sokak köpeği

ne yazık ki sahibi ile buluşma, yaşama şansı bulamamış canlardır sokak köpekleri. öyle canları yanmıştır ki buğulu ve korkulu gözlerle bakar insanlara, aynı zamanda sorgulayan bakışlarla. doğalarına zarar veren bizler, onların da can olduğunu unuturuz çoğu zaman. hiçbir yere sığdıramadığımız, hor gördüğümüz, açlıkla sınadığımız o canların bu dünyada kapladıkları yer bir metre kare alan bile değil. sevmek zorunda değilsiniz, ama nefes aldıklarını bilmek ve bu dünyada onların da yerinin olduğunu kabul edip saygı duymak zorundasınız.

toplumsal sorumluluk altındaki köpeklerdir. türkiye sokaklarda kedilerin ve köpeklerin yaşadığı tek ülke değildir. pek çok güney amerika ülkesinde, kanada'nın kuzeydeki eyaletlerinde toplumsal sorumluluk altındaki köpekler vardır.
sokaklarda yaşayan hayvanların beslenmesinden, güvenliğinden, kontrolünden belediyeler ve sivil toplum sorumludur.
türkiye'de yaşadığım dönemde cinsi ne dediğimde sokak köpeği cevabını çok almışımdır. halbuki yaşam yeri nedeniyle sokak köpeği diye adlandırılan köpeklerin büyük bölümü akbaş zağar, çifte burun, çivi kulak, kars kafkas köpeği vb. melezleridir, safkan anadolu köpeklerine yine sıkça rastlanır.
seçici üretim nedeniyle bugün cins köpekler pek çok genetik problemle karşı karşıyadır. sanki mevcut problemler yetmiyormuş gibi son 10 yılda tasarım köpekler eklenmiştir. doodle köpeklerinin yaratıcısı pişmanlığını dile getirse bile tasarım köpek çılgınlığı tüm dünyayı sarmış ve genetik sorunlar ve beraberinde davranış sorunları ikiye katlanmıştır.
veteriner ve hayvan davranışları uzmanı sophia yin hayatının son dönemlerinde doğal seçimle çoğalan köpeklerin önemime dikkat çeken ilk kişiydi. bugün gerek hayvan davranışları gerek ise veterinerler arasında cins köpekler sorununa dikkat çeken ve asıl yapılması gerekenin cins köpeklerin değil ancak doğal seleksiyonla gelen ve genetik deformasyon taşımayan türkiye'de sokak köpeği olarak anılan toplumsal sorumluluk altındaki köpeklerin özelliklerinin korunmasının önemine dikkat çekmekteler.
şu ana kadar birlikte yaşadığım tüm köpekler sokaklardan ve barınaklardan geldi. bir sonraki köpeğim kesinlikle sokaktan olacak. orta boy, düşük kulak, boz renk. davranışların fiziksel özelliklerle bağlantısını bilenler neden bu özellikleri aradığımı anlayacaklardır.
hayvanları seviyorsanız, sokaklarda yaşayan bir köpek olan zeytin'in hikayesinin konu edildiği stray filmini izlenecekler listenize eklemenizi tavsiye ederim.
(bkz: toplumsal sorumluluk altındaki hayvanlar)

sokak köpeklerinden öğreniyordum
sevgisizliğin açık yarasını
demiş şükrü erbaş

evsiz köpektir.

bir internet sitesinde, köpek ırklarını ayrıştırırken so-kö diye belirtilen köpek cinsi. bazıları sevdirmekten mest olurken, bazılarının yanından "ağabey geçebilir miyim?" diye sorası geliyor.

dikkat edin saldırabilir.

kafa sözlükteki zihin kalabalığı insanlar.

boş boş havlar 1 den fazla oldumu özellikle geceleri insanlara saldırır.

hemen hepsi onları farketmeniz için gözlerinizin içine bakar.bu bakışlar sonrası köpekten korkanlar,eyvah bu beni kesin ısıracak, diye kendilerini arabanın önüne atmaktan bile çekinmez.
küçük tatlı gözükenlere fazla yaklaşmamak gerekir,zira onlar biraz fazla sinirli oluyor.aksine iri kıyım olanlar sevilmeye daha yatkındır.
bu canlardan bir tanesi,okula giderken beni görür görmez peşime takılır,benimle birlikte üst geçitten geçer,otobüse binene kadar eşlik ederdi.sabahın 6 sında telaşla evden çıktığımdan yanımda yiyecek de olmazdı.bir seslenişimle gelirdi sadece.
köpekten korkan çok kimse tanıyorum.korkanlar,sessizce onların yanından geçmeli ve asla göz teması kurmamalı.sizin korktuğunuzu algılayan hayvancık,sizi bir tehdit kabul edebilir.bunun için özellikle geç saatlerde-ki köpeklerin pek de uyumadığı zamanlardır- eve dönüyorsanız yanınızda köpek kov taşıyabilirsiniz.bu araç pille çalışır ve sizin duyamayacağınız ama köpekleri (hatta kedileri) rahatsız eden bir ses frekansı yayar.köpekler uzaklaşırken siz de yolunuza devam edersiniz.

evet o klasik foto.

yüzüme bakın, sadece gözlerime bakın. yüreğiniz var mı sizin. birazcık sadece birazcık merhamet. gidecek bir yerim yok ki. ne aslanım ne de bir martı. ben size bağımlıyım. vahşi olarak doğmadım. siz olmadan bir hiçim. sadece merhamet. birazcık merhamet.

evimizin önünde aylak aylak dolaşıyor bir tanesi. muhtemelen yavrusunu kaybetti.

imkan olsa hepsine kucak açıp her gece iyi geceler öpücüğü ile uykuya dalmalarını seyredeceğim canlardır. en büyük tahlilsizlikleri türkiye'de dünyaya gelmiş olmalarıdır.

eğer çözüm bulunmazsa yakında 30'lu 40'lı itlaf haberleri gelmeye ve artmaya başlar.

birçoğu fazla agresif bunların.

sevmiyorum, sevmek de istemiyorum. uzaktan iyi hoşlar, yakınlaştıklarında korkuyorum.

her sabah işe giderken, akşam eve dönerken çoğu zaman bunları görünce yolumu değiştiriyorum.

gerekli yerlerde yetkili biri olsam sokaklarda bir tane köpek bırakmaz onlara özel bir yer yapardım. sonuçta yazın ayrı kışın ayrı rezillik çekiyorlar, kediler de aynı şekilde.

kimisi fazla agresifken, kimisi çok sevimli ve mazlum. hepsine bir çözüm bulunması gerekir. evet barınakları bir çözüm ama derhal barınakları iyileştirilmesi gerekir.

ipsiz sapsız köpeğin yeri şehir değildir.

iktidar-muhalefet, cumhur-millet, zengin-fakir, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden herkesin acilen elini taşın altına koyması ve çözüm üretilmesi gereken bir konu. o hayvanlar da can yaralanan, ölen insan da can.

şahsen bir sıkıntım yok. zaten kırsal bir bölgedeyiz. yazları kovayla su da bırakıyoruz içsinler diye ama korkanı var seveni var. seveni var diye sevmeyen ve korkanına zulmedilemez. bir arkadaşımı ısırdı bu sokak köpekleri. köpekten korkan ya da nefret eden bir tip değildi. kaldırıma yatan köpeğin yanından geçerken köpek birden dalmış ayağa. kaç yaşından sonra köpekten korkar oldu dağ gibi eleman. yapılması gereken çok basit. misal sokak hayvanları ile alakalı 170 bin tweet atıldı bir günde. parçalanan çocuk için ise atılan tweet 10 bini geçmez. bu insan düşmanı itetapar or*lar tespit edilsin. her ay bunlardan para alınsın barınak masrafları için. evindeki köpek için bilmem kaç bin liralık somonlu mamaya para veren bu sonradan görme köpek aşıkları o kadar çok seviyorlarsa sokak hayvanlarını, barınaklara gidip pisliğini temizlesin, hayvanlar için daha iyi bir ortam oluştursunlar. parkta, bahçede kimse köpek bokuna basmak zorunda değil.

sokak köpeklerinin toplatılmasından yana olmayanlar biraz düşünsün de burda bir tür zarar görüyorsa kendi türünü korumak zorundasın.
öbür gün kendi çocuğuna zarar verseler emin olun, çoğu toplatılmasından yana olur.

barınaklara da klasik yönetim bakmıyor, o kadar vergi alıyorsanız oraları da iyileştirmek zorundasınız.
barınaklara alınmayan hayvanlar da her tür pislikle karşılaşıyor. patileri kesilen hayvanlar, başka başka..

hem barınaklar iyileştirilmeli ve çoğaltılmalı, hem sokak hayvanları toplanmalı..

burda yazsak icraate geçecekler mi acaba, anca vicdan rahatlatıyor yazdıklarımız.
bunun imzalı mimzalı çözümü yok mu? ya da milletvekili tanıdığı olan?
en azından bir şeyi de doğru düzgün, 4 4lük yapsınlar.