yabancı düşmanlığı

milliyetçiliğin faşizm seviyesinde yaşandığı toplumlarda görülen bir hastalıktır. tedavisi milliyetçilikten arındırılmış vatanseverliktedir.

ben bağrıma başarım, yeterki insan olsun.

benim afrika kökenli yabancılarla hiçbir sorunum yok. aksine sevimli bile geliyorlar.

yani mesele yabancı olmak değil ulusal güvenlik sorunu olmak. kendi ülkesinde düşman dediği adamın kafasını kesip top yapıp futbol oynayan adamlar yarın bir gün sizi de düşman bellerse işte o zaman ırkçı diyenleri kaçacak delik ararken görürüz.

bu konuda en iyi açıklama - tanımlama arno gruen'in içimizdeki yabancı - nefretin kökenleri kitabı bence. çok net.
her kültürden , her ülkeden , her dinden insanın kendi dilinde okuması gereken hatta zorunlu olan kitaplardan biridir.
şiddetle tavsiye ederim.

(bkz: gavur düşmanlığı)

turkun turkten baska dostu yoktur zihniyeti.

güldüren düşmanlıktır. hele ki biz türkler için. dünyada en az 100 ülkede vatandaşımız bulunup üstelik buralara yerleşmiş düzen kurmuşken kendi ülkemizde böyle komik olayların olması güldürmektedir.

yabancı düşmanlığı diye bir şey yoktur. güzel bir pazarlama ve algı yönetimidir. türkler olarak gelen turistlere veya ülkemize gelip yerleşip burada yaşam kurmuş kimseye düşmanlık gütmüyoruz.

bizler ülkemize getirilen ve burayı yozlaştıran siyasi ve politik ajandaların jeopolitik oyunların piyonlarına karşı düşmanlık güdüyoruz çünkü ülkemizin demografik yapısını bozuyor, kültürel değerleri tahrip ediliyor. ümmetçi toplum isteğine, araplaştırmaya ve içeriden feth edilmeye sesimizi çıkartıyoruz.

ama bunları mülteci düşmanlığı, sığınmacı düşmanlığı, yabancı düşmanlığı gibi isimler ile dillendirip en başından olumsuz bir anlam ve algı yükleyen bu ülkenin sözde ''ilerici,aydın ve modern'' insanları bu söylemlerin peşine takılıyor. gelelim olayın iç yüzüne.

türkler islamiyet öncesi bambaşka bir yapıda millet iken islamiyet sonrası dönemde başka bir yapıya bürünüyor. osmanlı tarihini türk kaynaklarından değil arap kaynaklarından okursanız türkler gelip arapları yüzyıllarca sömürmüş ve başlarına gelen her kötü olayın nedeni olmuş olarak gösterilen bir tarih anlatısı var. bu insanlar bu bakış açısıyla nesillerce eğitiliyorlar ve günümüzde türk toplumunun içine sözde entegre asıl yapılması gereken asimilasyon yapılmadan salınıyor.

atalarının intikamını alma fırsatı yakalayan çöl fareleri de bundan istifade edip şehrin varoşlarında çeteleşiyor, denetimsiz iş kuruyor devlet destekli bir şekilde yaşıyor. maliyet kime ? maliyet türklere kesiliyor. bu insanların her bokunu ben,sen, biz vergilerimiz ile karşılıyoruz.

şimdi konunun devamı için '' pan-arabizm, şii hilali ve bop'' projelerine bakabilirsiniz daha devam etmeyeceğim ama son cümle olarak.

ne yabancıya düşmanız, ne bir etnik gruba nede dine biz türk'e düşman olana düşmanız.
50 kupona alınmamış vatanın akli melekeleri yerinde ve birilerine şirin gözükmeye çalışmayan çocuklarıyız. ite köpeğe, çöl faresine, arap yalayıcısına, paçavra sevdalısına, eşek gondikçisine buraları bırakmayız.