yanlış anlaşılmak

kişilerin ya cümle kuramamalarından ya da karşısındaki insanın istediği şekilde anlamasından dolayı oluşan durumdur. sinir bozucudur.

özellikle mesajlaşırken olabilme ihtimali daha da artar. bir şey yazarsınız, aslında şakadır, ama random koymazsınız... yanlış anlaşılmanız hayırlı olsun.

normal bir şey. hepimiz insanız. algılarımız farklı yerlere gidebilir zaman zaman. ya da boş bulunup sağlıklı cümle ya da kelimeler sarf edemeyebiliriz. oluyor böyle şeyler.

karşınızda sürekli yanlış anlamaya meyletmiş birileri varsa kendinizi açıklamayı bırakırsınız bir süre sonra.

nickaltıma yazmak istediğim ama aman sek nickaltının tadı kaçmasın diyerek iştirak ettiğim başlıktır efendim.

bir başlığa ya da bir nickaltına trol bir dille tanımlıyorsun, sonra birandan iki yudum alamadan bir portakal kapını aşındırıyor ''hey sek çık dışarı..''
yahu ne oluyor kardeşim ne bu tantana diyorsun kafayı pencereden uzatıp.
aşağıda 1.50 boylarında, gözlüklü, saçları ortadan ayrılıp örülmüş, kırmızı rujlu, pötikareli eteği dizlerinin 3 karış altında olan bir hatun bağırıyor yukarı doğru.
- ''yahu sil şu tanımı mesaj atıyorlar kısmetim kapanacak sek bak bozuşacağız.''
saat olmuş 19.
başka işin mi yok?
heyecanlanıyorum gazetem geldi diye. ben uzaklardan, memleketten ne haberler bekliyorum yav?
iş mi şimdi senin şu yaptığın?
tam laptopumu uykusundan uyandırıp bi edit yapayım diyorum, tek tek kelime analizi yiyorum. ya arkadaş ben mossada ddos atarken bu kadar incelenmedim ya.
ha bi de şu var. bu yazdıklarımın muhattabı o gözlüklü değil. ona aranızda ne var diyen, trol denen şeyin icadından bir haber olan gerizekalı. okuma arkadaş yanlış anlıyorsan. şaşırarak yazıyorum şuan. suratımda bir ''noluyok aliminyum ya'' hadisesi vuku buluyor.
rica ediyorum allah allaaah.

sözlüklerde sık yaşanan şey.

şurada yazıp çizdiğimiz 3-5 fikrimizle yargılanıyoruz çoğu zaman, bizi hiç tanımayanlar tarafından. bazen normal şartlarda karşılaşsak belki de çok seveceğimiz, çok iyi anlaşacağımız insanlarla burada gereksiz gerginlikler yaşıyoruz.

ben hiç tahammül edemiyorum yanlış anlaşılmaya ve mutlaka kendimi açıklama yoluna gidiyorum. cidden canımı en çok sıkan durumlardan biri bu. bir insan beni sevmese de olur ama yeter ki benim düşünmediğim, yapmadığım şeyleri düşündüğümü ya da yaptığımı iddia edip buna inanmasın. benim gözümde bunun iftiradan bir farkı yok çünkü. ben de bu konuda böyle saçma bir insanım işte, yapacak bir şey yok...

kendini doğru ifade edememekten ya da karşı tarafın anlamayışından belki de anlamak istemeyişinden kaynaklanan bir iletişim problemidir. sağlıklı olmayan her iletişimde yaşanır. herkesin bakış açısı, yorumlayışı farklıdır. bu yüzden eğer doğru bir şekilde kendini ifade edemezsen karşı taraf sadece kendi penceresinden bakarak yorumlayacaktır. ya da sen ona kendi bakış açını sunsan da bakmak, anlamak istemeyecektir. samimi olmadığım insanların hakkımda ne düşündüğünü pek umursamasam da kendimi düzgün bir şekilde ifade edebilmek benim için önemli. yine anlamazsa yapacak bir şey yok. değer verdiğim insanlar tarafından yanlış anlaşılınca ise çok üzülüp kendimi anlatabilmek için çırpınıyorum. ama bir yerden sonra salıyorsun, salmak da lazım zaten. ben kendimi biliyorsam gerisi önemli değil, diyebilmek gerekiyor bazı durumlarda. yoksa manyak olursun.

hiç anlaşılmamaktan daha iyi olan ikinci dereceden iletişim sorunu.

şu aralar başıma sıkça gelmesinden ötürü kendimi sorguladığım durum. biri yanlış anlar öteki yanlış anlar, fakat bunların hepsi yanlış anlıyor. pardon ya! bir dakika lütfen! teker teker yanlış anlayın. tane tane. yavaş yavaş. bende hepinize yetecek kadar yanlış anlayabileceğiniz mevzu var. telaşa gerek yok.

içinde olduğum durum. gayet normal ve hayatın içinde olan konuları ele alarak başlıklar açıyorum, tanımlar giriyorum ama yanlış anlaşılıyorum.*

karşındakinin anladığı kadar var olduğun için normal bir durum. insanların gereksiz alıngan düşüncelerini fazla dikkate almayarak geçip gitmek en iyisi bu durumda.

kimi zaman "kader"'in de müdahil olduğu, hatta "ben bu işi düzeltirim/düzelteyim" diyerek davranıldığında daha da beter bir duruma kişiyi düşürdüğü görülmüş, zaman zaman tecrübe de edilmiş olan eylem, durum.

demek ki bazen bazılarının bizi yanlış anlaması gerekiyor.

en çok gönül işlerinde mesai yapar.

yanlış anlaşılmak, can sıkıcı bir durum :/ metni görünce “üzülme” dedim kendime. bu kadar anlaştığımıza şükredelim *

yine de, doğru ifade etmek için yorarım kendimi. mutlaka, açıklama yapıyorum. çünkü, aklımın ucuna bile gelmeyen bir düşüncenin üzerimde kalmasından rahatsızlık duyuyorum. “itham etmenin” bir altı sanırım.

tüm yormadan doğru anlayanlara *

eğer böyle bir fobi varsa (yoksa da şu an ben tanımlıyorum) benim yanlış anlaşılma fobim var. yanlış anlaşılacağım diye o kadar detaylı anlatıyorum ki bazen bazı şeyleri, kafa sesim cümlenin ortasında "çık burdan" diye isyan ediyor, ama kafayı dinleyen kim. sonra dönüyorum, tekrar kendime kızıyorum, "sen olsan yanlış anlar mıydın ki yanlış anlar belki diye bu kadar detay verdin, konuştun. kişi kendinden bilir işi misali, sen acaba sürekli yanlış tarafa çekmeye mi meyillisin ki herkesi böyle görüyorsun. genelde değilsin. eh o halde kısa bi cümle ile anlat durumu, yanlış tarafa çekerse onun problemi." diyorum kendi kendime. henüz bunu başaramadım, hala fobim var.

dünyanın en lanet duygusu. tüm gerçeğinizi bilen birinin sizi gerçek olmayan bir şey yüzünden yanlış anlaması, ya da söylediğiniz bir şeyin alakasız bir noktaya gitmesi kadar acı verici bir durum yok. yanlış anlaşılmalar yanlış noktaya götürür. dönün ordan hızlıca

söylenilen cümlenin ifâde edilememesi ya da karşı tarafın yanlış anlamasından kaynaklanan durumdur.

iki taraf da konuşarak anlaşmaya ve iletişime yatkın ise bir şekilde konuşarak çözülebilecek bir sıkıntıdır. iki taraftan biri deyim yerindeyse odunsa sıkıntı olabilir. iki taraf da odunsa, al çekirdeğini, kolanı izle.

çok can yakıcıdır.

az önce tecavüzün faydaları adlı gram savunmadığım başlığı açtığım için başıma gelmiş durumdur.

hiçbir şekilde tecavüz gibi bir sapıklığı savunmadım hatta bunu savunanların din simsarları olduğuna dikkat çekmek istedim.

ama siz, herşeyi yanlış anlayan linçlemeye meyilli tayfa, çok insanların üstüne geliyorsunuz.