161.
bazı şarkıları gerçek yaşanmışlıklara dayanıyor ses tonunu seviyorum gizemli bir kişilik herşeyi içinde yaşıyor şarkılarıyla da dışarı yansıtıyor açıkçası gözlemleyince derin dışardan bakınca boş bi insan gibi duruyor ilk gördüğümde tipini hiç beğenmemiştim fakat onu detaylı gözlemledikten sonra çok yakışıklı bulmuştum :)
devamını gör...
162.
karizmatik türk rock solisti. gerçi yazarca en sevilen işi rüzgar gülü'nün remix versiyonudur.* bu versiyonun klibi de ayrı etkileyicidir:
rüzgar gülü
rüzgar gülü
devamını gör...
163.
best best best
devamını gör...
164.
naapiim, tabiatım böyle.
devamını gör...
165.
babasına yazdığı bir mektup vardır. pek güzel ve içten.
bir çocuk iki yaşındayken babası ölmüşse, onunla ilgili anıları varlığıyla değil, yokluğuyla ilgili oluyor. yine de iki tane anı parçacığı kalmış bende. birinde ben gece yarısı uyanmışım, sen koşup kucağına alıyorsun beni; diğerindeyse salonda hazırlanmış bir yatakta bitkin yatıyor ve sürekli öksürüyorsun. ikişer saniyelik iki hatıra. anı niyetine kalan bir kaç kitap var yine de. ve bir de almaya başladığın meydan larousse fasikülleri. büyüyünce çok işime yarayacağını söylemişsin anneme. senden sonra biz biriktirdik, 12 cilt oldular. evde bıraktığın hüzün, senin nasıl biri olduğunu sormaktan alakoyduğu için beni ben de onları okudum ilkokula başlar başlamaz. bergmanın yedinci mühürü, goethenin faust u, senin yüzünden yedi yaşımda girdiler hayatıma. babamın resimlerine baktım hep. şimdi benim boylarımda -aynı boydaymışız zaten- esmer, zayıf, güleç, zarif bir adam. evde senden bahsedildiği ve ağlanıldığı zamanlarda, içeriye kaçtıysam da bir kulağım orada oldu hep. mavi gömlekleri sevdiğini, günde iki kere traş olduğunu, inatçılığını, zekiliğini, nasıl tüm ailenin gözbebeği olduğunu öğrendim yan odadan. ölümüne yakın bana ayakkabı almak için mağazaya girdiğinde, yürüyecek gücün olmadığından, nasıl bir koltuğa çöküp, tezgahtarlardan tüm çocuk ayakkabılarını ona getirmelerini rica edişini… babam adımı koyarken de zorlanmış. türk dil kurumuna gidip, günlerce isim aramışsın bana. ‘fazlı teoman’ . hatta adım önce alper’miş, nüfus cüzdanımı çıkarttıktan sonra teoman ismini çok beğenip, değiştirmişsin ismimi. büyüyünce öğrendim bazı detayları da. azıcık kalan paranızla halam yemek almaya çalışırken, nolur sigara alalım deyişini, yatılı okuldan çıktığın cumartesi günleri gezmek yerine, yeğenini alıp cerrahpaşa’da yatan yahya kemal beyatlı’yı ziyaret edişini, aşık veysel ile tanışmak için giresun’dan sivasa gidişini, sonradan öğrendim. aynı sana çekmişim, böylece anladım. ama çok kızdım sana ve tanrıya küçükken. ‘niye ben?’ diye sordum ona. sana da kendine dikkat etmediğin için kızdım. şimdi senden yaşlıyım. öldüğün yaşı çoktan geçtim. sana ve ona kırgınlığım da çoktan geçti zaten. annem geçenlerde, sakladığı bir yerden benim büyüyüşümü kaydetmek için aldığın 8 mm kamerayı verdi bana. ölüyor olduğun için vaktin olmamış kullanmaya. bir şey daha söylemek isterim, seni tanıyan herkesin, geçen onca yıla karşın adını söylerken sesleri titriyor ve gözlerinde hep bir sevgi ve buğu var. azıcık zamanda herkesin kalbine girmiş ve çıkmamışsın. ölerek beni çok üzdün ama, böyle bir adam olduğun için hep gurur duydum seninle. beni tanısan, sen de gurur duyardın, eminim. varlığınla ve yokluğunla beni var ettiğin için teşekkürler, nur içinde yat…
mektubu öğrenmeme vesile olanflu tv videosuna şuradan ulaşabilirsiniz. aytuğ akdoğan'a ayrıca teşekkür ederim videoda materyal olarak kullanmayı seçtiği için.
bir çocuk iki yaşındayken babası ölmüşse, onunla ilgili anıları varlığıyla değil, yokluğuyla ilgili oluyor. yine de iki tane anı parçacığı kalmış bende. birinde ben gece yarısı uyanmışım, sen koşup kucağına alıyorsun beni; diğerindeyse salonda hazırlanmış bir yatakta bitkin yatıyor ve sürekli öksürüyorsun. ikişer saniyelik iki hatıra. anı niyetine kalan bir kaç kitap var yine de. ve bir de almaya başladığın meydan larousse fasikülleri. büyüyünce çok işime yarayacağını söylemişsin anneme. senden sonra biz biriktirdik, 12 cilt oldular. evde bıraktığın hüzün, senin nasıl biri olduğunu sormaktan alakoyduğu için beni ben de onları okudum ilkokula başlar başlamaz. bergmanın yedinci mühürü, goethenin faust u, senin yüzünden yedi yaşımda girdiler hayatıma. babamın resimlerine baktım hep. şimdi benim boylarımda -aynı boydaymışız zaten- esmer, zayıf, güleç, zarif bir adam. evde senden bahsedildiği ve ağlanıldığı zamanlarda, içeriye kaçtıysam da bir kulağım orada oldu hep. mavi gömlekleri sevdiğini, günde iki kere traş olduğunu, inatçılığını, zekiliğini, nasıl tüm ailenin gözbebeği olduğunu öğrendim yan odadan. ölümüne yakın bana ayakkabı almak için mağazaya girdiğinde, yürüyecek gücün olmadığından, nasıl bir koltuğa çöküp, tezgahtarlardan tüm çocuk ayakkabılarını ona getirmelerini rica edişini… babam adımı koyarken de zorlanmış. türk dil kurumuna gidip, günlerce isim aramışsın bana. ‘fazlı teoman’ . hatta adım önce alper’miş, nüfus cüzdanımı çıkarttıktan sonra teoman ismini çok beğenip, değiştirmişsin ismimi. büyüyünce öğrendim bazı detayları da. azıcık kalan paranızla halam yemek almaya çalışırken, nolur sigara alalım deyişini, yatılı okuldan çıktığın cumartesi günleri gezmek yerine, yeğenini alıp cerrahpaşa’da yatan yahya kemal beyatlı’yı ziyaret edişini, aşık veysel ile tanışmak için giresun’dan sivasa gidişini, sonradan öğrendim. aynı sana çekmişim, böylece anladım. ama çok kızdım sana ve tanrıya küçükken. ‘niye ben?’ diye sordum ona. sana da kendine dikkat etmediğin için kızdım. şimdi senden yaşlıyım. öldüğün yaşı çoktan geçtim. sana ve ona kırgınlığım da çoktan geçti zaten. annem geçenlerde, sakladığı bir yerden benim büyüyüşümü kaydetmek için aldığın 8 mm kamerayı verdi bana. ölüyor olduğun için vaktin olmamış kullanmaya. bir şey daha söylemek isterim, seni tanıyan herkesin, geçen onca yıla karşın adını söylerken sesleri titriyor ve gözlerinde hep bir sevgi ve buğu var. azıcık zamanda herkesin kalbine girmiş ve çıkmamışsın. ölerek beni çok üzdün ama, böyle bir adam olduğun için hep gurur duydum seninle. beni tanısan, sen de gurur duyardın, eminim. varlığınla ve yokluğunla beni var ettiğin için teşekkürler, nur içinde yat…
mektubu öğrenmeme vesile olanflu tv videosuna şuradan ulaşabilirsiniz. aytuğ akdoğan'a ayrıca teşekkür ederim videoda materyal olarak kullanmayı seçtiği için.
devamını gör...
166.
evi bir aralar "genç" kızlarla aynı harem gibiydi resmen evinden kaçan kayıp kızlar buna sığınırdı. (şimdi ne halt ediyo bilmem tabii ama zevkler değişmez tabii ama 17 17 17 derken güzel mesaj veriyordu.) nick cave'i de ağır kıskanır.
bu adamın buram buram 90'lı metal müziklerin kol gezdiği dönemlerdeki saten tv ilk piyasaya çıktığı şarkı şimdi komik gelmektedir kendisi de yaratıkmış o zamanlar.
bu adamın buram buram 90'lı metal müziklerin kol gezdiği dönemlerdeki saten tv ilk piyasaya çıktığı şarkı şimdi komik gelmektedir kendisi de yaratıkmış o zamanlar.
devamını gör...
167.
bir kaç sene öncesine kadar çok popülerdi gündem olurdu sonra kaybolup gitti.
devamını gör...
168.
ortaokuldan beri dinlediğimi bildiğim, hiç sıkılmadığım, hep sevdiğim şarkıcı kişisi. şarkılarını hala çok seviyorum; eve dönmemi sağlıyorlar, bugün keşfettim.
devamını gör...
169.
konserine en çok gitmek istediğim şarkıcı. bağıra bağıra serseriyi söyleyip sonrasında bir iskambil falında çıkmıştık birbirimize diye devam etmek istiyorum. en sonunda da rüzgâr gülü, rüzgâr gülü
hiç ölümü düşündün mü? diye sonlandırmak. çok başarılı.
hiç ölümü düşündün mü? diye sonlandırmak. çok başarılı.
devamını gör...
170.
turkce rock icerisinde ilk 5 sanatcidan birisidir. babamdan biraz yasca kucuktur lakin yine de kallavi bir abimiz olacaktir.
devamını gör...
171.
geçende bir sözlük yazarıyla hakkında konuştuğumuz sanatçı. gel konserine gidelim dedim kabul etmedi. "ben o kadar da sevmiyormuşum" dedi beni reddederken. yani açıkça seninle gitmem dese daha iyiydi. yoksa teoman sevilmez mi?
devamını gör...
172.
gençlik aşkım, posterini astığım tek ünlü.
devamını gör...
173.
sesinin tınısından karizma akan sözlerinde kendimi bulduğum çok değerli şarkıcı.
devamını gör...
174.
ikide bir sıkılıp sıkılıp müziği bırakan ama şahsen benim şarkılarında kendimi bulduğum, uzaktan ikizler burcu kadar dengesiz görünse de akrep burcu olan ve 2,5 yaşında babasını kaybeden bir türk sanatçımız.unutmadan da ekleyeyim ben şebnem ferah'ı teomansız teoman'ı şebnemsiz hayal edemiyorum.şebnem ferah ilişkileri için şunu söylemiş;
"neredeyse beraber büyüdük .aramızdaki dostluk zaman zaman farklı algılanmış olabilir. biz de farklı duygular hissetmiş olabiliriz birbirimize .şu an arkadaşız."
size çok sevdiğim bir şarkısını bırakıyorum dinlemeniz tavsiye edilir
"neredeyse beraber büyüdük .aramızdaki dostluk zaman zaman farklı algılanmış olabilir. biz de farklı duygular hissetmiş olabiliriz birbirimize .şu an arkadaşız."
size çok sevdiğim bir şarkısını bırakıyorum dinlemeniz tavsiye edilir
devamını gör...
175.
dünya gözüyle kendisine yarım metreden daha az mesafe kadar yaklaşacağımı bilseydim dün imzalaması için plağımı konserine götürürdüm dediğim ergenlik celebrity crushım, ergenlikte kaldı mı pek de emin değilim. (bkz: swh) imzalamasa sessiz elleri söylese de olurdu aslında ama onu da söylemedi. yaş aldıkça seyircisiyle olan iletişimi biraz daha artmış, ama soğuk nevale hallerini seviyorum. eskiden koşarak söylerdi şarkılarını ama gamsız gamsız dolaşarak şarkı söylemesine imrenmedim desem yalan olur. artık bir sonraki konserine kadar telefonumdaki videolarla yetinirim ama plağımı da gelecek konserine hazır ederim.
devamını gör...
176.
aklıma hep arogdaki teoman dayıgeliyo ya
devamını gör...
177.
kır evinin verandasında bir rüzgar gülüne rastlayan, aynı anda utanmadan gönüller çelen, güzel kupa kızına aşık olan,
saati kontrol ettiğinde saat üç olmuş diyen,
soluk soluğa sevişen, ve sevgilisine kalbin yok mu senin diye seslenen tabi ki aşk kırıntısıyla doyamayan üstelik bildiği tüm hayatlar paramparça olan,
hayatı koyu bir balgam sert bir porno olarak tanımlayan..
her şey bir yana hepsi bir ya sonunda diye konuya bakan,
çok kadın seven ama yine çok kadın hiç kadındır oğlum yalnızlıktır bunun sonu diye şarkısında nasihat veren,
en sonunda bir damla gözyaşı bir damla var elinde gezen..
tam bir türk rock efsanesidir.
saati kontrol ettiğinde saat üç olmuş diyen,
soluk soluğa sevişen, ve sevgilisine kalbin yok mu senin diye seslenen tabi ki aşk kırıntısıyla doyamayan üstelik bildiği tüm hayatlar paramparça olan,
hayatı koyu bir balgam sert bir porno olarak tanımlayan..
her şey bir yana hepsi bir ya sonunda diye konuya bakan,
çok kadın seven ama yine çok kadın hiç kadındır oğlum yalnızlıktır bunun sonu diye şarkısında nasihat veren,
en sonunda bir damla gözyaşı bir damla var elinde gezen..
tam bir türk rock efsanesidir.
devamını gör...
178.
adam eyt'den emekli olmuş, primlerini tam yatırmış muhabbetine kahkaha attım ya.
aslanım benim.
aslanım benim.
devamını gör...
179.
şarkılarını dinlemenin yanı sıra çıkarmış olduğu (bkz: fasa fiso) isimli kitabı da mutlaka okunmalıdır.
devamını gör...
180.
şimdi bizimkine ne denilebilir ki.
bari teoman gecesi yapayım, rakıyla.
devamını gör...