yazarların en son sinirlendiği şey

az önce internet üzerinden online müzayedeye katılmıştım ve almak istediğim tek bir ürün için pey verme sırasının gelmesini bekliyordum.

bir üç dört gündür falan ürünü takip ediyordum ama henüz pey vermemiştim. tam canlı canlı pey veriyorum, beşer beşer arttırıyorum fiyatı derken bir de baktım ki en son pey verme butonuna bastığımda hiçbir şey olmuyordu. "lan ne oluyor, bassana hadi a. koyayım!" diye söylenirken içimden aynı esnada sağ alttaki internet bağlantısının kopuk olduğunu görünce öfkeden deliye döndüm. aptal internet tam kesilecek vakti buldun di mi yavşak o...pu evladı, sinirden üç kere masaya kafa attım geriye kalan son birkaç beyin hücremi de öldürdüm sayende umarım mutlusundur...

havanın soğuduğu ve daha da soğuyacağı yine geldi aklıma.

2 hafta önce a2 ehliyeti için kursa kaydoldum. resimdir, diplomadır carttır ziyadır verdim. kurs ücreti 1500 kağıt. devlet baba da yanında 1000 kağıt yağlı ballı geçiriyor. başıma ne gelirse gelsin umrumda değil. bizim devletimiz kadar vatandaşına geçiren başka ülke yok cihanda. asgari ücret yevmiyesi 3 tavuk dürüm parası. yüzde 37'si gelir vergisi. geçirrr babaaa!!!! ohhhh misss. bütün bu resmen ırza geçmeye, resmen boğazımızdaki lokmanın cebren çalınmasına onursuzca susan başka bir halk da yok dünyada.

iki hafta evvel sağlık raporu için oturduğum mahallenin sağlık ocağına da gittim. hala 6 sene evvel ikamet ettiğim ankara'daki sağlık ocağına kayıtlıymışım. e devletten iki dakikada halettim. devletin ise zahmet edip onay vermesi 2 hafta sürdü. bugün evrakları vermenin son günüydü. çok şükür geçirgen devletim de beni yeni hekimime taşımış gittim işimi halletmeye. 10 sene evvel dişçi fobimle ilgili bir psikiyatri tedavisi görmüştüm. (bir bka yaramadı) aile hekimim dedi sana bu raporu veremem. gidip bir psikatrdan onay alman gerekiyor. en yakın devlet hastanesine gittim. (mersin şehir hastanesi. merkeze 13-14 km kadar yakın çok şükür.) 5 dakikalık prosüdür bir görüşmenin sigortam olmasına rağmen devlet geçirme bedeli 135 tl. bir asgari ücret yevmiyesi. psikiyatra açık açık söyledim ki ben deliyim. sen nasıl bana ruh sağlığı raporu tanzim ediyorsun? bu kadar açık açık soyguna onursuzca susabildiğim için deliyim. görevini yap ve tedavi et beni. sadece güldü.

ben ise hala deliriyorum. muhalefetse iktidarla tatlı tatlı cilveleşiyor.

sinirlenmem için elinden geleni yapan sinirlenince de tamam sinirin geçince konuşalım diyen 'özgün' biri canımı sıktı. sinir anında ayağımdaki çorapları da çekip attım. hem sinirliyim hem de ayaklarım üşüyor. ay imdat ya.

stajyer avukatlara köpek gibi davranılması.
yeni mezunum ben okuldan, nereden biliyim 2005'teki yargıtay kararını!!!
okulda kanunun tüm gereksiz ayrıntılarına kadar öğretiyorlar, uygulamada kanunun k'si geçmiyor kiiiii!!!
artık kimsenin durup acemilere/yeni mezunlara7işe yeni başlayanlara tahammülü yok. herkes işine ordinaryüs olarak başlamalı yoksa beceriksiz/tembel/bilgisiz belliyorlar insanı.

bardağa çay doldururken eşimin 'çaaaayııı dökmeeee sakııın' diye beni korkutmak için bağırması ve akabinde benim korkup çayı halıya dökmem. sorun şu ki halı yeni yıkamadan geldi.

bir işe girip batsa, hafta sonu kıbrıs tatili ayarlayıp kafayı toplayacak bir hırbo'nun ticaret yapın minvalinde nutuk atması. biz batsak yedi sülalemiz kurur telef oluruz anasını satim.

ben en son neye sinirlendim? güzel soru. hatırlamıyorum. şimdi bu soruya cevap düşünürken sinirlendim.

bazı insanlar.
sürekli boş konuşan bazı insanlar...
yıldım ya.

erkenden uyuyakalmışım sabah erkenden uyanmak planım vardı. peki ne oldu ? uyandırıldım. neden ? çünkü bu evde kimse sessiz olmayı beceremiyor! kavga mı var gülüyorlar mı? sinirimden uykum kaçtı ve saat üç buçuk olmak üzere. sabah kim erken kalkacak ? kimse ! neden çünkü uykumu almış bir şekilde uyandım. hala sinirliyim.

şunu fark ettim ki gece mutlu uyursanız önceki kötü anılarınız siliniyor.
mesela en son neye sinirlenmiştim? hatırlamıyorum.
düşünüyorum.

neyse hatırladım. çok düşünmeyeyim yine sinirlenirim hahahsbdhabdjs

"internet taahhüt sürenizi sonuna geldiniz " diye başlayan 0850'li numaradan gelen telefon.
internetinizin de sizin de...

cart diye kesilen süper box... ne haber, ne uyarı, ne mesaj...kotayı doldurmuşum. 150 gb yuhhhh
iş yerinin neti bildiğin inşaat telleri ile bağlı. 1.5 mbps yi zor görüyor. bende her gün evdeki süperbox'ı yükleyip buraya getiriyorum, birkaç personele de şifreyi söylemiştim, anasını bellemişler demek. işin sinir tarafı; bağlantı var ve sağlıklı görünüyor, neredeyse pc yi sökecektim.
ulan bir mesaj gönder, bir sembol koy, kırmızı işaret koy kotamın dolduğuna dair. neyse talimat verdim kota dolarsa kol gibi bir paket eklediler 10 gb 50 tl. kesilmeyecek artık.

akşam 9'dan itibaren falan yatağımdayım. kesin hasta olacağım, hissediyorum geliyor.

ya ısınayım da kolay atlatayım diye çabaladım 3 saat. sonra yataktan çıktım. 3 saat boyunca ısıtmaya çalıştığım ayaklarım 10 dakikada nasıl soğuyabilir? deli olacağım ya, niye, neden? şimdi ısıtmak için tonlarca saat mi gerek?

midem de bulanıyor zaten. ben uyuyorum.

iki ev arasında baktığımız kedilerden birinin yavrusunun bir sokak iti tarafından boğulması. o iti buraya alıştıran kadını aradım bugün ama sokağa çıkmadı. iti toplatıp barınağa yolladık neyse ki.

bakın sayın halk, bakın sayın insanlar. evet, çocuklarınız tatlı olabilir. yavrularınız, yeğenleriniz, bacılarınız, kardeşleriniz, torunlarınız, can ve ciğerleriniz çok tatlı olabilir. ancak akan bir yaya trafiğinde onları sevmek için duramazsınız. *

her an her şeye sinirleniyorum. biz fakiriz bizi her şey sinirlendirir.

mülakatlarda sorular soruların içeriğini duyunca çok sinirlenmiştim. üstüne bir de daha yeni tanıştığım insanların ortasında bu yüzümü göstermiştim. hem sinirlenmiş hem de ortamı gereksiz germiştim.

babamın gereksiz konuşmaları.

sabah 07:50 de komşunun süpürge sesiyle uyandım. lanet olsun ki yönetmeliğe göre birşey yapılmıyor. bıktım , şeytan diyor ki şehirden uzakta ıssız bir yere taşın ama ulaşım için arabamda yok. mecburen ruh hastalarıyla aynı apartmanı paylaşıyorum.