21.
ılsikilerdeki 3. kisi. sevgilimizin bizden sonraki muhtemel sevgilisi.
devamını gör...
22.
çoğunlukla ilişkinin dinamiklerini belirleyen kişidir. yırtık dondan çıkar gibi her meselenin merkez üssü kendisidir.
devamını gör...
23.
eskiden kankalığın bir raconu vardı.
şööyle sivri, keskin bir taştır, camdır; keserdin parmağını, arkadaşın da keserdi, tutuşurdunuz parmak parmağa, kan kardeşi olurdunuz, ona kanka denirdi.
şimdi kanka diyince herkesin aklına meriç tiplemesi geliyor.
sevgilinin de meriç'i varsa, birbirleriyle mutluluklar dilerim.
şööyle sivri, keskin bir taştır, camdır; keserdin parmağını, arkadaşın da keserdi, tutuşurdunuz parmak parmağa, kan kardeşi olurdunuz, ona kanka denirdi.
şimdi kanka diyince herkesin aklına meriç tiplemesi geliyor.
sevgilinin de meriç'i varsa, birbirleriyle mutluluklar dilerim.
devamını gör...
24.
içten fethetmeniz gereken ilk kişi. iyi geçinin onunla çünkü sevgilinizden önce onun kalbini kazanırsanız işiniz kolaylaşır. bu işler böyle...
devamını gör...
25.
devamını gör...
26.
benim de kankamdir. sevgilim sevmisse ben de severim. evet.
devamını gör...
27.
bu sevgililerin hemcins kankaları istiyor ki onlara da kaş göz yapalım.
o bende yok, uzgunum.
beni bu yuzden sevmeyecekseniz sevmeyin ama keske yine de sevseniz saysanız tabi.
o bende yok, uzgunum.
beni bu yuzden sevmeyecekseniz sevmeyin ama keske yine de sevseniz saysanız tabi.
devamını gör...
28.
sağlıklı sınırlar söz konusu ise size en azından saygı, birbirinize ve sevgilinize iyi niyetle ve insan gibi yaklaşırsanız sevgi de duyacak kişidir.
kankacılıkta da sevgililikte de tarafların mücadele içinde olma sebebi aslında sizin üzerinizde kurmaya çalıştıkları tahakküm. başka bir şey değil.
bunun en iyi niyetli versiyonu sevgiliniz sizi üzüp duruyorsa kankanın o kişiye sizi koruma güdüsü ile kinlenmesidir. ama sizi sizin adınıza ve size rağmen korumaya çalışması da sınır ihlalidir aslında.
bu dengeyi kurmak çoğu zaman zor oluyor. birbirine yapışık yaşayan insan ilişkilerinde sınır ve saygı olamıyor. genç yaşlarda böyle saçmalıkları anlayabiliyorum ama yetişkin insanların bu kankacılık tahakkümünü anlayamıyorum.
kankam sevgilisi ile çok sorun yaşıyor, çok acı çekiyor ve o ilişkide durmaya devam ediyorsa artık hedef alacağım kişi sevgilisi değil kendisi oluyor. orada yaptığım yorum da "ayrıl o zaman emenike" oluyor. kankamın da psikoloğu değilim çünkü.
bazen ben de yanlış kişiler seçiyorum, seviyorum. o zaman da kankamla oturup sevgilimi kötülemek gibi bir durumum olmuyor. o kinlenme haline muhtemelen benim yorumlarım da neden oluyor çünkü. insanım yani hiçbir zaman hayatımdaki beyler hakkında kötü konuşmuyorum demiyorum. "beni deli etti geri zekalı" diye başladığım konuşmada adamı yerden yere çarptığımız bi noktaya geldiysek orada biraz kendimi de sorgulamam gerekir, bu kadar korkunç biri ise ben niye bu ilişkideyim diye. karşımdakini de kırmadan "ama evet beni çok sinirlendirmiş olsa da ben onun şu şu şu şu özelliklerini de çok seviyorum" dediğim bir yere ulaşıyoruz. bu konuşmanın sonunda da hepimiz adamla empati kurmuş oluyoruz. "evet ya anladık onu da anladık" gibi bi noktaya varıyoruz.
art niyetle hayatımdaki insanları, sevgilim veya bir başka arkadaşım olsun, kötüleyip duran toksik dostlarıma o kurulduğu kişinin bahsini açmıyor, o bana açtıysa konuyu değiştiriyor, hiç değiştiremiyorsam kibarca uyarmayı ve söylediklerini kulak ardı etmeyi seçiyorum.
kankacılıkta da sevgililikte de tarafların mücadele içinde olma sebebi aslında sizin üzerinizde kurmaya çalıştıkları tahakküm. başka bir şey değil.
bunun en iyi niyetli versiyonu sevgiliniz sizi üzüp duruyorsa kankanın o kişiye sizi koruma güdüsü ile kinlenmesidir. ama sizi sizin adınıza ve size rağmen korumaya çalışması da sınır ihlalidir aslında.
bu dengeyi kurmak çoğu zaman zor oluyor. birbirine yapışık yaşayan insan ilişkilerinde sınır ve saygı olamıyor. genç yaşlarda böyle saçmalıkları anlayabiliyorum ama yetişkin insanların bu kankacılık tahakkümünü anlayamıyorum.
kankam sevgilisi ile çok sorun yaşıyor, çok acı çekiyor ve o ilişkide durmaya devam ediyorsa artık hedef alacağım kişi sevgilisi değil kendisi oluyor. orada yaptığım yorum da "ayrıl o zaman emenike" oluyor. kankamın da psikoloğu değilim çünkü.
bazen ben de yanlış kişiler seçiyorum, seviyorum. o zaman da kankamla oturup sevgilimi kötülemek gibi bir durumum olmuyor. o kinlenme haline muhtemelen benim yorumlarım da neden oluyor çünkü. insanım yani hiçbir zaman hayatımdaki beyler hakkında kötü konuşmuyorum demiyorum. "beni deli etti geri zekalı" diye başladığım konuşmada adamı yerden yere çarptığımız bi noktaya geldiysek orada biraz kendimi de sorgulamam gerekir, bu kadar korkunç biri ise ben niye bu ilişkideyim diye. karşımdakini de kırmadan "ama evet beni çok sinirlendirmiş olsa da ben onun şu şu şu şu özelliklerini de çok seviyorum" dediğim bir yere ulaşıyoruz. bu konuşmanın sonunda da hepimiz adamla empati kurmuş oluyoruz. "evet ya anladık onu da anladık" gibi bi noktaya varıyoruz.
art niyetle hayatımdaki insanları, sevgilim veya bir başka arkadaşım olsun, kötüleyip duran toksik dostlarıma o kurulduğu kişinin bahsini açmıyor, o bana açtıysa konuyu değiştiriyor, hiç değiştiremiyorsam kibarca uyarmayı ve söylediklerini kulak ardı etmeyi seçiyorum.
devamını gör...
29.
ne kankası ya yemeyin böyle şeyleri. bu modern gavatlık artık bitmeli. daima karşı cinsten birileriyle bir arada bulunma arzusu duyan birinden yar olmaz kimseye. kendi basiretsizliklerini "arkadaşlık" kisvesi altında saklarlar.
devamını gör...
30.
genelde tipsiz olurlar.
devamını gör...
31.
sevgiliden ayrılınca ondan da ayrılmış sayılıyorsunuz.
devamını gör...