uzaklarda aramaya gerek yok hepimizin içinde zamanı geldiğinde ortaya çıkar ve oyununu oynar ben bende değildim meçhullerdeydim dersiniz de o çoktan oynunu bitirip yeniden sahneye çıkacağı güne kadar sinsice bi köşede bekler
devamını gör...
şeytan, yahudi ve hristiyan kaynaklarında azazel ismiyle geçer. islâm sufilerinden hallâc, azazili, gökte meleklere iyilikleri ve güzellikleri gösterdiğini yerde ise insanlara kötülükleri, çirkinlikleri öğrettiğini açıklar.
devamını gör...
din kitaplarında isyancı meleklerin, kötü ruhların başı olarak nitelenen, insanları aldatarak doğru yoldan çıkarmaya, onlara tanrı’yı unutturmaya çalışan varlık.
devamını gör...
aklıma orhan pamuk' un benim adım kırmızı da ki - ben seytan- bölümü geldi..
okumayanlara.. hatırlamak isteyenler için..
[[alıntı]]
orhan pamuk'un benim adım kırmızı isimli kitabında geçen enfes bölüm.

--- alıntı ---

-ben şeytan-

zeytinyağında kızarmış kırmızı biberin kokusunu, şafak vakti durgun denize yağan yağmurları, açık pencerenin kenarında bir an bir kadının belirişini, sessizlikleri, düşünmeyi ve sabrı severim. kendime inanırım ve çoğu zaman benim hakkımda söylenenlere aldırmam. ama bu akşam, bu kahvehaneye nakkaş ve hattat kardeşlerimi bazı dedikodular, yalanlar, söyletiler yüzünden uyarmaya geldim.

elbette, ben söyledim diye tam tersine inanmaya hazır olduğunuzu biliyorum. ama benim söylediğimin tam tersinin her zaman doğru olmadığını sezecek kadar da akıllı ve kanmasanız da söylediğim her şeye ilgi duyacak kadar da hassassınız. kuran-ı kerim'de elli kere geçen adımın, en çok anılan adlardan biri olduğunu bilirsiniz.

peki, allah'ın kitabından, kuran-ı kerim'den başlayalım. orada hakkımda söylenenlerin hepsi doğrudur. bunu söylerken bir alçakgönüllülük ettiğim bilinsin isterim. çünkü bir de üslup meselesi var. kuran-ı kerim'in beni aşağılayışı bana hep acı verdi. bu acı benim hayat tarzımdır. bunu tartışmıyorum.

evet, biz meleklerin gözleri önünde allah insanı yarattı. sonra bizden ona secde etmemizi istedi. evet, araf suresinde yazıldığı gibi bütün melekler secde ederken ben itiraz ettim. adem'in çamurdan, benim ise, çok daha üstün bir madde olduğunu hepinizin bildiği ateşten yaratıldığımı hatırlattım. insana secde etmedim. allah da beni “mağrur” buldu.
“cennet'ten in,” dedi. orada büyüklük taslamak senin haddin değil.“
"kıyamete, ölüler dirilene kadar yaşamama izin ver,” dedim.

verdi. ben de, bütün bu sürede ona secde etmediğim için cezalandırılmama sebep olan adem'in soyunu, yoldan çıkaracağımı söyledim. o da, yoldan çıkardıklarımı cehenneme'e yollayacağını söyledi. bunları karşılıklı yapmaya devam ettiğimizi biliyorsunuz. bu konuda ekleyecek çok fazla bir şeyim yok.

bazıları, o sırada yüce allah ile aramızda bi anlaşma yapılmış olduğunu ileri sürdüler. bu mantığa göre, ben yüce allah'a kullarını sınamak için yardımcı oluyor, onların aklını çelmeye çalışıyordum. iyiler iyi karar verip yoldan çıkmıyor, kötüler nefislerine yenik düşüp günah işliyor, cehennem'i de boyluyorlardı. herkes cennet'e gidecekse kimse korkutulamayacağı, dünya ve devlet işleri yalnız iyilikle yürütülemeyeceği ve alemde iyilik kadar kötülük, sevap kadar günah da gerekli olduğu için yaptığım çok önemliydi. allah'ın düzeninin benim sayemde ve yüce allah'ın (niye kıyamete kadar yaşamam için bana süre vermişti?) izniyle gerçekleştiği halde, benim “kötü” olmam, hakkımın hiçbir zaman teslim edilmemesi benim gizli acımdı. benim hasabıma bu mantığı sonuna kadar götüren hallacı mansur, veya meşhur imam gazali'nin kardeşi ahmet gazzali gibiler, demek ki, allah'ın izni ve isteğiyle yapıldığına göre, aslına benim işlettiğim günahların da, allah'ın istediği şeyler olduğu, iyi ile kötü olmadığı, çünkü her şeyin allah'tan geldiğini, hatta benim de allah'ın bir parçası olduğumu yazıp söylemeye kadar vardırmışlardır işi.

bu akılsızların bazıları, haklı olarak, kitaplarıyla birlikte yakılıp öldürülmüşlerdir. çünkü, tabii ki, iyi ve kötü vardır, bu ikisi arasında bir sınır çizmek hepimizin işidir, ben -haşa- allah değilim ve bu saçmalıkları da bu akılsızların kafasına ben sokmadım, onlar kendileri düşündüler.

bu da beni ikinci itirazıma getiriyor: alemdeki bütün kötülüklerin, ve günahların kaynağı ben değilim. pek çok insan benim kışkırtmam, kandırmam, vesveselendirmem olmadan kendi hırsları, şehvetleri, iradesizlikleri, alçaklıkları ve çoğunlukla da aptallıkları yüzünden günah işliyorlar. bazı okumuş yazmış mutasavvıfların, beni bütün kötülüklerden arındırma gayretleri ne kadar saçmaysa, her kötülüğün benden çıktığını sanmak da kuran-ı kerim'e o kadar aykırı. müşterisini kazıklayıp çürük elmayı hileyle satan her manavı, yalan söyleyen her çocuğu, her dalkavukluk edeni, edepsiz hayaller gören her ihtiyarı, otuz bir çeken her oğlanı ben kandırmıyorum. hatta, yüce allah, bu son ikisinde beni anmalarına yol açacak bir kötülük bile bulamaz. elbette vahim günahlar işlensin diye çok uğraşıyorum, ama ağzı açık esneyenleri, hapşıranları, hatta osuranları da benim kandırdığımı yazıyor bazı hocalar. beni hiç anlamadıkları anlamına geliyor bunlar.

anlamasınlar, sen de onları daha kolay kandırırsın, diyebilirsiniz. doğru. ama benim de bir gururum olduğunu, zaten yüce allah ile aramı bunun açtığını hatırlatmam gerekir. her kılığa kolaylıkla girebildiğim, özellikle şehvet uyandıran güzel kadın olarak dini bütünlerin yoluna çıktığım on binlerce cilt kitapta kaç kere yazıldığı halde, buradaki nakkaş kardeşlerim beni niye hala yüzü et benleriyle kaplı, eciş bucüş, boynuzlu ve kuyruklu bir korkunç mahluk gibi çizdiklerini açıklayabilirler mi?

asıl konumuza böylece geldik: nakış. istanbul sokaklarını dolduran ve sizleri daha sonra üzmesin diye adını anmayacağım bir vaizin kışkırttığı bir kalabalık, makam ile ezan okumanın, tekkelere toplanıp kucak kucağa zikredip çalgı eşliğinde kendinden geçmenin allah'ın sözüne aykırı olduğunu söylüyormuş. bu vaizden ve kalabalığından korkan aramızdan bazı nakkaşlar, frenk usüllerince nakşetmenin benim işim olduğunu söylüyorlarmış, işittim. bana yüzlerce yılda sayısız iftira edildi. hiçbiri hakikatten bu kadar uzak değildi.

her şeyin başına dönelim. herkes havva'ya yasak meyveden yedirmeme takıldığı için bu başlangıcı unutuyor. hayır, başlangıç yüce allah'ın beni mağrur bulması da değildir. her şeyin başlangıcında o'nun bana ve diğer meleklerine insanı gösterip secde etmemizi istemesi ve öteki melekler insana secde ederken çok yerinde bir kararla,

-benim insana secde etmemem-

var. beni ateşten yarattıktan sonra, daha değersiz bir malzeme olan çamurdan yapılmış

-insana secde et-

demesi sizce yerinde mi? vicdanınızla söyleyin kardeşlerim? peki, biliyorum, burada hiçbir şeyin aramızda kalmayacağını, o'nun her şeyi işiteceğini ve birgün de sizden hesabını soracağını düşünüp korkuyorsunuz. o zaman size o vicdanı niye verdi diye sormuyorum, korkmakta haklısınız, diyorum ve bu sorumu ve ateş-çamur ayrıntısını unutuyorum. ama hiç unutmayacağım, evet gururla hatırlayacağım bir şey var:

-ben insana secde etmedim.-

oysa yeni frenk üstatları, şimdi tam bunu yapıyorlar. beylerin, papazların, zengin tüccarların ve hatta kadınların bile gözlerinin rengi, tenlerinin dokusunu, dudaklarının benzersiz kıvrımını, göğüslerinin arasındaki güzel gölgeye, alınlarındaki kırışıklara, parmaklarındaki yüzüklere, hatta kulaklarından fışkıran iğrenç kıllara kadar her şeyi olduğu gibi resmedip göstermekle yetinmiyorlar, sanki insan secde edilecek bir yaratıkmış gibi onları resimlerinin tam merkezine yerleştirip bu resimleri tapılacak put gibi duvarlara asıyorlar. insan, gölgesi bile bütün ayrıntısıyla resmedilecek kadar önemli bir mahluk mudur? bir sokaktaki evler insanın gözünün yanlışlıkla gördüğü gibi gitgide küçülüyormuş gibi resmedilirse alemin merkezine allah değil, insan yerleştirilmiş olmaz mı? bunları her şeye muktedir yüce allah daha iyi bilir. ama, insana secde etmeyi reddetmiş, bu yüzden ne acılar, ne yalnızlıklar çekmiş, bu yüzden allah'ın gözünden düşmüş, küfürler edilmiş olan benim, bu resimlerin fikrini verdiğimi ileri sürmenin ne kadar saçma olduğu anlaşılmıştır sanıyorum. bazı mollaların yazdığı, bazı vaizlerin söylediği gibi, bütün çocukların benim yüzümden otuz bir çektiğine, herkesi benim osurttuğuma inanmak bile daha mantıklıdır.

bu konuda son bir şey daha söylemek istiyorum, ama sözüm kafası kendine gösterme hevesleri, şehvet ve para düşkünlüğü ve abuk sabuk tutkuları yüzünden her zaman bulanık olan insanlara değil! sınırsız aklıyla beni yüce allah anlar ancak: meleklerini insana secde ettirerek onlara mağrur olmayı sen öğretmedin mi? şimdi de senin meleklerinden öğrendikleri şeyleri kendileri yapıyor, kendi kendilerine secde edip kendilerini alemin merkezine yerleştiriyorlar. herkes, senin en sadık kulların bile, frenk üstatlarının tarzında resmedilmek istiyor. bu kendine hayranlığın sonucu, yakında seni unutmaları olacak, bunu kendimi bilir gibi biliyorum. üstelik, seni unutmalarının bütün suçunu yine bana atacaklar.

bütün bunlara sanıldığı kadar aldırmadığımı nasıl anlatabilirim size? tabii ki yüzlerce yıldır acımasızca, taşlanmama, küfürlere, lanetlere, beddualara rağmen sağ salim ayakta durduğumu göstererek. kıyamete kadar yaşam iznimi bana ulu allah'ın verdiğini, bana olur olmaz küfür eden öfkeli ve yüzeysel düşmanlarım hatırlasalar hepimizin işi kolaylaşırdı. onların ise, allah'tan alabildikleri ömür altmış yetmiş yılı ancak geçer. bari kahve içerek bunu uzatmaya çalışın, desem, aman şeytan böyle istiyorsa tam tersini yapayım diye bazılarının hiç kahve içmeyeceğini ya da baş aşağı dikilip kıçına kahve döktürmeye çalışacağını da biliyorum.

gülmeyin. düşüncelerin içeriği değil, biçimi önemlidir. nakkaşın ne resmettiği değil, üslubu. ama bunların da hiç belli olmaması gerekir. son olarak bir aşk hikayesi anlatacaktım, geç olmuş. beni bu gece seslendiren üstat meddah, yarın değil, öbür gün, çarşamba gecesi duvara bir kadın resmi astığında bu aşk hikayesini tatlı diliyle seslendirmeye söz verdi.

--- alıntı ---
devamını gör...
hiç bir etkisi olmayan sadece vesvese ole insanları kötü emellere sürükleyen bi o kadar tecrübeli iç sesimiz .
devamını gör...
ben sana dönerim diyip dönmeyen insan.
devamını gör...
şeytan özel bir isim değildir.genel olarak tüm kötülükler ve kötüler şeytandır.
devamını gör...
insanların yapılmaması gerekenleri yapınca bok atmak için ortaya çıkartılmış bir arkadaşımız.
devamını gör...
tanrı gibi şeytanın da çok sayıda isminin olması manidar ve düşündürücü değil midir?
devamını gör...
daha adı şeytan olarak bile bilinmiyordu, sizler daha emin olamamış azazil diyordunuz, biz ise emin olmuş olarak diabolos.

o kayıp zamanlarda benimle konuşurken en büyük lanetini yükledi sırtıma, yüzüme gülüyordu da o an, o cümleyi kurarken.
şimdi de aynı şekilde gülüyor, biliyorum.

"ne zaman ki unutulduğunu ve kaybolduğunu hissedersen tam o an aklına ben geleceğim, benden başka da ispat isteme."

saygılar..

edit : ilk şarkı, rastgele, bravo! yavaş gül, yetişemiyorum.
devamını gör...
eskiden melek olup kibriyle cennetten kovulan masum bir varlıkken büyüklenmenin nasıl her şeyi tepetakla edip tersine çevireceğini insanlara gösteren ibret.
devamını gör...
türkiye'de bolca görebileceğiniz baş belası varlıklardır.
devamını gör...
insanların suçu işleyip işleyip üstüne attığı melek.
devamını gör...
büyük üstat. ilk isyankar. büyük adam/kadın..
devamını gör...
kadındır. şaka şaka. kaostan beslenmeyin hemen. sazanavi yaptım.
devamını gör...
kutsal kitaplarda geçen, insanoğlunu saptırmaya ve isyana teşvik edeceğine yemin etmiş varlık ..
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gerald adındaki anti-komünist antropoloğun, görselini paylaştığım eserini incelemenizi tavsiye ederim. siyasetten hiç hoşlanmıyormuş gibi yapan tipik anti-komünist propagandalarını dikkate almazsanız da olur. insanlığın tarihi açısından bilgi deposu sayılır.
devamını gör...
içimizdeki kötüyle barışamadığımızdan kapı dışarı ettik.
devamını gör...
herkes çekildiğinde şeytan secdeye kapanıyordu.
devamını gör...
sanılanın aksine melek olmayandır.

evet cemaat-i müslimin toplanın, zira doğru bilinen yanlışlar köşemizde bugünkü konuğumuz şeytanın ta kendisi. dün akşam yoktan yere hatunla konuşurken konu buna geldi, şeytan in midir cin midir melek midir nedir ulan bu diye konuşurken birimiz melek olduğunu diğerimiz cin olduğunu iddia etti. uzun süren (24 saat) araştırmalarım sonucu şu sonuca vardım: şeytan melek değildir.

bakınız olayların hepsi kehf suresi 50. ayetten çıkıyor. kehf 50 diyor ki "hani biz meleklere, “âdem’e secde edin” demiştik; iblîs’ten başka hepsi secde ettiler. o cinlerdendi, rabbinin emrinden dışarı çıktı. şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onu izleyenleri mi dost ediniyorsunuz? oysa onlar sizin düşmanınızdır. zalimler adına bu ne kötü bir tercih!" kaynak

bakınız bu ayette dikkat edilmesi gereken 3 yer var, bu 3 yere göre de 3 farklı olası sonuç oluyor.
1. "meleklere secde edin dedik". şimdi eğer allah bütün meleklere secde edin dediyse ve iblis secde etmediyse bu durumda kendisi bir melektir diyebiliriz. çünkü secde emri ona da gelmiş, o da reddetmiş. ama sıkıntı şu ki meleklerin sorgulama yeteneği yok. bu adam sorguluyor, bir fikir ediniyor, allahla fikri ters düşüyor, allaha karşı kendi fikrini seçiyor ve secde etmeyi reddediyor.

hey yavrum hey, şu kadar haysiyetin zekatını günümüz politikacılarına verse vallahi dünya yürür gider kalkınır. ne açlık kalır ne aids.

2. "iblis secde etmedi". bu aslında ilk maddenin devamı sayılabilir. melekler normalde bildiğimiz üzre düşünemiyor falan dedik ya, aslında bu da kuranda tam olarak öyle değil. mesela bakara 30 der ki "hani rabbin meleklere, “ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. onlar, “biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. allah “şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu." kaynak.

e buna göre melekler sorgulayabiliyor demek. resmen olay şöyle cereyan etmiş:

allah: şşt melekler. ben var ya dünyada bi canlı yaratıcam, adına da insan diycem. benim dünyadaki temsilcim olcaklar.
melekler: bak emin misin? biz burda huzur ve sükunet içinde yaşıyoruz ama senin yaratacağın bu insan kan dökecek savaş çıkartacak ortalığın anasını ağlatacak. son kararın mı hocam, kesin miyiz bu insan yaratma konusunda?
allah: size ne lan. var bi bildiğimiz de yaratıyoruz işte.
melekler: hassssssssbinallaaahh...

hadi hepsi değil de bir kısmı sorgulayabilir olsun. bu şeytan da belki o sorgulayabilen meleklerden biriydi, sorgulaması çok ileri gitti ve allahın sözünden çıktı. olamaz mı, bence olabilir. yani bakın zaten bu fikri meleklerin benimsemediği, sebebini sorguladıkları, "lan durduk yere nerden böyle bişey çıktı şimdi allah allah yaa" dedikleri ayetle sabit görünüyor. şeytan belki bu grubun içindeki en badass olanıydı, en kafası çalışanıydı da fikirlerini allaha söyleme cesaretini kendinde bulup açıkça söyledi. ya da belki de en salak olanıydı, hepsi dilini tutarken bu salak "ben eğilip bükülmem hocam. ben ateşim parlıyom o çamur. ne alaka ya" dedi. kim bilir.

3. "o cinlerdendi". asıl olayın civcivli kısmı burası. bakın şimdi iblis eğer baştan beri cin idi ve secde edin emri geldiğinde meleklerin arasında idiyse niye üstüne alınıyor? sen melek değilsin ki kardeş, sana secde emri gelmemiş. sen niye "ben etmiyorum birader" diye ortalığı gerip bizi de yakıyosun binlerce yıl? ayrıca melek değilse cennette ne işi var bu arkadaşın o ara? cinler de mi cennette takılıyormuş o dönemler. hayır madem cennettesin efendi gibi takıl, sana kimse secde et, tabi ol, selam çak falan demiyor ki. sen niye üstüne alınıyosun babacım ya?

yok hocam bu arkadaş isyan ettikten sonra cin olduysa öncesinde melekti demek. yani ışıklı mışıklı hali vardı, allaha karşı gelince ateşe dönüştürüldü. olamaz mı, allahın herşeye gücü yeter sonuçta. belki o kısmı söylemedi, o cinlerdendi derken aslında başta cin değildi melekti ve melek formunda isyan etti, isyanın cezası olarak da cine dönüştürüldü belki. kim bilir.

bakın konuyla ilgili diyanet tv'nin bir soru cevap videosu var. şuradan izlenesi



kaynaklarım da bunlardı
islamansiklopedisi.org.tr/s...
sorularlaislamiyet.com/ibli...
islamansiklopedisi.org.tr/m...
kuranfihristi.net/fihrist/m...
kuranfihristi.net/fihrist/%...

yani özet: şeytan melek değilmiş islam alimlerinin çoğunluğuna göre. kitapta açıkça cin olduğu yazdığı için şeytana melek demek, eskiden melekmiş demek, melekti düştü demek falan ayetleri inkar oluyor bence. ayeti inkar da dinden çıkarmaya kadar götürür. excommunicado falan, böyle şeylere gerek yok *.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şeytan" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim