o kada fazladır ki seç seçebilirsen


dört duvarı ören çatısını kapatıp içerden kitlemiş kapıyı
bir döşek de sana serelim buyur diyen yok
kardeşlik ve eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip
niye senin derin benden daha koyu diyen çok
kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
kalan dul ve yetim ne yer, ne içer soran yok(bkz: hemşerim memleket nire)

ellerimle büyüttüğüm
solar iken dirilttiğim
çiçeğimi kopardın sen, ellere verdin(bkz: dağlar dağlar)


gözlerimden süzülen birkaç damla anıda
senin sıcaklığın var, anlıyorsun değil mi?(bkz: anlıyorsun değil mi)
devamını gör...

türküdeki sarı sözcüğü, ermenice'deki sari'dir aslında. sari ise dağlı demektir. sarışın bir gelinden değil, dağlık yerde yaşayan birinden bahsedilmektedir türküde. zaten türkünün yazıldığı kadının da kara kaşlı kara saçlı biri olduğu söylenir.
devamını gör...

''nasıl yani, gerçekten de kız mısın?'' diye cevap verilesi erkektir.
devamını gör...

birbirine güvenmeyen iki insanın sevgili olması saçmadır. ergen misiniz, geri zekalı mı? ha bir de ayrılınca zor olmuyor mu yahu ?
devamını gör...

bir atasözü vardır bilirsiniz, bekara karı boşamak kolaydır. aynı o hesap bunu öne süren guruh. lan oğlum sizin kimi gönderiyorsunuz, nereye gönderiyorsunuz? asker oraya gidince elinde çiçeklerle karşılanmayacak, şehit vereceksiniz. gönderdiğiniz mehmetcik sizin oğlunuz değil ya atıp tutun tabii.
devamını gör...

bu rengin en güzel yanı, aslında bu rengin görünür ışık spektrumunda olmaması.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

eğer herhangi bir dairesel renk paletini açarsanız yukarıdaki örnekte de göreceğiniz gibi, pembe kırmızı ve mor arasında yer alır.

ama elektromanyetik spektrumda bu iki renk yuvarlak bir şekilde bulunmaz, doğrusal bir şekilde ilerler.

radyo dalgaları -> mikro dalgalar -> kızıl ötesi (infra-red) -> kırmızı-> görünür ışıklar -> mor(violet) -> ultra viyolet -> x ışınları -> gama ışınları.

e ama bu renk var. evet. var. ama spektrumda yok. özür dileriz pembe.
devamını gör...

paylaşmayı kim daha güzel anlatabildi yarin yanağından gayrı.

"yarin yanağından gayrı,
her yerde,
her şeyde,
hep beraber"
devamını gör...

"insanın sevmekten başka seçeneği yoktur; çünkü, eğer sevmezse, seçeneklerinin yalnızlıkta, yıkımda ve umutsuzlukta olduğunu görür."
31.03.1996 * pazar günü çok sevdiğim yazar leo buscaglia'nın "sevgi" adlı kitabının ilk sayfasına tarih ve imza atarak bu sözü yazmışım. bugün elime geçen bu kitapla ufak bir nostalji yaptım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

obaaa!

nihayet simera kiriaki ve pame zamanı!

yola çıkmaya şimdiden hazırız çünkü ;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

syd barrett 1968'de -grup kurulalı henüz üç yıl olmuşken- ortak bir kararla gruptan atılır. ilk albümlerinin inanılmaz bir rağbet görmesiyle kendisini yarın yokmuşçasına dağıtmayı artık bir yaşam tarzı haline getirmiştir çünkü. madde kullanımının tavan yaptığı ve grubun verimini düşürdüğü dönem, sonunda bir konserlerinde kafası uçmuş olduğu için her şarkıda aynı akoru basmasıyla tamamen kapanır ve grup barrett'la yollarını ayırır. floyd'dan sonra iki solo albüm çıkarır: the madcap laughs ve barrett. birkaç defa yeni grup kurma denemesi olur ama hepsini çok kısa süre sonra dağıtır. en sonunda da müziği bırakır ve çok uzunca bir süre barrett'tan kimse haber alamaz.

sonra, 1975 yılında garip bir şey olur.

grup, kaydını tamamladıkları albümü abbey road stüdyoları'nda dinleyip tekrar üzerinden geçerken birisi içeri dalar. nicholas schaffner'ın a saucerful of secrets kitabında ilk başta kimsenin onu tanımadığı anlatılır; çünkü barrett'ı hiçbiri yıllardır görmemiştir. kontrol odasına giren sanki bambaşka biridir: şişmandır, keldir, kaşları tıraş edilmiştir ve beyaz bir trençkot vardır üzerinde. birileri bir süre sonra ona "nasıl bu kadar kilo aldın, sana ne oldu?" diye sorduğunda barrett şu cevabı vermişti: "mutfağımda devasa bir buzdolabı var ve bir sürü domuz pirzolası yiyorum!"

rick wright'ın ağzından:

“stüdyoya geldiğimde koltukta şişman, kel bir adam oturuyordu. miksaj masasında çalışmaya başladık. roger’a adamın kim olduğunu sordum, bilmediğini söyledi. 45 dakika sonra aniden bu adamın syd olduğunu fark ettim. yıllardır onu görmemiştik ve tam da kendisi için yazılan bir parçanın vokallerini kaydederken çıkagelmişti. dişlerini fırçalayıp yanımıza geldi ve gitar kayıtlarını ne zaman yapacağını sordu. syd'e üzgün olduğumuzu, gitar kayıtlarını tamamladığımızı söyledik."

wright'ın bahsettiği diş fırçalamada garip bir şey vardır; zira barrett dişlerini fırçalarken kolunu sabit tutup kafasını sağa sola hareket ettirir ve de durduğu yerde zıplar. bunun yadırganışı ise kısa sürer. barrett henüz gruptan atılmamışken ama kendisini madde kullanmaktan geri de tutamıyorken bir fantezisinden bahsetmişti: içine asit karıştırılmış bir saç jölesi kullanmak. barrett bu jöleye aynı zamanda uyuşturucu da ilave edecekti, bu karışımı saçlarına sürecekti ve sahneye çıktıklarında spot ışığının ısısıyla bu jel kafasını eritecek ve uyuşturucu doğrudan beyni tarafından emilecekti. dolayısıyla barrett'ın sıradışı davranışları floyd için şaşırtıcı olmaktan uzaktı; ama bu yine de durumun onlar üzerindeki sarsıcılığını değiştirmiyordu.

roger waters ise akli dengesi bozulmuş eski dostunu tanınmaz bir halde karşısında gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu sonradan anlatacaktı ve barrett için "tutkulu insanların yok oluşunun en uç noktası" olarak bahsedecekti.

sonrasında barrett'a shine on you crazy diamond hakkında ne düşündüğünü sorarlar ve aldıkları cevap "biraz demode" olur. barrett bu cevabından sonra hiçbir şey demeden stüdyoyu terk eder. bu, grubun bir aradalarken barrett'ı son görüşüdür.

wish you were here, floyd'un kaydederken hem manevi hem de teknik olarak en çok zorlandığı albümdü. shine on you crazy diamond'un kaydının alındığı dönem waters sesini o kadar çok zorlamıştı ki, have a cigar'ın lead vokalinin kaydı için roy harper stüdyoya alınmıştı. alınan kayıtların grubu tatmin etmesi için defalarca tekrar gerekmişti. kendilerinin düşünceleri geçen yıllar içerisinde ne kadar değişmiştir bilmiyorum ama şahsi konuşacak olursam, barrett'ı anmak ve onurlandırmak için yazılabilecek en isabetli ve dokunaklı ağıttır shine on you crazy diamond. henüz gömülmeden önce ölüp gitmiş bir dosta yakılan en içten ağıt.
devamını gör...

günahla ekilen tohum
kâbusla irkilen toplum
ne yaptınız bu gençlik için, ha? tarihle övünün
dövündük her ölümün, her yenilginin ardından
alınan ders ne? kader

panorama harem (2004)
devamını gör...

oynak bir şey çal dediğim yayın.

edit : bu seferde fazla oynak oldu.
devamını gör...

nerden baktığına bağlı. benim baktığım yerden bir tanım kalitelidir, bir başkası aynı tanıma başka bir yerden bakınca kaliteli bulmayabilir. güzellik gibidir, göreceli.

ama burda şunlar kalitelidir, bunlar çöptür diyen bir kafa var. herkesi aynı yerden bakmaya zorluyorlar. kısacası benim hoşuma giden her tanım kalitelidir. benim yerime kimse karar veremez.
devamını gör...

hmmmmfff, klasik ve mis gibi ve çok doğru..

devamını gör...

pohpohlayıcı, onurlandırıcı anlamındaki ingilizce sıfat.
devamını gör...

deli gibi deli gibi
al al al
paraları paraları
saç saç saç...

(bkz: reklamlar)
(bkz: sahibinin sesinden okunanlar)
devamını gör...

henüz tanışmadığımız ama tanımlarını ilgiyle okumaya başladığım yazar. özellikle evde spor yapmak konusuna fazlasıyla kafa patlatan biri olarak #196560 tanımı için kendisini takdir ettim. tam bir haftadır şeker, işlenmiş her türlü gıda, tatlandırıcı ve basit karbonhidratları kesmiş ve ağır bir diyete başlamışken bu tanımı okumak beni cidden gaza getirdi ve sporu bir ay sonrası için planlamama rağmen takvimi değiştirmek zorunda kaldım.*

uzun, güzel ve öğretici tanımlarına devam etmesini diliyor, en kısa sürede mesaj kutusunu portakallandıracağımı kendisine bildiriyorum.
devamını gör...

bi bebeğim vardı kocamandı ve ağlıyordu, mama yiyordu, altına yapıyordu ve az çok konuşabiliyordu. babam hediye olarak almıştı bana onu ve gerçekten bir süre ben nereye gidersem o oraya geliyordu hep beraberdik. bide aşırı sevdiğim başka bi bebek için yine canım babacığıma* çok ısrar etmiştim. kırmızı şapkalı elbiseli üstünde elmalar olan diye uzun uzun tarif ettiğim bi bebek istemiştim ondan. o da 2-3 gün aramıştı bildiği tüm oyuncakçılarda ve bulup getirmişti bana.
devamını gör...

zeka küpü olduğunu ve araştırmayı seven bir yazar olduğunu düşünmekteyim. sözlüğümüze paylaştığı bilgilerinden dolayı kendisine müteşekkirim. kemik yazarlardan olacağını düşünmekle beraber tanımının güzelliklerle dolmasını dilerim.
devamını gör...

bugün dergimizi şerefflendiren yazarlarımız:
insanlığın yok oluşuna şahit olan şehir: kudüs ile mahallenizin_dişli_dişçisi ve eksik bir şey yazısı ile irem nur dağlıoğlu. bir solukta okunacak güzel yazılarına buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.

kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim