61.
zihnin lunapark bölümü.
devamını gör...
62.
güzellenecek bir şey değil. bütünüyle tedavi mümkün değilse bile daha kötüye gitmesini baskılamak mümkün olabiliyor. doktor falan değilim, hasta da değilim.
müdahale edilmediğinde kötüye gittiğini biliyoruz. tedavi süreci insanı birçok şeyden zevk almaktan mahrum edebilir fakat tünelin ucunda ışık var.
en azından farkındalığı yüksek bir insan olarak kalabilmek ve ayırt edebilmek için.
müdahale edilmediğinde kötüye gittiğini biliyoruz. tedavi süreci insanı birçok şeyden zevk almaktan mahrum edebilir fakat tünelin ucunda ışık var.
en azından farkındalığı yüksek bir insan olarak kalabilmek ve ayırt edebilmek için.
devamını gör...
63.
sıkıntı bir hastalıktır.
hem kişinin kendisi için hem etrafındakiler için tam bir işkencedir. benim babam şizofrendi; kendi kendine konuşurdu, ikinci bir kendinden bahsediyordu, kanki gibi hayali karakteriyle muhabbet falan ediyordu.
kötüydü ya.
kafasında sürekli kötü düşünceler olurdu dolayısıyla tüm çocukluğumu yedi bitirdi. yıllarca sürdü bu.
kardeşim desen onda da borderline kişilik bozukluğu var.
onun dışında babannem, küçük halam ve baba tarafından bir kaç kişide daha psikolojiler bitik.
ben nasıl sapasağlam bugünlere geldim bazen şaşırıyorum. resmen akıl hastanesinde yaşamışım*
hem kişinin kendisi için hem etrafındakiler için tam bir işkencedir. benim babam şizofrendi; kendi kendine konuşurdu, ikinci bir kendinden bahsediyordu, kanki gibi hayali karakteriyle muhabbet falan ediyordu.
kötüydü ya.
kafasında sürekli kötü düşünceler olurdu dolayısıyla tüm çocukluğumu yedi bitirdi. yıllarca sürdü bu.
kardeşim desen onda da borderline kişilik bozukluğu var.
onun dışında babannem, küçük halam ve baba tarafından bir kaç kişide daha psikolojiler bitik.
ben nasıl sapasağlam bugünlere geldim bazen şaşırıyorum. resmen akıl hastanesinde yaşamışım*
devamını gör...
64.
sözlüklerde doludur. bir tanesi üzerinde yıldırma pokitikası uyguladım.
devamını gör...
65.
bugün bir akrabamızın kayınpederime yakıştırdığı hastalık. ağır dedikodu içerir. üşenen okumasın.
şimdi geçen bayram elini öperken öptürmedi. elini geri çekti, ben de bayramını kutladım tokalaştık falan. sonra oğluna diyor ki karın benim elimi öpmedi bayramda. o ara kocam içerideydi. tabii ki inanmadı ama adam bildiğin bana iftira atıyor. yok diyor, yalan söylüyormuşum ben. ya hu ben el öpmekten gocunan bir insan bile değilim. gelenekleri sevmem ama saygı çerçevesinde yerine getiririm. ki kahvaltı ettik o gün, sonra ben çıktım ev sahibimin bayramını kutladım. ellerini öptüm dede ile nenenin. yani erinsem zaten yabancının elini öpmem. bir de şu konu var, madem ben senin elini öpmedim öyle diyorsun ya, niye beraber otururken toplulukta bunu dile getirmiyorsun da arkamdan oğlunu doldurmaya çalışıyorsun. adam kafasında bir şeyler kuruyor, inanıyor, aksini kabul etmiyor. acayip bir durum. kötü mü yoksa hasta mı gerçekten anlamıyorum.
bugün de kocamın amcasının karısı yani yengesi hayvan kesmiş. sevabına, ölmüşlerin ruhu için kuran okuttu. kadınlar arasında zaten ben de gittim. neyse, kadınlar yavaş yavaş dağılıyor, kocamı aramış karını eve çağır ben o oradaysa kapıdan girmem. neeeeeğğğğ. anaa, yengeme diyorum ben gidiyorum kocam çağırdı. niye gidiyorsun o da kadınlar gidince gelecekti diyor. dedim o zaman ara sen sor, utandım demeye. aradı, durumu öğrendi. o da bu durumdan şikayetçi ama ne yaparsın. atsan atılmıyor satsan satılmıyor. çekiyoruz şimdilik böyle. ağzımı açmıyorum, durduğum yerde yine bir şeylere sebep oluyorum. nasıl kötü gelinim. püü bana.
şimdi geçen bayram elini öperken öptürmedi. elini geri çekti, ben de bayramını kutladım tokalaştık falan. sonra oğluna diyor ki karın benim elimi öpmedi bayramda. o ara kocam içerideydi. tabii ki inanmadı ama adam bildiğin bana iftira atıyor. yok diyor, yalan söylüyormuşum ben. ya hu ben el öpmekten gocunan bir insan bile değilim. gelenekleri sevmem ama saygı çerçevesinde yerine getiririm. ki kahvaltı ettik o gün, sonra ben çıktım ev sahibimin bayramını kutladım. ellerini öptüm dede ile nenenin. yani erinsem zaten yabancının elini öpmem. bir de şu konu var, madem ben senin elini öpmedim öyle diyorsun ya, niye beraber otururken toplulukta bunu dile getirmiyorsun da arkamdan oğlunu doldurmaya çalışıyorsun. adam kafasında bir şeyler kuruyor, inanıyor, aksini kabul etmiyor. acayip bir durum. kötü mü yoksa hasta mı gerçekten anlamıyorum.
bugün de kocamın amcasının karısı yani yengesi hayvan kesmiş. sevabına, ölmüşlerin ruhu için kuran okuttu. kadınlar arasında zaten ben de gittim. neyse, kadınlar yavaş yavaş dağılıyor, kocamı aramış karını eve çağır ben o oradaysa kapıdan girmem. neeeeeğğğğ. anaa, yengeme diyorum ben gidiyorum kocam çağırdı. niye gidiyorsun o da kadınlar gidince gelecekti diyor. dedim o zaman ara sen sor, utandım demeye. aradı, durumu öğrendi. o da bu durumdan şikayetçi ama ne yaparsın. atsan atılmıyor satsan satılmıyor. çekiyoruz şimdilik böyle. ağzımı açmıyorum, durduğum yerde yine bir şeylere sebep oluyorum. nasıl kötü gelinim. püü bana.
devamını gör...
66.
zor hastalık. insan hiç beyninden çıkan sese inanır mı vs gibi bir şey demeyin, çünkü insan psikolojisi öyle bir şeydir ki yapmayacağım diye kendinizi zorlarsanız size daha güçlü şekilde gelir. bir nevi kendinizle savaşıyorsunuz gibi bir durum. balıklı rum hastanesin de intörn yaptığım vakitler şizofreni hastaları da vardı ve gerçekten çok garip bir durumdu. marks kimsenin başına vermesin.
devamını gör...
67.
aslında şu soruyu kendilerine sorabilseler iyileşme yolunda büyük bir adım atmış olacaklar:
bana beynimin bir oyunumu bu?
bana beynimin bir oyunumu bu?
devamını gör...
68.
beyin bölünmesi. beynin bir tarafı kalk gidelim derken diğer tarafı b.k yeme otur der.
devamını gör...
69.
sizofren hastalarinin hepsi zaten ben sizofren degilim demez.
siz sizofreniyi filmlerdeki koyun delisinden bildiginiz icin oyle zannediyosunuz.
gidin az sizofreni hastalarinin roportajlarini izleyin. evet.
siz sizofreniyi filmlerdeki koyun delisinden bildiginiz icin oyle zannediyosunuz.
gidin az sizofreni hastalarinin roportajlarini izleyin. evet.
devamını gör...
70.
şizofreni tam olarak, gerçekle hayalin el ele verip zihni sabote etmesidir. gelin biraz açalım;
şizofreni, halk arasında çoğu zaman yanlış bilinen, bazen de korkuyla karışık bir şekilde “çoklu kişilik hastalığı” sanılan ama aslında bambaşka bir zihinsel fırtınadır. gerçekle hayalin sınırlarının bulanıklaştığı, beynin kendi içinde bir netflix dizisi yazıp oynattığı, ama bunu sana gerçeğin ta kendisi gibi sunduğu bir durumdan bahsediyoruz.
bir düşün; dışarıda kimse yok ama sesler var. kimi sana emir veriyor, kimi seni eleştiriyor, kimi de sadece senin duyamadığın şeyleri söylüyor. bazen bu seslerle tartışıyorsun, bazen inanıyorsun. olmayan şeyleri görmek, hissetmek sıradanlaşıyor. bu bir “hayal gücü” değil, bu bir bozukluk.
ama şunu net konuşalım: şizofreni deli olmak değildir.
bu bir kimyasal dengesizliktir. beyinde dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin dengesinin bozulması sonucu zihinsel işlemleme sisteminde “parazit” oluşur.
tedavisi var mı?
evet. tamamen geçmese de ilaçlarla kontrol altına alınabilir. antipsikotik ilaçlar, terapi ve aile desteğiyle hastalar toplumda aktif ve üretken bireyler olarak yaşayabilir. ama burada en büyük düşman, önyargı.
toplum hâlâ şizofreni deyince “tehlikeli, dengesiz, potansiyel suçlu” gibi klişelere sarılıyor. halbuki bir şizofreni hastası, sessizce kendi içinde savaş veriyor. bazen yalnızca bir tebessüm, bir anlayış, bir cümle bile ilaçtan daha şifalı olabiliyor.
unutma dostum, beyin dediğin şey bir organ. kalp gibi, karaciğer gibi. ve hastalanabilir. şizofreni de bunun bir versiyonu. kimse tercih ederek şizofren olmaz ama herkes şizofreniye karşı biraz daha anlayışlı olabilir.
son söz;
zihin karmaşık, hayat zor, empati ücretsiz.
şizofreni, halk arasında çoğu zaman yanlış bilinen, bazen de korkuyla karışık bir şekilde “çoklu kişilik hastalığı” sanılan ama aslında bambaşka bir zihinsel fırtınadır. gerçekle hayalin sınırlarının bulanıklaştığı, beynin kendi içinde bir netflix dizisi yazıp oynattığı, ama bunu sana gerçeğin ta kendisi gibi sunduğu bir durumdan bahsediyoruz.
bir düşün; dışarıda kimse yok ama sesler var. kimi sana emir veriyor, kimi seni eleştiriyor, kimi de sadece senin duyamadığın şeyleri söylüyor. bazen bu seslerle tartışıyorsun, bazen inanıyorsun. olmayan şeyleri görmek, hissetmek sıradanlaşıyor. bu bir “hayal gücü” değil, bu bir bozukluk.
ama şunu net konuşalım: şizofreni deli olmak değildir.
bu bir kimyasal dengesizliktir. beyinde dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin dengesinin bozulması sonucu zihinsel işlemleme sisteminde “parazit” oluşur.
tedavisi var mı?
evet. tamamen geçmese de ilaçlarla kontrol altına alınabilir. antipsikotik ilaçlar, terapi ve aile desteğiyle hastalar toplumda aktif ve üretken bireyler olarak yaşayabilir. ama burada en büyük düşman, önyargı.
toplum hâlâ şizofreni deyince “tehlikeli, dengesiz, potansiyel suçlu” gibi klişelere sarılıyor. halbuki bir şizofreni hastası, sessizce kendi içinde savaş veriyor. bazen yalnızca bir tebessüm, bir anlayış, bir cümle bile ilaçtan daha şifalı olabiliyor.
unutma dostum, beyin dediğin şey bir organ. kalp gibi, karaciğer gibi. ve hastalanabilir. şizofreni de bunun bir versiyonu. kimse tercih ederek şizofren olmaz ama herkes şizofreniye karşı biraz daha anlayışlı olabilir.
son söz;
zihin karmaşık, hayat zor, empati ücretsiz.
devamını gör...
71.
şizofreni kelimesi, yunanca ayrık veya bölünmüş anlamına gelen "şizo" ve akıl anlamına gelen "frenos" sözcüklerinin birleşiminden gelir.
şizofreni, psikotik bir bozukluktur.
düşünce içeriğinde bozulma
gerçeklikle temasın kaybedilmesi, gerçekte var olmayan bir şeyi duymak, görmek, hissetmek, tat veya koku olarak algılamak, gerçek olamayacak bir şeye güçlü biçimde inanmak
duygu, düşünce ve davranışlarda bozulma
algı ve dikkat süreçlerinde hatalar, aşırı şüpheci düşünceler üretmek
dış görünüşe önem vermede azalmalar
kişilerarası ilişkilerde bozulmalar (günlük hayattan çekilme, içe kapanma) gibi belirtiler görülür.
şizofreni hastalarında halüsinasyon ve sanrılar görülür. bunlar pozitif belirtilerdir.
anhedoni (zevk alamama), avolisyon (isteksizlik), künt duygulanım (duyguların gösterilmesinde ve ifade edilmesinde eksiklik), aloji ( konuşma yoksullaşması), dağınık konuşma, laf salatası ise negatif belirtilerdir.
şizofreni, psikotik bir bozukluktur.
düşünce içeriğinde bozulma
gerçeklikle temasın kaybedilmesi, gerçekte var olmayan bir şeyi duymak, görmek, hissetmek, tat veya koku olarak algılamak, gerçek olamayacak bir şeye güçlü biçimde inanmak
duygu, düşünce ve davranışlarda bozulma
algı ve dikkat süreçlerinde hatalar, aşırı şüpheci düşünceler üretmek
dış görünüşe önem vermede azalmalar
kişilerarası ilişkilerde bozulmalar (günlük hayattan çekilme, içe kapanma) gibi belirtiler görülür.
şizofreni hastalarında halüsinasyon ve sanrılar görülür. bunlar pozitif belirtilerdir.
anhedoni (zevk alamama), avolisyon (isteksizlik), künt duygulanım (duyguların gösterilmesinde ve ifade edilmesinde eksiklik), aloji ( konuşma yoksullaşması), dağınık konuşma, laf salatası ise negatif belirtilerdir.
devamını gör...