platonik aşk

platonun sözünden gelmedir: 'aşk acı veren bir hastalıktır' der platon, bu yüzden de platonik aşklar hep acı vermiştir, veriyordur,verecektir.

taşeli platosundaki güzel köylü bir kıza aşık olma eylemidir.

olduğuna inanmadığım, herkesin bir gün mutlaka unutulacağı kanaatiyle duygularımı paylaşamadığım; çoğu insanların ortak yarası olan aşk türü.

aşksızlık hali demek daha doğru olabilir.

hem acı hem de garip bir şekilde mutluluk veren bir duygudur. belli aralıklarla yaşadığım bir karın ağrısıdır.
iştahsızlık, dalgınlık, okuduğunu anlayamama, dış dünyadan kopma, durduk yere otuz iki diş sırıtma gibi yan etkileri vardır.

lakin abartmamak, takıntı haline getirmemek lazımdır. zira bir süre sonra verdiği acı gittikçe artmakta, kurtulayım şu illetten dedirtmektedir.

her şeyim'in hiç kimsesiyim, olayı en iyi anlatan söz bence.

insanı tüketecek olan durumdur.
allah düşman başına vermesin. bir kere bunu yaşadıktan sonra artık ben beni seveni severim. bitmiştir.

tam bir kaostur. hele hiç tanıamdığınız ama ara ara gördüğünüz biri ise geçmiş olsun. onunla alakalı hayaller kurar en iyi karakteristik özellikleri atfedersiniz. bir şey olur tanışırsanız da sonu tam bir hayal kırıklığı... sizin düşündüğünüz ile alakası yoktur ve siz onca zamanı sadece birine tutularak geçirmişsinizdir.

dünya'nın en boktan durumudur. açılsan bi türlü açılmasan bir türlü. resmen kalp kabızlığı...

evet kötüdür,

karşılık göremediğin bir duyguyu beslemek zordur, yorar insanı.

ama daha kötüsü de var;

şu 91 tanım içerisinde benim tanımım nasıl olmaz, hayret doğrusu.*
neyse.

bende bir acayip seyreden aşk çıkmazdır. yani platoniğimi, platonik olduğu müddetçe seviyorum. gerçi artık platonik milatonik kalmadı realistim ama zamanında, benden hoşlandığını öğrendiğim platoniklerimden anında soğurdum. neden bilmiyorum.

galiba onu özel kılan, imkansız ve ulaşılamaz olması durumuydu. o durum bitince aşk da bitiyor.
insan evreni, ulaşılamaz olana tutulmaya meyilli olmalı ki imkan söz konusu olduğunda da hevesi kaçıyor haliyle.

mesela şöyle *
ya da şöyle * *

hiç konuşmadığın birini kafanda hayal edip uzaktan uzaktan olanı mı daha kötü yoksa her gün konuşup çok yakın dost olduğunu bilip onun hislerini bilmeden olanı mı...

aralarda sık sık başıma gelen olaydır.

aşık olunan kişinin bunu bilmemesi, aşkın içte kalması ve ilan edilememesi durumudur.

değişik bir his. 2 senedir onu seviyorum. toplam 2 sene. ama bunu sevdiğim kişiye söyleyemem. askerlikten sonra istemeye gideceğiz. o zaman söyleyebilirim ancak. verirlerse ne ala? vermezlerse çok kötü olur benim için. uzun süre toparlayamam kendimi. dilerim ki bi sorun çıkmaz.

şu anda 5. yılında olduğum bir çeşit lanet. ruhsal bir hastalıktır. aslında ilk 3 yıl gayet güzeldi, sadece hayal kurarak mutlu oluyordum. yakınlaşırsam hayallerimdeki gibi biri çıkmayacağını bildiğimden böyle kalmayı tercih etmiştim. sonra bir gün bu şekilde soyutluktan sıkılıp yakınlaşmaya karar verdim. biraz gerçek hayata dönmem lazımdı. karar verdiğimin ertesi günü sevgili yaptı. adamın benden daha iyi bir özelliğinin olmaması ayrı bir üzücü. işin kötü yanı artık bu yüzden hayal de kuramıyorum.

birini karşılığı olmadan sevdiğimiz aşk türü.
yani belki o kişinin haberi dahi olmadığı için karşılığı da olmayabilir yahut haberi varsa da sevdiğimiz insanın bizi sevmemesinden ötürü de platonik olabilir.
2019'un sonlarından beridir içinde bulunmaktaydım bu illetin. benimkisi asla ona aşık olduğumu bilmiyor, hatta ona aşık olacak son insanın ben olduğumu düşünüyordu. inatla açılmıyordum. belki karşılık görebilirdim; neden açılmadığım hakkında pek bir fikrim yoktu. belki o insanı ürkütüp kendimden kaçırmak istemeyişimdendi. iki tarafta kendini karşısındaki insana layık görmüyordu.

nasıl geçti peki? aslında başkasından hoşlanmamla geçti. yine alakasız birine ve karşılığı asla olmayacak birine ufak bir kalp çarpıntısı hissettim ve buna da tutundum. kısacık bir zaman dilimi yeni birini seviyorum diye leyla gibi gezdim, sonrasında bu 2 karşılıksız aşkımı da aniden çöpe attım ve hiç de umrumda değil hakkımda kimin ne düşündüğü. insan kullanmadım.

şimdi sakince oturdum kahvemi içiyorum. ikisini de birkaç aya tamamen kafamdan çıkarmış olurum.

sanırım şuan içinde bulunduğum durum. ara sıra böyle alakasız insanlardan hoşlanırım, onlara hiç söylemem de. sonra unutur giderim.

keşke hep öyle kalsa hiç bilmese öğrenmese dediğiniz durum

çok severim. keşke hiç kimse beni sevmese de hep pilatomik kalsa.

insan suratını seçemiyor maalesef.

uzaktan uzağa bir gülsen yeter'ci insanız, fazlasını istemedik lakin fazlasının da fazlası gelip bizi buldu.

bence hadi herkes platonik takılsın. tek dert ne güzel çocuk/kız demek. öbür türlü bin tane sıkıntı oluşuyor. ay iğrenç, yorulduk artık.

her gün yanımdan geçerken arkasından bakmak. sırf onun diye anahtarına dokunmak. ona ait şeylerin fotoğraflarını çekmek. ona gizli gizli hayran olmak

deneyimlenmesi gereken bir şey ama sonra küsmeyin kendinize.
bana sorarsanız manik depresif durumu yaşıyorsunuz. yükseklerde uç sonra cehennemin katmanları.