ağlarlar efenim pek de güzel ağlarlar, hem de istedikleri yerde istedikleri zaman. demek isterdim ama pek de öyle değil maalesef. evet, erkekler de ağlar. ama nedense toplumun bir kesimi erkekleri güçlü(bir makine gibi), ağlamayı da güçsüzlük ilan etmiş. mesela yolda giderken ağlayan bir kadın görmek normal gelirken nedendir bilinmez ağlayan bir erkek görünce yadırgar. yadırgamaktan öte ayıplayan bile çıkabilir. bundan ötürü bir kadına oranla ağlarken daha çok saklanmaya çalışıyorlar. zira her an bir yerden "erkek adam ağlar mı?" diye biri çıkabilir.
ne diyelim erkeklerin de çekinmeden, yadırganmadan ağlayabildiği zamanlara. umarım o güzel zamanlarda bu ve benzeri gereksiz kalıplar kaybolup giderler.
devamını gör...

son derece kontrollü insandır. olmuşla ölmüşün çaresi olmadığını bilir. çözüm odaklıdır. tehlike içeren durumlarda da bu sakinliğini koruması aslında evrime terstir. çığlık atma, kaçma davranışları göstermez.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendine olan inancı,o kaybolduğu zaman hayalet gibi yaşamaya başlarsınız.
devamını gör...

varlığını kapanacağı haberi ile öğrendiğim sözlüktür.
devamını gör...

isminin aksine halka açık olan, turizm yerlerinde olanlarda ise üst mevkideki görevlilerin kaldığı konaklama yeridir. isteyen kişiler düğünlerini burada yapabilirler. öğretmen çocuğu olduğumdan dolayı eskiden üye kartım da vardı. bir kaç kez kalma girişiminde bulunmuş fakat yer bulamamıştım. yıllardır içerisine girmedim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sürekli bir kategoriye konulmak ve bundan kaçınmaya çalışırken asla kendisi olamamak.
devamını gör...

kafamda bir kaç yazar var ama hedef göstermeme adına isim vermeyeceğim. 3 tür yazar var sözlükte:
1- gerçekten içerik olarak çok kaliteli başlıklar açan, güzel tanımlar yapan yazar. helal olsundurlar. favori yazarlarım bunların arasında.
2- genelde başlık açmayan, ama iyi kötü bir çok başlığa uğrayıp kendince karalamalar yapan yazar. ben de bu gruptayım. ilk maddedeki yazarlar kadar kalite anlamında katkı sunmasalar da sözlük sirkülasyonu adına faydalıdır.
3- lollik yazar. lolliktir.
devamını gör...

mesut olmak sanatı isimli, 1957 basımı kitaptır.

aklımdaki birkaç kitabı almak için gittiğim sahafta, kasanın hemen yanındaki rafta diğer kitaplardan biraz uzakta duruyordu. boyutu normalden çok küçük, incecik bir cep kitabı işte. yaşını belli eden solgun kırmızısı, kapağındaki kırışıklıklar öyle hoştu ki beni kendine çekti.

eve gittiğimde fark ettim ki içine küçük notlar alınmış, bazı cümlelerin titrek ellerle altı çizilmiş. hemen okumaya başladım. ama kitaba duyduğum meraktan ziyade benden önceki okurunu tanımak istiyordum.

kitabın ona umut vermesini istiyordu. birçok pişmanlığı vardı ama en belirgin olanı zamanında çocuklarına karşı tutumuydu. bir de mutluluğun yeterince hakkını veremediği için üzülüyordu. kitabın sonlarına doğru bu fikre daha da tutunduğunu görmek mümkün. "mutlu olmak meğer ne kolaymış, kendimden esirgemişim." dediğine eminim.

kim bilir nasıl bir yaşamı olmuştu? özür dileme fırsatı olmuş muydu? dilerim olmuştur.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sahiplenemediğim bir olayım var, hazır anonimken yazayım.
lisedeyken bir kahvaltıya davet edilmiştik, ama öyle böyle değil. aklına gelen ve gelmeyen her şey var. oturduk saatlerce yedik, bir buldum deyip midemizin canına okuduk. o sıralarda da mezuniyet hazırlıkları var, kıyafet denemeye gidelim diye fikir birliğine vardık. ben kabine girdim denemek için üstümü çıkardım ama öyle bir kusmuşum ki kabinin dışı dahil mağaza büyük oranda nasiplendi. herkese rezil olduğum iğrenç bir anımdır. uzun zaman utandım şimdilerde gülerek anlatabilirim.
buradan didaktik bir çıkarım yapmak gerekirse; ne kadar rezil hissedersek hissedelim bir gün gülerek hatırlayacağımız için canımızı sıkmayalım.
devamını gör...

sürekli yeni çalgı, yeni enstrümanlar icat edip durmayın artık sizin yüzünüzden kıyamet erken kopacak. *

bonus olarak da polis ve güvenliklerin de kıyamet kopmasında büyük katkısı varmış, bunların hesabını kime verecek. *

ülke olarak delirmeye devam ediyoruz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eskiden bir apartmanda otururken bir çok ritüelin, müstakil yaşamda olmadığı fark ettiğim olaylar;

(bkz: balkondan halı silkelemek)
(bkz: yanlış zile basılması)
(bkz: apartmanda hayvan beslemek)

herkes aklına geleni yazsın bakalım neler çıkacak.
devamını gör...

eskiden çok sevdiğin dinlediğin bi şarkıya bir yerde denk gelmek
devamını gör...

kullanıcıların gerçek zamanlı olarak yararlanabileceği 3 boyutlu sanal bir simülasyon ağı. kullanıcıların sanal bir şekilde oyun ortamlarında başka kullanıcılarla iletişime geçebileceği ya da kripto para üzerinden çeşitli ticari hareketlere olanak sağlayan bir çeşit sanal dünya gibi düşünebilirsiniz. terim ilk kez 1992 yılında snow crash adlı bir bilim kurgu romanda kullanıldı.

büyük şirketler ve yatırımcılar son yıllarda bu konuya büyük bir eğilim göstermeye başladı. son aylarda facebook ve mark zuckerberg'ün ismini de bu konuyla birlikte sık sık duymaya başladık. ünlü isimlerin sanal konserlerini izleyebileceğiniz, ünlü modacıların sanal tasarımlarını giyebileceğiniz hatta satın alabileceğiniz ilginç bir proje düşünün. artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi teknolojilerin 1 adım ilerisi diyebileceğimiz bu olay internetin bedenlenmiş hali şeklinde tanımlanabilir.

michio kaku'nun geleceğin fiziği adlı kitabında önümüzdeki 100 yıl içerisinde görmeyi bekleyebileceğimiz teknolojik gelişmeler anlatılır. metaverse olayı da kitabın ilk bölümünde "bilgisayarların geleceği" başlığı altında anlatılan konuları çağrıştırıyor.

teknolojinin gelişmesi ve internetin hayatımızda daha fazla yer kaplaması bazı bakımlardan olumlu olsa da insanların kendilerini sanal dünyalara bu kadar kaptırmaları için yapılan bu çalışmalar bana pek çekici gelmiyor. hatta ilerleyen yıllarda insanlar arası ilişkilerin, doğallığın ve gerçekliğin yerine geçmesi ihtimalini insanlık adına tehlikeli buluyorum bile diyebilirim.
devamını gör...

bugün happy bee day imiş, iyi ki doğmuş:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

oldukca derin bir konu. bildigim kadariyla bilir kisiler soyle yorumluyor ;var olan fizik kurallarinin, kosullar degismedikce herseyi kapsadigini soyleyebiliyorsak eger, genel bir kaos oldugunu soyleyemeyiz cunku bu isleyen bir duzenin gostergesidir. hatta rutin isleyen kaosun bile aslinda bir duzen icinde olustugu ongorulur. kaos teorisinin birde kelebek etkisiyle acilimi var. bununla ilgili unlu bir soz de bulunmakta. "brezilya'da bir kelebegin kanat cirpmasi, texas' ta firtina cikmasina sebep olabilir" bu dusunceye gore kucuk olusumlar, buyuk degisimlere yol acar. eger gercekten boyle bir sey varsa, kucukten buyuge dogru tekrarlayan bir sistem soz konusu da denilebilir. peki bu sistem bir duzeni olusturmuyor mu? o zaman bu kaos teorisi kendi icinde mantik hatasina yol acmiyor mu?..(gece gece boyle konular acmayin, beyin yakiyor)
devamını gör...

dizinin başrolünü aquaman, game of thrones yapımlarından tanıdığımız jason momoa üstleniyor. dizi gelecekte insanların görme yetilerini yitirdiği bir dönemde; görme yetisiyle doğan ikiz kardeşleri ve görmenin lanetli sayıldığı bu çağda onları hayatta tutmaya çalışan baba voss ve magrha'nın mücadelesini işliyor. dizinin senaryosunu peaky blinders'ın yaratıcısı steven knight ile açlık oyunları serisinin son üç filminin yönetmen koltuğunda oturan francis lawrence birlikte kaleme alıyor. bu ikilinin imza attığı bir yapımın kötü olmasını beklemek zaten mümkün değil.

dizi de çoğu zaman mantık hatalarına ya da ''böyle bi şey olamaz abi ya'' sahnelerine denk geliyorsunuz. fakat durup biraz düşününce eğer uzun zaman görmeden yaşasaydık bizde bu şekilde evrilebilir miydik diye sormadan da edemiyorsunuz.* jason momoa'nın oynadığı bütün karakterlerin savaşçı, hırçın ve kontrol edilemez olması baba voss rolüyle bir kere daha perçinleniyor. bu adamı romantik komedi de aptal aşık rolünde görmeyiz umarım...

bugün itibariyle sezon finali yapan dizi sürekli üstüne ekleyerek ilerlemeye devam ediyor. ayrıca aksiyon anlamında durgun geçen bir sezonun son bölümünde aksiyona o kadar güzel doyurdu ki izlemeyenler için tarif edilemez... 2. sezon daha çok entrika, taht oyunları, aşk ilişkileri sarmalında ilerledi bakalım 3. sezon olay örgüsü neleri işleyecek.

diziye benim puanım 8.5/10 izlemeyen çok şey kaybeder, iyi seyirler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim