redhanded
birçok kısa film festivalinde ödül kazanmış çok eğlenceli bir edward andrews kısa filmidir.

hollywood filmlerinin klişelerinden biridir. korku filmlerinde ilk önce şişman olan kişi ölür. bu filmde hiç formda olmayan bir baş kahramanımız var. kendisi ormanda sağlıklı bir koşu yapmaya niyetlidir ama şişman olduğunun farkında olduğu için kendini gizlemek ister.
hayat yanlış anlaşılmalardan ibarettir aslında. hatta hayat ve ölüm birer yanlış anlaşılmalar bütünüdür. film boyunca bunu düşündüm. tesadüfler ve yanlış anlaşılmalar olmasa hayatı sürdürmemiz ya da hayatın son bulması bu kadar rahat bir şekilde gerçekleşmeyecek.
film boyunca kendiyle barışık olmamanın ortaya çıkarabileceği saçma sonuçlar, her şeye burnunu sokmanın nelere mal olacağı, merakın kediyi öldüreceği gibi konulara çok eğlenceli bir şekilde değinilmiş.
eğer ormanda altı kişi kendi halinde spor yapmak için koşuyorsa ve bu olay bir filmde gerçekleşiyorsa ilk olarak şişman olan kişi ölmek zorunda olmayabilir. tabuları yıkmanın tam zamandır. bazen fit olmak sizi ölümün avuçalarından alamayabilir. ve bu çok komik bir olaya dönüşebilir.
redhanded

hollywood filmlerinin klişelerinden biridir. korku filmlerinde ilk önce şişman olan kişi ölür. bu filmde hiç formda olmayan bir baş kahramanımız var. kendisi ormanda sağlıklı bir koşu yapmaya niyetlidir ama şişman olduğunun farkında olduğu için kendini gizlemek ister.
hayat yanlış anlaşılmalardan ibarettir aslında. hatta hayat ve ölüm birer yanlış anlaşılmalar bütünüdür. film boyunca bunu düşündüm. tesadüfler ve yanlış anlaşılmalar olmasa hayatı sürdürmemiz ya da hayatın son bulması bu kadar rahat bir şekilde gerçekleşmeyecek.
film boyunca kendiyle barışık olmamanın ortaya çıkarabileceği saçma sonuçlar, her şeye burnunu sokmanın nelere mal olacağı, merakın kediyi öldüreceği gibi konulara çok eğlenceli bir şekilde değinilmiş.
eğer ormanda altı kişi kendi halinde spor yapmak için koşuyorsa ve bu olay bir filmde gerçekleşiyorsa ilk olarak şişman olan kişi ölmek zorunda olmayabilir. tabuları yıkmanın tam zamandır. bazen fit olmak sizi ölümün avuçalarından alamayabilir. ve bu çok komik bir olaya dönüşebilir.
redhanded
devamını gör...
aptal beyin
‘beyni olan bütün insanlara adanmıştır’
dr. dean burnett, cardiff üniversitesi psikolojik tıp ve klinik sinirbilim enstitüsü’nde danışman ve öğretim üyesi olarak çalışıyor,stand up show da yapıyor.
beyin gibi şaşırtıcı bir malzemeyi anlaşılır bir dille kitap olarak hazırlamamak ya da sunup insanlara anlatmamak her hâlde çok büyük bir kayıp olurdu.

jölemsi pembe renkli bir organın kıvrımlarında yolculuğa çıkıyoruz bu kitapla.
sayısız vakayla karşılaşıp her birine hayret etsek de acaba ben de mi böyleyim, böyle davranıyorum (ya da böyle kandırılıyorum) sorularını sormanıza sebep oluyor okuduklarınız.
günlük hayatta aklımıza gelenler de var :
çok doyduğumuz halde nasıl oluyor da tatlıya yer ayırabildiğimiz,
araba ya da deniz tutması nasıl meydana geldiği,
uykunun gizemi,
unutma, hatırlamanın nasıl gerçekleştiği,
anılarımızı nasıl çarpıttığımız,
bunun gibi onlarca soruya bilimin vermiş olduğu yanıtları yazar, bazen vakalar üzerinden bazen de kendi deneyimlerinden yararlanarak esprili ve akıcı bir dille aktarır.
daha az zeki insanların kendilerine daha fazla güvenmesi olgusunun aslında bilimsel bir adı da var: dunning-kruger etkisi. bu isim cornell üniversitesi’nden david dunning ve justin kruger’dan geliyor; limon suyunun görünmez mürekkep olduğunu düşünüp kameralarda görünmeyeceğine inanarak yüzüne limon suyu süren ve banka soyan kişi hakkındaki raporlardan ilham alarak konuyu inceleyen araştırmacılardır
korkunun, komple teorilerinin beynimizde nasıl anlamlandırıldığını, tuhaf inançların nasıl yerleştiğini yine aptal beyinde bulabiliyoruz.

kitap bazı yerlerde yoğun bir şekilde bilgi verme özelliği taşısa da hemen ardından gelen çarpıcı örneklerle sürükleyicilik kazanıyor.
bölümler bir sonrakilere göndermeler yapsa dahi yine de istediğiniz, merak ettiğiniz kısımdan başlayarak okuyabileceğiniz şekilde yazılmış.
pembe dizilerde travma sonrası uyanan kahraman ‘neredeyim, ben kimim ‘, der ya -bununla ilgili bir bölüm de var elbet- kitabı bitirdikten sonra ‘ben kimim ’, ‘beynim kim’ sorularını da sormak mümkün.
bu kitabı edinip ara ara okumalıyız; ne de olsa orada yazılanları da zamanla zihnimizde değiştirip başkalarına bu şekilde anlatma potansiyelimiz olduğundan :)
yazarın çok renkli sitesi
dr. dean burnett, cardiff üniversitesi psikolojik tıp ve klinik sinirbilim enstitüsü’nde danışman ve öğretim üyesi olarak çalışıyor,stand up show da yapıyor.
beyin gibi şaşırtıcı bir malzemeyi anlaşılır bir dille kitap olarak hazırlamamak ya da sunup insanlara anlatmamak her hâlde çok büyük bir kayıp olurdu.

jölemsi pembe renkli bir organın kıvrımlarında yolculuğa çıkıyoruz bu kitapla.
sayısız vakayla karşılaşıp her birine hayret etsek de acaba ben de mi böyleyim, böyle davranıyorum (ya da böyle kandırılıyorum) sorularını sormanıza sebep oluyor okuduklarınız.
günlük hayatta aklımıza gelenler de var :
çok doyduğumuz halde nasıl oluyor da tatlıya yer ayırabildiğimiz,
araba ya da deniz tutması nasıl meydana geldiği,
uykunun gizemi,
unutma, hatırlamanın nasıl gerçekleştiği,
anılarımızı nasıl çarpıttığımız,
bunun gibi onlarca soruya bilimin vermiş olduğu yanıtları yazar, bazen vakalar üzerinden bazen de kendi deneyimlerinden yararlanarak esprili ve akıcı bir dille aktarır.
daha az zeki insanların kendilerine daha fazla güvenmesi olgusunun aslında bilimsel bir adı da var: dunning-kruger etkisi. bu isim cornell üniversitesi’nden david dunning ve justin kruger’dan geliyor; limon suyunun görünmez mürekkep olduğunu düşünüp kameralarda görünmeyeceğine inanarak yüzüne limon suyu süren ve banka soyan kişi hakkındaki raporlardan ilham alarak konuyu inceleyen araştırmacılardır
korkunun, komple teorilerinin beynimizde nasıl anlamlandırıldığını, tuhaf inançların nasıl yerleştiğini yine aptal beyinde bulabiliyoruz.

kitap bazı yerlerde yoğun bir şekilde bilgi verme özelliği taşısa da hemen ardından gelen çarpıcı örneklerle sürükleyicilik kazanıyor.
bölümler bir sonrakilere göndermeler yapsa dahi yine de istediğiniz, merak ettiğiniz kısımdan başlayarak okuyabileceğiniz şekilde yazılmış.
pembe dizilerde travma sonrası uyanan kahraman ‘neredeyim, ben kimim ‘, der ya -bununla ilgili bir bölüm de var elbet- kitabı bitirdikten sonra ‘ben kimim ’, ‘beynim kim’ sorularını da sormak mümkün.
bu kitabı edinip ara ara okumalıyız; ne de olsa orada yazılanları da zamanla zihnimizde değiştirip başkalarına bu şekilde anlatma potansiyelimiz olduğundan :)
yazarın çok renkli sitesi
devamını gör...
çevir kazı yanmasın
konuşmasında 180° dönen insanlar için kullanılan tabir.
"'kırdığın potu anlar anlamaz, sözünü kimseye dokunmayacak bir biçime çevirmek istiyorsun' anlamında söylenir."
"'kırdığın potu anlar anlamaz, sözünü kimseye dokunmayacak bir biçime çevirmek istiyorsun' anlamında söylenir."
devamını gör...
eş cinsellik
eşcinsellik bir tercih değildir. yönelimdir. hastalık değildir, tıp literatüründe hastalık kategorisinden çıkartılalı çok uzun yıllar olmuştur.
devamını gör...
anlam verilemeyen insan davranışları
bir konu hakkında ne düşündüğün sorulduğunda ya da tavsiyede bulunman istendiğinde, karşı tarafın duymak istediğinden farklı bir söylemde bulunduğun için ciddiye alınmaman.
devamını gör...
ümmi
arapça kelam; şiir, resim ve herhangi bir el becerisi (ustalığı) alanında bilgisi olmayan. "annesinden doğduğu gibi"
devamını gör...
emekli koca sendromu
erkeğin emekliliğinden sonra evde daha çok vakit geçirmesi ile kadınlarda yaşanan psikolojik kökenli rahatsızlıktır.
her kültürde farklı etkilerle yaşansa da japonlara ait bir hastalık olarak bilinir. öyle ki eşi emekli olan yaşlı japon kadınların büyük bir kısmında döküntü, astım, ülser, yüksek tansiyon gibi fizyolojik rahatsızlıklara da sebep olur.
temel sebep olarak eşinin tüm gün işte olması ile evinde kendisine özel bir hayat kuran japon kadın, eşi emekli olduktan sonra strese girmektedir. japonyada söz konusu fizyolojik şikayetler ile gelen kadınlara doktorların ilk sorduğu soru eşinin yakında emekli olup olmadığıdır.
bilgi için kaynak
her kültürde farklı etkilerle yaşansa da japonlara ait bir hastalık olarak bilinir. öyle ki eşi emekli olan yaşlı japon kadınların büyük bir kısmında döküntü, astım, ülser, yüksek tansiyon gibi fizyolojik rahatsızlıklara da sebep olur.
temel sebep olarak eşinin tüm gün işte olması ile evinde kendisine özel bir hayat kuran japon kadın, eşi emekli olduktan sonra strese girmektedir. japonyada söz konusu fizyolojik şikayetler ile gelen kadınlara doktorların ilk sorduğu soru eşinin yakında emekli olup olmadığıdır.
bilgi için kaynak
devamını gör...
mum
aynı zamanda bu şarkılar adam olmaz albümünden, hoş bir bülent ortaçgil şarkısı.
sen içimdeki küçük mum
hala sönmedin yanıyor musun?
....................
yalnız anlarımda
ümitsiz zamanlarda
şarkı oldun bana
....................
sen içimdeki küçük mum
hala sönmedin yanıyor musun?
....................
yalnız anlarımda
ümitsiz zamanlarda
şarkı oldun bana
....................
devamını gör...
büyük suriyeli mitingi
keşke bu miting icin bir olma ve direnme cabanizi kendi ülkenizde dusmaniniza karşı yapsaydiniz...
devamını gör...
çekiç örs üzengi
kulağımızın , orta kulak bölümünde bulunur. vücudumuzun en küçük kemikleridir . işitme rolleri vardır.
devamını gör...
merhaba
biri size bu sözü söylediğinde, siz de bir robotla muhatap olmadığınızdan nezaketen de olsa karşılık verirsiniz.
yani sövmüyorum da. bir merhaba yahu! madem karşılık vermeyeceksin kapat o mesaj kutusunu değil mi?
t: bir sosyal mecrada kullandığım fakat karşılık alamadığım selamlaşma ifadesi.
yani sövmüyorum da. bir merhaba yahu! madem karşılık vermeyeceksin kapat o mesaj kutusunu değil mi?
t: bir sosyal mecrada kullandığım fakat karşılık alamadığım selamlaşma ifadesi.
devamını gör...
kadınların seks yapmayı bir ödül olarak kullanması
sizler kendinizi "evcil hayvanlar olarak mı tanımlıyorsunuz?" diye düşündürten başlık. neyin ödülü bu? hadi kadınlar konusunda fikir beyan ederken özenli davranmanızı geçtim, kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz? sizler birey değil misiniz, hiç mi iradeniz yok böyle bir durumu olağan karşılıyorsunuz? ne yapıyorsunuz; pati falan da veriyor musunuz hanım istediğinde? * bir de kadınların bedenini metalaştırması, kendisini sunmasıyla ilgili girdiler gördüm çok üzücü. hiçbir kadının size bedenini bir lütuf olarak sunduğu yok, şunu bir anlayın. bir insan bunu kullandıysa şahsını ilgilendiren bir durumdur; bunu homeseksüel bir erkek de yapabilir.
bilemiyorum arkadaşlar bir kere evcil olmadığınız konusunda bir anlaşalım, böyle başlıklarda kadınları aşağılamaya çalıştığınız için tamlanan kısmı karşılıyor gibisiniz...
nasıl iletişimler içindesiniz yahu?! duygusal ya da değil her türlü birlikteliğin güven ilişkisi içinde karşılıklı istek ve rıza ile doğal akıştı gerçekleşmesi gerekmiyor mu? normal ve sağlıklı, aklı başında bireylerde süreç böyle oluyor, olmalı. neyin ödülü, neyin hesabı, nasıl yani kullanmak nedir, inanın algılayamıyorum?!
en fazla erkeklerin seks için aşık taklidi yapması grubundaki erkeklerin başına gelebilecek durumdur. bu da karşılıklı al birini vur ötekine insanları arasındaki ilişkiyi ifade ettiği için yine tabii ki de cinsiyetler dışında insani olarak yorumlanmalı, bence direkt bizleri ilgilendirmemeli.
çarpık düşüncelerinizi doğruymuş gibi bir cinsiyetle bağdaştıramazsınız. verdiğim gbkz'da çok iğrenç bir ifadedir. sadece iğneleyici olmak adına kullandım. yoksa insanların kendi karakterlerine özgü doğru ve yanlışlarını direkt cinsiyet bazında değerlendirmek nereden baksanız ahmakça.
fikrinizin nezdimde gram önemi yok da hemcinslerime karşı sorumluluk hissediyorum...
edit: 0-140 iq bandında herkesin anlayacağı şekilde uzun uzun açıkladım. insanları bilgilendirmeyi ve eğitmeyi severim. roman okumak istemeyenler twittera gitsin ya da işbu entry direkt geçebilir. çünkü keyfim ve kahyası ile bu siteye milyon satırlık entryler yazmaya geldik, bazı romanlar yazılacak arkadaşlar. en ilkel yanınız anlayana kadar sizleri eğitmek boynumuzun borcu. yoksa yine gidip bir kadına rıstım oluyorsunuz, lütfen biraz çaba gösterin vallahi insan olmak çoksel.
bilemiyorum arkadaşlar bir kere evcil olmadığınız konusunda bir anlaşalım, böyle başlıklarda kadınları aşağılamaya çalıştığınız için tamlanan kısmı karşılıyor gibisiniz...
nasıl iletişimler içindesiniz yahu?! duygusal ya da değil her türlü birlikteliğin güven ilişkisi içinde karşılıklı istek ve rıza ile doğal akıştı gerçekleşmesi gerekmiyor mu? normal ve sağlıklı, aklı başında bireylerde süreç böyle oluyor, olmalı. neyin ödülü, neyin hesabı, nasıl yani kullanmak nedir, inanın algılayamıyorum?!
en fazla erkeklerin seks için aşık taklidi yapması grubundaki erkeklerin başına gelebilecek durumdur. bu da karşılıklı al birini vur ötekine insanları arasındaki ilişkiyi ifade ettiği için yine tabii ki de cinsiyetler dışında insani olarak yorumlanmalı, bence direkt bizleri ilgilendirmemeli.
çarpık düşüncelerinizi doğruymuş gibi bir cinsiyetle bağdaştıramazsınız. verdiğim gbkz'da çok iğrenç bir ifadedir. sadece iğneleyici olmak adına kullandım. yoksa insanların kendi karakterlerine özgü doğru ve yanlışlarını direkt cinsiyet bazında değerlendirmek nereden baksanız ahmakça.
fikrinizin nezdimde gram önemi yok da hemcinslerime karşı sorumluluk hissediyorum...
edit: 0-140 iq bandında herkesin anlayacağı şekilde uzun uzun açıkladım. insanları bilgilendirmeyi ve eğitmeyi severim. roman okumak istemeyenler twittera gitsin ya da işbu entry direkt geçebilir. çünkü keyfim ve kahyası ile bu siteye milyon satırlık entryler yazmaya geldik, bazı romanlar yazılacak arkadaşlar. en ilkel yanınız anlayana kadar sizleri eğitmek boynumuzun borcu. yoksa yine gidip bir kadına rıstım oluyorsunuz, lütfen biraz çaba gösterin vallahi insan olmak çoksel.
devamını gör...
fidel castro
abd'nin pis işlerini çevirmek için işgal ettiği ülkesi küba'yı bir amerikan virüsü olan emperyalizmden temizlemeye uğraşmış devrimci lider. tüm bu çabalarında kılavuz olarak atatürk'ün nutuk kitabına başvurmuştur.
devamını gör...
kitaplıkta bulunması gereken kitaplar
nutuk - mustafa kemal atatürk
devamını gör...
türk dizilerinin olmazsa olmazları
zengin çocuk fakir kıza aşık olur. kız biz ayrı dünyaların insanıyız edebiyatı yapar . çocuğun ailesi kızı aşağılar , hor görür , soyadımıza layık değil derler . ve mutlu son evlenirler .
devamını gör...
sigmund freud'un en güzel sözü
purosuna yaprak oldugumun freud’u
der ki;
“aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değildir.''
meali; ömür biter “o” acı bitmez.
der ki;
“aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değildir.''
meali; ömür biter “o” acı bitmez.
devamını gör...
liselerde sınıfta kalmanın kaldırılması
vatana ihanettir. eğitimde acımasız olunmak zorundadır. çocuk liseden bileğinin hakkıyla mezun olmalı olamıyorsa başka yerlere yönlendirilmelidir. üniversite mevzunuzusuna hiç girmeyeceğim hoş zaten kime anlatıyorum.
devamını gör...