yazarların en sıkıcı özelliği

her seyle dalga gecmem ciddiye almamam onemli seyleri sakaya vurmam. oyleymis yani... bana gore on numara ozellik ama

detaycıyım. sevdiğim insanı aynı zamanda iyi sıkarım.

her şeye bilimsel yaklaşmam.

-kanka evde koltuğun yeri değişmiş lan!!
-yok boolm rüzgardandır.

uzun uzun anlatmamdır. ne anlatacaksam uzun uzuuuun. mesela,
"esra var ya"
"hangi esra"
"ya kıvırcık saçlı esra, hani geçen hafta ders çalışmaya gitmiştik, ben tam defterimi çıkarırken durduk yere "şu mavi dondurmanın içine ne koyduklarını küçükken çok merak ediyordum" diye başlayıp bir şekilde güneş batarken bulutların renginin ne kadar güzel olduğunu anlatarak bitiren esra."
aşağı yukarı böyle tarif ederler beni efenim. ama benim bu küçücük şeyleri görüp de heyecanlanıp da uzun uzun anlatmam yüksek seviye yaşam enerjisi gerektiren bir şeydir. bence bendeki yaşam enerjisi ortalama bir insanda olsa herkes daha mutlu olur. saf ve salak bir polyanna değilim de mesela ne zaman saksıda fesleğen görsem "ahağğ" der koşar, şöyle bir koklarım. çoğu insanın kafayı sıyırdığımı düşünmesine sebep olan özelliktir.

günlerce durabiliyorum.

bağlandığım takdirde zaten sıkıcı olurum ben. direkt sıkıcılık kelimesine dönüşebilirim. aşırı ilgi vs. en büyük salaklığım

zihin okumaktır. ve hemen çıkarımda bulunarak kendimi ona göre ayarlamaktır. genelde doğru çıkmasına rağmen yine de yapmamam lazım.

gerçekçilik.
yaştım insanlar eğlenirken ben onlar gibi eğlenmiyorum veya gülemiyorum işte.

bende isterdim biraz umursamaz olmayı ama bu dünya, bu ülke beni realist bakmaya zorluyor.

insanlarla aynı şekilde samimi oluyorum.
yeni tanışan çok neşeli sanıyor, onu çok sevdim sanıyor, iki ay sonra bakıyor, hala aynı.
başkasına da aynı.
kimseye özel olamıyorum.
sanırım ben halka mâl olmak için doğmuşum.
kimsenin özeli olamıyorum.
ya da gönlüm, tanıdığım insanlar kadar geniş, hatta her geçen gün daha da genişliyor.

yapmayı istediğim şeyleri sürekli erteliyorum. ve sonuç olarak yapamıyorum veya yapmıyorum. tam olarak istemediğimden mi? kaçmak için mi? bir şey değişeceğini düşünmediğimden mi? bilemiyorum. yani muhtemelen size yapacağımı söylediğim bir şeyi anlattığımda bir iki hafta sonra hatta aylar sonra sorsanız yapmamış olabilirim. ve yapmadığımı da söylerim, tek kaçmadığım şey bu sanırım.

çabuk bozulurum mesela. sevdiğim insanlara özellikle hevesle bir şey anlatacaksam ve dinlemiyorlarsa... mesela fazla umursanmadığımı düşündüğümden aileme bildiğiniz otofiltre uygulayarak sınırlı şeyleri anlatıyorum. güldüğüm, zevk aldığım, hayalini kurduğum şeyler onlara saçma geliyor sanırım. kaç yaşında adamsın muhabbeti.

herhangi bir şeyi odak noktam yapabilirim ve ondan kurtulamayabilirim. çünkü bir şeyi iyi yapiyorsam onu sürekli yaparım. bu da sanırım çocukken ve hâlâ takdir görmemekle alakalı bir durum. bir şeyi iyi yapıyorsam onu yapanın en iyisi olduğumu düşünerek onu iyileştirmeye çalışırım.

bilemiyorum sözlük siz karar verin sıkıcı mı değil mi?

yanlış okuduğum başlık, gözlük almalıyım artık.

sıkıcı olmak fena sıkarım kemikler birbirine geçer :) şaka şaka sadece sıkıcıyım bazen kendimden bile sıkılırım.

bir şeye taktım mı takarım hem de öyle böyle değil yeri gelir bir sene takarım. o olayı çözene kadar bitirmem. birine bir şey mi söyleyeceğim içimde mi kaldı, eyvah eyvah. taktığım şeyi yapamazsam da sadece psikolojik çöküntü yaşamıyorum fizyolojik çöküntü de yaşıyorum tansiyonum oynuyor, burnum falan kanıyor.
bu en çok beni sıkıyor bu arada.

son güne sıkıştırmak. her şeyi ama her şeyi...

bazen öyle anlara gelirim ki her işimi yavaş yavaş halletmeye çalışırım. bir günde 40 yıl yaşlanmış gibi hareketlerim de yavaşlar. hatta arkadaşlar aradında bile bana yaşlı diyen oluyor. ve bu özelliğim cidden aşırı sıkıcı. biliyorum elimde değil.

beni strese sokan bir durum varsa o durumdan kurtulana kadar surat asmak.

fazla dürüstlük, düzgün davranmaya çalışma

soruyu yeniden alabilri miyim yanlış anladım sanırım.

var olmam. bir bütün olarak sıkıcı olduğum için varlığım direkt olarak en sıkıcı özelliğim. var olmasam eğlenceli biri olurum aslında.

çok konuşmayı sevmiyorum.
bir grup içinde kalsam, laf atılmaz ve de keyfim gelmezse iki kelime etmeden kalkar giderim.