sımsıkı sarıldığın kişiye bir daha sarılamayacak olmak
başlık "can benim düş benim ellere nesi" tarafından 12.12.2020 17:16 tarihinde açılmıştır.
41.
sanırım 2010 yılıydı. eniştemin ablası (teyzemin eşinin ablası) sevgili halide abla son evre akciğer kanseriydi. öleceği söyleniyordu. o zamanlar 19 yaşındaydım. ölümle ilgili aklımda bir şeyler tam oturmuş değildi, birinin kaybıyla sarsılmamıştım o güne kadar. 4 yaşında dedem ölmüştü onu da pek kavrayamamıştım. o yüzden o sayılmaz.
neyse, halide abla kullanılmayan bir çamaşır makinesini niyeyse bize getirtmişti, hammalların aracıyla bizim eve gelmişti.
neden gelip almıyorsunuz beni yoruyorsunuz lan diye sövmüştü şakadan.
halide abla seyfi dursunoğlu gibi bir insandı. ne kadar küfür etse kimse yadırgamazdı. bir insan düşünün söylediği hiçbir şey kimseyi kırmazdı. eşini çok erken yaşta kaybetmiş bu esmer tenli kadın ailemizin bir parçasıydı. severdim...
kapıda beni gördü, gel lan sarılıyım sana dedi. öyle içten sarılmıştı ki. hayatımda o güne kadar kimse o kadar içten sarılmamıştı bana. bir kaç saniyeydi ama çok içtendi. veda sarılmasıymış meğerse..
bir kaç hafta geçti ve onu kaybettik. ölümü masal gibi geliyordu. içimde bir şeylerin yanması gerekirdi, ağlamam gerekirdi ama ağlayamıyordum. o zamanlar oldukça gençtim, düşüncesizdim belki meşguldüm. oturup birini düşünecek ve özleyecek halim yoktu. yıllar geçti özlemek neymiş anladım. aklıma kaybettiğim sevdiklerim gelince istemsizce gözlerim yanıyor, yine ağlamıyorum ama içimde bir şeyler titriyor, tıkanıyorum. koşa koşa gidip eskiden oturdukları evlerde onları bulmak istiyorum. sarılmak ve ağlamak istiyorum. böyle işte.
neyse, halide abla kullanılmayan bir çamaşır makinesini niyeyse bize getirtmişti, hammalların aracıyla bizim eve gelmişti.
neden gelip almıyorsunuz beni yoruyorsunuz lan diye sövmüştü şakadan.
halide abla seyfi dursunoğlu gibi bir insandı. ne kadar küfür etse kimse yadırgamazdı. bir insan düşünün söylediği hiçbir şey kimseyi kırmazdı. eşini çok erken yaşta kaybetmiş bu esmer tenli kadın ailemizin bir parçasıydı. severdim...
kapıda beni gördü, gel lan sarılıyım sana dedi. öyle içten sarılmıştı ki. hayatımda o güne kadar kimse o kadar içten sarılmamıştı bana. bir kaç saniyeydi ama çok içtendi. veda sarılmasıymış meğerse..
bir kaç hafta geçti ve onu kaybettik. ölümü masal gibi geliyordu. içimde bir şeylerin yanması gerekirdi, ağlamam gerekirdi ama ağlayamıyordum. o zamanlar oldukça gençtim, düşüncesizdim belki meşguldüm. oturup birini düşünecek ve özleyecek halim yoktu. yıllar geçti özlemek neymiş anladım. aklıma kaybettiğim sevdiklerim gelince istemsizce gözlerim yanıyor, yine ağlamıyorum ama içimde bir şeyler titriyor, tıkanıyorum. koşa koşa gidip eskiden oturdukları evlerde onları bulmak istiyorum. sarılmak ve ağlamak istiyorum. böyle işte.
devamını gör...
42.
son sarıldığın an aslında veda ettiğin an oluyormuş. her an sımsıkı sarılın, sonra anılarda boğuluyorsunuz.
devamını gör...
43.
sadece gasilhanede yaşanırsa gerçek diyebileceğim durumdur. aksi halde hayat insanı delirtircesine tesadüflere boğacak kadar enteresandır.
devamını gör...
44.
insanın ağzını burnunu kıran bir durum.
devamını gör...
45.
bir de hiç sarılamadan biten hikayeler var. hikayelerimiz.
yarım kalan her şey aklamızın bir yerinde tamamlanmayı bekliyor.
yarım kalan her şey aklamızın bir yerinde tamamlanmayı bekliyor.
devamını gör...
46.
siz bunu hiç anlayamayacaksıniz en azindan cogunuz anlayamayacak.
sizler ayrilik denen seyi buyutuyorsunuz ama ayriliklarda bile ümit vardır yeniden sarılmak için.
siz, inancinizin farkli oldugu ve ölmüş birine bir daha sarilmamanin ne demek oldugunu dusunun!#54312
yani dunyada sarılamiyorsun, baska bir alemde sarılırız desen inancınız musaade etmiyor.
simdi gelin hepiniz bana sarılın.
sizler ayrilik denen seyi buyutuyorsunuz ama ayriliklarda bile ümit vardır yeniden sarılmak için.
siz, inancinizin farkli oldugu ve ölmüş birine bir daha sarilmamanin ne demek oldugunu dusunun!#54312
yani dunyada sarılamiyorsun, baska bir alemde sarılırız desen inancınız musaade etmiyor.
simdi gelin hepiniz bana sarılın.
devamını gör...
47.
ölümün var olduğu gerçeğini kavramak
devamını gör...
48.
sımsıkı sarılamadığın kişiye bir daha sarılamayacak olmak çok daha zor.
bilsem, aslan amcama öyle sarılırdım ki. geçtiğimiz günlerde vefat yılının dönümüydü.
o gün öyle ağlamıştım ki, beynim çatlıyordu. bana birtakım büyükler, "gir veda et amcana" dedi de, nasıl gireyim? deyip ağladım. bakamazdım.
canım benim, öyle ağladım ki ona, gözlerim hep buğuluydu, hiç dinmedi tüm gün.
çok özlüyorum, anlatamam.
bilsem, aslan amcama öyle sarılırdım ki. geçtiğimiz günlerde vefat yılının dönümüydü.
o gün öyle ağlamıştım ki, beynim çatlıyordu. bana birtakım büyükler, "gir veda et amcana" dedi de, nasıl gireyim? deyip ağladım. bakamazdım.
canım benim, öyle ağladım ki ona, gözlerim hep buğuluydu, hiç dinmedi tüm gün.
çok özlüyorum, anlatamam.
devamını gör...
49.
sigaraya başlama nedenidir.
devamını gör...
50.
hayat treninde herkes gidicidir. gerçekten yalnız olmadığınızı anlamanız için bazı şifreleri çözmüş olmanız lazım ki gidenlere üzülmeyesiniz. ben çok kişi kaybettim daha doğrusu zorunda kaldım. anne, baba da ayrılınca kimsenin gerçekten kalıcı olmadığını anladım. istemeyene ısrar etmedim, giderken veda etmedim. bir gün daha önce keşfetmediğim bir şey buldum ve sonra kimseyi ciddiye almadım. hayatta kimse baki değil. siz kendinizin farkında olun yeter giden gitsin üzülmeyin çünkü onlar insan. arzular insanı zorlar ama bu sadece bir seraptan ibaret, beynin size oynadığı oyundur.
devamını gör...
51.
hep kaybedince anlaşılır.
sonra ah vah.
sonra ah vah.
devamını gör...
52.
son olduğunu bilmek, ya da son olduğunu bilmedem sarılmış olmak. ikisi de ayrı bir ölüm.
devamını gör...
53.
iz bırakır, gözlerinde acı, saçlarında aklar düşürür. belki daha vurucu yazmanı sağlar onun yokluğu. ama keşke hiçbiri olmasaydı da ona yine sarılabilsem dersin.
sabah bir otobüste giderken ağlarsın. saat 7
işte o kadar koyar. zordur. ölüm gibidir, ölmez ama ölmekten beter eder.
sabah bir otobüste giderken ağlarsın. saat 7
işte o kadar koyar. zordur. ölüm gibidir, ölmez ama ölmekten beter eder.
devamını gör...
54.
yıkımdır.
devamını gör...
55.
atlatılması zor olandır. allah; kimseyi, sevdiğinin acısıyla imtihan etmesin.
devamını gör...
56.
her özlediğinizde toprağa sarılmak zorunda kalırsınız. kokusunu ararsınız ama toprak kokusu dışında bir koku bulamazsınız. taş duvar arasında saatlerce oturur, ağlarsınız sonra konuşmadığı için kızarsınız...
ben bu acıyı tattığımda çocuktum ve bu acı hem çocukluğumu hem de gençliğimi aldı elimden ama umarım kimse yaşamaz.
ben bu acıyı tattığımda çocuktum ve bu acı hem çocukluğumu hem de gençliğimi aldı elimden ama umarım kimse yaşamaz.
devamını gör...
57.
insanı kahreden durumdur. ancak bana kalırsa bu durumu sadece hayatını kaybeden birisiyle sınırlayamayız. bir daha sarılamayacak olduğunuz kişi hayatta da olabilir ve hatta yolunuz onun otruduğu sokaktan da geçiyor olabilir her sabah ve her akşam. ''lan bilseydim öyle bir sarılır öyle bir sarılırdım ki...'' diye içinizden geçirirsiniz. yahu işte klasik varken kıymet bilmeme durumu aslında bu başlığın anlattığı ve benim yazdıklarım. ne demiş şair; ''uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi...''
devamını gör...
58.
yaşamın telafisi mümkün olmayan acı yönlerinden biri.
devamını gör...
59.
insanı büyütür. farklı bir bakış açısı kazandırır o yokluk. neden ben diye çok sorgulatır. yüzünde iz bırakır. acı verir. ölüm gibidir. ama ölen sadece anılardır....
devamını gör...
60.
insanı o popoyu son bi sıkma yönünde teşvik eden acıklı olay. yanlışlıkla olmuş gibi son bi yoklayış, son bi değdirme, ayrılırken hınzırca memeye dokunuş. bi daha olamayacak şeyler sonuçta bunlar. kuş olup giden o sütlaç kıvamlı popoyu bi daha göremeyeceğiz madem, veda eder gibi bi elleyelim iyice. lobları sıkıp bırakalım, sıkıp bırakalım hafızamızda yer etsin diye o dokusu, yumuşaklığı, sıkılığı. ah be. acaba bu hafif squat'lı poponun yeni durağı hangi şanslı adamın yüzü olacak? kimin yüzüne oturup şöyle bi titretecek kendisini sevdiğimiz?
kaybedişler hep acı vermiştir bana. hele ki bu şekilde, son defa gördüğünü bilerek sarılıyorsan karşındakine, işte bu, acıların en büyüğüdür. hayatının son mutlu anıdır, bilmiyorsundur çünkü.
öyleyse giderayak koparabildiğimizi koparalım. akarken son bi dolduralım. ileride o vahim ayrılık anını düşündüğümüzde acıdan başka biraz da şehvet ve otuzbir çekme isteği doldursun içimizi. olmaz mı?
kaybedişler hep acı vermiştir bana. hele ki bu şekilde, son defa gördüğünü bilerek sarılıyorsan karşındakine, işte bu, acıların en büyüğüdür. hayatının son mutlu anıdır, bilmiyorsundur çünkü.
öyleyse giderayak koparabildiğimizi koparalım. akarken son bi dolduralım. ileride o vahim ayrılık anını düşündüğümüzde acıdan başka biraz da şehvet ve otuzbir çekme isteği doldursun içimizi. olmaz mı?
devamını gör...