başımıza bela ettiler dediğim film. eskiden kadife sokağın tadı tuzu vardı. filmdeki orta yaşlı abazan karakterler gibi olmaya özenen insanlar doluştu sonra. ayrıca o karakterlerin gerçekleri öyle kuul kişiler filan değil, barda kendisinden 15 20 yaş küçük kız düşürmek için çırpınan sıkıcı amcalardır. kültürel sermayeleri de bir hayli azdır.
devamını gör...

bazen sessizlik,
bazen hiçbir şey yapmamak, durmak,
bazen denize bakmak sadece,
bazen sakin bir müzik,
bazen nereye gittiğini bilmeden yürümek,
bazen evdeki limonlu kurabiye kokusu,
bazen beklenen ve alınan iyi bir haber,
bazen uyumak,
bazen beklememek, kabul etmek, özgür bırakmak.
*

ve bunların çoğunda hep yalnız olmak...

günaydın sözlük ahalisi,
huzur verenleriniz bol, dertleriniz ve kafanıza taktıklarınız az olsun, yüzünüzden gülücük, hayatınızdan neşe eksik olmasın bugün...
devamını gör...

karadenizde ve egede dağlar aynı şekilde sıralanır ama köftehor ege denizi kuzey ve güney yerine batıdan komşu olduğu için egenin dağlarına yüz yıldır öğrenciler sövüyor.
devamını gör...

en başta kadın ve çocuk istismarcılarını koruyacak olan hede. istanbul sözleşmesi’nden çekilme yanlışımdan geri dönün diye çabalarken, 4. yargı paketi’nde katalog suçlarda somut delil olmadan tutuklama olmayacağına ilişkin düzenleme adalet komisyonu’ndan geçirdiler. son derece tehlikeli bir düzenleme, çünkü; katalog suçlar arasında yer alan cinsel istismar suçunda -tıpkı diğer cinsel suçlarda da olduğu gibi- somut delil bulunmama ihtimali daima vardır, yüksektir. zaten “kadının beyanı esastır” ilkesiyle açıkça derdi olan siyasi iktidar ufak ufak uygulamayı buraya sürüklüyor. adalet kom.’dan geçen bu düzenleme cinsel suçların tamamına ve 6284’e ilişkin taleplere kıyasen uygulanabilir. böylece delil bırakmayan suçlu cezadan kolayca yırtar. şüpheli ölümlerin aşırı artmasının ana sebeplerinden biri de bu, evet; suçlular kendilerini savunmayı öğrendiler. malumunuz, 6284 sy yasa kapsamındaki koruma taleplerimiz bir süredir somut delil yokluğu sebebiyle reddediliyor. oysa, bu yasa’nın özelliği, can havliyle koruma talep eden kadınların hayatını kurtarmaktır. somut delil ararsanız 6284’ün varoluş amacını yok saymış olursunuz. siyasi iktidar ve ne yazık ki doğrudan ve dolaylı etkilediği yargı; kaşla göz arası marifetmiş gibi attığı bu gollerle şunu söylüyor; kadınlar ve hatta çocuklar her türlü şiddete, cinayete, kamusal yaşamdan soyutlanmaya rağmen evde kalmalılar, evlenmeliler, boşanmamalılar. onlara göre, daha çok evlilik = daha çok çocuk = genç nüfus =iktidarlarının bekası.
yani, kadınların, çocukların, yok saydıkları lgbt+’ların bedenlerini kendi iktidarlarının bekası için bir araç olarak görüyorlar. sonra bir bakmışsınız suçlular aramızda, hak savunucuları hapiste. bizler kabul etmiyoruz. yaşamlarımızın, bedenlerimizin, geleceğimizin, en temel haklarımızın birkaç erkeğin menfaatine kurban edilmesine göz yummayacağız. yok saydıklarınız olarak varız! genç nüfus sizi onaylamıyor! her geçen gün artıyoruz, bilinçleniyoruz! kaybedeceksiniz!

edit: düzeltme.
devamını gör...

mars gezegeninin arapça kökenli adı. attilâ ilhan, muhtemelen gezegenin kızıllığından kaynaklı olarak jilet yiyen kız isimli şiirinde kullanmayı tercih etmiştir.

--- alıntı ---

jilet yiyen kız merih'li gecem
birlikte bulacağız belâmızı

--- alıntı ---
devamını gör...

ben daha çok cümlelerini seviyorum.
anlaşılmaz fransızca okur gibi okunan cümleler. hayran hayran bakıyorum onlara okurken.
bir şey diyor ama ne diyor anlamak için illa bir hukukçuya danışmak gerekiyor.
uzun, defalarca değili alınmış, içi osmanlıca dolu cümleler.
devamını gör...

peter pan sendromu, büyüme korkusu olan çocuklarda ve olgun oldukları halde çocuk gibi davranan insanlarda görülen davranış bozukluklarına verilen isimdir. ilk sendrom 1983'te dan kiley isimli bir psikanalist tarafından bulundu. hastalığın adı, james matthew barrie'nin peter pan isimli romanından gelmektedir. bu kişiler, aile kurma gibi sorumluluklarından kaçmanın yollarını ararlar. ayrıca prof. humbles ortega'nın yaptığı bir araştırmaya göre peter pan sendromu'nu ortaya çıkaran en önemli sebeplerden biri ailelerin aşırı korumacı olmasıdır.

bu sendromun aşamaları şunlardır:

10-15 yaş: çocuk dış dünya ile bağlantısını olabildiğince azaltıyor, korku yüzünden görevlerinden kaçıyor.
16-22 yaş: kendini beğenme ve maçoluk gibi kişilik özellikleri ortaya çıkıyor.
23-25 yaş: hayattan mutsuzluk ve rahatsızlık hissediliyor.
26-30 yaş: sendrom ilerliyor ve durum daha ciddi bir hal alıyor.
devamını gör...

yeni alman sertliği şeklinde çevirebiliriz bunu.

90’lı yıllarda almanya’da ve almanca konuşulan ülkelerde ortaya çıkan, kaynağı endüstriyel rock - metal olan metal müzik akımı. 'rammstein' sayesinde (vokal dili almanca olsa bile) tüm dünyaya bir şekilde adını duyurabilmiş, oldukça popüler olmuştur. her ne kadar rammstein’le popüler olmuş desek de bu türün babası “oomph”tur. ilk defa 2. albümleri olan “sperm” ile bu grup başlatmıştır bu akımı. nhd akımının albümleri en çok almanya ve abd’de satılmıştır. özellikle rammstein yaklaşık 12 milyon albüm satmıştır. diğer sanatçıların da albüm satışları -rammstein kadar çok satmasa da- iyi sayılabilecek rakamlara ulaşmıştır.
-

-

-
devamını gör...

an itibariyle modum ektedir.https://media.normalsozluk.com/up/2021/05/13/o5acvwxx4lkbccew.jpg
devamını gör...

diğer adı eğrelti otu olan, çok sayıda yaprakçıktan oluşan dekoratif bitki.
tam bir iç mekan bitkisidir. doğrudan güneş ışığı almayan aydınlık ortamları, filtrelenmiş güneş ışığını ve perde arkası ışığını ve rutubeti sever.
bir zamanların en gözde süs bitkisi olmuş olup, salon ortamlarında şık ve sıcak bir görüntü oluşturuyor. doğada yetiştiği gibi ev bitkisi olarak da yetişiyor. çiçeğinde ince saplarla çok sayıda yaprak çıkartan bir bitkidir.
ortam sıcaklığı olarak ılık yerde durması daha uygundur. cereyanlı ortamlarda zarar görebilir ve yaprakları solabilir. yapraklarının geniş ortamda açılabilmesi için duvar veya başka çiçeklere temas etmemesi gerekir.
devamını gör...

aksam parkın karanlik bi köşesinde kahvenle birlikte bi seyler karalamak..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bendeniz akrepgillerdenim hiç öyle boğa toslamasına gerek yoktur. genelde kendi ayağımıza sıkmakla biliniriz. yani gurur'undan eğer yeniliceğini hissederse hemen gerekeni yapar. ya ceketini alır çıkar ya da ortalığı toz duman edip kendide boğulur içinde.yeni oyuncu dahil ediyorum yarış dediysek hikayeye koç kadın'ınıda davet etmeliyiz. hem sever hem döver rekabet sever.
devamını gör...

ne yazık ki kitapların stok adetleri konusunda manipülatif hareketlerde bulunarak kitapseverleri yanıltmakta olan bir online kitap satış sitesidir.
şöyle ki : hiç satmayan ya da çok az satan bir kitabın stok adedini genelde 1 maksimum 3 olarak gösteriyorlar.
hal böyle olunca insan refleks olarak ya zaten 15 lira dur alayım demek ki çok okunuyor diyiveriyor.
sen kitabı alıyorsun hoop 12 saat sonra yine aynı stok adedinde duruyor.
devamını gör...

--- alıntı ---

bu yöntem suçluların büyükçe bir ahşap tekerleğe bağlanmaları, kolları ve bacakları kırılarak tekerleğe dolanmaları ve ölüme terk edilmeleri şeklinde uygulanan eski bir idam yöntemi.

fransa’nın robin hood’u olarak bilinen louis dominique bourguignon da 1721 yılında bu yöntemle öldürülmüştür.
kaynak
--- alıntı ---
şimdilerde düşününce yine uygulanması gereken bir idam cezası olduğunu düşünüyorum. bağlayacaksın böyle hayvanlara işkence edenleri, kadın katillerini, kitlesel olarak nitelikli dolandırıcılık yapan iyi aile çocuklarını(!) salacaksın bayır aşağı. hiç değilse cezanın caydırıcılığı olurdu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: kafa sözlük'ün küfürsüz olması)
alıştırdınız ya, yatacak yeriniz yok olum sizin.
devamını gör...

nickim gibi bir şeydir. bu durum o kadar üzüyor ki beni. yahu ben o şeyi binbir emekle öğrenmişim, sen neden onu gidip zihnimin arka köşelerine saklıyorsun. evet sana söylüyorum beynim, bu sitemim sana!
devamını gör...

lise bitti, hedef istanbul siyasal bilgiler fakültesi diyerek katıldığım başlık.
devamını gör...

1845 - 1932 yılları arasında yaşamış norveçli ressam.
harriet'in ailesi sanat konusunda destekçi bir aileydi. ablası bir piyanistti ve eğitimleri için avrupa'da dolaşırken harriet ona sık sık eşlik etmişti. bu geziler sırasında da kendi de resim üzerine çok şey öğrenmiştir.
harriet'in gençlik zamanlarında sanat akademilerinde hala sadece erkekler eğitim alabiliyordu. kadınlar ya özel ders almak zorundaydı ya da kadınlar için özel olarak açılan kısıtlı derslere katılabilirlerdi. harriet de elindeki tüm imkanları kullanarak alabileceği kadar eğitim almak üzere önce münih'e ordan da paris'e taşınmıştı. paris'te geçirdiği zamanda başka bir norveçli kadın ressam olan kitty lange kielland bir stüdyo paylaşmıştır.
1880'de paris'te sergilere katılmaya başlamış ve böylece sanatı tanınır hale gelmeye başlamıştır.
backer, çoğunlukla yerel temalara dayanan sanat eserleri üretti. çalışmaları hem yavaş hem de kapsamlıydı. bu yüzden de çağdaşlarından daha az eser verdiği düşünülüyor. izlenimcilikten etkilenmiş olmasına rağmen hiçbir zaman herhangi bir akıma tamamen ait olmamıştır. yine de çalışmaları sıklıkla çağdaşı eilif peterssen'in çalışmalarıyla karşılaştırılmıştır. backer, realizmi natüralizm ve henüz yeni olan izlenimcilikle karıştırarak kendine ait bir tarz ortaya çıkarmıştır.


solititude
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

breton interior
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kone som syr
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

son zamanlarda genel ruh halim budur ;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim