sosyoloji

toplum dinamiklerini anlamak için okunan önemli bir sözel bölüm.

iş bulmak gibi bir derdiniz yoksa okuyun.ufkunuzu acsa da temelde beyin mastürbasyonudur.bunu bilerek gidin okuyun.iş bulmak konusunda sıkıntınız olacağını düşünüp gene de bu bölümde okumak istiyorsaniz kocta burslu veya boğazicinde okuyun.yoksa okumayin

tarihten farkı, az okuyup çok konuşmaktır.
tarih disiplininde laf etmek için çokça okumanız gerekir.
sosyolojinin çıkarımları, genellemeleri, indirgemeleri boldur.

bu bölümü okumak isteyenler frankfurt okulunu mutlaka gözden gecirin.en önemli parcalarindan biridir sosyolojinin

ülkedeki önemli iki öncüsü vardır. ziya gökalp ve prens sebahattin (bu vatan hainidir)

bir hocamın deyimiyle mezunlarının türkçeyi ortalama 12000 kelime ile konuşabildiği bölümdür. edebiyat bölümü mezunları içinse bunun yarısı kadardır.

okunası bölüm.
insana baya bir şey katıyor.
hiç bir şey katmasa
ana baba ile filozof edasında tartışmayı öğretiyor.
içinde öfke olmayan,
ama durum tespiti olan cümle kuruyorsun,
nasıl yani oluyorlar,
onlar anlayana kadar uzaklaşıyorsun.
tam uzlaşmacı olmalık bölüm.
zaten üniveriste insana ufuk katan yer değil miydi,
ufuk sadece para kazanmak değildir,
ufuk dünyaya adapte olmak,
kendini tanımaktır.
kendine yer yurt bulmak,
kendini iyi ederek yerler bulmak,
insanlara ulaşmaktır.
ezcümle,
okumaktan zarar gelmez.
bulduğunuz bölümü,
bulduğunuz sertifika programını,
bulduğunuz kitabı,
okuyun.
ne kadar okumak
o kadar anlamak.
hayat başka türlü çekilmez.

(bkz: potansiyel işsizlik)

başlığı gözümün önüne düştü, hazır tercih dönemindeyiz yazıvereyim. aslında zevkli bir bölümdür. size çok şey katar dünyayı algılamanız açısından. lakin iş sıkıntısı türkiye'deki her sosyal bölümde olduğu gibi burada da var. eğer okurken bir yandan da envai çeşit sertifika edinir ve iki yabancı dile çat pat sahip olursanız, pazar araştırma firmalarında iş bulabilirsiniz. akademisyenliği filan sakın düşünmeyin.

üstteki entryleri okuyunca, neden tercihlerime sosyoloji yazdığımı düşündüm.
inşallah gelmez yoksa şıştım.

sosyoloji ile ilgili okumanız gereken kitaplar

ülkede bir an önce kurumsallaşması ve araştırmalar yapılması gereken bilim dalı.

toplum bilimi

(bkz:  toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan) bilim dalı olarak tanımlanır.

özellikleri

kullandığı istatiksel yöntemler ve çıkarımları dolayısıyla kapsamının orta-sınıf-oloji olduğundan şüphelendiğim disiplin. evet bu bir kritik ve ama bana ait. bu eleştiriyi ciddi bir makalede yazmayın diye söylüyorum veya yazacaksanız üstüne tez yazın da bi'bakın öyle.

fransızca kökenli sosyoloji, "toplumbilimi" anlamına gelip toplumun yapısını ve insanların duygularını inceleyen sosyal bilimlerin çok önemli bir bilim dalıdır. sosyolojinin arapça'daki karşılığı içtimaiyattır. sosyoloji, 19. yüzyıl'da avrupa'da auguste comte gibi aydınlanmacı pozitivist filozoflardan çıkmış olup türkiye'de 20. yüzyıl'da ziya gökalp gibi vatansever aydınlarca yaygınlaştırılmıştır. cumhuriyet dönemi'nde türk sosyolojisinin en önemli ismi büyük dava, gönül ve fikir adamı ziyaeddin fahri fındıkoğlu'dur.
kısacası sosyoloji; vasat(!) bir bölüm değildir, tam tersine toplum hayatı için çok önemli bir sosyal alandır.
ilgili linkler:
1) andcenter.org/tr/marifetdiv...
2) karar.com/amp/hayat-haberle...
3) hurriyet.com.tr/egitim/sosy...
toplumu ve toplumdaki insanları inceleyen sosyolojinin temsili bir resmi
sosyoloji(toplumbilim/içtimaiyat) ve sosyolojik terimler

en guvendigim bilim dali.

calistigim kurumun bir eğitimi vardi.h.sonu istanbulda bir otelde yer ayirtilmis, konferans salonunda eğitim olacak.1 aksam icin konaklamali yer ayirtilmis.tamam dedik odaya yerlestik.aksam yemeği yenildi.farkli yerlerden gelen arkadaslarla tanisildi.hersey iyi güzel buraya kadar.

ertesi gün kurum kültürü ve temel meslek bilgisi eğitimimize, galiba sosyoloji lisans ve kurumlar sosyolojisi yüksek lisans yapmis ukala bir bayan geldi.basladi anlatmaya yönetim modelleri falan fişman,sonra gecti faiz modellerine. sözelden sayisala gectik ama cok zorlayan konular değil lise düzeyi gibi.sonra bize döndü bir arkadasa 'sen faiz modellerini bilior musun?aranizda konusuyorsunuz gördüm.anlat bakalim ne biliyorsun?' dedi.aklinca handikap buldu ordan gidecek.lakin sert kayaya carptigi sonradan anlasildi. eleman 'matematik ögretmeniyim.sizin bu anlattiginiz konulari biz ortaokul ögrencilerine anlatiyoruz ama gene de istiyorsaniz cikar anlatirim.sorun yok.'

deyince kadinin ağzı carpildi resmen.kardesim , mesleğin hesaplama değil,daha doğrusu mesleğinin ne olduğu meçhul.asla küçük görmek değil haddime değil ama bu arkadas , kendine bakmadan ,eğitime gelenlere üstten bakan bir bakis acisiyla kurulup gelmis belli ki.eleman kapaği takinca kadinin yüzü yamuldu resmen.hala hatirlarim.

celal şengörün bilimciliğini ve aristokratliğini sevmem ama doğru demis. 'sosyoloji ve psikoloji bilim değildir.' .sosyoloji bir çeşit edebiyattir.

tüm sosyal hareketler, tüm devrimler , tüm ihtilal ve sosyal inkılaplarin kökü, âmili ekonomidir.tarih sürecini ekonominin motoru ileri götürür.direkt değilse bile sebeplerinden biridir.demografik değişimden tutun antropoloji arastirmalarinda bile ekonominin yeri başattır.

ekonomi de tipki sosyoloji gibi kitleseldir aslinda.hanehalki verileri yorumlanirken bile ibre genel denge ve bütçe, cari acik/fazla vd. gibi makro verilere kayar.

diğer dalların aksine okulda öğrenmenize gerek kalmadan toplum içiinde yaşayarak çözümlemesini yapabileceğiniz topluma dair bir bilimdir.çok mu cehalet koktu bu tanım?o zaman diyebilirim ki bu ülkeyi 22 senedir evet tam 22 senedir bu halkı çok çok iyi tanıyan bir lider yönetiyor.dünya tarihinde örneği yoktur.

1 sahtebilimdir. sosyologluga karsiyim, bos ugras.