serpme kahvaltı

beyaz yakalı lümpen proletaryanın silkelenme biçimi.

popüler kültürün üç tık beş hit uğruna posasını çıkardığı berbat bir sunum kültürü. tipik bir orta doğu görgüsüzlüğü. ben gıda bakanlığı'nın yerinde olsam serpme kahvaltıdan arta kalanların dönüşümü ile ilgili yaptırımları ağır yönetmelikler hazırlardım. iki kişiye 20 kişilik kahvaltı hazırlayıp "zaten bedelini alıyoruz burası serbest piyasa" diyerek bu israf kepazeliğine ön ayak olan işletme kültürüne bazı şartlar getirilmeli. 18 kişinin gıda istikakını çöpe atma lüksü kimsenin haddine değil.

karnını doyurmak yerine gözünü doyurmak içindir.
israfın doruk noktasıdır.
ortadan kalkması kimseyi üzmez sanırım.

sadece israftır. islamda mesela israfın yeri yoktur. yasaktır.
allah kur'an-ı kerimde araf suresi 31.ayette şöyle buyuruyor;
yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz. allah israf edenleri sevmez.
hz. muhammed yine israfla ilgili şöyle seslenmiştir insanlığa;
akan bir nehrin kenarında olsanız bile suyu israf etmeyiniz.

bir yazar israf yazmış. duyduğuma göre serpme kahvaltıda müşteriden arta kalan yiyecekler, tekrar kutusuna boşaltılıyor ve gelecek müşteriler için saklanıyormuş.
israf olsa daha iyiymiş sanki.

gereksiz şişirilmiş menü ile insanların cebindeki parayı alma sanatına dönüşmüş, genelde haftasonu yapılan bir tür etkinlik/kahvaltı tarzı. halbuki opsiyonel olsa ve gidilen kişiye yönelik olsa hem işletmecinin maliyeti azalır ve sürümden kazanır hem de israf kültürü nedeniyle birçok insan bu olaydan irrite olmaz.

"ya bilader geçen bir serpme kahvaltıya gittik. yemin ediyorum bi kuş sütü eksikti biliyor musun masa donatılmıştı." diyen statü manyakları ya da -daha doğru kadar ifade ile- masada ne kadar çok malzeme varsa o kadar çok statü sahibi olacağını sanan gözü açlar olduğu sürece bir arpa boyu yol alamayız. alamadık da. cem yılmaz gösterisinde açık büfe olayını boşa eleştirmiyor. haklı. bu olayla da aynı mantık.

en son izmir'de gittiğimde yanımdaki arkadaş da isteyince mecbur gittik 2 kişilik söyledik. önümüze gelen malzeme ise rahat 4 kişilikti. yesen bir dert yemesen bir dert. yiyemedik zaten çoğunu. gereksiz hizmet aldığımızla kaldık. koy benim önüme menüyü meyhanede meze seçer gibi seçeyim hatta de bana "en az 6 ürün seçmek zorundasınız" diye razıyım. sen de maliyetten kıs ben de paramı gereksiz hizmete vermeyeyim hem de israf ettik diye üzülmeyeyim. sonra üzülüyoruz ekonomimiz çok kötü falan diye. e sen daha elindeki besini ısraf ediyorsun böyle sana ekonomi mi dayanır? (burda zihniyeti eleştiriyorum, siyasi mesaj verdiğim zannedilmesin lütfen)

sözün özü; bir çok insan açlıktan kırılırken umarsızca sırf gösteriş için donatılan ve israf kültürünün parçası olan hiçbir masada ben yokum, olmayı da doğru bulmuyorum. "komple yasaklansın" demiyorum ancak insani bir duruma getirilmesi daha uygun olur.

edit: cümle düzeltme

sabahın ⁸ inde serpme kahvaltıya gidenler var. peynirler bile uyanmamıştır daha acelen ne

fuzuli israf olan kahvaltı çeşidi.
yemek israf etmeyi asla sevmeyen biri olarak serpme kahvaltı yapmak canımı acıtıyor. o derece.

evet benimde defalarca tercih ettiğim bir şey ama bunun israftan öteye bir şey olmadığının anlamına gelmez. ama bazı ürünlerin defalarca başka başka müşterilerin önüne konduğunu duyduktan sonra tamamen bıraktım...

sanki ben kahvaltı yapmıyorum da kahvaltı bana bir şeyler yapıyor gibi hissettiren kalabalık masadır.

çok da gerekli bulmadığım kahvaltı türü. neden mi çünkü zaten yiyemiyorsun gelen her şeyi tam olarak. yarısında kalkıyorsun. öylesine gidiyor masada olanlar. ha ayda yılda bir kere yaparsın ama her gün gidilirse cidden masraf ve bıkkınlık getirir.

çok teferruatlı bir masa çoğu kalıyor,gerçi ben bitiriyorum sonra kalınca dökülüyor ziyan oluyor yazık israf.fiyatlar da uçtu gitti şimdi baktım 170 liradan başlıyor.o paraya evde mükellef bir sofra kurulur ya da kuru bakliyat alıp kilere atılır.

#2580559 yazar arkadaşımız "kalanı dökülüyor" demiş. beni aldı bir gülme.
serpme kahvaltı yemeyin bayanlar, baylar. dışarıda kahvaltı yapacaksanız seç beğen al kahvaltı (açık büfe) yapın yapacaksanız. hem israf olmaz, hem de yiyemedikleriniz kesinlikle dökülür. sizin artığınızı başkasına, başkasının artığını size vermezler. (verirler de çok az bir miktarını)

eskiden güzeldi serpme kahvaltı. kalabalıkla, bahar günlerinde gidilen, cebimizi bütçemizi şimdiki gibi kafayı yercesine düşünmediğimiz günlerde güzeldi. sohbet vardı, az bile olsa kafa dağıtıp geliyorduk. orada amaç benim için yemek değil dışarda olmaktı aslında. yoksa evde kahvaltıda da aynı şeyleri yiyoruz ki, peynir zeytin reçel, domates salatalık, tereyağı bal.
ama şimdi ne diyoruz "oraya vereceğim parayla eve alışveriş yaparım"
bence güzeldi,ama eskiden.

kişi başı: 300 tl x 5 = şemsiye açıldı
bana kalsa evde salatalık kemiririm ama hanım "pazar kahvaltısını dışarıda yapalım" * deyince "kıyamıyor" katlanıyor insan.

serpme kahvaltı dediklerinde aklıma sosyal medyada gördüğüm serpme kahvaltı servisi yapan bir yer aklıma geliyor. neymiş efendim hepsini yemek zorundaymışız. yok yemezsek hesabın iki katını mı ne ödemek zorundaymışız. ne saçma ya.

dört kişi gidilip bir kişilik yenemeyecek kahvaltıdır. böyle ahmak kişilikler, restorandan çıkarken bir kişilik fiyat ödemek için canlarını verirler. yazık.