neredeyse fahişelere onur madalyası verecek insanlar bulunduran başlıktır. kimse ciddi ciddi açıklayamamıştır. vallahi komik. her neyse durum şudur;

insanlar, yaptıkları işlere, takındıkları tavırlara, sosyal statülerine göre " nadirlik" sıfatı baz alınarak değer kazanırlar. bir insan " özel " - " farklı" olabilme kapasitesine göre saygı ve sevgi görür. aynı zamanda kişinin " bilinemez" olması da yine cezbedicidir.

fahişelik bir kadının bedenini bir erkeğe para karşılığında kullandırtmasıdır. yani bir peçete gibi. bunun üstüne birde kenara atılmasıdır. açıkça aşağılanma karşılığında para alınmasıdır. aynı zamanda bu kadına onlarca erkek aynı şeyi yapmaktadır. dolayısı ile;

-özel olma, onurlu olma, önemsenmek, gizemlilik gibi karamlar yok edilmiş durumda. cansız bir varlığa dönüşüm söz konusu. bir insanın bir eşyaya dönüşmesi burada bam teli oluyor. üstüne bu eşyayı herkes kullanıyor.

peki fahişeliğin içine sadece bunlar mı giriyor. hayır dostlar. şu hususlarda fahişeliktir.

-cinsel anlamda kullanılmak amaçlı fotoğraflarını, videolarını yayınlayıp para elde etmek veya bu yolda destek sağlayacak insanları kendine çekmek.
-cinselliğini kullanarak statü elde etmek. buna evet evlilikte giriyor. yani siz sadece maddi güç olarak birisi ile evlenirseniz bu sizi de bu konuma sokar. toplumdaki çoğu insan sizi böyle görecektir.

şimdi bunlara bazı örnekler verelim. örneğin şu bile bir fahişeliktir;

-meme dekoltesi ile twitchte izleyici toplayıp üstüne bağış almak. günümüzün en büyük fahişelik örneklerindendir.
- influencerlık yapan kadınların büyük kısmı böyledir. cinsellik ile ilgi çekip daha sonra bir mal pazarlamaya çalışırlar.

fahişelik, her şeyin olduğu gibi sanal ortamda evrimleşmiş durumdadır.

onlyfans - memberme gibi sitelere artık bir çok kız üye olarak kendini pazarlamaktadır.
devamını gör...

ruhen güçlü insandır. üstelik donanımlıdır. bilmese bile öğrenir, öyle yapar işini. bayılıyorum böyle insanlara..
sürekli birilerinden bir şey uman, faydalanmaya çalışan insan topluluğu içinde ay parçası gibi gözüme ışıl ışıl geliyorlar. ne güzel insanlardır bunlar. ne aziz ne fevkalade kişilerdir.
evdeki insancıklara kendi bardağını, makineye koymayı öğretemiyoruz yahu..
selam olsun bu insanlara. evdekine değil, kendi işini kendi yapanlara..
devamını gör...

akplilerin resmi bıyığıdır. garip ama kim de görsem arama mesafe koyuyorum.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

unutmayınız ki;kadın üreten bir varlıktır. tek programlı değildir. mantı da yapar. edebiyattan da anlar. araba da sürer. örgü de örer. yaprak da sarar. para da kazanır.
sizin saçma kıyaslamalarınızı da başınıza çalar.
devamını gör...

(bkz: başlıklarını engelle butonu)
devamını gör...

ego mastürbasyonu yapan bir ik ve müdür ile görüşmem.
bir işe başvurduğumuzda elbette olumsuz da olabileceğini biliyoruz. hatta, olma olasılığının daha az olacağını düşünüp, yine de başvuruyoruz. çünkü, işsizliğin allah belasını versin.
iki üniversite mezunuyum. bir süredir, suçlusu olarak kendimi de gördüğüm işsizlik yaşıyorum. suçum, süreci iyi yönetememek.
bir süre önce de bir hayli kurumsal olan bir firmaya, kendi eğitimden daha düşük eğitimlilerin dahi başvurup, çalışabildiği bir pozisyona başvurdum.
anında görüşmeye çağrıldım. belki de bu salak niye buna başvurdu, bi görelim tipini dediler. tipten de salak görünüyor mu acaba diye merak ettiler belkide.
ilk görüşmemi ik tek başına yaptı ve belli bir sonuç bildirmese de görüşme olumlu görünüyordu.
bir süre sonra müdürün görüşmek istediğini söyleyip, ikinci mülakata çağırdılar.
o görüşmede genel olarak olumlu görünüyordu. tabii bunlar benim varsayımım. ama az çok belli olur ya hani, oldu yani.
hatta o görüşme sonucunda müdüre hanım bir sonraki görüşmemiz resmi bir görüşme olacak dedi. o ne demekse artık.
ben onu işe alım görüşmesi olarak anladım ki bence herkes de öyle anlardı.
tabii ki yine de olmama ihtimalinin farkında ve bilincindeyim.
bugün için tekrar görüşmeye çağrıldım ve gittim tabii.
bu üçüncü görüşme olacağı için ve olumsuz olsa niye bana vakit ayırsın, en iyi ihtimalle arayıp olmadı derler diye düşündüğüm için, bunun işe alım görüşmesi olacağını yüksek ihtimal varsayarak gittim.
bu sefer hem müdü2r hanım hem ik oradaydı.
orada dediysem, beni randevu verdikleri saatten 1 saat fazla beklettikleri görüşme!
yine de moral bozmadım. çünkü sonuçta iş!
beni daha önce ayrı ayrı mülakat yapan kişiler bu sefer de beraber beni tekrar dinlemek istediler! kendimi anlattım. ben kendimi gayet güzel izah edebilen birisi olarak, yine onların karşısında ezilip, bükülmeden, kendimi özguvenli bir şekilde izah ettim. onlar konuşurken her şeye peki demek yerine, ben de onlara sorular sorup, izahat bekledip. tabii ki çok saygılı ve profesyonel bir şekilde yaptım bunu. çünkü 3. görüşme artık benim de bunları konuşma hakkım vardı.
ben bu şekilde konuştukça müdüre hanımın surat ifadesi değişti. evet maskeden bile belli olacak bir değişim.
bu arada bana olumlu hiçbir şey söylemiyorlar. sürekli köşeye sıkıştırma çabası var belli. biliyorum onların işi bu. bu bi test. ama o testte kendini dik tutup, aynı şekilde kendisini izah eden birisinin varlığı neden rahatsız ediyor peki? amaç ne?
en son dayanamayan müdüre bana "senin özgüveninden korktum" dedi.
bu ne şimdi?
o pası da kendimce gole çevirdim.
bu sefer de "cesaretin korkutucu" dedi.
biz nerdeyiz? ne oluyor yahu?
bende kayış koptu kopacak ama sakin oldum yine de.
daha ufak tefek bir sürü şey.
en sonunda "(bkz: sizi ileride değerlendireceğiz) dedi.
yuh yani. bu nedir?
ben de sizi bekliycem öyle mi?
salon kadını çizgimden kaymamak için, konuşmayı sonlandırıp çıktım.
bu nasıl bir iş yapış? bu mudur bu işin aslı?
karşınızdaki de insan yahu. zorlamak ayrı, bu ayrı bir şey.
bugün sayemde rahatlamışlardır umarım. mutlu geçmiştir günleri.
devamını gör...

zorunlu askerlik hizmetinde sıklıkla denk geleceğiniz tahammülü zor tip. tabip yüzbaşı bu tanıyı koyunca tertip emri çıkar ve eleman farklı birliğe gönderilir.
devamını gör...

çocukluk dönemimden fanatik bir galatasaray taraftarıydım, lise dönemimin sonuna kadar da devam etti. sonrasında bu sevdam azalarak bitti. denk gelmediğim müddetçe oturup maç bile izlemem.tek kötü alışkanlığım ''beyaz futbol'' izlemek, zaten bu program futbol ile alakasız, sadece goygoy üzerine yapılıyor. bir haftadır her yerde bu maç ile ilgili bilgiler görüyordum fakat dikkatlice okumadım-izlemedim. zihnimde önemli iki bilgi kalmış; biri maç tarihinin 6 şubat olduğu bir diğeri ise mesut'un oynayacağı haberi. dün gece gördüğüm bir rüya ile ''6 kasım'' tarihinin benim için bir travma olduğunu fark ettim. o talihsiz maçı ağlayarak izlemiştim, çok üzülmüştüm hatta ertesi gün okula gitmemiştim. sonradan unutmuştum yani bugün biri bana ''galatasarayın hayatında bıraktığı kötü anılar nedir'' diye sorsa ''arda'yı çok seviyordum ve bir formamın arkasında arda yazıyordu'' der, utanç içerisinde kafamı öne eğerdim.
dün gece skandal bir rüya gördüm. televizyonda gs:6 karşı takım:1 yazıyordu, sevinçle çığlık atıyordum. ohhh be tarih ''6 şubat'' olmasına rağmen ''kasım'' gibi olmadı, biz öndeyiz diyerek kahkaha atıyordum, '' eee mesut musunuz'' diye kendi kendime saçma cümleler kuruyordum. içeriden gelen kardeşim ''abla bu maç başakşehir ile oynanıyor, bugün ayın 5'i' diyordu, çok fazla üzülüyordum. bir takım iki gün arka arkaya nasıl büyük maça çıkar diye söylenirken; kardeşim, ''pandemi sebebiyle'' sıkıştırılmış program diyordu.
bugün maçı izlemek sanırım farz oldu ve umarım galatasaray kazanır, ameno.
devamını gör...

gördüğümde şaşırdım. benden habersiz bana neler olmuş dedim. unvanın yanında kazara yetki falan vermemişsinizdir diye umuyorum. kendi adıma konuşayım, yetki sapıtması var bende. yetki görünce dayanamıyor şımardıkça şımarıyorum. sırf bu yüzden yetkim var mı diye sağı solu test etmeye çekiniyor, kendimi kendi halinde bırakıyorum.
devamını gör...

şimdi keşke meyhanesinde
ince bir sofra kurarız
kadehin dudağa değdiği yerde
geçmiş günleri ararız

bir ihtimal daha var diyen
sisli şarkılar çalarız
mehtabın denize düştüğü yerde
buluşur yine ağlarız


kavuşmak ihtimali *
devamını gör...

ezginin iç sıkıntıları kusura bakmasın, hasret gültekin varken hasret gültekin'den dinlenir.

devamını gör...

köpek balıkları gizli tarikat kurup alttan alttan çalışıyolar,siyasi parti kurmamış olmaları tehlikeli olmadıklarını göstermez kardeşim. iyi araştırın beni yalçın küçüğe bağlamayın burda sjsjsjsjsjjsj.
devamını gör...

mustafa kemal bu coğrafyanın yetiştirdiği en önemli değerlerden birisidir. saygıyı ziyadesi ile hak eder.

misal kemalist olmayan zatı alimin saygı duyduğu insanlar listesinin başını çeker.

içinde bulunduğu koşulları, yapmaya çalıştıklarını analiz ettiğimde gördüğüm şey mevcut donanım ve karakterimle, onun yaptıklarının, cesaret ettiklerinin yanına yaklaşamayacak olmamdır. evvela ona saygı duymamak kişinin kendinden bihaber olması demektir.

mustafa kemale saygı duymamak kanaatimce boş özgüvendir. bir şeyleri ispatlama çabasıdır. buna egosal tiripte diyebiliriz. ha sevmek zorunda değilsiniz. bu işin başka boyutu.

yazar arkadaşın söylediklerine gelince, o konuda kendisine hak veriyorum. mustafa kemal bugünün türkiyesinde, sevenleri tarafından dahi en az anlaşılan liderdir.

misal 12 eylül faşist askeri cuntasının ortaya koyduğu atatürkçülük kavramının peşine takılıp gitmişlerdir. böylece kemalizm tabirini bile farklı algılamaya başlamışlardır. chf kurultaylarına, konuşmalarına, kadro hareketine vs şimdi giremeyeceğim ( zira ufaklıkla oyun oynamam lazım. babalık vazifeleri her şeyin önünde) ama yanılgılar silsilesine en güzel örnektir.

ez cümle; bu topraklarda mustafa kemal'in abartılmasına gerek yoktur. asıl mesele sevenleri tarafından bile hakkının verilmemesidir.

hakkını veriniz yeter.

ek not: bir yazar arkadaş, başka bir siyasî liderden dem vurmuş. yapmayın etmeyin. mustafa kemal bu kıyaslara sokulmaz. o farklı bir tarihi şahsiyet. değerine halel getirirsiniz.
devamını gör...

bir insanın itle, köpekle takılıyor olması it olan kimsenin şiddetini haklı çıkarmaz. bir insanın istediği kadar karakteri ve eylemleri kötü olsun, bu sırf onunla birlikte olduğu için şiddet gören bir kadının durumunu hafifletmez. bu zaten kadına şiddettir, ondan önce insana şiddettir kötü bir adamla birlikte olunca kadına şiddet olmuyor mu? o adamın bunu yapma ihtimalinin bulunması, eylemini aklıyor mu? yani toplumda statü sahibi, herkesçe it olmadığı tescilli bir adamın attığı tokatla it olan adamın attığı tokat bir değil mi? kimse kusura bakmasın insana, kadına şiddetin bir mazereti yok, olamaz. "itle köpekle takılıp dayağı yiyince kadına şiddet demek" ne anlama geliyor bu ifade? şiddeti normalleştiriyor apaçık. normal şiddet diye bir şey yok ama. elbette insan bu kadar tehlikeli bir dünyada vakit geçirdiği insanları gözden geçirmeli, seçici davranmalı. ama sırf bunu yapmadı diye mi o dayağı hak ediyor? bu, cevap beklediğim bir soru değil.
devamını gör...

ben de annemin ipini alıp kaçan cokcok'u hangi başlığa atsam diye düşünüyordum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
güzel olmuş bu başlık.
sevdim.
zorlanmayız artık direk buraya atarız.
hahah çok güldüm ya çok yaşayın emi. *
devamını gör...

-venüs güneş'e en yakın gezegen olmasa da, hala en sıcak gezegendir. sera gazı karbondioksit ve sülfürik asitten oluşan bulutlarla dolu kalın bir atmosfere sahiptir. atmosfer ısıyı hapseder ve venüs'ü sıcak tutar. yüzey sıcaklığı 465 santigrat derecedir.

-dünya ile neredeyse aynı boyuttadır. dünya biraz daha büyük.

-venüs olağandışıdır, çünkü dünya'nın ve diğer birçok gezegenin zıt yönünde döner. ve dönüşü çok yavaştır.

-venüs'te bir gün 243 dünya günü sürer, güneş batıdan doğar ve doğudan batar. bir yılı ise 225 dünya günü sürer. yani gezegende bir gün bir yıldan daha uzun.

-uydusu ve halkası yok. manyetik alanı zayıftır.

kendisini güneş sisteminin en tuhaf ve ilginç gezegeni ilan ediyorum.
devamını gör...

ölmüşüz de hani arkamızdan ağlayanımız yok gibi...
devamını gör...

belki biliyorda seninle muhabbet etmek istemiyordur. kişiler arasındaki enerji sohbetin gidişatını yönlendiriyor. öyle bir zaman geliyor ki muhabbet kuşu olmana rağmen ilerletemiyorsun konuşmayı,takılıp kalıyorsun yerinde. kimiyle iki kelimeyi bir araya getiremezken kimisiyle de konuştukça daha da açılıyorsun. konu açma isteğin karşındaki kişiye göre şekilleniyor.
devamını gör...

yeni alınan kitap kokusu gibisi yok
devamını gör...

30 yaşından sonra anladığım gerçek. böyle vıcık vıcık sevgi gösterileri ortamdan kaçma isteği uyandırıyor bende. insan sevdiğini, verdiği değeri gün içerisindeki hareketleriyle göstermeli ve en azından kendi düşünceme göre böylesi yeterli.

hele dizilerde uzun uzun izletilen romantik sahnelerde içim bayılıyor, televizyona kafa atasım geliyor resmen.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim