viski

rengini ve kokusunu içi yakılan fıçıdan alan içki.
alkol hammaddesi herhangi bir tahıl veya karbonhidratlı kök olabilir. olabilir. buğday, arpa, çavdar ( çavdar mahmuzu mantarı yüzünden pek tercih edilmez), mısır, patates, pirinç, manyok vesaire. uzun bir fermentasyon sürecinden sonra elde edilen "maişe" iki kez damıtılarak içinde oluşmuş olabilecek metil alkol dışarıda bırakılır. saf etil alkol meşe ağacından yapılma fıçıların içine konulur. iyi viski yeni yapılmış fıçıya konulur. fıçı imal edildikten sonra iç yüzeyi güzelce ve kontrollü bir şekilde yakılıp söndürülür. böylece meşenin odun/is kokusu ve rengi içine konulan alkole geçer. bir yazı ağzı kapalı bu fıçıda geçiren alkolün daha sonra ağzı açılır ve alkolün kış rüzgarı etkisiyle küçük bir kısmının uçaması sağlanır. bu uçan kısma "meleklerin payı" denilir. geride kalan kısım viskidir. viski iki üç yılda azami olgunluğa erişir. bu noktada şişelenmesi lazımdır. yoksa sulanır. şişelenirken taze kaynak suyuyla alkol derecesi 35 -40 dereceye indirilir.
kullanılıp bitmiş fıçılar atılmaz, japonya'ya satılır. onlar fıçıların içini iyice zımparalayıp tekrar yakar ve fıçıyı bir daha kullanırlar. tabi bu fıçılardan elde ediilen viski ikinci kalitedir. birinci kalite japon viskisi ingiltere veya kanada'dan ithal edilen ve japonya'da şişelenen viskilerdir.

jb nin litresini 13,3 euroya aldığım olmuştu.

aklima, no.1'in,



sozunu getiren icki. zengin ickisi.

mis gibi ağaç kokan içki. içine bir kaç tane buz atıldığında tadı mükemmel oluyor. sek de severim buzlu ve hafif dinlendirilmişini de.

viskiler gozyasindan randevumuz mezar

yine tuhaf zevklerim olduğundan.. sısısıs ya bu meret benim için pc başında yudumlanacak kategoride değil. böyle sakin gecelerin eşlikçisi gibi. tane tane içerken, tane tane düşünmek gerekiyor.

bir çizgi, kırık buz yarısı. fazlası olmamalı. kristal bardağa önem veriyorum. bardak fetişim var sanırım. s yanında da portakal yada kestane veyahut kivi.

çok garip zevklerim var çocuklar. hayat. sısıs

balkonumdan gecenin sessizliğine süzülürken bana eşlik eden yarenim. küt kısa bardağa iki parmak ve buz iki tane, oh miss yanına bir şey istemez.

aslında %80 eksperti olduğum bir konu..single malt'ları kokusundan, daha içmeden tanırım...blended çok sevmem, single malt yoksa içerim.

ama.. bu aralar uzak durmam gereken bir içki türü.

viski seven erkeğim virali çok dönüyor sözlüklerde.

ben bunun sosyo-ekonomik olduğunu düşünüyorum
kısmen varlıklıyım, varlıklıyım
işte viski benim core içkim alt metinleri.

neyse eskiden viski çok içerdim, artık çok pahalı
ve viski artık bir zevk değil benim için.

çekilin ben doktorum!

ab-ı hayattır. (bkz: bi(o)+)

kedimin sevemediği, benim favorim olan alkollü içeceğimdir. şerefsiz evladının en sevdiği insanı benim. odamın kapısını kilitlediğimde kapımda nöbet tutuyor, yanıma geldiği anda da 6.000cc motorlu american muscle gibi mırlıyor ama viski içtiğimde yaklaştığımda tırlamıyor meksika pezosu.

bira ameleliktir, vodka lezzetsiz, cin maxot gibi, geri kalan her şeyin bir sorunu var ama bell's, jack, chivas'ın bir sorunu yoktur. sorunu var diyen de buz+colaylan (le cola hariç) denesin.

bu meret ya suyla ya buzla seyreltilir ve öyle içilir. redbull falan yani evlerden ırak.

tek dikiste 1 litre bitirebildigim icki.

saat 3 falandı...memo almış... zulaladık ofise , mesai bitimi 6... dinlemeyiz... çok güzeldi o 3 saat...
çay bardağında, çay renginde, soran olursa tiryakiyiz...

sarhoşluğunu en sevdiğim alkol, sonrasında ağrı sızı yapmayışı mükemmel.

maalesef, türkiye'de hunharca harcanan içki türlerinden biridir. yeşilçam filmleri de dahil olmak üzere, tadı sebebiyle değil; sadece "elit" damgası yediği için tercih edilmiştir. yurt dışında "viski" bir kültürdür, türkiye'de sadece yüksek sınıfın pohpohlanmasında kullanılan "dekor".

türkiye'de, her sınıftan insanın viski içtiğini hatta bir mekanda dahi sipariş ettiğini göremezsiniz. nedense, garip şekilde "sosyete içkisi" olarak kodlanmış ve toplumda ki herkes tarafından böyle de kabul edilmiştir. yurt dışında çok minimal ücretlere içtiğiniz bu içki, bu ülkede ne hikmetse çok ciddi "piyasa" yaptırıyor. aslında bu da, toplumda var olan değerlerin ne kadar anlamsız ve tabansız olduğunu gösteriyor bize. kısaca, bir mekanda viski sipariş ederek, hakkınızda ki tüm fikirleri değiştirebilirsiniz ya da sizinle ilgili farkı bir imaj oluşmasına sebep olabilirsiniz. sadece bir içki ile.. bu kadar kolay mı? - bu ülkede evet.. görün insanları konumlandırma da yaptığımız hataları.. sonra televizyonlarda sayısız "dolandırıldım, her şeyimi aldı kaçtı" diyerek feryad eden insanları görüyoruz. insanlarla ilgili yargı değerlerini bu kadar kolay oturtabilen herkes, maalesef hep incitilmeye açık olacaktır. - hele ki bu ülkede. artık burası, dolandırıcıların ülkesi haline geldi. bankalardan tutun, sosyal medya hesaplarına kadar her şey ile dolandırılmaya çalışıyoruz.. artık her kurum- kuruluş dolandırıcılığa karşı kocaman kocaman bilgilendirme maili/ mesajı gönderiyor.

final kelamı : toplum bitti.

(bkz: masa 3e bi duble malt)

alkol yasağı dönemi filmlerinin vazgeçilmez oyuncusudur. geçen bir filmde bir replik duydum ve çok hoşuma gitti.

tropik bir adada bir bara oturan adam barmene tek tek süslü isimleri olan kokteyllerin içinde ne olduğunu sorduktan sonra barmene bana bir şişe jack ver, frank için iyiyse benim için de iyidir diyor. barmen frank kim diye soruyor adam da frank sinatra cevabını veriyor.

frank sinatra kasa kasa jack daniel's içermiş.

peynirle birlikte hıçkırık yaratan içki.