samsun’da sokak ortasında eşi tarafından şiddete uğrayan kadın

kadınları korunmaya muhtaç bir canlı haline getiren zihniyete yazıklar olsun.
kime, neye üzüleceğimi şaşırdığım başlık.

kendi eksikliği kadını döverek tamamladığını zanneden zavallı.ülkemde , kadınlar günü için reklam yayınlamaktan öteye geçmekten daha fazlası yapılmalı artık.

hiçbir şey değişmiyor. çoğumuzun evlerinde var maalesef ortalığa dökülmeyen. öldüresiye dövmesi mi lazım birinin suçlu olabilmesi için. ya çocuklar onları nasıl koruyalım bu canavarlardan!

kendi çocuğunun gözü önünde çocuğunun annesini öldürmek için kafasına tekmeler savuracak kadar gözü dönmüş bir insan müsveddesi... ne desem boş, çok korkunç bir olay.

artık hepimiz yorulmadık mı her gün böyle haberlere uyanmaktan? ben çok yoruldum. ama başka bir şey daha var başlıkta dikkatimi çeken. "bir erkek/babayiğit de çıkamamış mı karşısına dur diyecek" ifadesi ve türevleri defalarca kez yazılmış.

bunu yazan arkadaşların iyi niyetini anlamakla birlikte kadın cinayetlerini yaratan ortamın tam da böyle söylemlerden beslendiğini anlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. sanki bu olayda mağdur ve birçok başka olayda maktul olan kadınlarla hiç ilgisi olmayan bir meseleymiş gibi "bir babayiğit de çıkamamış mı orada" demeyelim lütfen. bir erkekle bir başka erkeğin kozlarını paylaştığı şeyler değil bu türden olaylar. ha siz böyle bir şeye tanık olduğunuzda böyle bir mücadeleye girecekseniz buyurun. rica ediyorum böyle olayları da sonunda getirip erkekliğie bağlamayın, o zihniyetle savaşmak lazımken aynı zihniyeti besliyorsunuz.

ayrıca bir erkek olarak kendim için söyleyebilirim ki -video çekme meselesini bir kenara koyarak- videoyu çeken arkadaşların yaptığından fazlasını yapabileceğimi sanmıyorum. bir insanı öldürmekte kararlı birinin karşısına çıktığında ölmeyi veya öldürmeyi göze alabiliyor olmak lazım. zaten devlet ve kurumları bunun için yok mu arkadaşlar? hukukun bu suçlara öngördüğü cezalar, bu cezaların uygulanması veya polisin bu durumlardaki tavrı, siz çoğaltın, tüm bunlar siyasal erke bağlı, olaya tanık olan vatandaşlara değil. neden gücümüzü bu konu üzerinde birleştirip tepkimizi çevredeki insanlar yerine konunun muhatabı olan yöneticilere yöneltmiyoruz?

kadının öldüresiye dövülmesine mi çocuğun minik elleriyle babasını durdurmaya çalışmasına mı onu çekip seyirci kalanlara mı yanayım bilemedim. öyle bir nefret varki adamda kadın yerde sabit durup hareket etmiyorken bile vurmaya devam ediyor. daha önce aynı çığlığı emine bulut öldürüldüğü zaman duymuştuk. kadınları kendi malları gibi görüyorlar. onlara göre boşanamazlar ne mi olur namussuzların namusları kirlenirmiş.

müslüm filmini izlerken en ürkütücü gelen sahnelerden biriydi.
adam muhterem nur'a vurmadan duramıyordu.
açıkçası, ben o filmden sonra müslüm'den soğudum.
margot robbie 'ben, tanya' filminde sürekli eşi tarafından şiddet görüyordu.
adamdan da uzak da duramıyordu.
ilginç bir sevgi açlığı.
eski filmlerde, bu kadar yoğun olmazdı duyguların gösterimi, biraz sansürlenirdi.
yataklı yorganlı sahneler de çok olmazdı, herkese göre olan filmlerde.
etik gösterilmeye çalışılırdı hayatlar.
şimdi her duygu, her ruh hali ortalıkta.
öfke krizleri, dayaklar, yataklar yorganlar.
dayak, hayatın gerçeği olamaz olmamalı.
ne sokak ortasında, ne kapalı kapılar ardında.
şiddete maruz kalan, faile kanunların ölçüsünde ceza verdirmek için hakkını aramalı.
şiddete maruz kalan, bir daha o insanla yan yana gelmemeli.
şiddet, öfke kontrolünü kaybetmenin sonucudur. öfke kontrolü olmayan insanla, ikinci kez duygusal yakınlık denenmemeli.

eğer bu video twitter’a düşmeseydi adam karakolda çay içip nasihat dinliyordu bir daha böyle yapma koçum falan diye. muhalif öğrencilerin ayağına elektronik kelepçe takılan ülkede, hakkında onlarca kez suç duyurusunda bulunulan biri, sokak ortasında bir kadını öldüresiye dövebildiği için kadın cinayetleri politiktir.

bu kadınlar nerden buluyor bu izansız, vicdansız adamları, anlamak mümkün değil.

kadınlar sizin yüzünüzden ölmek istemiyor artık anlayın.

artık aynı acıyı biz duymaktan utandık, bunları yapanlar utanmadı.
olmayan adalet sisteminin yansıması bunlar.
bunu yapanın iyi hal, alkol gibi saçma argümanlarla serbest kaldığı, kadına yardım edenin hapse girdiği, bunu yaşayan kadının namus alt tabanlı bahanelerle suçlu ilan edildiği bir adalet sistemi...
sosyal medya ayaklanması olmasa yaşananları duyamayacağımız, twitter baskısı olmasa bunu yapanların mecburi tutuklanmalarını bile göremeyeceğimiz bir adalet.
insanın içinde psikopat duygular varken, bir de ülkenin adalet sistemi onu korur gibi davranırsa, bu adamların asla sonu gelmeyecektir. yarın da başka bir kadına üzülüp, başka bir adama lanet ederiz. bunun sonu yok.
ah o çocuk var bir de, yüreğim bugün ona yanacak. keşke sarılabilseydim.

artık faşist bir erkekle olmayın lütfen.

insan; iki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı.biz daha insan bile olamamışız.

üstten bir ilave: bugün şunu okudum. kadıncağızı yaralıyor ve 24 yıl ceza alıyor eşi. gayet de etkin bir ceza var yani ortada. sonra ne oluyor dersiniz? 24 yıl sonra cezaevinden çıktığında, kadının yeğeni tüfekle öldürüyor 24 yıl ceza yatmış kişiyi. e hani şiddetin önlenemeyişin nedeni öncelikle cezaların hafif olmasıydı? hmm. buradan

kolluk kuvvetine pembe pıtırcıklar olarak "ne olursa olsun polis öyle yapmamalıydı" lakırdısıyla saldırıldıkça daha kötü günlere geldiğimizi gösteren bir başka acı olay. kadına şiddet olaylarında sosyal medyada toplaşan kalabalığın aynı zamanda polise her fırsatta saldıran güruh olması bambaşka bir akıl tutulması azizim. bununla da yetinmiyor üstelik aynı kalabalık, mahalle lincini de onaylıyor!

cezaların yetersiz olması çok sonraki aşama şiddet olaylarının önlenmesinde. öncelikle polisin zor kullanma yetkisini artırmalılar; kadına, çocuğa veya kendisini savunamayacak durumda olana saldıran zanlı üzerinde. çünkü mahkemeden, savcılıktan alınan allı pullu kağıtlar tekmeyi durduramıyor! şu kadıncağıza savrulan o tekmeyi ancak bir başka tekme veya yumruk durdurabiliyor. hah işte o tekmeyi civardakilerden beklemek ise su katılmamış bir ahmaklıktır. af edersin b.ku sidikle yıkamaktır.

genişlet yetkisini de sorumluluğunu da polisin. çünkü adı üstünde kolluk yani kurallar dahilinde hareket eden meşru fiziki güç. iki vatandaşın aynı silahları kullanabilmesi kuralını tutup da polisin bir suça müdahalesine de kural olarak getirirsen varacağı yer budur maalesef toplumun.

videoyu izledikten sonra kanım dondu. bir insan nasıl bu kadar kinlenebilir de eşine çocuğunun yanında böyle dövebilir!!!
kafasına tekmeler atıp yetmeyip omuzlarından tutup betona çarpabilir!!
hem de küçücük çocuğunun korkudan ağlamaları eşliğinde?!!
çocuğa yaşattığı travma mı daha kötü yoksa bir kadının sokak ortasında öldüresiye şiddet görmesi mi daha kötü hem de çocuğunun gözü önünde?
biri bunu açıklasın. birileri artık hesap versin!
bu suçluları besleyenler, onları koruyanlar, ceza indirimi uygulayıp ellerini kollarını sallayarak karakollardan çıkmalarını sağlayanlar hesap versin artık!
en acısı da bu da son olmayacak. bunlar internete düşenler sadece. bunlar gözümüze gözümüze sokulanlar. ya göremediklerimiz? bilmediklerimiz?
kadınlar için mücadele eden gruplarla da artık dalga geçmeyi bırakın isterseniz.
feminazi ehehh diye alay ettiğiniz şey bu görüntülerin yaşanmaması için mücadele ediyor. bu mu kötülük? bir kadının bu hallere düşmemesi için çaba sarf eden bir düşünce mi kötülük?
ideoloji pompalamaya çalışmak gibi bir derdim yok bu vahim olayla. asla da olamaz.
sadece başımızı önümüze eğip gerçekten bir çözüm bulmamız gerekiyor artık değil mi?
bu vahşetin durması gerekiyor artık değil mi?

şu saate kadar ısrarla videoyu izlememiştim. artık içim almıyor bu vahşeti. anneleri için feryat eden çocukları görmeye dayanamıyorum. kimsenin cezadan korktuğu falan yok. istediğimi yaparım başıma da hiçbir şey gelmez diye rahat rahat suç işliyorlar. valla helal olsun bu sisteme. hangi birine sitem edeyim zaten. videoyu çeken mi dersin aşağıdan izleyen mi... bir kişi bile gidememiş mi? anne diye bağıran çocuğa acırda insan düşünmeden koşar. ne hale geldik bilmiyorum.
öyle bir durumla karşılassam hayatta izleyici kalmam diyorum, çok net diyorum bunu hem de. ama olay anında insan başka şekilde düşünüyor herhalde. o vahşete seyirci kalmalarını izah edecek başka bir şey bulamıyorum maalesef.

yardım etmezler tabi bak x yardım etti tutuklandı diye birilerini örnek vererek her şeye susarsak bizi daha çok döverler ezerler ahali. adamın elinde ne bıçağı gözüküyor ne de silahı ? olsa hadi neyse insan bir korkar ama o da yok. her karışan da gitsin birini öldürsün demiyoruz. savunmak öldürmek demek değildir. sürekli x kişisini örnek vererek saklanmayı savunanlara hayret ediyorum. kadını koruyamasa da video sayesinde en azından şahsın tutuklanmasına vesile oldu çeken kişi. buna da şükür!

bunun nedeni düzgün bir yasa ve eğitimin olmaması. ne desem boş artık bu kaçıncı oldu.

caniliğin vahşetin son noktası artık can güvenliğinin kalmadı apaçık ortada zaten o pislik varlık ceza alsa bile küçücük çocuğun dünyasını mahvetti

of izledikçe çıldırıyorum bu nasıl canilik , bu nasıl insan ya allahın cezası, pislik, o çocuğun anne diye ağlayışından da mı utanmadın başka söylenicek bir şey bulamıyorum şu görüntüleri izlerken sinirden elimiz ayağımız titriyor o çocuk gözlerinin önünce olayı canlı yaşadı. bitmiyor , bitmiyor, sıra bir gün bize de gelir mi diye sadece sosyal mecralardan ses duyurmaya çalışıyoruz, şansa yaşıyoruz. çok yazık...

eğer o görüntüler çekilmeseydi olacakları söyleyeyim. kadın darp raporu alacaktı kendine erkek diyen o şerefsiz de darp raporu alıp ikisi de karşılıklı tutuksuz yargılanacaktı. olmaz öyle şey diyenlere ispatlı delilli her türlü ispatlarım bu durumu. görüntüler içimi sızlattı fakat kadının şansı görüntüye alınması yoksa o yaratık ne olursa olsun dışarıdaydı.bir sözümde ah orda olsaydım müdahale etseydim diyen bordo klavyelilere. kadir şeker olayını geçtim. bire bir ailemde yaşadığım olaylar var. kendi evimde kız kardeşimin bana sığındığı zaman eski eşi denen yaratığı bertaraf ettim diye 6 ay hapis cezası aldım. uzaklaştırması vs her şeyi olmasına rağmen evimi basan şerefsizi sadece bertaraf ettim diye. çok afedersiniz yaklaşanı s..... ler.

yoruldum ben, çok yoruldum.
adaletsizliklerle dolu bir ülkenin mağduruna daha çok ceza verdiğine şahit olmaktan, vicdansızlıktan, güçlünün güçsüzü ezdiği, ezmeye bu kadar gönüllü olduğu, bir yerlerde tanıdığı olanların cezalarının görmezden gelindiği, oradan buradan gündem oluşturmadıkça suçluların gözaltına bile alınmadığı bir ülkede her gün herhangi bir psikopat ya da sapık tarafından öldürülme ihtimaliyle can güvenliği olmadan yaşayan insanlardan birisi olmaktan çok yoruldum.
kadın bayılmış, çocuğun anne deyişi içler acısı... biz izlemeye dayanamadık sen nasıl kıydın, nasıl vurabildin ya? insan demeye dilim varmıyor ama siz nasıl insanlarsınız? hiç mi utanmıyorsunuz sizden güçsüz birisine şiddet uygulamaya ki şiddet hiç olmamalı şu dünyada. kimseden kimseye olmamalı...

bir kere de bir şey olmadan, birileri ölmeden yetişsinler şu ülkede yardıma ihtiyacı olana!!!
gerçekten çok yoruldum ben.