sürekli akp'yi ve akp’lileri aşağılamaya çalışmak

5 sene daha binecegiz size gençler, sonraki 5 sene için bakarız artık.
beğenmeyen varsa şuraya alalım
(bkz: türkiyeden sıktır olup gitmek)

bu nefretle fazla uzağa gitmiş olamazlar!
gitmiş olsalar bile bu ülke arkasından gelecektir*

ayıp ayıp. ne kadar kafaları basmasa hafif mal olsalar da onlar bu ülkenin bir rengi sonuçta çocuklar.

kardeşçe. huzur içinde yaşamalıyız artık.

yazar akp.nin yaptıklarının konuşulmasını "aşağılamak" olarak algılıyor. 'yol yabtı' denilmemeliymiş. çünkü yol yapmış mış..
kaça yaptı diyoruz kardeş. "kaça yapılırdı o yol, kaça yaptırdı, kimlere yaptırdı, o paraya üç hatta dört katı yol yapılmaz mıydı.?" soru ve tartışma bu. hiçbir şey yokmuşta, yapılan işleri beğenmeyen kötü niyetliler varmış gibi trollüğün alemi yok ki..
toplanan vergi, ceza, satılanlar, çökülenler hepsi ortada.. e yapılanlar da ortada.. e borçlar da ortada.. toplayıp çıkarıp soruyor vatandaş. haklı değil mi.. bunu yapmanın nesi yanlış..on yıllık cumhuriyetin yaptıklarını, 20 yıldır sata sata bitiremediler. yandaş şirketlere iki köprü üç yol yaptırıp, onları da parayla geçişe bağlayıp, dolar bazında kar garantisi ile ülkeyi 40-50 yıl borçlandırıp övünene, hiç birşey demesin mi vatandaş.. açlık, yoksulluk, işsizlik almış yürümüşken, artan dolar milyonerleri, milyarderleri niye bu kadar şanslı diye sormasın mı. aşağılandığını düşünüyorsa doğrusunu ikna edici inandırıcı delilleriyle açıklasın bizde savunalım, biz de o aşağılayanı kınayalım. siz sorgusuz sualsiz alkış istiyorsunuz. trolleriniz bile maaşları yatmayınca diş gösteriyor da, canı yanmış vatandaşın haklı soruları mı rahatsız ediyor sizi. e bırakın ayrılın o zaman. demek ki nankörlermiş değmezmiş yorulmanıza.. sebebi ne ola bu hizmet aşkınızın..yoksa koltuğu korumak için cansiperane sarılmış olmayasınız. nasıl bir hizmet çalışma aşkıdır bu.!! şaşırtmayın bizi..

akp isimli parti şu anki hukuk düzeni içerisinde en hafif tabirle çıkar amaçlı suç örgütüdür. kendilerine bağlı silahlı polis, asker ve paramiliter sadat ekibini de dahil edersek terör örgütü olduğunu iddia edebiliriz. dolayısıyla vakti geldiğinde başındaki şahıs recep de dahil olmak üzere terör örgütü yöneticiliğinden yargılanması, uluslararası ve ülke içi tüm mal ve para varlıklarına el konulması gerekmektedir. dolayısıyla bugün akp’yi hala destekliyor olmak vatandaş açısından sadece sempatizan boyutunda bir sonuç doğuracakken direkt üye olanların 220 ya da 314’ten yargılanması icap etmektedir.

sorun da orada başlıyor aslında ama her bir taş dizayn edilmiş olduğu için iki kutuplu saçma sapan siyasete mahkum edilmiş türk halkının korumacı kimliğini bu şekilde koruyor olduklarını sanma saçmalığı gibi bir şey.

aysun kayacı ne dediyse bu başlık altında anti tez üfürenler birbirilerinin lezzet ikizidir.

"kıyı bizim, bozkır sizin. hadi bakalım"

maalesef gezi direnişinin mirası. o dönemde doruğa çıktı bu akp'lileri aşağılama-kendini olumlama üzerine bina edilen toplumsal muhalefet. aradan bir dekat geçti, şimdi laiklerin izlediği dizilerde laik kadınlar ramazan ayından haberi olmayan, zengin, entelektüel ve çekici olarak tasvir edilen islamcı erkeklere düşen eblehler olarak tasvir ediliyor.

pardon dediğim algı çalımasıdır.
tam tersine

20 yıldır kim kimi aşağılıyor acaba.
20 yıldır akp'ye oy vermeyen kesim sürekli olarak bu aşağılamaya mahzur kalıyor.
yeri geliyro sürtük oluyor,
yeri geliyor varsın giderlerse gitsinler deniliyor,
yeri geliyor terörist damgası yiyor,
vatan haini oluyor sırf bu yönetime karşı olduğu için.

20 yıldır ülkede yükselen teşvik edilen bir cahillik var. 20 yıl öncesinde kimse sokakta "artık doktor dövebiliyoruz diyebilir miydi?

ha bunu söylemeyi aşağılamaya çalışmak olarak algılıyorsan diyecek bir şey yok.

10 yıllık cumhuriyetin yaptıklarını sata sata bitirememişler!
şu yalana inanan bir sürü gerizekalı var.
benim yaşadığım kocaeli'de cumhuriyet döneminden kalan seka diye bir firma vardı.
dönemin chp'li belediye başkanı olan sefa sirmen seka kağıt fabrikasına tam 3000 tane işçi alınması için baskı yapıyor. isimleri yine bu sol güruh tarafından belirlenen 3000 tane chp holiganı partizanlar işçi adı altında seka'ya kadrolu olarak işe sokuluyor. üretim yapıldığı zamanlarda bir bakıyorlar ki; seka çok fazla zarar ediyor. fabrika hiç çalışmasa daha az zarar oluyor. devlet de diyor ki; seka çalışmasın ama işçiler de çıkarılmasın ve maaşları ödensin. böylece devlet daha az zarar ediyor. bu işçiler tam 5 sene tek bir gram kağıt üretmeden sabah işe gidip akşama kadar oturup geri dönüyorlar. maaşlarını ve sosyal haklarını eksiksiz olarak alıyorlar. sonra ne oluyor? belediye dönemin refah partisine geçiyor. belediye başkanı ilk iş olarak 5 seneden beri yatarak para alan ve tamamı solcu seka çalışanlarını belediyeye işçi olarak almak ve seka arazisini de park yapmak istiyor. sonuç? bütün sol örgütler ayaklanıp refah partisinin seka arazisine çökmeye çalıştığı ve işçileri kıymak için planlar yaptığı iftirasını atıyor. sonuç olarak belediye dik durup şu anki sekapark projesini gerçekleştiriyor. işçiler ile de anlaşma yapılıyor. ister tazminatınızı alın, ister aynı maaşla ve özlük haklarınız korunmak kaydı ile belediyede çalışmaya devam edin diye.
beleş maaş almaya alışmış ve 5 seneden beri tek bir kağıt üretimi yapmadan maaş alan ve bu maaşları almaktan zerre utanmayan bu azılı solcu güruhtan sadece 95 kişi belediyede çalışmayı kabul ediyor. geri kalan 2900 kişi tazminatlarını alıp seka'dan ayrılıyor. böylece devletin sırtında kanser olarak duran seka kağıt fabrikası kapatılarak kurtulunmuş oluyor. arazisine ise bir müze ve devasa bir park yapılıyor.
böyle beleşten devletin sırtına binen solcu kesimin çocukları şimdi kalkıp devlet cumhuriyet dönemindeki fabrikaları sattı diye kalkıp burada algı yapıyor.
devlet tüpraş gibi, petkim gibi, seka gibi kanserleşmiş kurumlardan kendini kurtardı. tüpraş'a girmek için bakan torpilinin bile yeterli olmadığı zamanlara şahit oldu bu millet. koç holding tüpraş'ın % 51 hissesini alınca ilk iş olarak 5000 çalışanın yarısını anında emekli etti.
şu an kocaeli'de seka muadili binlerce fabrika var. hiçbirinin devlete yükü yok. hepsi vergisini ödüyor ve kâr ediyor. bu örümcek beyinliler de halen 1930'lu yıllardaki fabrikaların ülkeye katkısının devam ettiği hezeyanını savunmaya devam ediyorlar. ama hepimiz biliyoruz ki; dertleri cumhuriyet zamanında kurulan fabrikalar falan değil. tek dertleri devleti sömürmeye devam edebilmek.

e kardeşim siz yapılanı söylediğimizde aşağılanmış hissediyorsanız bizim suçumuz değil,aşağılanmış hissedecek şeyler yapmasaydınız.

kitabın kapağını açmadan fetönün çalıntı sorularıyla dandik bi üniversiteden diploma al, devletin en yüksek mevkilerine dalkavukluk ederek gel, açıklamalarının bilimsellikle alakası olmasın hatta profesörlere 'sen kimsin yea' diye kürsüden bağır, sonra vergilerimizden nemalanan küresel şirketlerin ürünleriyle sanki akp ürünüymüş gibi lansman yap, gemi yaptık uçak yaptık uzaya çıkıcaz de. e millet tabi kıçıyla güler lan.

maksimum 90 iqlu maymunların yaşadığı bir ormanda 100 iqlu maymun sürünün lideri olurmuş.



(bkz: maymunlar cehennemi)

kimsenin herhangi bir siyasi görüşü veya partiyi aşağılama hedefi yok. böyle bir amaçta güdülmüyor fakat ortada devletin ve toplumun alehine olan öyle patolojiler var ki, herkes limitli hayatında hakkı olanı yaşamak istiyor dolayısıyla.

herkesin ömrünün bir süresi var. hakkımız olanlarla yaşayabilecekken, başka birileri çaldığı/çırptığı/ faizlerle/ vergilerle el koyduğu için bir çok şeyden mahrum kalıyoruz. bizden çalınanlar, başkalarının altına ferrai, boğaza sıfır yalı dairesi, banka hesaplarına döviz , yurt dışında üniversite eğitimi/ taşınmaz mal/mülk ve niceleri olarak geçiyor. neden hakkımın yenildiğini bildiğim ve bunu yasal çerçeveye uygun şekilde ifade ettiğim için " herhangi bir partiyi" kötülüyor olayım?

devlet, halkı temsil eder. usulsüzlük olduğuna inandığım hatta bu sayısız kez kanıtlandıktan sonra hakkımı savunduğum için neden kötü oluyorum ? manipülasyona gerek yok. küçük ölçekte bakacak olursak; benim bu devlette 29 yıllık hakkım var. 29 yıldır ailemden hatta benden çalınıyor. ekonomi bu kadar kendi lehlerine kullanılmasaydı, eminim toplumda en alt sınıf " orta " olurdu. şu an yoksulluk sınırının dahi altında ülke.

şimdi günah çıkarmaya başlasalar, geriye kalan ömürleri tüm günahlarını saymaya yetmez. milyonlarca kişinin kul hakkıyla gömülecek hepsi.


ne için başlık açıyorsunuz anlamadım?

sabah aksam 7/24 :)))

akapeliler aşağılanmıyor. gerçekler söyleniyor. ülkeyi mahveden bir topluluğa kim güzel şeyler söyleyebilir? o zaman a haber izleyin.

gerçek dediğin nedir? eskiden chp medyası kiralık propaganda tezgahıydı, akp yönetimi chpyi örnek alıp kendine uyarladı.
körmüsünüz emine tarhanoğlu seçilmesin diye ekmelettini çıkarıp ona sizi oy attırdı adam.
hem körsün hem başkasını suçluyorsun, belki sorun sende.

bu konu ile ilgili düz, alt metinsiz, en gündelik cümleyi kursak da, konuşmayı bu durumdan arındıramadığımız durum.

olaylar ve bakış açıları o kadar aşağılık ki, özel bir çaba gerekmiyor.

herif 26 yasinda.
akp iktidara geldiginde altına sıcıyordu.
dünya, eski türkiye hakkında tek bilgisi bile yok ama bir topluluğu yargılayabilecek küstah cesaretine sahip.

(bkz: samanyoluhaber'den haber paylaşan kemalist yazar)

bir gecede cahil kaldık diyen birini adam yerine koymam.