeyen ben, servısten evlerıne yakın ınıp eve kadar yuruyorum denk gelır mıyım dıye.ç binbir hayalle. araba plakalarında ısımlerımızın baş harflerı yanyana arıyorum falan her türlü bitiğim anlayacağınız. saha da sohbet ettiğim ne kadar çocuk varsa hrpsiyle kanka oluyor ben diyorum nr girişken cocuk nasıl tatlı allahım, çekildikçe çekiliyorum kendisine mars retrosu gibi. sonuç? sonuç yok öyle oyle 2 yılı devırıp bır sekılde ayrı dustuk. düşününce diyorum kı aslında onunda bana ilgisi vardı o zamanlar galiba, bana doğum gununu bıle soylemıstı ben sormadan. ama biz birbirimize söyleyemedık. oyle zıyan oldu gitti.

demem o ki bu ikili ilişkilerde ben biraz odun kalıyorum galiba. zaten er kişi bana açık açık seni beğendim, hoşlandım sevdim gel sevgili olalım demedikçe asla anlamıyorum hareketlerden sözlerden.konduramıyorum. ne gırısken ne konuskan diyorum ama sinyal asla almıyorum. anten kırık bende galiba. bır mallık çöküyor , üstüme alınmıyorum hiç.
demem o ki; aşkınız platonık kalmasın kosup hemen anlatın en fazla yok der. tırt olur donersınız. sevgıler saygılar

hemen hemen herkesin en başına bir kere gelmiş birkaç ay boyunca karşı tarafın izi sürülmüş sonrasında bu aşkın bir sonuca ulaşılmayacağı anlaşılınca unutulmuştur. üstüne üstlük eğer uzun zaman sonra gördüğünüzde bu kişiyi ben bunu mu sevmişim cümlesi ile karşılaşabilirsiniz.

insanı pilot etmez ama düşme hissini çok güzel yaşatır.

kurtulması zor olan sevimsiz aşk türüdür. eğer siz de bu belaya bulaştıysanız allah sabır versin. umarım tez zamanda kurtulursunuz. amin.

bir küçük ince sızı bırakan karşılıksız sevme durumudur. yerden yere vurmaz ama göklere de çıkarmaz.

herkesin en az bir kere başına gelen bir durumdur. sussan olmuyor susmasan olmazın can bulmuş halidir. bir sürü anı vardır ama hepsi akıl sahnesinde üretilen anılardır. çokça güzel an hayali. bir süre sonra meğer düşündüğüm gibi biri değilmiş diye düşündüren bir durumdur. aklında o kişiyi istediğimiz gibi yeniden yaratırız farkında olmadan sonra da tutulur kalırız o kişide. platonik aşk yorucudur. ama bir yandan da tatlı gelir insana. yalnızlığı unutturur akıldaki hayallerle. acı tatlı bir durum diyebiliriz.

eski yunan felsefecisi platonla ilişki kurulan bu aşkın adı vardır, kendisi yoktur. özellikle, ergen yaşlarda olanların başına gelen; çekingen, sıkılgan, içe dönük erkek ve kızların yaşadığı duygu durumudur. yaş ilerledikçe, mantıklı düşünmeye başladıkça ortadan kaybolan tek kişilik aşktır.

sonradan onu sevmeyi sevdiğimi fark ettiğim durum şimdi geriye dönüp bakıyorum da ne fırtınalar kopmuş içimde o dönem sadece sevmek değil onunla var olmak gibi bir şeymiş kalbimde durmadan sancıyan yaram.

bilimsel olarak ilk görüşte aşka denir. bence çürütülecek bir hipotezdir. aşkların en tadından yenmeyen durumudur.

adını feylesof platon’dan geldiği bilinmeyen veya platon’dan geldiği bilinenlerce genelde saçma sapan (eşcinsellik filan) hikayelere dayandırılan aşk nevidir.

asıl olarak “imkansız aşk” manasındadır.

aşık olunan kişiyle "sevgili" muhabbetine girilince anlaşılabilecek türdür. ettiğin imalar boşa çıkınca hissedersin maviyi. işi karamsarlığa vursan da sonunda söyleyiverirsin. bazen sonucu olumlu olabilir.

insanı yemeden içmeden kestirir. aşık olunan kişiyi sürekli çaktırmadan gözlemlemek, duygularını belli etmemeye çalışmak ve onu herkesten kıskanmak insanı yıpratır. bence bir çeşit saplantıdır ve hastalıklı bir durumdur. ilacı da zamandır.

kuruntulu bir kişiyseniz işiniz zor, her hareketini gözlemleyip kendinizle bağdaştırmaya kadar gider bu iş. belki sizi hiç tanımıyordur bile ama siz yine de kendinizle ilgilendiğini düşünürsünüz. tavsiyem bu işe hiç bulaşılmamasıdır. eğer bulaştıysanız da açılın ve bu yükten kurtulun.

hiç platonik aşık olmadım kimseye. bu iyi bir şey olmalı..

büyütür adamı. çocuktur o düşe kalka büyür derler ya öyle. düşersin dizin kanar ama büyürsün bu da öyle; seversin canın yanar ama büyürsün.

bazen "en iyi sevgili platonik olanıdır" diye düşündürür. çünkü kendi kafanızda kurduğunuz bir aşk olduğundan sizi üzmesine, aldatmasına, kandırmasına imkan yoktur. istediğiniz an hayallerinizde, yanınızdadır. "biraz huzur ver" denildi mi gider, naz yapmaz trip atmaz. ama tüm bunları ezip geçen babalar gibi bir yönü vardır: hayallerde yanına kadar gidilir; ama uzanıp da dokunulamaz...