yazarların bugünkü mutluluk sebebi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
başlık "persona" tarafından 02.12.2020 00:26 tarihinde açılmıştır.
401.
bahçede hırkam ve çoraplarımla oturabilmek.
özlemişim. evet, serin bugün hava. * gündüz bir şekilde geçiyor da gece sıcaktan uyuyamamak tam bir işkence.
bu mutluluk umarım başlıktaki gibi sadece “bugünkü” olarak kısa sürmez, “her günkü” olur.
özlemişim. evet, serin bugün hava. * gündüz bir şekilde geçiyor da gece sıcaktan uyuyamamak tam bir işkence.
bu mutluluk umarım başlıktaki gibi sadece “bugünkü” olarak kısa sürmez, “her günkü” olur.
devamını gör...
402.
hayallerimden bir damla
bugün uzun zaman sonra biricik sahafıma gitme fırsatım oldu. efe sahaf...
aydın'da, sevgi yolu'nun* üst taraflarında küçük; 4,5 kişinin zor sığabileceği, içi hayaller ve yaşanmışlıklarla dolu bir dükkan. dükkanın içersine girer girmez o müthiş kokuyla mest oldum zaten.*
içerisi bomboş, dükkanın sahibi yok. arkada (bkz: tanju okan), öyle sarhoş olsam ki çalıyor. duvarlar boydan boya kitaplarla dolu, tavanlarda posterler asılı. köşede, bir yerde eski kasetler ve plaklar var. onların önünde maviye boyalı iki tahta sandalye. sandalyelerin birinde arkadaşım oturuyor, ben ayakta kitapların dünyasına kapılmışım. yüzümde silinmeyen kocaman bir gülümseme, arkadaşım benim bu saçma mutluluğuma gülüyor. aklımdan geçiriyorum, "mutluluk bulaşıcı derler. bulaşıcı olan en güzel şey sanırım..."
bir buçuk saat orada kitapları incelemişim. dükkana girdiğimizde hava aydınlıktı, çıktığımızda ise kararmaya başlamıştı bile. cebimde sadece 50tl var. az kitap alacağım, biliyorum ama mühim değil benim için. o an önemli olan orada olmak ve yaşanmışlıkları hissetmek parmaklarımın ucunda.
insanlar okudukları yılları not düşmüşler kitapların ilk sayfasına. onlarca tarih var, hepsi birbirinden anlamlı ve anlamsız. birçok kitap buldum. eski, yeni, güzel, daha güzel, en güzel. bir sürü fotoğraf...

3,4 kitap seçiyorum. fotoğraftakiler değil ama, onlar oldukça eski baskılar oldukları için biraz pahalıydılar. daha sonra dükkan sahibini aramaya başlıyoruz , annesi geliyor. tatlı mi tatlı bir kadın. sohbet ediyoruz ayak üstü. kahkahalar uçuşuyor havada. diyorum"bırak git anahtarı ben bakarım buraya."
-benim de tatile ihtiyacım vardı zaten, olur valla, diyor. gülüyoruz...
sonra bir güzel indirim yapıyor bana. daha da mutlu oluyorum. cebimde 5 lira kalmış. dükkandan çıkıyoruz, yüzlerimizde büyük bir gülümseme. arkadaşımla göz göze geliyoruz. bakışlarımız konuşuyor bizim yerimize.
- hani yemek yiyecektik?
- napayım ali? çok güzel kitaplar vardı.
- başımın belası ben ısmarlarım sana.
sonra ayrılıyoruz oradan...
gece eve geliyorum, kapının önünde bir kargo. içeri girer girmez açıyorum büyük bir merakla. içinden ne çıksa beğenirsiniz?3 güzel kitap. dostlarımdan bana hediye onlarca şiir. sahaftan aldığım ve hediye gelen kitapları büyük bir gülümseme ile diziyorum raflara. kitaplı bir gündü benim için. evet, evet! en doğru söz bu. kitaplı bir gün... hala mutluyum dostlar, hala gülümsüyorum...
bugün uzun zaman sonra biricik sahafıma gitme fırsatım oldu. efe sahaf...
aydın'da, sevgi yolu'nun* üst taraflarında küçük; 4,5 kişinin zor sığabileceği, içi hayaller ve yaşanmışlıklarla dolu bir dükkan. dükkanın içersine girer girmez o müthiş kokuyla mest oldum zaten.*
içerisi bomboş, dükkanın sahibi yok. arkada (bkz: tanju okan), öyle sarhoş olsam ki çalıyor. duvarlar boydan boya kitaplarla dolu, tavanlarda posterler asılı. köşede, bir yerde eski kasetler ve plaklar var. onların önünde maviye boyalı iki tahta sandalye. sandalyelerin birinde arkadaşım oturuyor, ben ayakta kitapların dünyasına kapılmışım. yüzümde silinmeyen kocaman bir gülümseme, arkadaşım benim bu saçma mutluluğuma gülüyor. aklımdan geçiriyorum, "mutluluk bulaşıcı derler. bulaşıcı olan en güzel şey sanırım..."
bir buçuk saat orada kitapları incelemişim. dükkana girdiğimizde hava aydınlıktı, çıktığımızda ise kararmaya başlamıştı bile. cebimde sadece 50tl var. az kitap alacağım, biliyorum ama mühim değil benim için. o an önemli olan orada olmak ve yaşanmışlıkları hissetmek parmaklarımın ucunda.
insanlar okudukları yılları not düşmüşler kitapların ilk sayfasına. onlarca tarih var, hepsi birbirinden anlamlı ve anlamsız. birçok kitap buldum. eski, yeni, güzel, daha güzel, en güzel. bir sürü fotoğraf...

3,4 kitap seçiyorum. fotoğraftakiler değil ama, onlar oldukça eski baskılar oldukları için biraz pahalıydılar. daha sonra dükkan sahibini aramaya başlıyoruz , annesi geliyor. tatlı mi tatlı bir kadın. sohbet ediyoruz ayak üstü. kahkahalar uçuşuyor havada. diyorum"bırak git anahtarı ben bakarım buraya."
-benim de tatile ihtiyacım vardı zaten, olur valla, diyor. gülüyoruz...
sonra bir güzel indirim yapıyor bana. daha da mutlu oluyorum. cebimde 5 lira kalmış. dükkandan çıkıyoruz, yüzlerimizde büyük bir gülümseme. arkadaşımla göz göze geliyoruz. bakışlarımız konuşuyor bizim yerimize.
- hani yemek yiyecektik?
- napayım ali? çok güzel kitaplar vardı.
- başımın belası ben ısmarlarım sana.
sonra ayrılıyoruz oradan...
gece eve geliyorum, kapının önünde bir kargo. içeri girer girmez açıyorum büyük bir merakla. içinden ne çıksa beğenirsiniz?3 güzel kitap. dostlarımdan bana hediye onlarca şiir. sahaftan aldığım ve hediye gelen kitapları büyük bir gülümseme ile diziyorum raflara. kitaplı bir gündü benim için. evet, evet! en doğru söz bu. kitaplı bir gün... hala mutluyum dostlar, hala gülümsüyorum...

devamını gör...
403.
tezimi yönetim kuruluna sunmak için okula gidip, mezun olup çıkmak. kimliğimi falan hep aldılar sözlük.
ben daha 2 aylığına tatile gitmeye karar veren danışmanıma, kütüphaneye falan imzalatmam gereken belgeler var sanıyordum, iki hafta önce elektronik sisteme geçmişler gerek yokmuş onlara artık.
baya baya mezun oldum.
ben daha 2 aylığına tatile gitmeye karar veren danışmanıma, kütüphaneye falan imzalatmam gereken belgeler var sanıyordum, iki hafta önce elektronik sisteme geçmişler gerek yokmuş onlara artık.
baya baya mezun oldum.
devamını gör...
404.
akşam sahilde, kamp sandalyemi atıp, viski-çikolata yapacak olmam.
devamını gör...
405.
saatin 6'ya gelip, mesaimin bitmeye yakın olması.
devamını gör...
406.
(bkz: dean schneider)
zaten burdan takdire ve tanıtıma ne hacet. aslan ve doğa dostu, vahşi yaşam parkı gurusu, güzel bir insan. yıllardır takip ederim. fakat bazı bazı vahşi yaşam ve doğanın dibine vurmak istediğimde -çünkü iyi geliyor doğanın bir yerlerde hayatta kalmayı sürdürdüğünü ve kendini yenilediğini izlemek- özellikle paylaşımlarını arka arkaya izliyorum. ne zaman "dur bu ara daha sık izliyeyim, iyi geliyor" desem adamı isviçre'ye evine gitmiş, aile saadeti yaşar ve paylaşımlarına ara vermişken yakalıyorum. halim içler acısı gerçekten.
yine ben 10 gündür gözümü dikmiş instagram hesabından yeni bir haber beklerken, 5 haftadır isviçre'de olduğunu, bu cuma artık kısmetse güney afrika'ya hayvanlarının yanına döneceğini biz fani sevenlerine duyurduğu bir story paylaştı. yarim zürich'i mesken mi tuttun di gel gayri!
zaten burdan takdire ve tanıtıma ne hacet. aslan ve doğa dostu, vahşi yaşam parkı gurusu, güzel bir insan. yıllardır takip ederim. fakat bazı bazı vahşi yaşam ve doğanın dibine vurmak istediğimde -çünkü iyi geliyor doğanın bir yerlerde hayatta kalmayı sürdürdüğünü ve kendini yenilediğini izlemek- özellikle paylaşımlarını arka arkaya izliyorum. ne zaman "dur bu ara daha sık izliyeyim, iyi geliyor" desem adamı isviçre'ye evine gitmiş, aile saadeti yaşar ve paylaşımlarına ara vermişken yakalıyorum. halim içler acısı gerçekten.
yine ben 10 gündür gözümü dikmiş instagram hesabından yeni bir haber beklerken, 5 haftadır isviçre'de olduğunu, bu cuma artık kısmetse güney afrika'ya hayvanlarının yanına döneceğini biz fani sevenlerine duyurduğu bir story paylaştı. yarim zürich'i mesken mi tuttun di gel gayri!
devamını gör...
407.
408.
dünden daha az mutsuz olmam xd.
devamını gör...
409.
çocukluk arkadaşımla oturup saatlerce sohbet etmiş olmam.
devamını gör...
410.
başkasının mutluluğuna mutlu olmak.
pandemi vs derken gençlik yıllarımızda o konser senin,bu festival benim,şu bar benim takılıp keyifli dakikalar geçirdiğimiz,sonra malum bu tip etkinliklere daha az zaman ayırıp sükunete yaklaştığımız,farklı eylemlere yöneldiğimiz,birlikte ''eskiden'' daha çok zaman geçirip şimdi bu ara uzasa da aramızdaki, saygının,sevginin,bağın bitmediği can dostumun,arkadaşımın evleneceği haberini vermesiyle gözlerimde yıldızlar çaktı kendisi ve müstakbel eşi için. insan zamanla nasıl da değişiyor.öncelikleri,mutlulukları farklılaşıyor.
maiden temmuz'da festivale geliyormuşşşşşşşşşşş ollllllllllmmmmmmmmmmmm helellööyyyyy diye sevindiğimiz yıllardan,ömür boyu mutlu olun kardeşim demelere geçiyorsunuz . ikisi de ayrı zevkli,ayrı mutluluk kaynağı.
birbirimizi çok özlediğimizi de telefondaki seslerimizden anladık. yaşa var ol dostum , eşinle saygı , sevgi çerçevesinde hep mutlu olun.
''seni de kaybettik he'' dedim , ''40 olmadan evlendim bak'' dedi *
nikahta görüşmek üzere sevgi kelebekleri.
pandemi vs derken gençlik yıllarımızda o konser senin,bu festival benim,şu bar benim takılıp keyifli dakikalar geçirdiğimiz,sonra malum bu tip etkinliklere daha az zaman ayırıp sükunete yaklaştığımız,farklı eylemlere yöneldiğimiz,birlikte ''eskiden'' daha çok zaman geçirip şimdi bu ara uzasa da aramızdaki, saygının,sevginin,bağın bitmediği can dostumun,arkadaşımın evleneceği haberini vermesiyle gözlerimde yıldızlar çaktı kendisi ve müstakbel eşi için. insan zamanla nasıl da değişiyor.öncelikleri,mutlulukları farklılaşıyor.
maiden temmuz'da festivale geliyormuşşşşşşşşşşş ollllllllllmmmmmmmmmmmm helellööyyyyy diye sevindiğimiz yıllardan,ömür boyu mutlu olun kardeşim demelere geçiyorsunuz . ikisi de ayrı zevkli,ayrı mutluluk kaynağı.
birbirimizi çok özlediğimizi de telefondaki seslerimizden anladık. yaşa var ol dostum , eşinle saygı , sevgi çerçevesinde hep mutlu olun.
''seni de kaybettik he'' dedim , ''40 olmadan evlendim bak'' dedi *
nikahta görüşmek üzere sevgi kelebekleri.
devamını gör...
411.
412.
diyeti bozup hunharca dondurma, çikolata yedim. sırada cips var.
devamını gör...
413.
414.
yorulmak. insan yorulmaktan mutlu olur mu? oluyormuş valla. uzun süre sonra böyle yorulmak çok iyi geldi. belki de derdimiz hareketsizlik ve hiclikten geliyordu.
devamını gör...
415.
aynı güne hem ekim hem de biçimi sığdırmak akşam da evde olabilmek var tabi bu da mutluluk.
devamını gör...
416.
bugün de yoktu çok şükür...
devamını gör...
417.
şantiye şefinin, diğer şantiye şefi ile konuşurken sarf ettiği cümle;
"senin tutan gibi donanımlı bir sağ kolun var"...
dip: şefi cebimden çıkarırım ama mevzuya uzağım. mecbur... şefim.
"senin tutan gibi donanımlı bir sağ kolun var"...
dip: şefi cebimden çıkarırım ama mevzuya uzağım. mecbur... şefim.
devamını gör...
418.
419.
almancı kuzenim bahisten kazandığı haram para ile bana airpods 2.nesil aldı lan. değişik bir aygıta benziyor.
devamını gör...
420.
okulların açılma ümidi.
yurda giderken yanıma neler almalıyım diye yaptığım liste. meğer ne çok şeye ihtiyaç varmış ama olsun o listeyi yapmak çok keyifli. *
yurda giderken yanıma neler almalıyım diye yaptığım liste. meğer ne çok şeye ihtiyaç varmış ama olsun o listeyi yapmak çok keyifli. *
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120