türk mü türkiyeli mi sorunsalı

bence türk denmeli ama buradaki kasıt türk ırkı değildir. kendini atatürk türkiyesine ait hisseden, fikirlerini anlamış, benimsemiş her kimse türküm diyebilir, demeli de

daha önce dedim gene söyleyeyim hayatım boyunca hiç türkiyeli tanımını kullanmadım. ancak kullananlar için yapılan ifadeler tam bir fecaat. bi kişinin kendisine türkiyeli demesi zaten onun kendisini türkiye’ye ait hissetmesi anlamına gelir. o halde bunu söyleyen kişiye aidiyet problemi atfetmek cehalettir. kimlik baskısı yapmak dünyanın hiç bi yerinde hoş karşılanmaz. ayrıca almanya’nın aksine birden çok etnik kökenin bir arada yaşadığı birleşik krallık’ta(ingiltere) ingiliz denmez birleşik krallık vatandaşı denir. anayasal tanımlama budur. almanya’da ise herkes ya alman’dır ya da almanya’ya sonradan gelmiştir. almanya’da almanlar dışında kurucu halk yoktur. en büyük azınlık olan danimarkalılar bile binlerle anca ölçülür ve kendilerinin biz türkiye’de kaçıncı kürt partisini kapatmayı tartışırken seçim barajından muaf ayrı partileri vardır. amerika ise bir etnik kökenin adıyla kurulmuş ülke değildir. amerika’da azınlık olmaz ülkenin tarihine aykırıdır. teknik olarak bölgenin asli unsuru herkestir zira herkes oraya sonradan gelmiştir. eski dünya ile yeni dünyanın etnik kıyaslaması boş ve geçersizdir.

ben üniversitedeyken yunanistanlı türk bir arkadaşım vardı. evet yunanistanlıyıdı, yunanistan'da yaşayan batı trakya türklerindendi, ailesi nüfus mübadelesi sırasında türkiye'ye gelemeyen türklerdenmiş. dedesi orda doğmuş, babası orda doğmuş, kendisi de orda doğmuş bir yunan vatandaşı ama türk. türkiye kimliği yoktu, yabancı uyruklu öğrenci sınavıyla üniversiteye girmişti. orada türk azınlığı olarak kimliklerini kabul ettirmek için ne kadar uğraştıklarını, adaletsizlikle ne çok mücadele etmek zorunda kaldıklarını uzun uzun anlatırdı.

aynı şekilde bizim ülkemizde de türkler ve türkiyeliler var. 21. yüzyılda insanlar kendi etnik kimliklerini kullanmak istiyorlarsa kullanabilirler. bir kürde, ermeniye, ruma, süryaniye ya da yezidiye türküm dedirttirmek mantık dışı bir hareket. çünkü türk değiller ama türkiyeliler. ayrıca kendilerini bu ülkeye ait hissettiklerini türkiyeliyim diyerek zaten belirtiyorlar. bu ülkede çalışıp vergi veriyorlar, bu ülkenin daha iyi bir yer olması için uğraşıyorlar. türkiye cumhuriyeti pasaportları olduğu sürece buradan başka yurtları, gidecek yerleri de yok.

türk ve türkiyeli kavramları etrafında dönen kavganın arka planında sürekli bir ırkçı dayatma histerisi olduğunu dile getiriyorlar. mesele sanıldığı kadar masum değil. türkiye'de yani topraklarının büyük çoğunluğunun bulunduğu anadolu coğrafyasında, baskın fenotip diyebileceğimiz irili ufaklı onlarca farklı etnik köken var. bunu kimse inkar etmiyor. fakat hümanizm duyarı ön planı çıkarılarak, etnik temelli siyaset yapanlar farklı bir portre çiziyorlar.
şöyle ki ; hollywood filmlerinde nazi zulmü altında inleyen mazlum yahudi figürünü ve hikayelerini hepimiz biliriz. özellikle ab fonlu kürtçü dernekler vasıtasıyla da buna benzer bir tasvir gayreti var. sanırsınız ki türkiye cumhuriyeti diyarbakır'da bir kürdün kapısına dayanıp zorla ''ben türk'üm diyeceksiniz lan'' diyerek neo-nazileri aratmayacak uygulamalarda bulunuyor. ben ise tam aksini düşünüyorum. mevcut türkiye'de güncel siyaseti ve ticareti bilinenin aksine kürtler domine ediyor. ve hatta diyebilirim ki türkler milliyetçilik paranoyasında kürtlerin yanına bile yaklaşamaz.
durum böyleyken çözümü yine mustafa kemal paşa doktrinlerinde buluyorum. adam osmanlı'nın dağınık bu etnik yapısını ilk elden gözlemlemiş ve sahada ki deneyimlerine dayanarak ''türk ulus üst kimliğini'' yaratmaya çabalamış. yani vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi türk üst kimliği potasında eritmeye çalışmış. bu strateji, orta doğu'nun güncel siyasi konjonktürünü ve diğer orta doğu ülkelerindeki mezhepsel ve etnik çatışmaları yakından inceleyen objektif tarihçilerin gözünde en akla ve mantığa uygun olanı. zaten emperyalizmin de sürekli kaşımaya çalıştığı yara bu. amaç federatif türkiye. türk ve türkiyeli kavgası da bu işin özü ve hamuru.

bence mesele hitap geleneği ve dil alışkanlığıyla ilgilidir dünyada alışılagelen şekli de türk işadamı, türk futbolcu şeklindedir.
örnek:
ingiltereli demiyoruz ingiliz diyoruz, almanyalı demiyoruz alman diyoruz,
ama belçikalı , çimli , iranlı , suriyeli, güney afrikalı da diyoruz.

türk demek ırkçılık oluyor da türkiye kelimesi niye ırkçılık olmuyor ki? türkiye demek sonuçta türk'ün yurdu demek. bunların mantığına göre ülkenin de adının değişip anadolu cumhuriyeti gibi bir isim alması lazım.

türkiye türklerin ülkesidir. bu ülkenin asli unsuru türklerdir. beğenmeyen defolsun gitsin başka ülkede bölücülüğünü yapsın.

türk türk türk !

türkiyeli sizin olsun.

1982 anayasası der ki; türk devleti ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür.türk babanın veya türk ananın çocuğu türktür.

1924 anayasası yorumu da böyle efendiler;

madde 88. - türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “türk” denir.

siz bu ülkenin insanına türk diyin o istemez ise kendine türk demez zaten. türkiyeli sizin olsun.

atatürk meşhur sözünde ne mutlu türk'üm diyene demiş.
bizim için referans budur, ancak bu sözden ırkçılık anlamı çıkmamalıdır. herkes eşit şartlardadır.
biz türk milletiyiz. böyle doğduk, çok büyük ihtimalle de böyle öleceğiz.
türkiyeli diye bir tabir yoktur hiç de olmamıştır.

fransa'da yaşayan milyonlarca afrikalı ve başka etnik milletten insan var ve sorunca fransızım diyorlar çünkü fransız kültürünü benimsiyorlar.
fransız milliyetçiliği ve türk milliyetçiliği birbirine benziyor ama bizde maalesef bunu anlayan insanlar yok.

dünyalı.

ben kendimi türk olarak tanımlarım. anne ve baba tarafımda türklük dışında bildiğim bir etnik köken yok.
bu ülkenin en mazlumu ben ve benim gibi etnik kökensizler.

türktür.
lafı bile olmaz, her türlü yardımcı olunur.

"madde 66. – türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür. türk babanın veya türk ananın çocuğu türktür. vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. hiçbir türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz."

diye bir madde var kanunda.

bu ülkede yaşayıp bu ülkenin vatandaşlığına sahip olan, yaşadığı, ekmeğini yediği ülkeye hainlik, terslik yapmayan doğduğu ülkede onun yararı uğruna yaşayan her kişi etnik kökeninden bağımsız olarak "türktür." zoruna giden vatandaşlık işlemlerini iptal edip başka bir ülkenin korumasına girebilir.

ekstrem bir durum olmadıkça fransa'da doğan cezayir kökenli bir insana nasıl fransalı değil "fransız" diyorsanız. ekstrem bir durum olmadıkça yunanistan'da doğan bir arnavuta nasıl yunanistanlı değil vatandaşlığına ait olduğu ülkenin adına "yunan" diyorsanız. ekstrem bir durum olmadıkça ispanya'da doğan bask kökenli biri nasıl ispanyol sayılıyorsa.

türkiye'de doğan herkes ekstrem bir durum olmadıkça "türk" diye geçer.

türkiye'de her şey olabileceğiz, bunu dile getirebileceğiz ama kendi ülkemizde "türk'üm" diyemeyeceğiz ırkçı, faşist olacağız öyle mi?

hadi ordan bre hadsizler!

ben türküm. türklüğünden utanan ve etnik kimliğini sadece türkiye ile sınırlandırıp, tüm türk dünyasından koparak türkiyeli olduğunu iddia edenler özünde türk olamaz, türkiye yaşayan türkiyeli olur. türkiyeliyim diyenler bir zahmet kendine türküm demesin.

eğer bir kişi etnik olarak türkse türktür. ama başka etnik kökenden olup türkiye'de yaşarsa bilmem ne asıllı türk diyebiliriz; çünkü türkiye sınırları içinde devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türk kabul edilir.

kişi türk ırkına mensupsa türk’tür. kişi başka bir ırka mensup ise fakat türkiye’de doğup büyümüşse türkiyelidir. *

türk.

sorunsal sıçmak.