henry david thoreau
1817 abd doğumlu yazar, şair, düşünür, kölelik karşıtı aktivist ve filozoftur. thoreau, yazılarında pek çok kere kölelik karşıtlığına yer vermiş ve devlete vergi ödemeyi reddederek hapis yatmıştır.
yazarın ideal devlet ve yönetiminde çoğunluğun kararı ve doğru olan ters düşüyorsa doğru olandan vazgeçmek doğru mudur? ya da her türlü vicdani karar yasa koyucuya bırakılmalı mıdır? gibi daha pek çok sorunun irdelediği eseri ''sivil itaatsizlik ve pasif direniş'' adlı eseri gandhi'ye ilham kaynağı olmuştur.
kendisini ziyarete gelen arkadaşının ''senin gibi bir adam nasıl oluyor da hapiste anlamıyorum'' sözü üzerine ''sen nasıl hala dışardasın asıl ben anlamıyorum'' diyen thoreau'nun ve ironik dilinin en güzel eseri olan ve walden gölü kenarına inşa ettiği bir kulübede modern toplumdan uzak yaşadığı ve modern toplum eleştirisi niteliği taşıyan iki yılını kaleme aldığı ''walden'' adlı kitabı okunmaya değerdir.
''asıl problem sivil itaatsizlikte değil, sivil itaatliliktedir. vicdanını hükümet otoritesine teslim edenler felaket tehlikelidirler. unutmayın körü körüne teslimiyetçilerin olduğu yerde “derebeyleri” türer.''
yazarın ideal devlet ve yönetiminde çoğunluğun kararı ve doğru olan ters düşüyorsa doğru olandan vazgeçmek doğru mudur? ya da her türlü vicdani karar yasa koyucuya bırakılmalı mıdır? gibi daha pek çok sorunun irdelediği eseri ''sivil itaatsizlik ve pasif direniş'' adlı eseri gandhi'ye ilham kaynağı olmuştur.
kendisini ziyarete gelen arkadaşının ''senin gibi bir adam nasıl oluyor da hapiste anlamıyorum'' sözü üzerine ''sen nasıl hala dışardasın asıl ben anlamıyorum'' diyen thoreau'nun ve ironik dilinin en güzel eseri olan ve walden gölü kenarına inşa ettiği bir kulübede modern toplumdan uzak yaşadığı ve modern toplum eleştirisi niteliği taşıyan iki yılını kaleme aldığı ''walden'' adlı kitabı okunmaya değerdir.
''asıl problem sivil itaatsizlikte değil, sivil itaatliliktedir. vicdanını hükümet otoritesine teslim edenler felaket tehlikelidirler. unutmayın körü körüne teslimiyetçilerin olduğu yerde “derebeyleri” türer.''
devamını gör...
flört
meşhur bir tweet vardı konuyla ilgili:
"seni seviyorum dese ben de dersin ama sevgilim var derse hayırlı olsun dersin".
işte öyle saçma bir bağdır.
"seni seviyorum dese ben de dersin ama sevgilim var derse hayırlı olsun dersin".
işte öyle saçma bir bağdır.
devamını gör...
incil
euangelos (müjde) kelimesinin arapça karşılığı. kanonik olanları matta, markos, luka ve yuhanna olmak üzere 4 tanedir. ama bu durum kiliseden kiliseye değişebilir. apokrif ve sahte inciller de mevcuttur (apokrif ve sahte tanımlarını karıştırmamak gerekir).
derlenmesi eski antlaşma'nın derlenmesine benzer. sözlü kilise geleneği ve yazılmış metinler bir araya getirilerek derlenmiştir.
geleneksel olarak matta, markos ve yuhanna incilleri havarilere atfedilse de, bu durum tam olarak böyle olmayabilir. zira derlenmiş olan incili bu havariler görememişlerdir. bu sebepten ötürü incil yazarı matta ile havari matta aynı kişi olmayabilir (cizvitlerden öğrendim).
apostolik kiliseler incil'de yer alan hikayeleri çoğunlukla sembolik olarak ele alırlar. mesela beytüllahim yıldızı gibi. ama protestanlar kiliseler literal olarak ele alırlar.
incillerin sıralaması matta, markos, luka, yuhanna olsa da, ilk yazılan incil markos incilidir.
luka incili ise bir amatör tarihçi (muhtemelen pavlus'un öğrencisi olan hekim luka) tarafından yazılmıştır. diğer incillere göre yazılış amacı biraz daha farklıdır. daha çok tarihi bir kayıt tutmak amacıyla yazılmıştır.
yuhanna incili ise "isa'nın sevdiği öğrenci" tarafından yazılmıştır. bu sebeple çoğunlukla yuhanna'ya atfedilse de, isa'nın başka bir öğrencisi tarafından yazılmış da olabilir.
incillerin yazımında, dönemin baskın kültürü olan grek kültürünün retorik sanatı bolca kullanılmıştır. bu sebeple metinlerde geçen olaylar çoğu zaman kronolojik bir biçimde geçmez.
bu durum da aslında hristiyanlık ve yahudilik'teki vahiy kavramının islam'dan farklı olduğunu da gösterir. islam'daki vahiy kavramında vahyedilen metin ilahi bir varlık tarafından kelimesi kelimesine yazdırılırken; yahudilik ve hristiyanlık inançlarında vahiy daha çok kişiye gelen tanrısal esinlemenin kişi tarafından kaleme alınması şeklindedir. bu durum yeni antlaşma'ya dahil olan vahiy kitabında gözlenebilir.
not: islam teolojisi hakkında çok bilgim yok. hata yapmış olabilirim. ayrıca hristiyanlık teolojisi hakkındaki tüm bilgilerim cizvitlerin öğrettiği şekilde. başka bir katolik kilisesi kolu veya başka bir kilise benim yazdıklarımdan farklı bir şekilde konuyu ele alıyor olabilir.
derlenmesi eski antlaşma'nın derlenmesine benzer. sözlü kilise geleneği ve yazılmış metinler bir araya getirilerek derlenmiştir.
geleneksel olarak matta, markos ve yuhanna incilleri havarilere atfedilse de, bu durum tam olarak böyle olmayabilir. zira derlenmiş olan incili bu havariler görememişlerdir. bu sebepten ötürü incil yazarı matta ile havari matta aynı kişi olmayabilir (cizvitlerden öğrendim).
apostolik kiliseler incil'de yer alan hikayeleri çoğunlukla sembolik olarak ele alırlar. mesela beytüllahim yıldızı gibi. ama protestanlar kiliseler literal olarak ele alırlar.
incillerin sıralaması matta, markos, luka, yuhanna olsa da, ilk yazılan incil markos incilidir.
luka incili ise bir amatör tarihçi (muhtemelen pavlus'un öğrencisi olan hekim luka) tarafından yazılmıştır. diğer incillere göre yazılış amacı biraz daha farklıdır. daha çok tarihi bir kayıt tutmak amacıyla yazılmıştır.
yuhanna incili ise "isa'nın sevdiği öğrenci" tarafından yazılmıştır. bu sebeple çoğunlukla yuhanna'ya atfedilse de, isa'nın başka bir öğrencisi tarafından yazılmış da olabilir.
incillerin yazımında, dönemin baskın kültürü olan grek kültürünün retorik sanatı bolca kullanılmıştır. bu sebeple metinlerde geçen olaylar çoğu zaman kronolojik bir biçimde geçmez.
bu durum da aslında hristiyanlık ve yahudilik'teki vahiy kavramının islam'dan farklı olduğunu da gösterir. islam'daki vahiy kavramında vahyedilen metin ilahi bir varlık tarafından kelimesi kelimesine yazdırılırken; yahudilik ve hristiyanlık inançlarında vahiy daha çok kişiye gelen tanrısal esinlemenin kişi tarafından kaleme alınması şeklindedir. bu durum yeni antlaşma'ya dahil olan vahiy kitabında gözlenebilir.
not: islam teolojisi hakkında çok bilgim yok. hata yapmış olabilirim. ayrıca hristiyanlık teolojisi hakkındaki tüm bilgilerim cizvitlerin öğrettiği şekilde. başka bir katolik kilisesi kolu veya başka bir kilise benim yazdıklarımdan farklı bir şekilde konuyu ele alıyor olabilir.
devamını gör...
saça kına yakmak
yıllar öncesine 22 yaşıma aldı götürdü beni bu başlık.
saçları 3 numaraya vurduktan sonra saçlar daha güçlü olsunndiye anam çocukken saçlarıma sık sık yakardı bunu o yüzden yabancı değilimdir. zaten sarı saç mavi göz çocukken turuncu kafa siritmazdi.
fakat yillar sonra gecelerden bir gece banyoda gördüm saçlarımda kepek mi vardı işsizlikten mı neyse tuttum epeyce yaktım yine. sarışın olduğum için haliyle açık saçta bu tarz şeyler kat kat daha fazla belli eder kendini bu yüzden sabah kalktım saçı yıkadım bir baktım aynaya jesus h. christ. saç saç değil izmir mandalina festivaline dönmüş. tabi ev ahalisi görünce gözlerinden yaş gelene kadar güldüler. dedim ben insan içine nasıl çıkarım böyle!!? en son boya fikri geldi. ulan kendi saç rengimde boya tonu da bulamıyorum, bir yandan boya reyonuna bakan erkek olmanın da gurur kiriciligi ile kardeşime diyorum ben bakamam git sen bak getir. neyse buldum bir tane derken bilmem kaç kat boya sürdük saça ki saçın panayır havası gitsin.
ardından kına zayıflıyor üstteki boya zayıflıyor derken alttan epey güzel bir renk karışımı çıkmıştı. böylelikle ömrü hayatımda yaptığım son maymunluk olarak da anılarda kaldı bu hadise.
saçları 3 numaraya vurduktan sonra saçlar daha güçlü olsunndiye anam çocukken saçlarıma sık sık yakardı bunu o yüzden yabancı değilimdir. zaten sarı saç mavi göz çocukken turuncu kafa siritmazdi.
fakat yillar sonra gecelerden bir gece banyoda gördüm saçlarımda kepek mi vardı işsizlikten mı neyse tuttum epeyce yaktım yine. sarışın olduğum için haliyle açık saçta bu tarz şeyler kat kat daha fazla belli eder kendini bu yüzden sabah kalktım saçı yıkadım bir baktım aynaya jesus h. christ. saç saç değil izmir mandalina festivaline dönmüş. tabi ev ahalisi görünce gözlerinden yaş gelene kadar güldüler. dedim ben insan içine nasıl çıkarım böyle!!? en son boya fikri geldi. ulan kendi saç rengimde boya tonu da bulamıyorum, bir yandan boya reyonuna bakan erkek olmanın da gurur kiriciligi ile kardeşime diyorum ben bakamam git sen bak getir. neyse buldum bir tane derken bilmem kaç kat boya sürdük saça ki saçın panayır havası gitsin.
ardından kına zayıflıyor üstteki boya zayıflıyor derken alttan epey güzel bir renk karışımı çıkmıştı. böylelikle ömrü hayatımda yaptığım son maymunluk olarak da anılarda kaldı bu hadise.
devamını gör...
hoşlanılan kişinin hoşlandığı kişi olmamak
kaderimiz.
devamını gör...
yazarların çektiği çiçek fotoğrafları
devamını gör...
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi
bir derste bu kuram hakkında konuşurken bir hocamız kuram insan önce kendini doyurmalı derken türk annesi önce çocuğunu doyurur, neden diye sormuştu. cevaben türk toplum yapısını yansıtmayan bir kuram olduğuydu. çok teferruatsız, düz bir kuram. insan psikolojisini daha derin inceleyen kuramların yanında hiç bence.
devamını gör...
delirmemek için yapılanlar
delirmemek için elimizde güçlü bir koz var: (bkz: delirmemek)
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
afiş yayınlanınca, tv kanallarının bayram özel yayınına çıkıp, bir (1) şarkı söyleyen sibel can gibi hissettim kendimi.*
programın geçen haftaki gibi süper geçeceğine eminim. şimdiden iyi eğlenceler hepimize.
programın geçen haftaki gibi süper geçeceğine eminim. şimdiden iyi eğlenceler hepimize.
devamını gör...
sözlük dergi turuncu sayfa
farkında mısınız bilmem ama sözlük kanatlandı uçuyor.
kasım ayında neredeydi şimdi nerede.
durdurana aşk olsun.
kasım ayında neredeydi şimdi nerede.
durdurana aşk olsun.
devamını gör...
çocukken kendinizi en havalı hissettiğiniz an
mahalle maçında ezandan hemen önce gol atmak.
90. dakikada atılan gol gibi havalıdır. atletin ter içindedir ve takımını galibiyete taşırsın.
90. dakikada atılan gol gibi havalıdır. atletin ter içindedir ve takımını galibiyete taşırsın.
devamını gör...
mecliste oscar wilde tartışmaları
allah belamızı vermiş de haberimiz yokmuş dedirten tartışma.
dinlemek de marifetmiş.
dinlemek de marifetmiş.
devamını gör...
dmo'nun açtığı enjektör ihalesindeki mantık hatası
devlet malzeme ofisi'nin açtığı 55 milyon enjektör alımı ihale ilanında ;
"ofis, malzemeyi dilediği istekliye vermekte tamamen serbesttir" maddesidir.
ihale yapmanın mantığı, en avantajlı teklife ihaleyi vererek kamu yararı oluşturmak olduğu için bu madde mantık hatası doğurmaktadır.
--- alıntı ---
covid-19 için çin'den gelen aşıların laboratuvar kontrolleri sürerken, bir taraftan da kitlesel aşılama için hazırlıklara devam ediliyor. bu kapsamda devlet malzeme ofisi (dmo), sağlık bakanlığı için 55 milyon adet aşı enjektörü alınacağını duyurdu. ihale ilanında "ofis, malzemeyi dilediği istekliye vermekte tamamen serbesttir" maddesi dikkat çekti. teklifler, 12 ocak günü en geç saat 12.00'ye kadar teslim edilecek.
--- alıntı ---
haber kaynağı
"ofis, malzemeyi dilediği istekliye vermekte tamamen serbesttir" maddesidir.
ihale yapmanın mantığı, en avantajlı teklife ihaleyi vererek kamu yararı oluşturmak olduğu için bu madde mantık hatası doğurmaktadır.
--- alıntı ---
covid-19 için çin'den gelen aşıların laboratuvar kontrolleri sürerken, bir taraftan da kitlesel aşılama için hazırlıklara devam ediliyor. bu kapsamda devlet malzeme ofisi (dmo), sağlık bakanlığı için 55 milyon adet aşı enjektörü alınacağını duyurdu. ihale ilanında "ofis, malzemeyi dilediği istekliye vermekte tamamen serbesttir" maddesi dikkat çekti. teklifler, 12 ocak günü en geç saat 12.00'ye kadar teslim edilecek.
--- alıntı ---
haber kaynağı
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
#1144106
bu girinin ardından "neden?" ya da "nasıl yani?" diye düşünenler olacaktir. ben de bunun sebebini açıklayayım:
hindistan'da gerçekten de ineğe tapılmaz. fakat dini olarak kutsal olan bazı canlılar vardır: maymun, kaplan, fare ve inek gibi. fakat bu canlılardan en kutsalinin inek olduğu kabul edilir.
çünkü hindistan'da bir rivayete göre 300 milyondan fazla tanrı vardır. her durumla ilgili ayrı bir tanrı vardır. bu nedenle çok fazla bulunmaktadır. ayrıca tanrılar arasında da aynı hinduizm'deki kast sisteminde olduğu gibi olceklendirme vardır. yani birinci sınıf tanrılar, ikinci sınıf tanrılar vb gibi.
( tanrılar arasındaki sınıfsal farklar ne işe yarar derseniz, halk daha alt sınıf tanrılara tapar. üst sınıf tanrılarla ancak brahman gibi çok dindar olan kişiler muhatap olabilir. halk bu üst sınıf tanrılara ulaşamaz. bu noktada alt sınıf tanrıların işlevi halk için bir tapınma aracı olmasıdır. )
konumuza tekrar dönelim. ineğe tapmiyorlar ama en kutsal hayvan kabul ediyorlar dedik, ayrıca çok fazla tanrıları olduğundan bahsettik. işte bu çok tanrılı dindeki en üst düzeydeki tanrı "brahma"dır. ve brahma bir ineğin vücudunda hayat bulur. bu nedenle inek kutsal kabul edilir.
yani görünürde tapılan şey inek gibi dursa da aslında taptıkları şey brahma'dır. gösterilen saygı ineğe değil brahma'nın ruhuna karşıdır. çünkü brahma evreni yaratmıştır ve evrende var olan her şeyin mutlak sahibidir. ineğin her bir uzvu da brahma'nın ruhuna ait sembolik bir parçadır.
ek: ayrıca inekleri kesmemelerinin ve inek eti yemeklerinin sebebi yalnızca sembolik olarak ona tapiniyor olmaları değil. hinduizmde ineğin kutsallığı şu 5 ürünü insanlığın yararına sunmasindan dolayidir:
1) süt
2)peynir
3) tereyağı
4)idrarı ( şifa niyetine içiyorlar )
5) gübresi. ( dışkısi yakacak olarak kullanılıyordu.)
hinduizm'e göre bu mükemmel hayvanı kesip tek seferde etinden faydalanmak yerine verdiği ürünlerden daha uzun sürede ve daha çok insan faydalanabilirdi.
bu girinin ardından "neden?" ya da "nasıl yani?" diye düşünenler olacaktir. ben de bunun sebebini açıklayayım:
hindistan'da gerçekten de ineğe tapılmaz. fakat dini olarak kutsal olan bazı canlılar vardır: maymun, kaplan, fare ve inek gibi. fakat bu canlılardan en kutsalinin inek olduğu kabul edilir.
çünkü hindistan'da bir rivayete göre 300 milyondan fazla tanrı vardır. her durumla ilgili ayrı bir tanrı vardır. bu nedenle çok fazla bulunmaktadır. ayrıca tanrılar arasında da aynı hinduizm'deki kast sisteminde olduğu gibi olceklendirme vardır. yani birinci sınıf tanrılar, ikinci sınıf tanrılar vb gibi.
( tanrılar arasındaki sınıfsal farklar ne işe yarar derseniz, halk daha alt sınıf tanrılara tapar. üst sınıf tanrılarla ancak brahman gibi çok dindar olan kişiler muhatap olabilir. halk bu üst sınıf tanrılara ulaşamaz. bu noktada alt sınıf tanrıların işlevi halk için bir tapınma aracı olmasıdır. )
konumuza tekrar dönelim. ineğe tapmiyorlar ama en kutsal hayvan kabul ediyorlar dedik, ayrıca çok fazla tanrıları olduğundan bahsettik. işte bu çok tanrılı dindeki en üst düzeydeki tanrı "brahma"dır. ve brahma bir ineğin vücudunda hayat bulur. bu nedenle inek kutsal kabul edilir.
yani görünürde tapılan şey inek gibi dursa da aslında taptıkları şey brahma'dır. gösterilen saygı ineğe değil brahma'nın ruhuna karşıdır. çünkü brahma evreni yaratmıştır ve evrende var olan her şeyin mutlak sahibidir. ineğin her bir uzvu da brahma'nın ruhuna ait sembolik bir parçadır.
ek: ayrıca inekleri kesmemelerinin ve inek eti yemeklerinin sebebi yalnızca sembolik olarak ona tapiniyor olmaları değil. hinduizmde ineğin kutsallığı şu 5 ürünü insanlığın yararına sunmasindan dolayidir:
1) süt
2)peynir
3) tereyağı
4)idrarı ( şifa niyetine içiyorlar )
5) gübresi. ( dışkısi yakacak olarak kullanılıyordu.)
hinduizm'e göre bu mükemmel hayvanı kesip tek seferde etinden faydalanmak yerine verdiği ürünlerden daha uzun sürede ve daha çok insan faydalanabilirdi.
devamını gör...
yazarların yalnız olma nedeni
yalnızlığımızın görkemli kalelerinden çıkabilecek kadar cesur olamadığımız için.
devamını gör...
annelerin en güçlü silahı
düşünürken yoruldum. anlatamayacağım.
devamını gör...
seo
bir internet terimidir. ingilizcesi "search engine optimization" olan, "arama motoru optimizasyonu" anlamına gelen kelimenin kısaltmasıdır.
kısacası seo olarak andığımız bu iyileştirme, websitelerin arama motorları üzerindeki görünürlüğünü artırmaya, dolayısıyla başka internet kullanıcıları tarafından bulunmayı hedefleyen iyileştirmedir.
websitelerin olmazsa olmazıdır. seo ayarları yapılmamış websitesi ancak kulaktan kulağa oynayarak ziyaretçisini artırır.
kısacası seo olarak andığımız bu iyileştirme, websitelerin arama motorları üzerindeki görünürlüğünü artırmaya, dolayısıyla başka internet kullanıcıları tarafından bulunmayı hedefleyen iyileştirmedir.
websitelerin olmazsa olmazıdır. seo ayarları yapılmamış websitesi ancak kulaktan kulağa oynayarak ziyaretçisini artırır.
devamını gör...
huzur veren şeyler
oturduğum ev, sokak lambasının tam önünde olduğu için odam hiçbir zaman zifiri karanlık olmuyor veya sadece ay ışığıyla dolmuyor. bu yüzden elektrik kesintisini hep sevmişimdir. özellikle yaz geceleri yaşanan elektrik kesintilerinde minderimi yastığımı alıp koşa koşa balkona çıkarım. kulağımda hafif bir müzik, etrafta görülen tek ışık ay ışığı. ama o hafif müzik etraftaki sessizliği bozmuyor, ay ışığı ise karanlığı delip geçemiyor. sessizlik ve karanlık her şeyden baskın. işte böyle bir an bana çok huzur veriyor.
devamını gör...
yazarların çocuklarını affetmeyeceği konular
sizin çocuğunuz ve siz yetistirdiniz..
eserinize sırt mi doneceksiniz?!?
eserinize sırt mi doneceksiniz?!?
devamını gör...