wednesday (dizi)

tam bir tim burton eli değmiş fantastik dizi. aslında dizi , meşhur adams ailesinin diziye uyarlaması . malum olduğu üzere ailenin filmleri, çizgi filmleri bir dönem oldukça meşhurdu.

gelelim diziye. başka sezonu gelecek mi bilmiyorum; sezon sonunda bir açık kapı bırakılmış. bunu bekleyip göreceğiz. ama konuyu sakız gibi sündürmeyip 8 bölüme sığdırmaları iyi olmuş. böylece bölümler daha akıcı ve sıkmadan ilerliyor. film ile ilgili en sevdiğim detay ise 1991 yılı yapımı adams family filmindeki wednesday karakteri olan christina ricci de dizide rol alıyor. ricci de wednesday karakterine cuk oturan bir oyuncuydu. ruhsuz ve sabit bakışlar ve soğuk ifade ile adeta ben oyuncu değilim, adeta kanlı canlı bir adams ailesi üyesiyim diyordu. dizi versiyonundaki wednesday karakterini canlandıran jenna ortega da oldukça başarılı bu rolde.

gelelim konusuna.. adams ailesi’nin her okuldan kovulan kızı wednesday, bu sefer şansını ailesinin de mezun olduğu nevermore akademisi’nde deniyor. her zaman bir şekilde kendini belanın içinde bulan wednesday, kasabada gizemli ölümlere neden olan bir canavarın peşine düşer. bu sırada, hayatı boyunca arkadaşı olmamışken, kendisine bu konuda yardımcı olacak arkadaşlar edinir.

sıkmadan keyifle izlenecek bir dizi. bir baş yapıt mı? hayır. ama hem kısa bir dizi olması, hem konunun işlenişi ile sıkmadan keyifle izletiyor. tek eleştirim, dizinin 2.bölümünde canavar ile onu yöneten kişiyi tahmin etmiş olmam. bu nedenle sonu da sürpriz olmadı benim açımdan. çünkü sürekli tek bir kişiyi işaret ediyordu dizi ısrarla ve bildiğimiz üzere hiçbir şey apaçık görünen kadar aldatıcı değildir . iyi seyirler.

bu dizideki addams family tasviri çok hoşuma gitti.
morticia ve gomez hemen bizi evrene alıyor. wednesday ise gerçekten çok başarılı. tim burton'un nasıl bir iş çıkaracağını merak ediyordum. uzatılmış bir filmi gibi olmuş.
tek hoşuma gitmeyen olay yukarıdaki yazarında belirttiği gibi wednesday'deki karakter yumuşamasıdır.
aklıma geldikçe editleyeceğim.*

dizi gözümüze o kadar sokuldu ki dayanamadım gittim izledim , nasil anlatsam harry potter - alacakaranlık karışımı bir şey olmuş ,, güzelde olmus . başroldeki kızın dansı çok hosuma gitti .. ayrıca tyler karakterinin aşırı edis 'e benzemesi ... adam edis'in ikizi gibi ... ayrıca gay ve evli annesinin hesabına kadar buldum .evet işsizim.

gerçekten çok tatlı bir diziydi.
izlerken keyif aldım ve uzun zamandır merak unsuru ön planda olan bir dizi izlememiştim, güzel oldu.

wednesday'in karakterini de çok sevdim.
addams ailesini hiç duymayan biri hemen kendini olayın ortasında buluyor. yabancılık çekmiyorsunuz.

kaliteli, çerezlik bir diziydi.

ben yönetmendir oyuncudur bilmem ve bu işlerden anlamam ama ilk bölümde devamlılık hataları olan bir dizi.
teknik olarak bu sorunu aşarsak aslında sıkmayan ama heyecanlandırmayan fakat hep seni ekran başında tutan tatlı bir dizi.

orijinal karakter ve kurgu yapısına bağlı kalındığından dolayı bayıla bayıla izlediğim bir dizi. morticia addams karakterini şebnem ferah'a (giyim ve tarz) benzetiyorum.
daha önce addams family isimli animasyonunu izleyip büyük keyif almıştım. hikaye fantastik bir evrende geçiyor.
animasyonu izlemeyen veya fantastik olmadığını bilmeyen bazı insanlar dizinin yorumlarına "psikopat bunlar" yazmıştı ve buna çok güldüm.
lütfen bu diziyi izleyecekseniz olayların fantastik ve kurgu bir evrende geçtiğini bilerek izleyin çünkü cehaletiniz gözlerimi kanatıyor!
2 sezonu iple çekiyorum.

jenna ortega'nın oyunculuğu ile bizi etkilediği o dizi... iconic dansı da kendi bulmuş. tim burton'un filmlerine bayılan biri olarak bu diziyi de çok beğendimmm. normalde dizi izlerken arkada başka şeylerle de uğraşırım ama bu diziyi izlerken gözlerimi ayıramadım. ayrıca team xavier'ciyim.

diziye bayağı önyargıyla başladım açıkçası. hatta direkt izleyim de kurtulayım düşüncesiyle başladım. ama sandığım kadar kötü bir dizi değildi. daha doğrusu kötü bir dizi değildi. izlerken gerçekten keyif aldım .jenna ortega'nın oyunculuğunun da bu dizide önemli bir husus olduğunu düşünüyorum. fakat şu dans sahnesini utancımdan dolayı izleyemedim pek jdksk.
dizinin aynı zamanda çok abartıldığını düşünüyorum. tamam, güzel dizi, iyi hoşta her yerde görmek zorunda mıyım ben bunu be. netflix'de yeni çıkan bir dizi olduğu için zorundayım galiba ama olmasam daha iyiydi. ne olurdu yani diziyi izleyim de kurtulayım düşüncesiyle değil de merak ettiğim için izleseydim. fena mı olurdu.

the addams family'nin siyah beyaz dizi halinden tutun animasyon filmine, her versiyonunu izlemişimdir. beni bu kurguda en çok etkileyen sanırım bu ailenin her bir bireyinin "ucube" olması ama farklı farklı türde ucubeler olması ama yine de birbirlerini kabul edebilmeleri, birlikte yaşayabilmeleri ve birbirlerine bağlı olabilmeleri. wednesday de en sevdiğim karakterdir, tabii ki bu diziye de büyük bir hevesle başladım.

tıpkı good omens gibi beni yormadan eğlendiren bi dizi olduğu için sonsuza kadar izleyebilirim. çok da içselleştirdim kurulan wednesday karakterini çünkü, ergenliğimi biraz abartıp büyüyle müyüyle süsleseniz bu ayarda bi' şey çıkarmış. enid karakteri de yine lisede tanıştığım ve hala yaşamımda olup "en yakın arkadaş" koltuğunu kimseye vermeyen ebru'ya çok benziyor. soluksuz izledim.

tim burton sevdiğim bir yönetmen ama bu dizide "evet bu tim burton" demedim arkadaşlar, herkesler tam bi tim burton işi dese de. yönetmene bakmasam ya da duymasam aklımın ucuna gelmezdi tim burton.

soru işaretli "the end" yazısından dolayı öyle umuyorum ki bi sezon daha gelecek. gelir mi? gelsin çünkü n'olur?
gelmese de ben bi posta good omens üstüne (3 olacak gjfd) bi daha izlerim valla oturup.

ilk sezonunu bitirip hemen eleştiriye geldim. öncelikle dizinin en çok sevdiğim yönü sinematografisi oldu. aşırı güzel zira 8 bölümde bi an olsun sıkılmadım. müzikleri de güzeldi. sonracıma gotik edebiyatın önemli temsilcilerine yapılan göndermeler çok harikaydı. addams family geçmişin pek olmamasına rağmen hemen alıştım ayrıca olaylara ve kişilere.

hikaye olarak güzeldi lakin beni pek sarmadı. neden bilmiyorum ama daha yetişkin bir iş bekliyordum sanırım.

yönetmen tim burton her bölümü yönetmese de exec producer olarak yer alıyor ve bunun etkileri de güzel şekilde hissediliyor.

son olarak bu şekilde devam ederse gelecekte harry potter gibi bir hayran kitlesi kazanacağını düşünüyorum.(kaldı ki sinematografik anlamda harry potter filmlerinden daha iyi bile)

biraz bölük pörçük izlesem de ki sonunu getiremedim (odaklanma sorunum olduğundan) keyifli ve kaliteli bir yapım olduğunu düşünüyorum. eski addams family ile kıyaslamak biraz saçma olacaktır daha modern versiyonu olarak düşünmek daha mantıklı çünkü diyaloglar daha çok günümüze hitap ediyor. popüler bir platformda yayınlandığı için bu şekilde bir modern uyarlama olması kadar normal bir şey olamaz. yine de fazla abartıya kaçmadan karakterler arası oluşan etkileşimi güzel yansıtmış. ben de azcık harry potter vibeı aldım diziden ki diziyi sempatik ve sıcak yapıp izleyiciyi kendine çeken de bu olmuş bence. başta soft başlayıp son bölümlerde azcık darklaşmasını bile harry potter bölümlerinde ki değişime benzettim. wednesday karakteri oyuncunun kendine has güzelliği ve aurasından dolayı başarılı olmuş. çok wow bir şey değil ama çerezlik izlenebilir.

çarşamba gününün doğru telaffuzunu dillere pelesenk etmede mihenk taşı olduğuna inandığım dizidir kendisi. evet dostlarım doğru duydunuz "wed-nız-dey" değil, "wenz-dey". ikinci sezonu da geldiğinde izlenilir fakat dizinin pr çalışmalarının çok fazla olduğunu düşünüyorum. ana karakterin dansının viral olması yeterince güzel reklamdı zaten. bi onedio'ya çıkmadıkları kaldı, e yeter.

çocukluğumdan bu yana addams family severim ama beğenemedim. beklediğim türde değildi.
yalnız anjelica huston'ın canlandırdığı morticia'yı çok sevmeme rağmen catherine zeta jones da morticia için fena olmamış.

çok eğlenceli bir dizi, bir adams klasiğinin günümüze uyarlanan müthiş bir fantastik uyarlaması. gomeze ne kadar ısınamasamda, wetnesday in sadece chello bile çalarak izleyebileceğim bir dizi. siyah ve grinin tonları ile bir çok rengin bir arada işlendiği muazzam bir dizi. akıllıca hazırlanmış bir senaryo. inanılmaz bir oyunculuk ve bir nefeste izlenme isteği uyandıran akışı ile acaleye getirilmiş sonuna rağmen 2022 nin en iyi dizisi.

wednesday'e uyuz diyenler olmuş lakin bu superman'e güçlü demek gibi bir şey sözlük. hatta işin içinde sevgi pıtırcığı ve dişlek yönetmenimiz tim buton olduğu için, orijinalde olduğundan çok daha az uyuz hatta tatlı bile yapmışlar ki benim eleştireceğim yer burası. senaryo kötü olmuş bu açıdan, aslı çok bozulmuş karakterin. chilling adventures of sabrina'dan en ufak farkı olmayan bir diziye dönüşmüş sonunda. onun dışında casting şahane olmuş, burton'ın tek artısı bu olabilir diziye. yoksa tipsiz yönetmenimiz, wednesday gibi bir buzdolabının, oda arkadaşına sarılmasını sağlayacak motivasyonu nereden buldu hiç bilmiyorum.

şimdilerde gündeme oturan bir netflix dizisi. filmin anlam ve önemine istinaden çarşamba günü başlayıp yarıladığım dizi olur kendisi. daha devamını izlemedim ama baya sarıyor sadece vaktim olmadıgı ıçin izleyemedim. tavsiye edilebilir.

normal bir okulda psikopat, ucubeler okulunda ise kendinden başka herkesi düşünen ponçik bir zehirli örümceği izledik dizide. açıkçası o okulda baya kargaşa çıkartmasını, herkese salça olmasını, canını sıkanları sakatlamasını falan bekledim ama olmadı. daha çok arkadaş canlısı bir profile büründü. anlamsızca herkese değer vermesi bir yana bir de aşk meşk işlerine bulaştı.

ilk bölümlerde bir kehanet vardı işte okulu tehdit eden bir kehanetin kilit rolünde bu kız olduğu söyleniyordu. sonra bu kenahet ikinci plana atılıp daha çok hanım ablanın aşk arkadaşlık ve katili bulmak için zekasını kullanmasını izler olduk. oda arkadaşı da sempatik bir kurtkızdı ama dönüşemiyordu. tabi film bu ya, tam da ona en çok ihtiyaç duyulan anda dönüştü seninki de gitti kurtardı bizimkini. bir de ben mi algıda seçiyorum yoksa kurtkızların hepsi mi saçlarının bir kısmını rangarenk boyuyor anlamadım. daha pek çok filmde böyle sevimli, hafif marjinal prenseslerin tırnaklarını çıkarıp vahşi bir kurda dönüştüğünü gördüm de. bu detayları bu dizide de ayrıca klişe buldum.

tim burton dizinin sanırım 2 ya da 3 bölümüne yönetmenlik yaptı. sonrasında zaten gerek dizinin renkleri olsun, gerek çekimleri olsun değişti. bu değişim işlenişe de biraz yansıdı sanırım. yoksa nerede kardeşine zorbalık yapanların havuzuna pirana atan kız, nerede arı kovanında dörtgöz bir inekle arkadaşlık eden kız.

şu an her yerde karşıma çıktığı için dizinin ismi geçince bile kusasım geliyor. unutulunca izlemeyi düşünüyorum. yok dansı, yok kombinleri, yok omzunda dolaşan el, anaam yetti. herkes izleyip yorumunu yapıp geçse ne güzel olur. ama yok illa ki bir şeyin her sahnesi paylaşılacak, ay öldüm bittim denilecek. dizi güzel olabilir ama lanet olsun bu popüler kültüre.

izlemedim fakat izlemeden tiksindim.
her yerde görüyorum zaten izlememe gerek kalmadı.
birde tiktokçular bu arkadaşın kılığına falan giriyor.
ay resmen öğüresim geldi. *

başta fazla konuşulduğu ve göze sokulduğu için izlemej istemedim ama arkadaşım 'tam senlik' diyince dedim hadi bi bakayım. ve dizi tam benlikmiş ksksls

addams family'nin ya da yönetmenin geçmişini bilmiyorum, oyunculardan da aha bu şuydu dediğim yok çinkü sektörden uzak duruyorum. o yüzden 'ne kadar abartıldı ya' düşüncem dışında tamamen nötr idim başladığımda.

dizi kendini izletiyor. kan ve cinayet dolu olsa da öyle aman aman insanı iğrendirecek/korkutacak bir sahnesi yoktu. var derseniz de bu ses düzeninin arttırılmasıyla sağlanmaya çalışılmış derim, her neyse.

büyük spoiler'ı, yani katilin kim olduğunu, bilerek diziye başlamış olsam da karakter en başından beri gözümüze sokuldu zaten. neyse ki hep ikinci erkeği tutarım, o yüzden üzülmedim.

çok diyemesem de az denemeyecek kadar mantık hatası vardı, tek tek saymaya gerek duymuyorum. tarafsız bir göze izletilse, mantık hataları giderilip öyle yayınlansa belki unutulamaz bir yapım olabilir, addams'ların geçmişlerinden bağımsız olarak bir başyapıt olabilirdi. ama malesef * çerezlik bir dizi olmuş.

wednesday'in bu yaşına kadar 'yumuşamaması' ama yeni tanıştığı bir oğlana karşı yelkenleri suya indirmesi saçmaydı. 4 yaşından beri bilmem ne 12 yaşından beri de bilmem ne yapan, sadist ve mazoşist olan bir kızın bu kadar kolay tuzağa düşmesi, planlarını hemen açık etmesi akıl alır bir şey değil. daha iyi kurgulanabilirdi.

kamera çekimleri, oyunculuklar gerçekten güzeldi,nkar edilemez.

sonuç olarak dizi sizi hemen kendine bağlasa da kurulan planlardan, akıl almaz tuzaklardan zevkten dört köşe olacağınız bir yapım değil. bir * tık çerezlik kaçıyor. yine de tavsiye ederim, emeklerine sağlık.