dünyanın ilk mikrop müzesi micropia hollanda/amsterdam'dadır.
detaylı incelemek isteyenler için linkler;
micropia museum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ulan yutupta daha çok reklamı çıkar şimdi bunların.
devamını gör...

kulaklığı takıp yürüyüş yapmak. pandemi öncesi en sevdiğim aktiviteydi.
devamını gör...

ne tatlı komşular ya, yüzde istisnasız güzel bir gülümseme oluşuyor.iyi komşularımız ve poğaçalarına sevgiler..
(bkz: ev alma komşu al)
devamını gör...

yapılan bir araştırmaya göre 75 yaşındaki bir insan hayatının yaklaşık 7,5 yılını bir şeyler yiyerek geçiriyormuş. peki hayatımızda bu denli yer kaplayan yemek yeme eyleminin içeriğini nelerle ve nasıl dolduruyoruz hiç düşündünüz mü?
kimi zaman öğrenci evindeki yarısı kurumuş haşlanmış makarna, kimi zaman köşedeki dönerciden alınan 5 liralık döner, kimi zaman da paris'te bir tabağına küçük bi servet ödediğiniz chateaubriand.
buradan yola çıkarak yeme içme üzerine iki farklı rehber başlığı açma gereği duydum. ilk rehber bir anne atasözünden yola çıkarak oluşturduğum (bkz: ben evde sana aynısını yaparım rehberi). bu rehberde amaç, yazarların evlerinde yemek yaparken kullandıkları yeme içme sırlarını paylaşmasını sağlamak. efendime söyleyeyim sarmayı sararken kopardığın sapları da sarma ile birlikte pişireceksin ekşice olur güzel olur, ciğeri doğrarken kuşbaşından ince doğrayacaksın ki o samansı kıvam belli olmayacak gibi yemeği bir üst noktaya taşıyan detaylar veya az bilinen muhteşem tarifler, yapması kolay yemekler, misafir ağırlamalık yemekler, kız/erkek tavlamalık yemekler gibi farklı kategorilerden yazarların en sevdikleri tarifleri paylaştıkları bir başlık olması dileğiyle.
yeme içme üzerine ikinci rehber için (bkz: bugün dışarda mı yesek rehberi)
devamını gör...

lars von trier'in 2011 yapımı filmi. depresyon ve dünyanın sonu gibi konularla uğraştığı düşünülürse görsel olarak oldukça güzel denilebilecek bir film. oyunculuklar harika.


film ağır çekimde bir takım sahnelerle başlıyor. daha baştan dünyanın sonunu görüyoruz. hiçbir kurtulma şansı olmayacak bir biçimde bitiyor her şey. justine'in depresyonu da yine çok hoş sahnelerle gösteriliyor. gelinliği üzerindeyken ormanlık bir yerde ayaklarına bağlanmış ve ilerlemesine engel olan dallar, ophelia tablosundaki gibi suyun üzerinde uzanışı... hepsi aslında fimde neler görüleceğini söylüyor sanki. bile bile bariz sona giden filmi izlemeye başlıyoruz. kaderini bile bile yaşayan oedipus gibi.

düğüne giderken kıvrımlı taşra yoluna uymayan bir limuzin tercih edilmiş. bu yüzden düğüne geç kalıyorlar. tabiatla bir uyumsuzluk var. doğaya yabancılaşma hayatın gidişatına zarar veriyor. içeri girmeden önce gökyüzüne bakan justine sanki melancholia'nın yaklaştığını sezmiş gibi o andan itibaren kendi melankolisine dalıyor. düğün boyunca tüm hayatının parça parça çözülüşünü görüyoruz. sinirli ve umutsuzca son çırpınışlarını görüyoruz. işinden oluyor, başka birisiyle sevişiyor, seromoninin gidişatını bozuyor. herkes ona mutlu olması gerektiğini söylüyor bir şekilde ama o gittikçe dibe batıyor. aslında neler yaşadığını yalnızca annesi ve kız kardeşi anlıyor, annesi bilgece uyarıyor da. sanki dişil bir bilgelik var işin içinde.

filmin ikinci yarısında justine ağır bir depresyonun ortasında artık. kardeşi onu evine alıyor ve ona destek olmaya çalışıyor. bu sırada melancholia gezegeninin dünyaya yaklaşmakta olduğu herkes tarafından bilinmekte. justine zamanla normal davranmaya başlarken kardeşi gittikçe endişeli bir ruh haline giriyor, kocası da bilime güvenmesi ve rahat olması gerektiğini söylüyor. kaçınılmaz son yaklaştıkça kendi trajik katarsisini yaşamış olan justine durumu metanetle karşılıyor ve kardeşine de bunu gösteriyor, son geldi ve yapacak bir şey yok diyor. dünya kötü bir yer işte, yok oluşunun yasını tutmamıza gerek yok diyor. filmin ilk yarısındaki annesi gibi sanki. eniştesinin bilime ve medeniyete güvenmesi ve sona karşı koymasına karşılık justine'nin sezgisel bir bilgeliği ve kabullenişi var. nitekim kıyamet inkar edilemez olduğunda ilk pes eden enişte oluyor. kardeşi de eniştesi kadar olmasa da medeniyette medet aramaya çalıştığı için sakin kalamıyor. kıyameti terasta şarap içmek yerine dallardan yapılmış sihirli mağaralarında karşılıyorlar.


dogville kadar beğenmeme rağmen sonunda benzer bir aydınlanma veya rahatlama yaşamadığım, kendi depresif düşüncelerime daha da bir daldığım film oldu. izlenmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum ama.
devamını gör...

"insanlar, insanların içinde insanlara hasret yaşarlar."
devamını gör...

elleri nasır tutmuş, muhtemelen fazla mastürbasyondan güçsüz düşmüşlerdir.

cinsel içerikli başlık açar dururlar..

yetmez kezbanlık göndermesi yaparlar kadınlara..

oda yetmez özelden yürürler.. ne yazık ki bizlerde o başlıklara maruz kalırız.
devamını gör...

evet var öyle yazarlar. onlar da bir renk ve eleştirmiyorum fakat insanın modunu düşürdükleri de bir gerçek.

en basit olayda bile bir memnuniyetsizlik, eleştiri, kötüleme ve karamsarlık görünce ister istemez kendimce ''neden?'' diye soruyorum. ve o kişi için ciddi anlamda üzülüyorum. hayatta her şey istediğiniz gibi olmaz, hatta bazen neyi istemiyorsanız tam olarak o olur. bu zamanlarda memnuniyetsizliği anlayabilirim fakat bunun her zaman yapıldığını gördüğümde negatiflikten başka bir şey olduğunu düşünmüyorum.

zaten hayat herkes için yorucu ve yaratılışımız gereği huzursuz varlıklarız. bir de her şeyde memnuniyetsiz olan kişileri görünce daha bir çekilmez oluyor ortam. bu yüzden, hepimizin bakış açısı farklı olsa da umarım bu bakış açımıza memnuniyetsizliğin pek sık eşlik etmesine izin vermeyiz.
devamını gör...

kaynak
ayrılık sonrası apar topar ülkeye dönen şeyma subaşı ailesinin evinde vakit geçirirken yaptığı paylaşımlarla sosyal medyada dalga konusu olmuş.
türk yemeklerini öven ve su böreğine 'water pie' yazan şeyma subaşı yeşim salkım ve kızının da baya ilgisini çekmiş olacak ki ikisi iki yerden yorum yapmış. sanki kızının yazış şeklinden biraz kıskançlık sezer gibi oldum ama neyse...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

/ bi' izmir'liye vuruldum
tanısanız anlarsınız
"kapandı mevzu" desem
kuyruklu yalan olur
anlatsam ağlarsınız
/

* *
devamını gör...

zaten onun için yazıyorum ben şahsen. bir çok yazarın da kendini tanımlamak için yazdığını düşünüyorum. hem hislerim belli oluyor hem de yazdıkça az çok bir kişilik tahmini yapabilecek veri çıkıyor ortaya. elimden geldiğince yazıyorum, yazarlara da bol bol yazmalarını tavsiye ediyorum.
devamını gör...

1957 detroit’te, yaşamanın en ucuz olduğu dönemde geçen stephen king’in kitabından uyarlanan gençlik filmi.



iki başrol karakter var.
arnold; şimdiye kadar izlenilen tüm filmlerin klişesi nerd’ümüz.
dennis; nerd’ün tek arkadaşı olan cool çocuk.
lisenin ilk günü bizim nerd dayak yerken arkadaşı yanında olup ona yardım etmeye çalışıyor. okul çıkışında bizim nerd’ü eve bırakmak üzere yollardayken aniden kırmızı külüstür bir araba çarpıyor arnie’nin gözüne ve hemen durup incelemeye geçiyorlar. yaşlı bir dede arabayı 250 dolarese satıyor bizimkilere. dede arabanın adını christine koymuş ve bizim çocuklar bunu bozmuyor.

artık araba arnie’nin. eve gittiğinde ailesi on yedi yaşındaki çocuklarının araba almasına hiç sıcak bakmıyorlar. tartışıyorlar ve arnie ceketini alıp, çıkıyor evden. dennis’le birlikte christine’i tamir ettirmeye gidiyorlar.

gel zaman git zaman o tamirci arnie’nin patronu olup, garajını kullanmasına izin veriyor. christine gün geçtikçe daha da güzelleşirken arnie’nin karakteri de değişime uğruyor. o ezik çocuk artık bir çalışan, kendi başının çaresine bakabilen bir genç yetişkin oluyor. bunun yanı sıra arnie artık ailesi ile tartışmaktan çekinmeyen, arkadaşı dennis’in platonik aşkı ile sevgili, giyim tarzı düzgün fakat ağzı bozuk birine dönüşüyor.

asıl gizem konumuz arabamız christine. her kim ki arnie’ye yamuk yapmışsa ve/veya christine’e bok atıyorsa, arabayı sevmediğini sözlü veya arabaya girişerek belirtiyorsa başına iş açılıyor ve felaket yollarla acı çekerek can veriyor. christine’e ne mi oluyor?

orasını da izleyip gör seni miskin mirket.
devamını gör...

çaylakları ikinci sınıf vatandaş olarak gören sözlüktür.
çaylakların beğeni yapamaması, başlık açamaması gibi yaptırımları var.
beğeni yapsın, gelmiş sözlüğe yeni, başlıklarda gezinirken, ay ne güzel yazmışlar dediği entry beğeni, yıldız veremiyor.
sorarım size ne etti bu çaylaklar size de elinden beğeni hakkını aldınız
devamını gör...

bir kere ev bir kere de araba anahtarını sokaktaki çöpe konteynerine atmam.
sonra çöpte anahtar aradık, hayatımda yaptığım en gerizekalıca hareketlerimden olabilir.
devamını gör...

internetten bir çok kitap aldım.
devamını gör...

günümü neşelendiren yazar güzeli. nasıl sırıtıyorum, nasıl da sevgi pıtırcığına dönüştüm bir bilseniz*... seviyorum sözlük*.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bolca hobi sahibi olmak ve hobi sahibi olmayı seven/hobi sahibi olmaya saygı duyan biri ile evlenmek
devamını gör...

ne olduğunu uzun uzun yazmayacağım ama ne olmadığı hakkında diyeceğim bir şey var:

muhterem romalılar, kader mahkûmları ve sinemadan zerre anlamamasına rağmen kendisine sinefil diyebilen yaşam formları,

"bilim kurgu" ve "fantastik" film türleri aynı şey değillerdir. bazen iç içe geçmiş olabilirler, bir fantastik film bilim kurgu ögeleri barındırıyor olabilir ya da tam tersi de olabilir, ama bu onları değerlendirirken birbirine karıştırabileceğiniz anlamına gelmez. ayrıca ikisinin arasındaki ayrımı yapamıyor olmanız da muhtemelen gerizekâlı olduğunuz anlamına gelir.

fazla ofansif oldu, biliyorum. yanlış anlaşılmasın, herhangi özel birine değil bu sitem. imdb de dahil olmak üzere bilimum sinema üzerine içerik platformuna. bilim kurgu izleyelim diyoruz, açıyoruz listeyi, taytlı taytlı adamlar cirit atıyor. bilmemne evreninin süper kahramanı diğer süper kahramanlarla kapışıyor. ya kurgu tamam da bilim nerede? sadece kurgu bir evrendeki dünya benzeri bir gezegende geçiyor diye bilim kurgu mu oluyor bu? ya böyle iş olur mu?

geçen joker (film)'e bilim kurgu demişler. joker'e... hani joaquin phoenix'in oscar aldığı joker'e... dram filmine... delireceğim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim