''diğer kargo firmaları milyon dolar kar yaparken neden ptt böyle oldu acaba?'' diye sormama sebep olmuş durumdur.
devamını gör...

2014 yılında kıvanç baruönü’nün yönetmenliğinde yılmaz erdoğan'ın senaristliğinde çekilen romantik komedi filmidir.

sinan (tolga çevik) filmde şaşkın bir senaristi oynamaktadır. patronu isfendiyar onu ürgüp'e bir film yazması için gönderir. üç şartı vardır. aman öyle çok abartılacak şartlar değil canım. komik olsun, içinde aşk olsun ve mutlu sonla bitsin. ne var bunlarda sanki hıh?

sinan ürgüp'e gelir gelmesine ama yazma işini bir türlü beceremez. uğraşırda uğraşır başlangıcını bile yapamaz. ah bir başlasa zaten.

sinan küçük bir butik otele gelir. tam giriş yapacakken bir güzel girer kapıdan içeri sinan'ın aklını başından iyice alacak olan. eylül! ( sinan'ın 'lambadan çıkan cin dile benden ne dilersen dediğinde dilenecek üç şeyden üçü de sensin' dediği kadın.) sevimli, akıllı, tatlı mı tatlı...

fakat sinan'ı kötü bir sürpriz bekler. eylül (ezgi mola) nişanlıdır. hemde eski dost yeni düşman olan faruk'la (murat başoğlu). faruk'la sinan çok eskiden can arkadaşlardır. faruk sinan'ın sevgilisini alır elinden. sonra o dostluk düşmanlığa dönüşür. sinan unutmaz faruk umursamaz yıllar geçer. faruk çok çok ünlü bir aktör olur ve butik otel sahibi izzet beyin kızı eylül ile nişanlanır. ama faruk hak eder mi eylül'ü sinan'ın aklını karıştıran budur.

sinan kendi aşkını yazmaya koyulur. çokta güzel gider isfendiyar'ın dibi düşer aa bir bakar sonu yok. çabuk dön oraya ve bu filmin sonunu mutlu yaz der. peki ya sinan bunu becerebilecek mi?

film renkli karakterler barındırıyor içinde. atçı arif rolüyle erkan can sinan'a arkadaşlık yapıyor film boyu. araba tamircisiyle (mustafa uzunyılmaz) diyalogları güldürüyor. taksici lokman'la (ersin korkut) yine gülümsetiyor.

gerek oyunculuk gerek müzikler, gerek görsel güzellik çekiyor seyirciyi filme.

iyi seyirler efem...
devamını gör...

başka bir sözlükten: buffy de vampir sayılır

(bkz: buffy the vampire slayer)
devamını gör...

katil zanlısı, olay yerinde ağlayarak kendini yerden yere atmış. artık, bir cinayet mahallinde kim çok ağlıyor ve kendini yerden yere atıyorsa, birinci şüpheli o oluyor.
devamını gör...

reptilianlar yıllar önce insanlarla bir arada yaşamaktadırlar fakat daha sonraları insanlara düşman olup onları yok etmeye başlarlar. bunun üzerine diğer uzaylı medeniyetler insanları gezegenden alır ve anunnakilerden bu gezegeni yok etmelerini isterler. ardından meşhur anunnaki ve reptilian savaşları olur ve bu savaşın ardından reptilianlar güneş sisteminin dışına kaçar.
anlatılan hikayeler ne kadar doğru bilinmez ama ben varlıklarına inanmaktayım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bazı sümer heykelleri
devamını gör...

geçimini bu alanda sağlayan biri olarak zaman zaman editlerle bu konu üzerinde duracağım yegane başlık.

bana göre sanat: kapitalizmin üvey fakat en sevdiği evladıdır.

yani, kapitalist sistem öncesinde doğmuş, gelişmiş ( gelişimi hiç bitmeyecektir insanlığın gelişimi ile doğru orantılıdır orası ayrı bir konu.) kapitalizmi açık bir dille en çok eleştiren ve ondan en çok beslenen daldır.

sanat insanların bir tatmin olma* yöntemidir; bir haz aracıdır. sorgulatır, düşündürür, bazense alenen ortadadır anlatılmak istenen. sanatı modernizm ve post-modernizm ile birlikte bir boyuta, bir cisme, bir yüzeye, bir melodiye, bir metine sığdıramazsınız. dadaizm sonrası bu olgular günlük nesnelere kavramsal anlamlar yükleyerek kırılmıştır. dadaizm de sanatın üvey fakat en sevdiği akımdır. yoksa kavramsal sanat diye bir akım olmazdı.

insanların günümüzde post modern sanatı anlayıp kavrayamamasının en büyük sebebi sanat tarihi, sanat kavramları, sanat psikolojisi, sanat felsefesi, estetik, gösterge bilimi gibi alanlar hakkındaki bilgi eksikliği ve bu bilgi eksikliğinin yanında az önce de söylediğim gibi sanatın kavramsal felsefenin ışığında kavramsal bir yöne doğru yönelmesi sonucu oluşan "kavram kargaşası" sorunudur. çünkü sanat bir nesneyi, objeyi çizmekten onu ifade etmekten çıkıp fikir tematiği ve soyut sanatla birlikte değişime uğramıştır.
devamını gör...

günümüzde şarkıcı olan sosyal medya ünlüler kervanına katılmıştır. popülizm ve merakın etkisiyle 1 milyon tıklanma barajını 24 saatte rahat geçeceğini tahmin ediyorum.
helios'un etkisiyle bir tık da benden.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

1814 yılında, londra'nın st. giles bölgesinde bulunan meux&company bira fabrikası'nda bira depolarının patlaması ile ortaya çıkmıştır.

depoyu taşıyan destekleyici sütunların yıkılması ile yaklaşık 600 bin litre kadar bira ortalığa yayılmıştır. bu durum diğer depoları da etkileyip yaklaşık olarak 1,5 milyon litre biranın sokaklara yayılmasına neden olmuştur. bu da yaklaşık 3 milyon tane 50 cl'lik bira şişesine tekabül etmektedir.

bu talihsiz ve bir o kadar ilginç durum 8 kişinin ölümüne sebep olmuştur.

bu acı durumun yanında oldukça ilginç durumlar da ortaya çıkmıştır. bunlardan birisi de insanların buldukları kapları bira ile doldurmaya çalışması. kap bulamayanlar ise avuç avuç bira içmeye çalışmışlar.

kazayla ilgili soruşturmada fabrika sahiplerini veya çalışanları suçlu bulmamış ve dosyayı kapatmıştır.

sokaklardaki bira kokusunun ise haftalarca geçmediği belirtilmiştir.
devamını gör...

yunanistan'ın yedi bilgesi olarak da adlandırılan kişiler, 620–550 arasında yaşayan ilk düşünürlerdir. antik yunan uygarlığının altın çağı olan mö 7. ve 6. yüzyıllara damgasını vurmuş bu önemli filozoflar şunlardır: miletli thales, lindoslu cleobulos, atinalı solon, spartalı chilon, prieneli bias, korinthli periander, midillili pittacus. bu düşünürler hakkında ilk yazılı belge platon’un protagoras adlı diyaloğundaki sokrates’in sözleridir. şöyle der sokrates:“hepsi sparta eğitimine hayrandı ve hepsi bu eğitimle yetişti. kısa ve öz deyişler hafızlara kazındı. her birinin ağzından özellikle şu deyiş hiç düşmedi: kendini bil;
hiçbir şeyde aşırıya kaçma. işte bu tür deyişlerle felsefi düşünme tarzı eskiler arasında çok yaygındı.”


sokrates’in de belirttiği üzere, antik dünyada felsefi düşünme söz konusu yedi bilge’nin insanlara ahlaki
tavsiyeler niteliğindeki kısa ve öz deyişleriyle başladı. yedi bilge'den en sevdiğim kısmı da alıntılamak istiyorum:

dilini tut, özellikle de resmi bir ziyafette.
kimseyi tehdit etme.
kendini bil.
iyi gününden ziyade kötü gününde dostunun yanında ol.
düğününde abartıya kaçma.
yaşlılığa hürmet et.
kendi güvenliğin için akıl danış.
haksız bir kazançtansa, kaybı göze al.
başkasının felaketine sevinme.
güçlüyken merhametli ol.
altının saflığı mihenkle sınanır; insanın iyisi, kötüsü de altınla.
dilin düşünceni aşmasın.
öfkene hâkim ol.
imkânsızı hedefleme.
kanunlara uy.
ölmüşleri bahtlı kişiler olarak öv.
konuşurken el kol hareketi yapma ki seni deli sanmasınlar.
sükûnetini koru.
ölmüşlerinizi iyilikle yad edin.

kaynak
devamını gör...

üst edit eklemek istedim. çünkü tekrar bakınca direkt, birebir kopyala yapıştır olduğunu fark ettim. bir entryde yazar kelime sonrası boşluk koyup nokta koyarken, diğeri kelime sonrası nokta koyuyor. onları bile değiştirme gereği duymamış şahıs.

arkadaşlar entry girerken, bilgi içermeyen şeylerde bile nasıl intihal yapabiliyorsunuz ya? 2 entryyi birleştirip tek entry olarak buraya girmek mi?

alıntılanan iki ekşisözlük entrysi;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

girilen entry;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

seniin küçüük bir elvedaan bööyle büyüük bir aaşkı bitirebiliir mii? ne sanıyorsuuun?*
orda dur bakalım sen istanbul falan değilsin o kadar da değil! *

121'dik ne güzel izinden dönmemi beklemişler. 118 de çift sayı. şunu 119 yapalım olmadı 117 de iş görür.
ilk kim çıkmak ister? *

edit: sözüm bu kadar kıymetli miymiş yahu?
eywallah hocam. 117 olduk allah bereket versin.*
devamını gör...

gıda sektöründe faaliyet gösteriyorum. turistik bir belde de bir restoran açma planımız var.
sarı siteye girilir, ilanlar tek tek kontrol edilir.en sonunda uygun bir ilan bulunur.
ilan sahibiyle iletişime geçtim biraz yaşlıca biri, restoran , gazino ve pansiyonu aynı anda kiraya verecek kira da uygun sayılır. ruhsat problemi var mı? v.s bir çok bilgi alınır ve yola çıkılır.
yüzlerce km yol yaptıktan sonra tarif edilen yere gittim, bahsedilen hiç bir şey yok, neyse biz amcayı bulduk
- amca bahsettiğin yer neresi
* burası oğlum
-amca orada bir taş var
* heh orası gazino
- restoran,pansiyon nerede
* (yıkık bir dam gösterip) burası , şuraya uzanıp yatarsın şurada duş alırsın, ben de çatıya taşınırım(çatı yok)
beynin 15 dk lığına kendini kapadı.
amca bize bir şiir okudu.1992 yılında basılmış kendi şiir kitabını imzalayıp verdi.
şizofren bir amcamız bizi dumura uğratıp yüzlerce km yol yaptırdı.
işin garibi o kadar ciddi anlatıyorki telefonda anlamak imkansız.
her işte bir hayır varmış diyip geri döndük, şiir kitabını da okudum.yaklaşık 30 yılda yazmış.
devamını gör...

evlatlık edinmek var iken oluşan gereksiz saptama.
devamını gör...

aynı başlıkta birbirine tamamen zıt entry yazmış olan iki yazar olsa bile ikisini de artılayıp uzuyor. misyonu net.

değişik biri, hoşlaşıyorum ama kendisine. boş değilim. canım.
devamını gör...

fazla bilinmeyen ama çok aşina bir hayat öyküsü.

bir balıkçı.

izmir çeşme'de yaşamış bir garip, sağır dilsiz.

balıkçı, garip, sağır dilsiz olması aşık olmasına engel olur mu hiç? olmamış tabii ki, gitmiş sakız adasında yaşayan bir kıza aşık olmuş...

gerisini yeni asır gazetesindeki haberi ile devam edip aşk'a dua edelim..yazının bundan sonrası yeni asır gazetesinden alıntıdır.

--

çeşme dalyanlı nezir kaya'nın hayatı "sırlarla" dolu. sakız adası'nda yaşayan aşkı tinika'yı görmek için kendi yaptığı teknesine bağladığı dev uçurtmayı yelken gibi kullanarak defalarca gitti geldi. köyün ortasına ise 30 metre yüksekliğinde bir kule inşaa etti. kuleye çıkarak sevgilisinin yaşadığı sakız adası'nı seyreden nezir kaya, aşkı için gittiği sakız adası'nda "türk casusu" sanılarak işkenceye uğradı. dönüşte yanlışlıkla çıktığı karaburun yarımadası'nda ise "yunan casusu" sanıldı. bir gece geçirdiği bisiklet kazası sonucu yaşamını yitiren kaya'nın dev kulesi ise bugün "tek pişmanlığım" diye olayı anlatan dönemin belediye başkanı nuri ertan tarafından yıkıldı.

dalyanlı nezir'in yaşamı, filmlere konu olacak türden. aslında da oldu. ama hikayenin tamamını kapsamıyordu. türk-yunan-bulgar ortak yapımı mehmet ali alabora ile katerina moutsatsos'un başrolünü oynadığı "kayıkçı" filmi ile dalyanlı nezir kaya'nın hayatından esinlenildi ve bir bölümü beyaz perdeye aktarıldı.

filme esin kaynağı oldu
yeni asır, hikayenin aslını ve tamamını yerinde araştırdı. kaya'nın fotoğrafı da ilk kez gün ışığına çıktı. nezir kaya'nın bugün yeğeni olan ve dalyan'ın ünlü restoranı "cevat'ın yeri"nin sahibi cevat aksu, hikayeyi ilk kez 1997 yılında yapılan çeşme 1. sanat festivali'nde gündeme getirerek kayıkçı isimli filme esin kaynağı olmasını sağlayan çeşme belediye eski başkanı nuri ertan, nezir kaya ile ilgili ayrıntıları bugün gibi hatırlayan 84 yaşındaki hasan karayel, aşkı için denizleri aşan, kuleler yapan, casuslukla suçlanan kaya'nın hayatını anlattı.

işte nezir kaya'nın gerçek öyküsü:
nezir kaya'nın da hikayesi pek çok egeli gibi "göçle" başlıyor. selanik'ten çeşme'ye uzanan zorlu yolculuğun ardından kaya ailesi, o zamanlar köste olarak bilinen dalyan köyüne yerleşti. güçlü kuvvetli yapısıyla dikkat çeken nezir kaya, çocukken geçirdiği rahatsızlıktan dolayı sağır ve dilsiz bir yaşama mecbur kaldı. kendi yaptığı küçük kayıklarla balık avlarak geçimini sağlayan nezir kaya, yaptığı ilginç şeylerle dikkat çekmeye başladı. hazerfan çelebi gibi kendine büyük bir uçurtma yapan kaya'nın dalyan'ın üzerinde uçtuğu, evinin altına 10 metre uzunluğunda tekne yaptığı kulaktan kulağa yayıldı.
meraklı bakışlara aldırış etmeyen nezir kaya, bir gün köye ziyarete gelen rum güzeli tinika'ya (bazılarına göre bu isim maria) sırılsıklam aşık oldu. tinika'nın geldiği sakız adası'na bakıp bakıp duran nezir kaya, 25 tenekeyi bir araya getirerek yaptığı tekneyle adaya gitti. sakız'a çıkıp sevgilisini bulmak isteyen nezir kaya, pasaportsuz olarak yakalandı ve türk casusu sanıldı. konuşup kendisini ifade edemeyen kaya iddiaya göre işkencelere uğradı, dövüldü. annesinin kaymakamlığa "kayıp" başvurusu yaparken, adada "casus" yakalandığı haberi kısa sürede halk arasında yayıldı. dalyan'a gidip gelen bazı yunanlıların tanımasıyla gerçek ortaya çıkınca "bir daha gelmemesi" uyarısıyla serbest bırakıldı.
ancak tinika'yı hiçbir zaman unutmadı. onu yeniden görmek için bu kez yaptığı tekneye, 3-3.5 metre genişliğinde dev uçurtmasını bağlayarak yelken gibi kullanmaya başladı. poyraz estiği günlerde uçurtmasını gökyüzüne bırakıp yelken gibi kayığı çekmesiyle adaya adeta uçarak gidip gelmeye başlayan nezir kaya yine köylülerin merak konusu olmaya başladı. yüzlerce kez, sakız'a gittiği anlatılan nezir kaya, adadan bir dönüşünde rüzgarın oyunuyla kendisini karaburun'da buldu. zorlu bir mücadelinin ardından kıyıya çıkan kaya, bu kez yunan casusu şüphesiyle gözaltına alındı. yine anlatılanlara göre burada da sağlam bir "sopa" yiyen kaya, gerçeğin ortaya çıkmasıyla yeni özgürlüğüne kavuştu.

ilgi odağı oldu
dalyan'a dönen nezir kaya bu kez hiçbir inşaat ve mimari bilgisi olmamasına karşın, köyün ortasına bir kule yapmaya başladı. fuardaki paraşüt kulesi'ni gören kaya, köyün içinde 10 metre yüksekliğinde ilk kuleyi inşaa etti, kısa süre sonra da bunu beğenmeyerek yıktı. kısa süre sonra ikincisini yaptı ve yine yıktı. neden kule yaptığı neden yıktığı hiçbir zaman bilinmedi. ancak üçüncü kule hepsinden daha yüksek olmaya başladı. yalnızca geceleri çalışarak 30 metre yüksekliğinde 4 metre genişliğinde dev bir kule inşaa etti. şakül (yapının dikliğini ölçmek için kullanılan alet), terazi gibi hiçbir malzeme kullanmayan nezir kaya'nun kulesi o dönem turistlerin de ilgisini çekti. hatta kiralamak isteyenler bile oldu.

kuleye çıkıp uzun uzun sevdiği kadının olduğu sakız adası'nı seyreden nezir kaya, kendisine armağan edilen bisikletiyle evine gittiği sırada geçirdiği kaza sonrası yaşama gözlerini yumdu. inşaa ettiği kulenin sırrı hiç çözülemedi.
eski başkan ertan'ın en büyük pişmanlığı
kule, 1984 yılında çeşme belediye başkanı seçilen nuri ertan'ın talimatıyla birkaç yıl sonra yıkıldı. ertan, "o zamanlar kulenin yıkılma tehlikesi olduğu söyleniyordu. 1999 yılında mhp'den belediye başkanlığına aday olan bir kişinin şikayeti üzerine yıkım kararı almak zorunda kaldık" diyerek olayı "tek pişmanlığım" diye anlattı. bugün kulenin olduğu boş alanı gösteren yeğeni cevat aksu, dayısını tek fotoğrafının kendisinde olduğunu belirterek, "nezir kaya, dalyan'ın simgesi olabilecek bir isimdi. hayatı bilinmezlerle dolu. ama yaptıkları hala konuşuluyor" dedi. nezir kaya'nın sakız adası ve karaburun'da "casus" iddiasıyla yakalanışını anlatan hasan karayel ise, "kuleye içerden bir merdivenle çıkar, sonra o merdiveni iple yukarı çekerdi. böylece kendisinden başka kimse kuleye çıkamazdı. kuleden uzun uzun sakız adası'na bakardı. yaptıkları hepimizi heyecanlandırır onu izlerdik, eğer yaşasaydı hepimiz bugün hala onun yapacaklarını merakla bekliyor olurduk" diye konuştu.
devamını gör...

gün geçmiyor ki sevdiğim bir yazar yayın yapmasın! sesinin zippodan çıkan çın sesi kadar cool olduğunu düşündüğüm yazarımızın ve dostunun gerçekleştirdiği programı sabırsızlıkla bekliyorum. uzun zaman sonra radyoda canlı program takip etmeye başladım, emeği geçen herkesin eline sağlık.(bkz: swh)
devamını gör...

evet ego mastürbasyonu yapılan bir başlık.
e yapalım madem:
"topkapı sarayına gidince,
her eserin önünden geçersin, cam arkasından bakarsın fakat kaşıkçı elmasına 3 metre dahi yaklaşamazsın, ona sadece uzaktan bakarsın
sen o kaşıkçı elmasısın işte."
evet buradaki kaşıkçı elması ben oluyorum beğenemediniz mi?
kültürlü insanın iltifatı da başka oluyor vesselam.
devamını gör...

hiç inandırıcı gelmeyen ösym mottosu.
bizim o yalanlara karnımız tok, eyy ösym. bari bir şeker ver de ağzımız tatlansın. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aklımın almadığı olay. haftanın 6 günü, günde 8 saat çalışmaya kim ikna etti dünyadaki insanlığı? ilk kim dedi ''günün yarısını çalışarak geçirelim'' diye? hadi biri dedi, kimler onayladı? kesin almanlar yapmıştır. çalışmaktan zevk alıyor adamlar. ama çalışma şartlarının da adabını biliyorlar. örnek alan ülkeler sadece kötü yanlarını alıyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim