cüzdan içinde paranın büyükten küçüğe doğru sıralı olacak şekilde (en dışta 200 en içte 5 gibi) iç içe katlanmış olarak cüzdanın sol tarafında, bozukların fermuarlu bozuk gözünde, kimliğin ise (eski kimlik olduğu için kredi kartı yerine sığmıyor) sağda durması. banka kartlarının da, kredi kartı gözünde, en üstte en çok kullandığım kart olacak şekilde sıralanmasıdır. çantada, ceplerde para taşımamak, 5 kuruşu bile cüzdanda taşımaktır.

diğer türlü kasaya gidince aradığımı şıp diye bulamazsam gözüm kaşım seğiriyor.
devamını gör...

1945 yılında meydana gelen, sovyetlerin kafkasları yurtlarından edip 6000 kadarının intihar etmesine yol açtığı bir katliamdır. 3000 kafkas drau nehri'ne atlayarak intihar etmiştir. 3000'ini ise kızılcık nehri'ne atlamıştır.

••

bazı kaynaklarda olay şöyle geçiyor; mavi alay adı verilen ve 8000 kırım türk'ünün oluşturduğu bir grup vardır. bu grup ülkelerinden çıkarılır, sürgüne yollanırlar. 3000 kırım türk'ü akıllarındaki "kızlarımızın ırzına geçerler, erkeklerimizi deşerler, çocuklarımızı öldürürler" düşüncesiyle kızılcık nehri'ne atlar. kalan 5000 kişinin 3000'ini de aynı düşünceyle kendini drau nehri'nin sularına bırakır. kalanlarda sınırda sovyet askerleri tarafından kurşundan geçirilir.

magazin rivayetlerine göre bu faciadan sağ kurtulan bir kişi tek vardır; türk olduğu sanılan askerlerden birinin âşık olup ölmesine gün yumamadığı ayşe adındaki bir kırım kadını. ne kadar doğru allah bilir ama rivayetler bu yönde. eğer olayla ilgili bilgiyi kitaptan öğrenmek istiyorsanız zülfü livaneli'nin serenad'ını okuyabilirsiniz. bu kitapta söylenene göre 2000 kırım türk'ünü sınırda kurşuna dizen askerler türk askerleridir.

(bkz: zülfü livaneli)
(bkz: drau nehri)
(bkz: kızılcık nehri)
(bkz: drau katliamı)
devamını gör...


33 yıl döngüsü diğer adıyla bengi dönüş. peki nedir 33 yıl döngüsü ?

içinde bulunduğunuz ve yaşadığınız yaşamın her bir 33 yılda tekrarlandığını, yaşadığınız o 33 yılın yine aynı baştan yaşanmaya başlandığını düşünebilir misiniz ? tüm o yaşanmış durumların ve olayların çerçevesi belli bir döngü etrafında her 33 yılda bir ve durmaksızın tekrarlanmasına 33 yıl döngüsü denmektedir. son zamanlarda çok sevilen dizilerden biri olan "dark" dizisinde anlatıldığı gibi...

bu varsayım ne kadar olası, yaşanmışlıklar birbirini tekrarlar mı, olaylar aynı döngüye düşer mi, aynı döngü tekrarlarsa ne kadar aynı olur, ne kadar sürede tekrarlar ve bu varsayımların temelini ne oluşturmaktadır ?

friedrich nietzsche'yi hepimiz biliriz. yani hiç değilse adını duymuşluğumuz vardır. kendisi felsefeye farklı açılardan bakmış bir filozof ve filologtur. bizlerin 33 yıl döngüsü, nietzsche'nin ise bengi dönüşü adını verdiği bir teorinin en büyük temsilcisi yine kendisidir. nietzsche’ye göre "evren ve zaman sonu olmayan ve asla da sonu gelmeyecek olan bir döngü etrafındadır. ve yaşanmış her şey kainat son bulana kadar defalarca yaşanmaya devam edecektir."

bu da her sonuçta sonsuz kere sonsuz yaşanmışlık demektir. çünkü herşey baştan yaşanacağına göre kainat son bulsa da bir daha var olacak, aynı döngüye girecek, tekrarlayacak ve bu böyle yaşanmaya devam edecektir. şöyle bir arkanıza yaslanın ve düşünün; en çok sevindiğiniz ve en çok mutluluk yaşadığınız, en çok üzüldüğünüz ve ağladığınız, mutsuz olduğunuz, ümitsizliklere kapıldığınız, kederlendiğiniz, endişelendiğiniz olayların tekrar yaşanması durumu söz konusu oldu ve siz isteseniz de istemeseniz de bu döngünün öznesisiniz. yani tüm olaylar sizin çevrenizde şekillenecek.

dark dizisinde anlatılmak istenen de budur. dizinin başlangıcında ekranda şu yazı görünmektedir; "geçmiş, şu an ve gelecek arasındaki fark inatçı bir illüzyondan ibarettir".

konu sizce de yeterince açık değil mi? nietzsche’nin bu fikri yanı bengi dönüşü olayı yorumlandığında iki farklı ana temaya dayandırılmaktadır. ilki "bilimsel teori", ikincisi ise "psikolojik test" varsayımıdır.

nietzsche'nin kendine göre yorumları ise, üç ana temele dayanmaktadır. bunlar; evrenin sonsuz enerjiye sahip olması, evrenin sahip olduğu bu enerjinin dönüşebileceği durum sayısının çok kısıtlı olması ve zamanın bilindiği kadarıyla sınırsız olması. bahsi edilen üç ana temel noktaya göre kainat sonsuz döngü içerisinde kendini tekrarlamaya devam edecektir.

bir canavar tahayyül edin; içinde olduğunuz hayatın en güzel, asla bitmesini istemediğiniz o mükemmel hatıralarını da, binlerce kez lanet edip acı çektiğiniz, ağladığınız, üzüldüğünüz o keder dolu anlarını da tekrar yaşayacağınızı söylese size, ne yapardınız? nietzsche’ye göre; söz konusu durumda bu canavarın üzerine atlayıp nefretinizi kusma ihtimaliniz gibi, onu size açıkladıklarından dolayı tanrı sayıp, yüceltip başınızı üstüne koyma ihtimaliniz de var. testte amaç tam olarak budur. teste tabi tutulan kişi mükemmel bir hayat yaşamışsa bu yaşadıklarının defalarca tekrar etmesinden rahatsızlık duymayacak ve mutlu olacaktır. ancak acılar içinde yaşamışsa bunu ancak ceza olarak görecektir.

dark dizisi, adından da anlaşılacağı gibi olaylar zinciri denilecek kadar karışık ve karanlık bir olay döngüsünün ürünüdür. nietzsche’nin bengi dönüş hipotezi gibi belli olaylar cereyan etmektedir. örneğin; her 33 yılda bir ay’ın döngüsü güneş’in dönüşü ile denk gelir, dante’nin araf’ta ve cennet’te 33 bölgesi olduğu söylenir, şeytan tam olarak 33 yaşında tanrıya başkaldırmış ve hz. isa 33 mucize gerçekleştirmiştir. bu olayların bir yapboz olduğunu düşünüp de parçaları bir araya getirmeye başladığımızda nietzsche’nin düşüncesinin hiç bir temeli olmayan, basma kalıp boşluklardan ibaret olmadığını ve dark dizisinin de bu doğrultudaki varsayımlar çerçevesinde izlenmesi gerektiğini söylemek pek de yanlış olmaz.

bizler yaşamı matematiksel olarak yaşamıyor olabiliriz ancak yaşamı matematiğin ta kendisidir. düşünsenize her bir gün 24 saat sürer, her bir günün öncesi ve sonrası 24 saatlik farklı günler. ve her bir 24 saat başlangıcı yeni bir güne başlangıç, yani sıfır noktasına dönüştür. aylar, yıllar, yüzyıllar hep birer sayı ile nitelendirilir. tüm canlıların hatta dünyanın bir yaşı, bir başı ve bir sonu vardır. öyleyse sayılar sona varışın veya başlangıcın ışığıdır diyebiliriz. ama bu başka bir kainatta, başka bir bedende aynı ruh ile yer alamayacağımız anlamına gelmez. belki de sen yaşayan ilk sen değilsindir, bilemeyiz. düşününce; her son bir başa dönüş değil midir ?
devamını gör...

farsça kökenli sözcük.

farsçadaki "oynayan" anlamına gelen "baz" can ile birleşince "canıyla oynayan" manasına gelir.

osmanlı döneminde canbazlar en ileride bulunarak canlarını hiçe sayan atlı askerlerdi.
devamını gör...

kullanıcıya güvenli iniş ve çıkış sağlamak amacıyla, merdiven koluna paralel gelecek şekilde, birinci basamaktan başlayıp merdivenin son basamağına kadar devam eden tutunma aparatıdır.
devamını gör...

günaydın sözlük! zor ama neşeniz bol olsun sebepsiz yere. sizlere saadettin teksoy ve adana yöresi kekolarının denizde turist avına çıktığında yaşanan bir diyalog ile günaydın demek istiyorum!
-napıyorsunız? çimiyor musunuz? hee? çimiyor musunuuuz?
-eeeveeeeet!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
mirket.
devamını gör...

günaydın sözlük, günaydın mal, günaydın the neigbourhood.

gece bu grubun* daddy issues dışında bir şarkısını dinledim, çok güzeldi. bir de kitaba dalıp geç uyudum, uykusuzum, agresifim, puh!

ha bir de covid geçiriyorum, bugün onuncu gün herhalde. olmayan tat duyumla iki sigara içtim. velhasıl gün bana güzel başlamadı, size çok güzel olsun. şimdiden pozitif enerji depolayın. bugün yorucu olacak!
devamını gör...

(bkz: adolf hitler) 'in bavyera alpleri' nde bulunan tatil evinin ismi. ikinci dünya savaşı'nda müttefiklerce bombalanmış, abd askerleri tarafından da yağmalanmış.
devamını gör...

30 temmuz 1968 uşak doğumlu, dizi, film ve tiyatro oyuncusu aynı zamanda seslendirme sanatçısı. hafızamızda kalan en net rolleri, çiçek taksi'deki şair ömer rolü'dür diye düşünüyorum. ömerçip filminde ki "abi yenge iyi hoş ama biraz fofenk gibi" repliğide unutulmazlar arasındadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üye olmuş, üyeliğini silmiş,*ve üye olacak olan her yazarın tanımlarını seviyorum. yazarları sevme ve yaşatma derneği başkanından sevgilerle...
devamını gör...

tipik pazar sıkıntısı hissediyorum. hazır canım sıkkınken, uzun zamandır muhataplarına söylemeyi beklettiğim bir kaç cümleyi de söyleyerek aradan çıkardım bugün. daha hafifim ama daha rahat değilim. sanırım klasik pazar banyosundan sonra her şey daha güzel olacak.
devamını gör...

yanlışlıkla kendimi koyup değiştiremediğim başlıktır
devamını gör...

tanımlara açıklık katmış, hoş olmuş,
tıklama zahmeti ortadan kalkmış, sözlük kendini aşıyor diyeceğim yenilik.
hayırlı uğurlu olsun.
devamını gör...

bildiğim ve de uyguladığım ufacık kurallardan bahsedeyim.

1) açmak üzere olunan başlığın herhangi bir kelimesi taratılır ve daha önce benzeri başlık açılmış mı, diye kontrol edilir.

2) açmak üzere olunan başlık kafada güzelce toparlanır. minimalist hikayeler gibi az laf, çok anlam kazandırılır.

3) açmak üzere olunan başlık anket/forum başlığı ise sondaki kelimeye -çoğu zaman yüklemdir bu şahıs- "-ası, -esi" eki getirilir. bu en önemli kuraldır.
"trump'ın troll olması" "urfa'ya kar yağması" örnektir.

4) başlıklara virgül, nokta, iki nokta, noktalı virgül gibi noktalama işaretleri getirilmez. getirilen noktalama işareti çoğu zaman yalnızca tırnak işaretidir. (')
başlık parantez içerebilir ancak parantezin görevi başlık tanım başlığı ise onun ne tür olduğunu belirtmektir.

5) açılacak başlık tanım başlığı ise tanımın ismi kontrol edilmelidir. kimseye yanlış bilgi vermek istemeyiz.

bu kadar. benim bildiklerim bunlardır, eğer yanlış bildiğim varsa düzeltin lütfen.

edit: imla.
devamını gör...

genellikle kadınlardır. bu konuda çok doluyum. yaşın fark etmez, ne giydiğin fark etmez, ister mini eteğinle crop top’unu giy, ister her yerini ört, yüzünü bile ört, yine cinselleştirileceksin. yine insanlar senin kim olduğunu, ne düşündüğünü, yeteneklerini değil, cinsel kimliğini önemseyecek. sen onlarla konuşurken akıllarında senin dediklerin değil de, seninle neler yapabileceği geçecek. bir cinsel kimlikten öteye geçemeyeceksin, erkeklerden aşağı görüleceksin, tek vasfın ev hanımı olmak ya da çocuk bakmakmış gibi davranacaklar sana. bulunduğun konumda onlardan aşağıysan pek sorun değil, ancak cinsiyetçi bir erkeğe göre üst konumda bulunadur, hemen iftiralar başlayacak, aşağılanacaksın. üzüleceksin, senin ne derdin olabilir ki diye aşağılanacaksın, bir şeyde ustalaşmaya çalışacaksın, sen ne anlarsın diye aşağılanacaksın. erkeklerin asansörle çıktığı yolları biz merdivenlerden çıkıyoruz diyeyim kısaca. ve bunu bilmek benim içime o kadar büyük bir sıkıntı veriyor ki. inanılmaz bir tipi olanlar bu durumdan daha çok muzdarip oluyor ancak her kadın, cinsel kimliği üzerinden minik bir hapis hücresine sokulmaya çalışılıyor. evlen, çocuk yap, temizlik yap, yemek yap, bu kadar.
devamını gör...

bence en önemlisi ve en yaygın olanlardan biri olur öyle’dir. her duruma uygundur.

- şu sol tarafımda bir ağrı var.
- olur öyle.

- bizim eve hırsız girmiş.
- olur öyle.

- buzullar eriyor, dünyanın çok az zamanı kaldı.
- olur öyle.

- ısırıldım, zombiye dönüşmek üzereyim
- olur öyle.

bence her şeyin çözümüdür.

olur öyle.
devamını gör...

huzuru maneviyatta arayanlar için, günün huzur dilimleri.
devamını gör...

- evlenirken huyu huyuna uygunu bulabilirler ama boyu boyuna uygunu pek bulamazlar (eyvah eşim duymasın, ben huyuma uygunu bulmuşum çok şükür, varsın boy farkı 30 cm olsun).
- bel fıtığı riski çok fazladır, bel ve sırt ileride problem çıkartabilir.
- okul çağlarında hep arkaaaa sıradakilerrrrrrrrr takımının santraforudurlar. gariplerin yeri hep en arka sıradır.
- grup fotoğraf çekimlerinde hemen kimse bir şey demeden arka sıradaki yerlerine geçerler.
- evde her zaman perde söküp takmak bu bahtsızlara aittir.
- yukarı raflardan bir şey alıp, talep sahibi olan anne ve eşlerine onu vermek kaçınılmaz sonlarıdır.
- dolmuş ve minibüste ayakta iken hep iki büklüm olurlar.
- yukarıda havalar nasıl esprisine hayat boyu maruz kalırlar.
- uçakta, otobüste, sinemada koltuğa sığamazlar, koltuğu yatıramazlar, koridor tarafını tercih ederler.
- sinema ve tiyatroda arkalarındakileri düşünüp hep periskop aşağı yaparak iki büklüm otururlar.
- ayakları genelde büyük olduğu için ayakkabı bulmakta zorlanırlar.
- bazı aynalarda kendilerini göremezler, eğilerek bakarlar.
- çoğunlukla bir yerden eğilmeden geçmeye çalıştıkları için kafaları, bilhassa alınları hayat boyu her türlü darbeye maruz kalmıştır.
- abi sen basketçimisin lafına ömür boyu maruz kalırlar.
- kafkas kökenlimisin diye ikide bir sorulur.
- lanet olası yataklar genelde size uygun değildir, ayaklar hep dışarıdadır, ya da kendinize özel boyda yatak yaptırtmak zorunda kalırsınız.

not: 196 cm boyunda, kendi jenerasyonuna göre epey uzun boyda olan ve yukarıda yazdıklarını birebir yaşayan biri tarafından yazılmıştır.
devamını gör...

yusuf ziya ortaç'a ismet inönü ve adnan menderes hakkında ne düşündüğünü soruyorlar, cevap : "ismet paşanın ardında inönü muharebeleri var , bizim zavallı adnan beyin ardında ise terzi izzet'in ceketi".
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim