trabzon

memleketim olan güzel şehirdir.

kuzeyde karadeniz güneyde dağlar olan yön tayininin en kolay olduğu trabzonsporu ile tamamlanan memleketimdir. coğrafyasından çok daha fazla olan şehirdir.

şöyle kabaca çevremde bulunan arkadaşlar, çalıştığım yerlerde bulunan yöneticilere bakınca içlerinde hiç iyisini göremedim.
iyilik derken yanlış anlama olmasın, torpil kıyak manasında değil, iletisim konusunda bir insanı harcamamak konusunda iyisini gormedim.

türkiye istatistik kurumu (tüik) verilerine göre nüfusu 811 901 kişi olan şehirdir.

kendine has kültürü olan doğu karadeniz şehri. üniversiteyi orada okumamdan mütevellit, bünyemin bir türlü uyum sağlayamadığı, iyisinin çok iyi, kötüsünün lanet olduğu bir ortam açıkçası.

karadeniz'in fantastik bir şehridir. bu şehri çok seversiniz ancak enteresan olaylarla da her an karşılaşabilirsiniz.

covid 19'da haftanın birincisi.

(bkz: covid vaka sayısında karadeniz'in lider olması)

türkiye'yi yöneten aristokrat kesimin memleketi.

şehri laz.

geçmişten günümüze pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış; fatih sultan mehmet 'in 1461 fethiyle birlikte coğrafyamızın önde gelen ticaret ve kültür merkezlerinden biri haline gelmiş ve bugün düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıldönümü olan kadim kentimiz.

türkiyenin t'si olan şehirdir.
buradan yetişen insanlar bizans imparatorluğunda, osmanlı imparatorluğunda ve türkiyede önemli işler yapmıştır.

yetişmiş bazı ünlü insanlar ise bunlardır;
bessarion ( avrupada rönesans dönemininin yaşanmasına katıkda bulunmuş düşünür.)
kanuni sultan süleyman (osmanlıya en parlak dönemini yaşatmış padişah)
alexias hatun (ii. mehmed'in eşi)
gülbahar hatun (yavuz sultan selim'in annesi)
sebastos kyminites (trabzonlu bilgin. istanbul fener rum erkek lisesinin başkanlığının yaptıktan sonra trabzona dönerek kemerkaya rum koleji'ni(bugünkü kanuni anadolu lisesi) kurdu. 1659 yılında bükreş prens lisesinin başkanlığını yapmak için trabzondan taşınmıştır. bükreşte ölmüştür.)
ekrem imamoğlu ( istanbul belediye başkanı)
sarkis haykuni (trabzonlu etnograf)
süleyman soylu (türkiye içişleri bakanı)
mustafa varank (sanayi ve teknoloji bakanı)
arthur edmund carewe (ermeni aktör. amerikada erken dönemde filmlerde rol almıştır)
georgios amiroutzes (bilgin. teoloji ve felsefe yanında doğal bilimler, tıp, retorik ve şiir konularında çalıştı)
trabzonlu athanasios (trabzonlu keşiş)
ethem paşa (griviça mevki komutanı, kosova valisi, üsküp valisi, beyrut valisi, adana ve havalisi umum komutanı, alasonya ordusunu komuta etmiştir. ayrıca plevne savaşında savaşmıştır.)
şenol güneş (türk teknik direktör, eski futbolcu)
fatih tekke (futbolcu)
david megas komninos (son trabzon imparatoru)
trabzonlu mary (trabzonlu prenses)
hafsa sultan (yavuz sultan selimin kızı, kanuni sultan süleymanın kız kardeşi)
kölemen abdullah paşa (osmanlı paşası)
dimitri psathas (trabzonlu oyun yazarı. 1923 techiriyle zorunlu olarak yunanistana göç etti)
john vııı xiphilinos (düşünür)

karadeniz'in önemli şehridir. insanları öyle anlatıldığı kaba insanlar değil, aksine cana yakındır. denizden giresun ve rize, karadan sivas, erzincan, gümüşhane ile komşudur. karadeniz turuna çıktığınız da mutlaka gezmek için uğramanız tavsiye edilir.

devlet tarafından şımartılmış, agresif ve ırkçı insanların yaşadığı şehir.

ben burada dört yıl kaldım.
fenerbahçe forması giydi diye esnaf tarafından bir kadına fiziksel saldırı yapıldı.
farklı futbol takımlarının formasını giydik diye halı sahada saldırıya uğradık.
eğer solcuysanız hedefsiniz burada.
karadeniz teknik üniversitesi erkek yurdunda
aleviler zorla sahura kaldırırdı.
ailesiyle kürtçe konuşan öğrenciler çamaşır odasında konuşurlardı kimse duymasın diye,
allah muhafaza ülke bölünür.
esnafı öğrencinin arkasından küfür eder ama öğrenci olmadığı zaman açlıktan nefesi kokar.
çoğunluğu dinci ve yobaz olup çömlekçi diye orospu mahallesi mevcuttur.

eğer trabzon’un yerlisi değilseniz, trabzon’da herhangi bir problemden dolayı bir trabzonluyla kavga ederseniz %90 olasılıkla o kişi bağırır ve “bu adam vatana, millete, ezana, bayrağa küfür ediyor” diyerek o cahil halkı etrafında toplar ve olay bir lince dönüşür.

binlerce iki yüzlü insanın bir arada yaşadığı doğası güzel, insanı kötü şehir.

mesela minibüsçüler sırtınızdan geçinir ama aynı zamanda sizin şehrin ahlakını bozduğunuzu da iddia ederler.

mesela çoğu milliyetçidir, müslümandır ama orospuların ve pezevenklerin yaşadığı koca bir mahalle vardır. mahallede çoğunun dostu tabii.

orada sakın kimseyle kavga etmeyin! zira kavga ettiğiniz yavşak, bağırarak sizin bayrağa küfür ettiğinizi, veyahut kur’an’a sövdüğünüzü haykırabilir. artık siz kendinizi aklayamaz ve lince uğrarsınız.

duyduklarımı değil yaşadıklarımı ve şahit olduklarımı yazdım.

insanlar yaşamasa güzel şehir.

zaman zaman birkaç sene yaşamayı hayal ettiğim, defalarca gezmek için gittiğim şehirdir.

çepniler olmasa güzel şehir.

cem yılmaz'ın burda her an fıkralar oluşuyor dediği şehir.
canım şehrim memleketim.
sayesinde ülkenin her yerinde kendimi orda hissediyorum
çünkü (bkz: bize her yer trabzon).

trabzon'da avukatlık yapan bir arkadaşımla şöyle bir muhabbetimiz olmuştu:

dekonte - işler nasıl gidiyor?
arkadaş- çok fazla ceza dosyam var.
dekonte - hayırdır inşallah neden ?
arkadaş - bizde alacak veya ticaret davaları bir süre sonra ceza davasına dönüşüyor.
dekonte - nasıl?
arkadaş - millet alacağını tahsil edemeyince birbirinin topuklarına sıkıyor.

silahlanmanın çok fazla olduğu şehirdir efendim. anlayabildiğim kadarıyla şehirde böyle bir kültür var.

hiçbir şey düşündüğünüz kadar laz değil.