yazarların bugünkü mutluluk sebebi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
başlık "persona" tarafından 02.12.2020 00:26 tarihinde açılmıştır.
1581.
sabahtan beri aradığım tokamı buldum.
insan özlüyo biliyonuz mu, toka deyip geçmeyin.
her toka kaybettiğimde alt üst oluyorum.
anksiyetem toka kaybetmek.
saçı olmayan beyler,
çok şanslısınız, toka kaybetme derdiniz yok.
insan özlüyo biliyonuz mu, toka deyip geçmeyin.
her toka kaybettiğimde alt üst oluyorum.
anksiyetem toka kaybetmek.
saçı olmayan beyler,
çok şanslısınız, toka kaybetme derdiniz yok.
devamını gör...
1582.
mutluluk mu o neymiş ya tadı neye benziyor
devamını gör...
1583.
ameliyat ağrılarım neredeyse tamamen bitti, bugün kendi yemeğimi çok şükür yapmaya başladım, antrenmanlara ve işime donebildim. normal hayatıma döndüm diyebilirim, çok şükür.
devamını gör...
1584.
1585.
işte ele...
devamını gör...
1586.
trabzonspor'un katarlilara satilmais ile ilgili haber çıktı.
orta sahaya james ward-prowse çeksek ne efsane olur
orta sahaya james ward-prowse çeksek ne efsane olur
devamını gör...
1587.
1588.
güzel uyandım bu sabah. alarmı kapattım ama yine de on dakika sonra uyandım. bugün iki satır yeter bana.
devamını gör...
1589.
haftanın son iş günü olması
devamını gör...
1590.
resmen prodüktör oluyorum. bildiğin müzik prodüktörü.
buraya taşındıktan sonra durağan geçen bir yılın ardından keşfetmeye başladım etrafı biraz. hep psy trance dinlemeyi severdim, ev partileri vs. benim hayatımı neşeli kılan şeylerdendi. underground kültür hep cezbetmişti beni fakat buraya geldikten sonra çok büyük bir underground rave festivaline katıldım. orada pek çok hoşuma giden tekno alt türünü dinleme fırsatı buldum ve bir tanesi çivi gibi beynime saplanmıştı. mentalcore. o karanlık fakat şiddetli, raw hali beni çok etkilemişti ve ben bu müziği psy trance ile birleştireceğim dedim festivalin son günü.
fakat bir problem vardı. benim nota bilgim yoktu. müzisyen değildim lan ben. zamanında rap parçaları kaydederken biraz kayıt almayı ve miksaj öğrenmiştim o kadar. nasıl yapacaktım bu işi? açtım youtube'u başladım tutoriallar izlemeye ve arkadaşın dedesinden kalma fransızca klasik müzik metot kitabını kurcalamaya.
kendime dedim ki daha önce denedin, yapamadın müziği. daha önce iyiydim rap müzikte fakat utangaçtım işte. yaptığım hiçbir şeyi paylaşmadım. belki işler farklı gelişirdi böyle yapmasam. neyse dedim ki bu sefer zamanın da var. kitabına göre öğren. sosyal ol, insanlara sor, paylaş, tavsiye al. tam 25 gün önce çalışmaya başladım. bu sürede 5 parça yaptım. her seferinde yeni bir şey öğrendim, farklı bir şey denedim. bir yandan da paris'teki tekno ve alt türlerinde parçalar yayınlayan müzik şirketlerine demolarımı gönderip fikirlerini sormaya başladım. yayınlanmak için ısrar etmediğimi fark edince dostça konuşmaya başladılar benimle. sonuçta adamlara günde 1000 tane demo geliyor ve hepsi kendini richie hawtin sanıyor. bana yetenekli olduğumu ve ısrar edersem başaracağımı söyledi geneli fakat bir şirket bir adım ileri gitti ve demolarını bize göndermeye devam edersen seviniriz, kaliten yükseliyor yakında yayınlanmaya hazır bir parça çıkarman muhtemel görünüyor, soundunu orijinal bulduk, hazır olduğunda yayınlamak isteriz ilk release'ini dediler.
o gün nasıl sevindim, nasıl motive oldum anlatamam. herkese anlatmak geldi içimden. yayınlayacağımdan değil. böyle bir şeyi hayal etmemiştim bile. ben birkaç parça yaparım, underground partilerden birinde sahneye çıkarım, unutamayacağım bir akşam yaşarım, hatıra olur diye düşünmüştüm. adamlar bana ''devam et, biz seni yayınlamak istiyoruz.'' deyince çok mutlu oldum. sıfır müzik bilgisiyle başladığım iş bir anda ciddiye binmişti ve benimle ilgilenen bir şirket vardı.
her neyse. geçen hafta tatile çıkmadan evvel bir parçaya başladım. bildiğim tüm müzik bilgisini ve yaratıcılığımı test etmeye karar vermiştim. psy trance parçalarında kullanılan taç melodiyi mentalcore yapısına entegre edecektim çünkü bana göre mentalcore mükemmel bir müzik olsa da çok karanlık. biraz aydınlık soundlar, biraz daha enerji, biraz daha şiddet eklemek gerekiyordu. öteki türlü sadece karanlık partilerde, kafa milyonken dinlenen bir müzik olarak kalacaktı. kafamdaki bu planla parçamı yapmaya başladım ve kendime bir söz verdim. acele etmeden yapacaktım parçamı. normalde bir günde bitiriyordum her yaptığım parçayı. tatilden önce bir gün, tatilden sonra iki gün daha çalıştım üzerine ve kendi soundcloud sayfamda yayınladım.
beklenmedik bir şey oldu. parçam tuttu. bir anda arjantin'den, avustralya'dan, kanada'dan hatta vietnam'dan dinlemeye başladı insanlar. o güne kadar 30 küsur dinleniyordu parçalarım bir haftada. bir gece ben uyurken parça tuttu ve sabah uyandığımda soundcloud ''dinlenme oranın %1200 arttı, şarkın yürüyor!'' diye bildirim verdi.
bunun verdiği cesaretle parçayı şirketlere yollamaya başladım. bu sabah aldığım mail işte beni mutlu eden. paris merkezli, warehouse etkinlikleri ve acidcore releaseleri ile ünlü müstakbel plak şirketim parçamı yayınlayacağını söyledi. parçam tüm etkinliklerde headlinerlar tarafından çalınacak ve programım uygun olursa artık önümüzdeki bahardan itibaren paris ve çevresinde sahne almaya başlayacağım.
prodüktör oldum lan! başardım sonunda!
buraya taşındıktan sonra durağan geçen bir yılın ardından keşfetmeye başladım etrafı biraz. hep psy trance dinlemeyi severdim, ev partileri vs. benim hayatımı neşeli kılan şeylerdendi. underground kültür hep cezbetmişti beni fakat buraya geldikten sonra çok büyük bir underground rave festivaline katıldım. orada pek çok hoşuma giden tekno alt türünü dinleme fırsatı buldum ve bir tanesi çivi gibi beynime saplanmıştı. mentalcore. o karanlık fakat şiddetli, raw hali beni çok etkilemişti ve ben bu müziği psy trance ile birleştireceğim dedim festivalin son günü.
fakat bir problem vardı. benim nota bilgim yoktu. müzisyen değildim lan ben. zamanında rap parçaları kaydederken biraz kayıt almayı ve miksaj öğrenmiştim o kadar. nasıl yapacaktım bu işi? açtım youtube'u başladım tutoriallar izlemeye ve arkadaşın dedesinden kalma fransızca klasik müzik metot kitabını kurcalamaya.
kendime dedim ki daha önce denedin, yapamadın müziği. daha önce iyiydim rap müzikte fakat utangaçtım işte. yaptığım hiçbir şeyi paylaşmadım. belki işler farklı gelişirdi böyle yapmasam. neyse dedim ki bu sefer zamanın da var. kitabına göre öğren. sosyal ol, insanlara sor, paylaş, tavsiye al. tam 25 gün önce çalışmaya başladım. bu sürede 5 parça yaptım. her seferinde yeni bir şey öğrendim, farklı bir şey denedim. bir yandan da paris'teki tekno ve alt türlerinde parçalar yayınlayan müzik şirketlerine demolarımı gönderip fikirlerini sormaya başladım. yayınlanmak için ısrar etmediğimi fark edince dostça konuşmaya başladılar benimle. sonuçta adamlara günde 1000 tane demo geliyor ve hepsi kendini richie hawtin sanıyor. bana yetenekli olduğumu ve ısrar edersem başaracağımı söyledi geneli fakat bir şirket bir adım ileri gitti ve demolarını bize göndermeye devam edersen seviniriz, kaliten yükseliyor yakında yayınlanmaya hazır bir parça çıkarman muhtemel görünüyor, soundunu orijinal bulduk, hazır olduğunda yayınlamak isteriz ilk release'ini dediler.
o gün nasıl sevindim, nasıl motive oldum anlatamam. herkese anlatmak geldi içimden. yayınlayacağımdan değil. böyle bir şeyi hayal etmemiştim bile. ben birkaç parça yaparım, underground partilerden birinde sahneye çıkarım, unutamayacağım bir akşam yaşarım, hatıra olur diye düşünmüştüm. adamlar bana ''devam et, biz seni yayınlamak istiyoruz.'' deyince çok mutlu oldum. sıfır müzik bilgisiyle başladığım iş bir anda ciddiye binmişti ve benimle ilgilenen bir şirket vardı.
her neyse. geçen hafta tatile çıkmadan evvel bir parçaya başladım. bildiğim tüm müzik bilgisini ve yaratıcılığımı test etmeye karar vermiştim. psy trance parçalarında kullanılan taç melodiyi mentalcore yapısına entegre edecektim çünkü bana göre mentalcore mükemmel bir müzik olsa da çok karanlık. biraz aydınlık soundlar, biraz daha enerji, biraz daha şiddet eklemek gerekiyordu. öteki türlü sadece karanlık partilerde, kafa milyonken dinlenen bir müzik olarak kalacaktı. kafamdaki bu planla parçamı yapmaya başladım ve kendime bir söz verdim. acele etmeden yapacaktım parçamı. normalde bir günde bitiriyordum her yaptığım parçayı. tatilden önce bir gün, tatilden sonra iki gün daha çalıştım üzerine ve kendi soundcloud sayfamda yayınladım.
beklenmedik bir şey oldu. parçam tuttu. bir anda arjantin'den, avustralya'dan, kanada'dan hatta vietnam'dan dinlemeye başladı insanlar. o güne kadar 30 küsur dinleniyordu parçalarım bir haftada. bir gece ben uyurken parça tuttu ve sabah uyandığımda soundcloud ''dinlenme oranın %1200 arttı, şarkın yürüyor!'' diye bildirim verdi.
bunun verdiği cesaretle parçayı şirketlere yollamaya başladım. bu sabah aldığım mail işte beni mutlu eden. paris merkezli, warehouse etkinlikleri ve acidcore releaseleri ile ünlü müstakbel plak şirketim parçamı yayınlayacağını söyledi. parçam tüm etkinliklerde headlinerlar tarafından çalınacak ve programım uygun olursa artık önümüzdeki bahardan itibaren paris ve çevresinde sahne almaya başlayacağım.
prodüktör oldum lan! başardım sonunda!
devamını gör...
1591.
kartal'a taşınıyorum daha ne olsun.
devamını gör...
1592.
bu ne birader iyice date app ine çevirdiniz sözlüğü.
devamını gör...
1593.
gündüz babamı ziyarete gittim oldukça iyi durumdaydı. akşam üstü ise genç bir yazar yazdıkları ile mutlu etti beni.
devamını gör...
1594.
bahçe dönüşünde yolu yarılarken (15-18m) yokuş başında terliğim koptu. anneme güldüğüm için belam verildi diye düşünüyordum. yol çakıl taşlı ve camlıydı. o yüzden kopan şeritli kısma havlu tokamı (1. sebep) geçirerek tutmasını sağladım. yokuş sonunda da bisikletl süren kuzenime (2. sebep) denk gelip onun terliğini aldım...
devamını gör...
1595.
hafta sonunu istemeden de olsa yapmam gerekeni yaparak geçirmiş olmam, gün içinde sevdiğim bir insanı görmem, her zaman ki gibi benden güzel iltifatlarını eksik etmemesi.
bir tatlı huzur almaya geldim.
bir tatlı huzur almaya geldim.
devamını gör...
1596.
yok ki.
devamını gör...
1597.
döktüm içimi köşeye...oda bana...dürüstçe...
devamını gör...
1598.
yazarların yazarlarla flörtleşmesi olduğunu öğrenmek, sanki bilmiyormuşuz gibi...
devamını gör...
1599.
waffle yedim.
yarına yüz kilo olcam kesin.
yarına yüz kilo olcam kesin.
devamını gör...
1600.
az önce kanalıma copyright strike gönderen firmadan mail aldım ve telifi geri çektiklerini söylediler. peki ben teşekkür mu ettim. hayır bre o.ç lari yaptığınız organizasyonun ppv satmalarında benim videolarıminda etkisi varken 6 saniyelik bir segment için bana utanmadan telif attınız benim ekmek tekneme bilerek ve isteyerek zarar verdiniz dedim. birlik beraberlik tatavasi yapıp bu kadar 3 kuruşa tamah edecek kadar o.c olmayın dedim.
bu şekilde mi büyüyeceğiz bu şekilde mi daha iyi yerlere geleceğiz aynı gemide olduğun adamları denize atmaya çalışarak mı dedim gönderdim.
o.c haricinde hepsini dedim bu arada içim soğudu. çok öfkeliydim beyler bayanlar çok öfkeli.
bu şekilde mi büyüyeceğiz bu şekilde mi daha iyi yerlere geleceğiz aynı gemide olduğun adamları denize atmaya çalışarak mı dedim gönderdim.
o.c haricinde hepsini dedim bu arada içim soğudu. çok öfkeliydim beyler bayanlar çok öfkeli.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123