şahsım adına konuşmak gerekirse, askeri polisten daha çok severim.

gün içerisinde çok fazla kez polislerle muhatap oluyorum. onlar bizi sevmiyor gibi. e ben de onları sevemiyorum. kaç tane polis memuruyla tartıştığımu sayamıyorum bile.

her mesleğin adabı farklı belli ki. polislik usulü ve avukatlık usulü birbiriyle pek uyuşmuyor gibi.
devamını gör...
her ikiside anlamlı meslekler ama işini hakkını vererek yapam üniformasının bilincinde olanlar olduğu gibi görevini , üniformasını güç sanıp ne yaparsam yaparım astım kestim tavırlarında olanıda var .. 2. kısım ne yazıkki daha çok sadece polis ,asker değil her iş kolunda bu tip insanlar var çünkü türk toplumu artık böyle bir toplum ...
devamını gör...
polisle askeri kıyaslayın, kesinlikle yapın bunu. ikisinden herhangi birini sevip, diğerinden nefret edin. ya da ne yapın biliyor musunuz? kıyası falan bir kenara bırakın ikisinden de nefret edin. eli silah tutan insanları neden sevesiniz ki?

orta doğu'da yaşadığınızın farkına vardığınız gün hayatınızda radikal kararlar alacak ve daha başarılı insanlar olacaksınız. siz rahat rahat burada eleştirebilin diye gözünü bile kırpmadan namlu ucunda görevini sürdüren kaç insan var biliyor musunuz? bilmiyorsunuz. çünkü onlar gözünüzde şunun bunun köpeği, değil mi?

bu ülkenin silahlı kuvvetleri hükümetlerin köpeği değil, halkının refah içerisinde hayatını sürdürmesini canı gönülden isteyen devlet kurtlarıdır. muhtemelen kafatasçı turancı falan ilan edileceğim. meh, olur. yapılmadık şey değil sonuçta.

arkadaşlar; istediğiniz kadar toz pembe dünyalarınızda yaşayın. beyaz yakalarınıza bulaşan kırmızı tek şey ketçap ya da chili sos lekesi olsun. sizler bu ülkenin evlatlarısınız. siz kendinizi böyle görmeyebilirsiniz; ergenler ailelerinden utanır çünkü. ama bu vatan siz onu sevmeseniz de sizleri bir parçası olarak görmeye devam edecek.

işte o eleştirdiğiniz askerler ve polisler de siz rahat rahat işinizi görün, yemeğinizi suyunuzu tetikte olmadan için diye eli tetikte bekliyor. günümüz şartlarında yapılanmaların içi boşaltılmaya çalışıyor olabilir, kanı bozuk itler teşkilatların adını lekeliyor olabilir ama orada sizi sizden daha çok düşünen insanlar var emin olun.

bu noktada terör ve kaosa değinmek isterim biraz. terör ve ezici silah/insan gücü ile haksız üstünlük elde etmek isteyen; mazlumlara zulmeden insanlar tarih boyunca var oldular. bu yapılanmalar da bu tür insanların karşısında durmak için ortaya çıktı.

bugün sınırlarımız hala savaş bölgesi. haber izlemeyi bıraktık sonuçta, hala veriliyor mu verilmiyor mu onu da bilmiyorum. ama günden güne operasyonlar hala gerçekleştiriliyor, hala saldırılar ve savunma hatları söz konusu. zaman zaman bu hatlar on metre gerilemesin diye kendini feda eden nice insanlar var. bakın burada askerini polisini bıraktım, insan diyorum. sizler de geliyor sizin için ölen kimseleri sevmediğinizi dile getiriyorsunuz. sevmeyin, onlar sizi nankörlüklerinizle de sevip ölüyorlar sonuçta. her neyse, duygusal bir yazıya dönüştürmeyeceğim.

bugün polislerimizin bağlı olduğu emniyet genel müdürlüğü ve darbe sonrası düzenleme ile jandarma genel komutanlığı da
içişleri bakanlığı'na, kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanlıkları ise milli savunma bakanlığı'na bağlıdır. işleyiş ve yönetim bakımından farklıdır. emir-komuta ve hiyerarşik düzenleri farklıdır.

sizin birini sevip diğerini sevmemeniz sokakta hangisini gördüğünüze bağlı olabilir, bu konuda haklısınız. hiçbir şey demiyorum. ama bir o kadar da görmediğiniz yerlerde, görmediğiniz başarılar elde eden kimseler olduğunu unutmamakta fayda var. karşınıza çıkan birkaç kişi, eğer sorumluluk bilinci oturmamış kimseler ya da dediğim gibi bundan çıkar elde etmek için çatı altında bulunan kanı bozuklardansa; bunu genelini tanımlamak ve genele mal etmek için kullanmanız oldukça anlamsız kaçıyor.

uzatmayacağım, anlamlandıramıyorum artık. doğu'da ayrı sevilmez, batı'da ayrı sevilmez. salak salak isimlerle özdeşleştirilir; işini layığıyla yapanların ve vicdanına yasasına ters olanı yapmak istemeyenlerin görmediği mobbing kalmaz*, vazifesini yerine getirdiği her an ölüm riski söz konusudur ve üzerine gelir bir de uğruna tüm bunlara katlandığı kimseler kendisini sevmez/nefret eder.

ne hale geldik biz, ne ara bu hale geldik gerçekten anlamıyorum.
devamını gör...
dalga mı geçiyorsunuz? bu ülkede polis sevilmez. sebebi de aşağıdaki örneklerle çok nettir.

twitter.com/akildisi/status...

twitter.com/tugbaaozerr/sta...
devamını gör...
sırf bu başlık için döndüm izinden. bu cehalet, bu sokak muhabbeti, bu gelişigüzel bilgisizce ve dar perspektiften konuşmalar…

şimdi toplaşın bakayım, hem azıcık bilgilendireceğim hem de asker-polis kıyaslamasının saçma, manasız bir kıyaslama olduğunu göstereceğim size.

önce #1085010 şu tanımdan başlayalım. arkadaşımız da bu kıyaslamanın nasıl hatalı bir kıyaslama olduğunu anlatmaya çalışmış ancak hatalı bilgisi var orada.
asker kolluk kuvveti değildir. sizin kolluk kuvveti dediğiniz şey, içişleri bakanlığına bağlı olarak çalışan, iç güvenlikten sorumlu silahlı kanun gücüdür. polis, jandarma*, sahil güvenlik* kuruluşları kolluk kuvettidir. msb bağlısı olan, genel kurmay başkanlığı, kara kuvvetleri komutanlığı, deniz kuvvetleri komutanlığı ve hava kuvvetleri komutanlığı kolluk kuvveti değildir. buradaya kadar tamam mıyız? kolluk kuvveti nedir öğrendiniz değil mi? tatmin olmadıysanız açın lûgat’a bakın, google’da arayın. asker kolluk kuvveti değildir.

gelelim kıyaslamaya. arkadaşlar iki kuruluşun da misyonu, vizyonu, kurum kültürü, personel yetiştirme kültürü bambaşka. bu kıyaslamayı yapmadan önce oturun bir düşünün bu kurumların görev tanımı nedir, amaçları nedir diye. o zaman aydınlanır ve manasız kıyaslama olduğunu görürsünüz.

he bu meslekleri yapan insanlar herhangi birinden minnet bekliyor mu? sanmam. minnet beklentisi ile yapılacak işler değil. adam 30 senesini emir altında geçiriyor, yeri geliyor gecesi gündüzü yok. kanun mesai saatin 7/24’tür diyor. mesaim bitti diye eve geldiklerinde mesaisi bitmiyor aslında, devlet sen evine gidebilirsin diye izin vermiş oluyor. arandığında gelmek zorundasın, emir verilirse 2. bir emre kadar mesaine devam etmek zorundasın diyor. bunlar her iki kurum için de geçerli olan şeyler. bunların dışında varoluş amacından tutun, görev tanımlarına, yetkilerine ve yetki sahalarına, kültürüne, eğitimine, jargonuna kadar birbiriyle alakası olmayan kuruluş personelleridir.

başlıkta devlet ve ülke düşmanları da dökülmüş zaten.
devamını gör...
öyle bir şey mi varmış?
devamını gör...
polisler hükümete çalışır, askerler devlete.
devamını gör...
belki 30 yıllık bir fikradir.
çocuk plajda kumla oynuyor, insan görünümlü bir şey yapıyormuş. oradan geçen polis sormuş; " ne yapıyorsun bakayım?" çocuk cevap vermiş; " polis yapıyorum." polis yine sormuş; "ne koyuyorsun?" çocuk demiş ki; "su koyuyorum, kum koyuyorum, bok koyuyorum." polis sinirlenmiş ve çocuğun yaptığı şeyi postallarıyla ezmiş, bozmuş. "bir daha senin burada böyle bir şey yaptığını görmeyeyim." demiş. ertesi aynı çocuk yine benzer bir şey yapıyor. hiddetle sormuş; " ne yapıyorsun?!" "kızma polis abi! asker yapıyorum." demiş. polis sakinlemiş; "ne koyuyorsun?" diye sormuş. "su koyuyorum, kum koyuyorum." diye cevaplamış çocuk. "niye bok koymuyorsun?" diye sormuş polis şaşkınlıkla. çocuk naif bir şekilde cevap vermiş; "e bok koyunca polis oluyor!" :)
30 yıl önce polis aynı polisti de.. askerin bir saygınlığı vardı...
devamını gör...
askerliği tüm erkek türk vatandaşları yapar ve vatan evladı olarak görülür. ilaveten eskiden (15 temmuz öncesi sanırım) tsk, msb’ye direk olarak bağlı değildi, haliyle iç hizmet kanununda ifade edildiği gibi vatanı iç ve dış tehditlere karşı koruma misyonu vardı. ancak polis doğrudan içişleri bakanlığı’na bağlı olduğu için halk nazarında her zaman hükümetin korucusu olarak görülürdü.
bir de subaylar 4 veya 8 senelik zorlu bir eğitim sonrası köyünden ilk kez çıkıp gelmiş 20 yaşındaki çocukları ailesinin emanet ettiği devlet babanın sert ama şevkatli temsilcisi olarak bellenmiştir.
gerçi bu bahsettiğim x kuşağı dönemleri. şu anki polise olan nefretin ana sebebine en güncel örnek dünkü onur yürüyüşü müdahalesindeki (en hafif tabirle) rezillik olduğunu düşünüyorum. çocuğu korktuğu için ses bombası atmayın diyen babayı gözaltına almak nasıl bir aymazlıktır izah edebilen buyursun gelsin.
devamını gör...
aslında tam tersidir. bunun sebebi de her türk erkeği askerlik yapmayla yükümlüdür ama polislik görevi yapmakla yükümlü değildir. bunun getirdiği bir toplumsal etki var. askerlik sorumluluğu yüzlerce yıldır sadece devlet değil ailelerimiz tarafından da bize aşılanırken polislik için böyle bir şey söz konusu değildir. o nedenle doğru bir tespit olduğunu düşünmüyorum. şimdiye kadar gittiğim farklı şehirlerdeki izlenimlerim de bu başlıktaki tespitten farklı bir yönde.
devamını gör...
görevini layığıyla yapan herkes sevilir.
devamını gör...
polis seven erkek cinsel tercihlerini bir sorgulasın bence. ılık ve ince bir birey demek ki. çevirme yapan polis görünce içi bir kıpır kıpır oluyor olabilir.
devamını gör...
yoo tam tersi de var. ikisini de sevmeyen var.. eskiden sevip de artık sevmeyen var. vd vd.. menü zengin yani.. çeşit çok kendi damak zevkinize uygun seçimleri genel doğru sanmayın..
devamını gör...
polisi seven kim anasını? işsiz kalan polis oluyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"polislerin sevilip askerlerin sevilmeme nedeni" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim