starbucks

hiç gitmediğim mekan.

ben gittim fakat sadece içine girdim. mall of istanbul'u bilenler bilir, oradaki starbucks'ta işim çıkmıştı 5 dakikalık içerisi leş gibi sigara kokuyordu resmen boğulacaktım, sigara içiyorum ama böylesini ilk kez gördüm. o kokuda nasıl dayanıyor la millet ?

dersteyken bir hocamın ‘yanık kahve için o kadar para neden veriliyor anlamıyorum’ diyerek gömdüğü işletme. yine de dışarıdayken kahve içeceksem ilk tercihim oluyor ama pandemi öncesi kendi kahvemi kendim demleyip yanıma aldıktan sonra biraz uzaklaşmıştım. zaten artık zorunlu olarak evde içiyoruz kahvemizi, şu an olması gereken bu çünkü.

bence bu kahve zinciri eleştirilmek istenirken, starbucks bağımlıları şu anda ne yapıyor gibi başlıklarla daha çok anlam yükleniyor. dışarıdaysam, bünye o an kafein takviyesi istediyse ve yakınımda da şubesi varsa ortalama fiyatla bana ortalama kahve sunan bu dükkandan kahvemi alır yürürüm ve benim açımdan bu gayet legal ve sıradan bir tüketim davranışıdır.

bu kadar anlam yüklemeyin, salın artık şu starubaksuyu (bkz: japonca).

yeni yıla özel mobil uygulamasını indirip ilk kez üye olanlara özel ilk yüklemeleri ile 15 yıldız yerine 30 yıldız verdikleri bir kampanya yapmış firma. 15 yıldız ücretsiz olarak dilediğiniz çeşit bir tall boy içecek almanızı sağlıyor. kampanyaya katılım 31 aralık 2020 tarihinde sona eriyor. kazanılan yıldızlar 28 şubat 2021 tarihine kadar kullanılabiliiyor.

şimdilerde ev yapımı mocha ve latte ile kulaklarını çınlattığım mekan.

sırf adı yazacak, instagramda foti paylasacak diye giden kızlara ayar oldugum yerdir.

modern zaman kahvecisi. ama benim yazım starbucks'ı öven veya yeren bir metin olmayacak. isminin nereden geldiğini anlatacağım.

moby dick kitabını bilirsiniz. herman melville'in...

gençliğinde bacağını tekini kaptırdığı beyaz bir balinayı arayış macerasını anlatan, simgelerle dolu bir kitap... kitap bir gemide geçer. kaptan ahab adındaki kaptan ın yönettiği gemide çalışan ıshmael adlı bir maceracının gözünden anlatılır olaylar. gemide çeşitli karakterler vardır, ama onlar konumuzla ilgili değil. karakterlerin çoğu deniz adamı. kaba, saba, hoyrat ve gariban adamlar. ancak biri var ki, giyim kuşamı, içki kadehi, konuşmaları , üslubu ve dili ile sanki adeta bir 18. yy soylusu. kibar, nazik, snob, bohem...hepsi geminin ikinci kaptanı olan bu adamda toplanmış sanki.

adamın adı kaptan starbuck.

kahvemizin adı starbuck's. yani starbuck'ın... markanın logosuna da dikkat ettiğimizde aradaki bağlantıyı görebiliriz.
herkesin bir popisi vardır, benim de popim bu, konuyla ilgili. eyulamam bu kadar. sunay akın vari bir anlatım olmasın istedim ama yine ona benzedi. idare edin...

tiktokvari insanların istilasına uğramış olduğunu görüyorum.

berkecan ve pelinsuların sürekli uğradığı kahveci.

kafelere göre fiyatları çok daha uygun olduğundan sanılanın aksine tikilerin değil öğrencilerin daha çok uğradığı kahvecidir.

kasiyerleri, ne istediğimi net bir şekilde söylememe rağmen çok fazla soru soruyor. şirket politikası herhalde, her şubede aynı ezber soru cümleleri. kasiyerlere saygı duyuyorum ama yoruluyorum da.

kahve sevmeyen insanların dahi sırf story atabilmek için gittiği kahve zinciridir. türkiye, avrupa'da en çok starbucks şubesine sahip olan 2. ülkedir. bu da benim değerlendirmeme göre gösteriş yapmayı ne kadar çok sevdiğimizin göstergesidir.

kahvesinden çok dışarıdayken tuvaletini kullanmak için tercih ettiğim mekandır. tuvaletlerinin temizliği gerçekten de takdire şayan.

sadece filtre kahvesini içtiğim (muadillerine göre en iyi filtre kahve olduğu için o da ) bişey alır mısınız diye soranların olmadığı , saatlerce oturabildiğin ( oturmak için kahve almana bile gerek yok ) harika bir kahve zinciri.

keko ve gösteriş meraklılarının uğrak yeri.

(bkz: kültür emperyalizmi)

insanların neden bu kadar anlam yüklediğini ya da olumsuz görüş belirttiğini anlamadığım kahve zinciri.

bi' aralar müptelası olduğum üçüncü nesil sevdası yüzünden uzun bir süre boşluğa düştüm. nitelikli kahve içmeyi seven biri olarak ülke genelinde butik kahveci daha doğrusu iyi butik kahveci bulmak zor olduğu için sb en büyük kurtarıcım oldu diyebilirim. herkesin bahsettiği yanık kahve tadı aslında belli bir standart yakalamak için kasıtlı olarak sabit tutulan bir tat. kahveyi de genel olarak sade içtiğimi göz önüne aldığımda her şubesinde aynı kahveyi içebiliyor oluşum hoşuma gidiyor. bilmediğim bir kahvecide kötü bir kahve içmektense sürekli aynı kötü kahveyi içmek daha cazip.

bununla beraber sunduğu olanaklar yanında fiyatlarını da gayet uygun bulduğumu belirtmeden geçemeyeceğim, 11 lira yarım litreye yakın filtre kahve için gayet uygun alternatiflerine göre.

bu aralar alsancak starbucks reserve’in müdavimiyim. sebebi, lisansı kendilerine ait olan, ters presleme yöntemiyle demledikleri christmas kahvesi. eminin daha iyileri vardır. ama ben daha önce daha iyisini içmedim. kahve severlere bu demleme yöntemiyle, bu seriyi denemelerini tavsiye ederim

yapılan zamlara rağmen 250gr.lık kahveler çatır çatır satılıyor. parası olana bedava olmayana ise pahalıdır. çok boş konuşmayın.