2020 yılının temmuz ayında fırlatılan ve 2021 şubat ayında mars yörüngesine giren, çin'e ait uzay aracı. tianwen ismi, antik dönemlerde yaşamış çinli bir şairin "cennete sorular" adlı uzun bir şiirinden alıntı.

aracın hedefi hem mars'taki su ve atmosfer yapısına dair yeni bilgiler edinmek üzere araştırmalar yapmak hem de mars'ta yaşam izi aramak. yüzey aramalarına ek olarak, radarlar yardımıyla 100 metre derinliğe kadar da araştırma yapabilecek şekilde tasarlandı. çin ayrıca 2030 yılında mars'tan dünya'ya inceleme örnekleri getirmeyi de tasarlıyor.

bir yörünge aracı ve bir keşif aracından oluşan tianwen-1'in keşif aracının yüzeye indirilmesi mayıs ya da haziran ayı gibi gerçekleştirilecek. araç "ütopya düzlüğü" adlı bölgeye indirilecek.

her ne kadar çin bu işlerde çok yeni olmasa da (ilk aracını uzaya 1970'te gönderdi) mars görevleri onlar için de yeni sayılır. 2036'da ay'a insan göndermeyi de planlıyorlar.

yörüngeden ilk görüntüler 1 ay kadar önce geldi:


bunlar da taze fotoğraflar:
link
devamını gör...

yağmura çok teşekkür ederim
bu gece yalnızca bu şiire yağdı

saol aşkım
saol kırık kolum, kesik bileğim, kırık yüzüm,
kesik geleceğim, kırık sonsuzluğum

her şeye rağmen
yağmura bulanmış, güzel bir yazdı.

(küçük iskender)
devamını gör...

unfpa'in 2021 dünya nüfus raporu’na göre, kadınların neredeyse yarısı kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olma ve karar verme hakkından mahrum bırakılıyor. ilk kez, bir birleşmiş milletler raporu kendi bedeni üzerinde söz sahibi olma hakkına odaklandı. bedeni üzerinde söz sahibi olma hakkı, şiddet görme korkusu olmadan veya başka birinin sizin adınıza karar vermeden, kendi bedeniniz hakkında seçim yapma gücü ve yetkisidir. kendi bedeni üzerinde söz sahibi olma ve karar verme eksikliğinin, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ciddi zararları ve bunun da ötesinde önemli olumsuz etkileri var; potansiyel olarak ekonomik üretkenliğin azalması, becerilerin körelmesi ve sağlık hizmetleri ile yargı sistemlerinde oluşan ilave yükler ve maliyetler bunlardan sadece birkaçı. 2021 unfpa dünya nüfus raporu, bu konuları incelerken herkesin kendi bedeni üzerinde söz sahibi olma ve bedeni üzerine karar verme hakkına ilişkin farkındalığı ve bu kavramların görünürlüğünü artırmayı amaçlıyor.
ekleme:

20 ülke veya bölgede, bir erkeğin tecavüz ettiği kadın veya kız çocukla evlenmesi durumunda cezadan kurtulmasını sağlayan "tecavüzcünle evlen" yasaları var.
43 ülkede evlilik içi tecavüz (eş tarafından tecavüz) konusunu ele alan bir mevzuat yok.
30'dan fazla ülke, kadınların ev dışında dolaşma hakkını sınırlıyor
kız çocuklarında daha fazla olmak üzere, engelli kız ve oğlan çocuklarının cinsel şiddete maruz kalma olasılıkları diğer çocuklara oranla yaklaşık 3 kat daha fazla.

(link: turkey.unfpa.org/tr/news
!! geçersiz url !!
devamını gör...

devamını gör...

eskiden (bkz: cartoon network) ekranlarında yayınlanan, 5 kişilik çocuk grubunun "ergenlerle" olan savaşını anlatan, beğenerek izlediğim çizgi filmdi.
1 numara grubun lideriydi, güneş gözlüğü takıyordu ve saçları yoktu sanırım.
2 numara çok zekiydi, silahları falan o tasarlardı. pilot şapkası gibi bir şapkası vardı diye anımsıyorum.
3 numara asyalı bir kızdı, çok saf ve iyi niyetliydi. 5 numaranın en yakın arkadaşıydı. 4 numara, 3 numaradan hoşlanıyordu galiba.
4 numara grubun en sevimli ve en sinirli üyesiydi, kısa boylu, sarışındı.
5 numara ilk 4 kişinin karması gibiydi.
güzel zamanlardı yine yayınlansa yine izlerim.*
esketit ukdesiydi.
devamını gör...

selamlar, nasılsınız? hepinizin iyi olmasını temenni ediyorum.
bu akşam, saat 22:00'da, düş kurma zamanı isminde bir radyo yayını ile sizlere bol bol shoegaze, dream pop, noise pop gibi tarzları icra eden müzik gruplarını kısaca tanıtacak ve sonra çalacağım.

nedir bu shoegaze? nasıl bir tarz diye soracak olur iseniz, seksenlerin sonunda birleşik krallık'ta ortaya çıkmış, doksanların ortasına kadar yükselebilmiş ama ne yazık ki britpop ve grunge yükseldikçe, ölü bir tarz olma yoluna gitmiş, karmakarışık gitar tonları ve mırıldanırcasına hülyalı seslere sahip vokal tınılarıyla bezenmiş, rüyasal bir müzik tarzı.

saat 22:00'da yayına sizleri bekliyorum, sağlıcakla kalın ve lütfen yemeklerinizde tuzu azaltın.
devamını gör...

ayakta yasayan bakterilerin, ayak teri ile beslenmesi sonucu çıkardıkları dışkı.böyle yazınca daha bir iğrenç değil mi?
devamını gör...

üniversitedeyiz kadın hastalıkları stajı. spekulum muayenesi yaparken hocam leş gibi kokuyor bu ya dedim. hasta kadın kafasını kaldırıp bana baktı. o an utancımdan yerin dibine girdim nokta net.
devamını gör...

düşünün ki bir tarafta hitler, diğer tarafta stalin, aslında sıfır noktasına ikiside aynı uzaklıkta uçtalar, biri politika olarak sağda, diğeri solda. ikiside aslında birbirinin aynı ; manyak, zalim, diktatör. kim kazanırsa eminim diğeri ötekinin eline geçmemek için intihar edecek, savaşı stalin kazanıyor, hitler intihar ediyor.

stalin tarihin gördüğü en manyak, en zalim diktatörlerden biridir. daha önce komünizm ile yönetilen bir ülkede bir süreliğine kaldım ve orada yaşadım. dolayısı ile o zamanları yaşamış halkla doğrudan iletişimim oldu. elbetteki stalin zamanını gören çok az kişi kalmıştı ben oradayken, ama o zamanları yaşayanlardan konuştuklarımın hiçbirisi (özelikle belirtiyorum hiçbirisi) bu adamı hayırla anmıyordu.

bu devirde hala bu adamı savunan stalinistler var. dolayısı ile daha önce hiç yemediği bir yemeği hiç tatmadan, o yemek hakkında fikir beyan edebilmek ne bileyim ne derece doğru? o yüzden bu adamın savunulacak bir tarafı yok.

not : ortanın solu, moskova yolu dünya görüşüne sahibim. üstelikte zamanında batum'dan gelmeyiz, hemşeriyiz bu adamla yani, ona rağmen ateşi bol olsun.
devamını gör...

“dünya bir deri ve bu deride hastalıklar var. hastalıklardan bir tanesi insan.”

nietzsche
devamını gör...

postmodern roman kategorisinde üniversitede okuyup tahlil etmiştik. postmodern romanlar gerçekten okunması ve anlaşılması zordur. olaydan ziyade kişilerin iç dünyası, kurmaca karmaşası ,anlatıcı ve bakış açılarının çokluğu romanı zorlaştırır.

beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. tedirgin etme beni. bu sefer geride bir şey bırakmadım. tasımı tarağımı topladım geldim. neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim.


bu kısmı en hoşuma giden kısımlardandı.
devamını gör...

"şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum!" dedi. "bu eksik sana değil, bana ait... bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın... seni seviyorum... deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... seni istiyorum... içimde müthiş bir arzu var..."
-kürk mantolu madonna

bu arada geçenlerde bu kısmı okuduğum zaman geçen aylarda yaşadığım şeyin ne olduğunu anladım. ben de aşık değilim zannetmiştim ilk başta. inanmak bende de noksanmış o zaman, sonra inandım ve anladım ben de aşıkmışım.
devamını gör...

evde gazete kuponu ile alınan anabrittanica ları alfabetik sıraya göre okumak, zevkli bir çocukluk aktivitesiydi.
ama en unutulmazı anatomi atlasınsından çocukların leylekler tarafından getirilmediğini, kadın, erkek genital organları eve doluşan bir sürü meraklı çocuk birlikte öğrenmekti.

anılar anılar...
devamını gör...

ölü bedenimin bir fayda sağlayacağı her yola razıyım açıkçası. toprağa gömülmüşsem bedenime tıkanmış yoğun enerji, binbir türlü canlının işini görerek doğanın dengesine katkı sağlar. açık alanda kargalar tarafından yenilmeye bile razıyım.*

tanım: ölen her insanın yakılarak yok edilmesi durumunda doğanın dengesinin ne denli hasara uğrayacağını kestiremeyen şahısların fikri.
devamını gör...

zeynep saraç’ ın ipek ve demir’in çocukluk arkadaşlıklarından başlayıp, aşk yolculuklarını konu alan ve okuduğum ilk ve tek kitabı. okurken sıkılmadım. akıcı ve güzel bir dili vardı. karakterler çok güzel betimlenmişti. notlarıma kaydettiğim ve en beğendiğim alıntılarını aşağıya bırakıyorum.


“ya benden gerçekten nefret et ya da sev.. ama bu ikisinin arasında bırakma...”



“bazen sadece inanırsın. inanır ve gerçek olmasını istersin.”


zeynep saraç- nar çiçeği
devamını gör...

zamanla sevmek daha sağlam ilişkilere sebep olacak gibi bir düşüncem var. çünkü ilk görüşte aşk daha çok dış görünüşle alakalı, mesela gülümsemesine tutulursun. zamanla tanıdıkça hayal kırıklığına uğramazsan şanslısın, ama ya tersi olursa? zamanla sevdiğin durumlarda adım adım o insanı tanıyorsun, bir çok halini görmüşsün, sevdiğini bile farkedemiyorsun çoğu zaman. karşılıklaysa bir de, çok sağlam, güvenli birliktelikler oluşturulabilinir diye düşünüyorum.
devamını gör...

bunun sebebi olarak flash bellek içerisindeki index gösterilir ama sebep bu değildir. sebep üreticilerin, 16 gb, 16.000.000.000 (16 milyar) byte'dır demesidir.

gerçekte ise durum böyle değildir. aslında 16 gb = 16*1024 mb = 16*1024*1024 kb = 16*1024*1024*1024 byte'dır.

10^9 / 2^30 oranında bir kaybımız bulunmaktadır. ki bu oran da yaklaşık olarak 0.9313'tür.

16 * 0.9313 size 14.9 sayısını verir.

aynı şey diğer bütün depolama birimlerinde de geçerlidir. ssd, hdd fark etmez. sahtekarlık almış başını gitmiş. püü.
devamını gör...

evgeny grinko ise bayılırsınız ama sanayicilerimize laf edersiniz :d
devamını gör...

istemsizce yapılan hareket, izleniyor hissinden kurtulmak için yapılır.
devamını gör...

hintçe bir kelimedir. yanında huzur bulduğu, hayatı boyunca hiç ayrılamayacağını ve her şeyden çok sevilen bağlı olunan kişiye denmektedir.
-anlamı güzel olsa dahi sevgilerin baki kalmadığı bir dönem içerisindeyiz. acı verici.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim