stajyer

asıl amacı okuduğu bölüm ile alakalı yerlerde piyasa dilini pratiği öğrenmek olması gerekirken maalesef getir götür işlerindeki konumu ile öğrenimini tamamlayan kesim

21. yüzyıl köleliği.

kölelik değildir. istenmeyen kişiliktir.

angarya işlerin yaptırıldığı kişidir

fransızca köle demek değildir, stage kelimesinden türemiştir.

staj yaparken tecrübe kazanıp, kazanmayacağın kimin yanına verildiğine göre değişir. o tamamen senin şansın.
kimi insan, sadece ıvır zıvır işler yaptırıp, çay kahve muhabbet ederken staj yaptırır o dönem dersin çok iyi insan bana çok yardımcı oldu.
kimi insan, ilk gün tanışır. seni bir tartar ve durumuna göre iş vermeye başlar. sen yapmaya başladıkça tek başına iş verir. söylenmeye başlarsın bu bana taktı her türlü eziyeti edecek diye.
okul bittiğinde, şikayet ettiğin, sabah akşam seni çalıştıran, sana bir şeyler katan, iş başvurana ilk sırada kendisini refarans olarak yazdırır. çay kahve içip rahat rahat staj yaptıranla en fazla dışarıda çay içmeye devam edersin.

modern köle.

cem yılmazın sayesinde esas anlamının köle olduğunu öğrendiğimiz modern bir eziyet şekli. çalıştığın yerin birnevi piyonu, her şeye ilk önden seni sürerler. sonuçta öğreniyorsun ya hani ondan yoksa niye yapsınlar bunu demi. senin orda olma sebebin şaşkaza bir piyon olarak yıkılmadan ve devrilmeden tahtanın sonuna kadar çıkabilirsen bir vezir olabilesin diye. he canım aynen yersen.

bu dönem kendim için çok sık duyacağım bir sıfat. açıkçası bu staj defteri doldurma, raporlar, ayak işleri yapmak germiyor değil insanı.

sabahın köründe kalkıp kliniğini açıyoruz gecelere kadar koşuşturma içerisindeyiz izin yok beş kuruş almıyoruz mobbingin âlasını yiyoruz adına da staj demiş biri biz de uyguluyoruz ulan bu bölümün stajı bile ömrümden 10 yıl aldıysa bittim ben

türkiye'de mesleklere saygı olmadığı için staja önem verilmez daha çok gırgır şamata yapmaya gidilir. bizim ülkemizde stajyerlere bir şeyler öğretmek, kendilerini geliştirmek yerine tam tersi işçi gibi çalıştırıp meslek öğrenmelerini bekliyorlar.

fransızcadaki karşılığı ‘köle’ anlamına gelen, ülkemizde genellikle para vermeden yada üç kuruşa çalıştırılıp, kendi işinin haricinde ayak işleri yaptırılan kişi yada kişilere verilen isim. ayrıca cem yılmaz’ın konu ile ilgili şöyle efsane bir videosu da vardır ;
aha bu

teoride personel yetiştirmek ve firmalara yeni yetenekler bulmak için firmaların aldığı genç çalışanlardır ancak türkiye'de iş böyle yürümüyor tabi.
stajyer olarak girdiğiniz yer çok önemlidir. aynı zamanda, sizin, size verilen işlere bakış açınız da çok önemlidir. uluslararası ticaret mezunu olarak, üniversite öğrencisiyken ilk stajımı ihracat yapan bir yerde yapmıştım. 20 günlük süre içerisinde herkesle sohbet etmiş, herkesin ne iş yaptığını az çok bilir hale gelmiştim. iş hayatınızda karşılaşacağınız insan türleriyle alakalı ufak bir fragman gibi bir şey aslında. kurumsal bir firma değildi her ne kadar üretimi, departmanları ve ihracatı olsa bile, aile şirketi olduğu için işler okulda gördüğüm teorik eğitimden alakasız gidiyordu. iş anlamında çok şey öğrenmememe rağmen insan prototipleri konusunda güzel bilgiler edinmiştim.
ikinci stajımı büyük bir gümrük müşavirliğinde ithalat sorumlusu asistanı olarak yaptım. işler çok yoğundu ve mecburen çok ağır bir tempoda hiç bilmediğim bir işte herkese sorarak yapmam gerekiyordu. mental ve psikolojik olarak çok yoruluyordum, ancak çok fazla işimle alakalı şey öğrendim. stajımının bitmesine 1 ay kala, ithalat sorumlusu kişisel sebeplerinden dolayı ayrıldığı için onun işi tamamen bana kalmıştı. çok yoruldum çok zorlandım, stajdan sonra da şirkette kalmamı istediler, başka planlarım olduğu için kabul etmedim ama rica minnet 2 ay daha çalıştım. bu esnada da dünyanın en büyük bilişim şirketinin türkiye'deki gümrük operasyonları sorumlusu olarak çalıştım. çok güzel insanlar tanıdım, çok da şanslıydım.
şimdi istediğim işi yapıyorum, mezun olduğum üniversitedeki danışman hocamla hala görüşüyorum, kendisi staj arayan benim bölümümdeki gençleri bana yönlendiriyor. 20 gün okul stajı olduğu için maaş veremiyoruz ancak yemek yol ve harçlık veriyoruz. hatta son zamanlarda stajyerlerimize stajlarının son gününde istedikleri tiyatro biletini hediye ediyorum.
gençlerle birebir çalışıyorum, onların geçtikleri yolları bildiğim için onlara kendi tecrübelerimi aktarıyorum, yol göstermeye çalışıyorum. gerçekten istekli ve öğrenmeye gayret eden stajyerlerimi her zaman el üstünde tutuyorum, ne iş yaparsam yapayım onlarla birlikte yapıyorum, yurtdışı video call'lara katıltıyorum, asistanım olarak tanıtıyorum, hem onlardan yardım alıyorum hem de onlara tecrübe katmaya çalışıyorum. stajı bittikten sonra hala görüştüğüm hatta iş bulduğum stajyerlerim bile var. belli bir yerden sonra kardeşiniz gibi oluyorlar.
ancak bir de naylon staja kafayı takmış, günüm dolsa da bitse diye gelen genç arkadaşlar da var. bunlar genelde hiç bir işin elinden tutmayıp ellerinde telefon günü bitiren arkadaşlar oluyor. çok fazla gelecek görmediğim için üstlerine düşmüyorum.
eğer bir iş yeri sizi stajyer olarak aldıysa ve size sadece angarya iş kitliyorsa, gerçekten işin kilit noktalarını anlatmıyorsa, staja devam etmeyin arkadaşlar. çünkü öyle çalışanlar var ki bu benim işimi alır korkusuyla yeni ve heyecanlı gençleri tüketip başlarından savıyorlar. sizinle gerçekten ilgilenen, size bir şeyler öğretmeye çalışan bir işyerindeyseniz ve siz de istekliyseniz kesinlikle bırakmayın. orada çalışmak zorunda değilsiniz ancak size çok şey öğretebilirler. 2. staj yaptığım yer benim için öyleydi, çok fazla şey öğrendim ve hepsi hem mülakatlarda hem de iş hayatında çok işime yaradı.
türkiye'de staj çoğu firmada ucuz iş gücü emek sömürüsüdür maalesef. o yüzden staj yapacağınız yeri girmeden çok iyi araştırın veyahut üniversitedeki hocalarınızdan yönlendirme isteyin.

şu an içinde bulunduğum grup. ama bulunmasaydım daha iyi mi olurdu diye de düşünmüyor değilim. mobbing olsun, hastaların kaprisleri olsun, okul ve stajın yoğunluğunu beraber götürmeye çalışmak olsun gerçek anlamda psikolojik olarak bitiriyor beni. allah stajyer yoldaşlarıma sabır versin *.

ayak işleri yaptırılır,
öğrenciyse hiç cagrilmaz,
deneyim tecrübe ara eleman nitelik kalifiye...

oysaki hem yetişmesi
hem de masraflarını çıkarması gerekir.
sorumluluk alan neden yok?

kusura bakmayın ancak bu yüce statüden en muzdarip olan alan psikolojidir, net. lisans eğitimindeyken stajyer almamak için taklacı kuştan daha iyi performans gösteren saygıdeğer kişiler ileride işe alacağı kişilerden staj geçmişi istiyor, pek bir ironik.

diyoruz ki gönüllü yapalım, ücret almayacağız. ona dahi burun kıvırıyorlar. hatta inanır mısınız staj yapmak için kuruma ücret ödeyen bölümdaşlarım bile var. zaten etik olmadığından seanslara da giremiyoruz. biz bu alanı sahada nasıl öğreneceğiz? bu kadar fırsatçı olmayın ve sizden ücret dahi talep etmeyen psikoloji öğrencilerine fırsat tanıyın.

stajımı yaptım, sağ olsun kurumumdaki kişiler uzun süre bana bir şeyler katmak istediklerini söylediler. yüksek lisansta farklı alanlarda da staj yapacağım ancak zamanında gönüllü stajı bile onaylamayan kurumları yazdım aklıma.

son olarak,buradan aynı bölümü okuduğum dostlarıma gelsin: (bkz: sen de yaz yaz yaz bir kenara yaz bütün stajyer kabul etmeyen kurumlarıı)

şu an üzerimdeki ünvandır. yakında ceo olacak inşallah.

inanma seni silkecek. it is a trap!

takılmayı çok seviyorum. geçenlerde uzun vadeli stajerimiz sözleşmeli çalışanımız oldu. bu hızla ve rahatlıkla giderse 3 seneye müdür, 5 seneye ceo olmasını bekliyorum.