şizofreni

dehâ ve delilik arasındaki sınırı koruyamayan insanların yatkın olduğunu okumuştum bir yerde ama bilimsel bir temeli var mıdır bilemiyorum.

yukarıda epeyce tanımı yapılan, tıbbi zeminde önemli bir yeri olan bir zihinsel hastalıktır.
ve fakat; zaman zaman kendimin de aynı hataya düştüğü ve aslında "ahlaksızlık" olarak nitelendirilebilecek bir durumdur.
laf arasında kendinin psikolojik olarak iyi hissetmemesine ya da goygoy için "şifozren oldum" örneği ile farkında olmadan; gerçekten bu hastalıkla yaşayanların durumunu düşüncesizce aşağılamak durumudur.
nasıl ki "engelli" bireylere hassas davranıp, alay etmemeye özen gösteriyorsa insan, bu konuda da öyle davranmalıdır kanaatimce..

gerçeklere kayıtsız kalan, orada burada bazen şurada olan, hayal gücü son derece güçlü,uçsuz, bucaksız iyi insanlardır.

(bkz: 23supernova23) mahlaslı yazarın başındaki durum. bu yazar tam 18 yıldan beri şizofreni ile mücadele etmektedir.
(bkz: en ağır ruh hastalığı) literatürde böyle geçer. yaşayana sor bi de , cehennemin dünya versiyonu gibi...

şizofreni, bireylerin gerçekliği anormal olarak yorumladıkları ve gerçek ile gerçek dışını birbirinden ayıramadıkları ciddi bir zihinsel bozukluğa verilen addır.
şizofreni, halüsinasyonlar, sanrılar ve günlük işleyişi bozan son derece düzensiz düşünme ve davranışların sonucunda ortaya çıkabilir bunun sonucunda bireyi bütünüyle etkisiz hale getirebilir. şizofreni durumunun gelişmesine neyin neden olduğu henüz kesin olarak belirlememiştir. fakat araştırmacılar genetik yapının, beyin kimyasının ve çevrenin bir kombinasyonunun şizofreni durumunun gelişmesine katkıda bulunduğuna inanmaktadır. şunu da belirtmek gerekir ki çevrenin kişi üzerindeki olumsuz etkisi tek başına şizofreni hastalığını ortaya çıkarmaz. başka hastalıklar bu olumsuz durumla tetiklendiğinde şizofreni ortaya çıkabilir. erken tedaviye başlamak çok önemli olduğu gibi tedavi edilmeyen şizofreni bireyin hayatının her alanını etkileyen ciddi sorunlara neden olabilir.

şizofreni türleri:
-paranoid şizofreni: kişiler çok yoğun belirtiler yaşamasına karşın asla hastalığı kabul etmez ve bütün belirtileri gizlemeye çalışır bu da kişilerin toplumdan uzaklaşmalarına neden olur. kişiler zulüm gördükleri veya birileri tarafından cezalandırıldıkları ile ilgili yanlış inançlara sahiptirler. fakat düşünceleri, konuşmaları, duyguları oldukça normaldir. bu hastalarda şüpheci ruh haline sıklıkla rastlanır. diğer türlere göre daha geç yaşta ve daha yavaş ilerlediği görülür.

-dezorganize (hebefrenik) şizofreni: kişilerin konuşmalarında oldukça sık tutarsızlıklar görülür. hastaların zihinleri oldukça karışıktır. bazı günlük işlerini yapmakta zorlanabilen bu kişilerde duygusuzluk, uygunsuz hareketler vardır. dışardan çocuksu görünebilirler.

-katatonik şizofren: semptomlar fiziksel olara görülür. kişiler genelde hareketsizdirler. genellikle çok katı ve sert olurlar, hareket etmeyi istemezler. çevrelerinde olan bitenlere karşı kayıtsız kalırlar. uzun süre hareketsiz kalabilirler ve bu tür şizofreni aniden ve genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar.

-ayrışmamış şizofreni: belirtiler vardır fakat bu türün belirtileri henüz herhangi bir gruba dahil edilmemiştir. semptomlar yukarıda yazmış olduğum 3 türden birine tam olarak uymadığında bu tanı koyulabilir.

-kalıntı (rezidüel) şizofreni: kişilerin şizofreni semptomları şiddeti azalmıştır fakat halüsinasyonlar gibi diğer semptomlar hala vardır, sadece şiddeti ilk teşhis edildiğine oranla azalmıştır.

-basit şizofreni: normal işlevlerde azalma belirgin olarak görülür. yavaş ve sinsi olarak ilerleyen bu tür genç yaşlarda ortaya çıkar. kişiler çevreye karşı ilgisizdirler. kişilerde ayrıca aldırmaz tavırlar sık görülür ve ailenin, çevrenin kurallarına ters davranışlar ortaya çıkar.

gerçekte var olmadığına inanan sağlıklı insan sayısı, şizofren olduğuna inanmayan insan sayısına oranla daha yüksek olan hastalık.

değişik ve psikopatça ve saçmaca hareketler gösteren birileri varsa o kimse şizofrendir dikkatli olun.

güzel insanların fiyakası.

babamın kuzeninin uzun yıllar mücadele etmek zorunda kaldığı basaramayarak kendini aştığı hastalıktır, ben doğmadan bir hafta önce gerçekleşmesi beni sarsmaktadır.

milletimizin hastalık değil delilik zannettiği çok ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır.

“meczup muyum ben yoksa hakikati mi görüyorum?” mücadelesi ile takatsiz bırakan hâl. kimi zaman en güzel kaçış biçimi.

duygu, düşünce ve davranışlarda bozulma ile algı ve dikkat süreçlerinde hatalarla seyreden kronik bir beyin hastalığıdır. kişide belirli belirtilerle açığa çıkar. bu belirtiler üç grupta ele alınır. pozitif, negatif ve dağınık belirtiler. pozitif belirtilerin içinde varsanılar(halisünasyon) ve sanrılar(hezeyan) varken negatif belirtilerdr beynin işlevselliğinde bir azalma görülür

ruh kanseri.

"bildiğin gibi değilim ümit delirdim ya".

bana çok enteresan gelen hastalık. çok zeki insanların, düşüncelerinin hızına yetişemediğinden böyle olduklarını düşündüğüm ve o zekaya hayran kalmamamın elimde olmadığını belirtmek isterim. hayranım zekalarına. özellikle canım kurgusal karakterim david caigne - olasılıksız kitabındaki. sen nasıl bir dehasın yahu. insanın salyası akıyor.

inanaılmaz ilgimi çeken bir hastalık.üzerine çok makale okudum,en son da bir programda doğrudan hastasını dinledim.adam şey diyordu “uzun süre kendimi demlik zannettim.” hem üzüldüm hem imrendim. djjdjdjdjd saygısızlık olarak anlaşılmasın ancak bir an için olsun o kafayı yaşamak isterdim

...kalıcı tedavisi mümkün olmasa da kontrol altına sınırlı alınabilir, genetik aktarımla başa bela olan hastalık, kuşak atlayarak da varlık sürdürebiliyor, intihar eğilimi ciddi bir etki...bipolarite, borderline gibi vakalarla çoklukla içiçe geçip karışıyor...

(bkz: next station)

bana da çok acayip gelen psikolojik hastalıklardan birisidir. insanın algısının bozulduğunda neler olabileceğini göstermektedir. psikolojik hastalıklar dinsizlikten kaynaklanır diyenlere adeta kapak niteliğinde bir psikolojik rahatsızlık örneğidir.

korkunç bir hastalık. kalıcı tedavisinin mümkün olmaması çok üzücü. şizofren olduğu belgeli bir kişiyle tanıştım şimdiye kadar. adam kendini var olmayan bir şirketin müdürü sanıyordu. kartvizit bile bastırmıştı. sabah işe gidiyordu(?), akşam işten geliyordu(?), iş çantası(?) taşıyordu. en acı olanı ise bu insanlar kesinlikle yalan söylemiyor aslında. sanrıları ve varsanıları(delüzyon ve halüsinasyon) o kadar güçlü ki onun dünyasında o şirket gerçekten var ve orada çalışıyor.

ayrıca şu an tutuklu olan ve birçok kişinin tanıdığı bir dini lider de paranoid şizofreni olduğu için askere alınmamıştır.