günümüz türkiye'sinin tartışması gereken bir sorunsal.

bence devlet halk için varken bazılarına göre halk devlet için vardır denilmekte peki ama neden

ben tek kişi doğa da istediğim gibi yaşayabilirim evet yaşarım. devlet ise ben,sen,siz,onlar,bunlar ve şunlar olmasa yaşayabilir mi hayır. hayır devlet ben olmadan yaşayamaz o yüzden devlet halk için vardır diyorum , 'sen sus vatan haini!' diyorlar . e ama ben olmasam benim vergim olmasa senin vergin olmasa devlet nasıl ayakta dursun diyorum , ' şükür bizim allahımız var' diyorlar.

ben bir insanım ve düşüncelerim var bir kitap yazmalıyım . kitabımı yazdım aa devlet vergi kesmiş, olsun!
ben bir insanım ve yeteneklerim var bir müzik yapmalıyım. müziğimi yaptım aa devlet vergi kesmiş, olsun!
ben bir insanım ve özgürce yaşamak istiyorum özgürce gezmek istiyorum . özgürce yaşayamadım ve özgürce gezemedim ama neden vergi den dolayı araba alamamış yine vergi den dolayı bir bilet alamamışım...
ben bir insanım ve özgürce düşüncelerimi beyan etmek istiyorum. yapamadım çünkü dönemin hükümeti ile ters düştüğüm için içerdeyim!

devleti besleyen, büyüten ve geliştiren halktır. halk olmazsa o devlet yok olur, halk olmazsa o devlet yerin dibine girer!

(bkz: devlet halk için vardır)
devamını gör...

halihazırda istikrarlı bir şekilde öğrenmekte olduğum bir dil. ancak ülkemizde özellikle ilk okuldan başlayıp eğitim hayatımız içerisinde belli bir eğitim seviyesine kadar çok yanlış bir şekilde öğretilmeye çalışılmaktadır. bakın öğretiliyor demiyorum, öğretilmeye çalışılıyor diyorum. çünkü ilk okuldan başlayıp belli bir seviyeye kadar bize öğretilmeye çalışılan bu dil sadece grammer üzerine kurulu ayrıca her sınıf atladığımızda aynı konular tekrar tekrar bizim önümüze sunulmakta. bundan dolayı öğretilen grammer konularını bile öğrenemiyoruz. örneğin ilk okul 4.sınıfta alfabe öğretiliyor öğrendik, bu konu ile alakalı pratiklerimiz de tam ancak bir sonraki yıl yani 5.sınıfta tekrar alfabeden başlanıyor ve bu süreç hem öğrenci için hem de öğretmen için çekilmez sancılı bir süreç olmaktan ileriye gitmiyor. ayrıca öğrenci bu dersten veya bu dersin hocasından hazetmemeye başlıyor. sonuç böyle olunca bu dili öğrenmek de bir hayli zor oluyor. kısacası bir dili öğrenmek için onu sancılı bir süreç içerisine hapsedip sanki dünyanın en zor şeyi gibi karşınızdaki insana sunma zahmetine girdiğiniz zaman bu sadece karşıdaki kişi açısından değil onunla beraber gelen tüm sistemi alt üst etmekten öteye gitmiyor. bu yüzden öncelikle şuna bakmak gerek bir şeyi öğreniyor veya öğretmeye çalışıyorsanız öncelikle o şeyi karşıdaki kişiye nasıl sevdirmeliyim diye düşünmelisiniz. çünkü her şey isteyerek ve severek inşa edilir. bunu sağlam bir binanın temellerini atmak gibi de düşünebilirsiniz. belki de bu şekilde bir sistem içerisinde bizlere ilk okuldan bu yana dil eğitimi verilmiş olsaydı şu an ana dilimiz gibi olmasa da temel seviyede de olsa kendimizi ifade edebiliyor olurduk.
devamını gör...

mutsuzluk demeyelim de canım acayip sıkılıyor ya yapacak bir şey de yok.
devamını gör...

konuşacak anlatacak çok şeyi olan insandır. hele bir de tatlı dille, yavaş yavaş göz teması kurarak anlatıyorsa var yaaa.. *.
devamını gör...

aylar oldu herhalde. açıkçası ben konuşmayı tercih ederim ama mesajlaşmanın da tadı başka tabi.
devamını gör...

zehra abla vardı bizim. üniversitede, 3. lisansını yapan biriydi. çok severdim, ablam yoktu, abla gibiydi.

üniversite 2. sınıfım o zamanlar. sessiz, ilaç kutusuyla dolaşan, uykusuz, her uykusuz insan gibi yorgun, her yorgun insan gibi de hayattan bezmişim. o gün de benim doğum günümdü. ders arasında kafamı sıraya koymuş uyuklarken amfiye biri girdi. sonra ayakucum yavaş yavaş aydınlandı.

o anı hiç unutmam. kafamı kaldırdığımda karanlıklar içerisinde bir yüz, o yüzün elinde minik bir pasta, üzerinde bir mum, "hancım iyi ki doğdun, iyi ki varsın!" diyip sırıtmakta. ne yapacağımı bilememiştim.

o gün doğum günümü sadece zehra abla kutlamıştı.
devamını gör...

klinikte, sinirleri bozuk olan hocamın dertlerini dinliyorum. evet anlıyorum hocam. haklısınız hocam. siz en iyisini hak ediyorsunuz hocam. tüm dertler sizde. diğerleri halt yemiş. hıh.
devamını gör...

maalesef global olduğu gibi ülkemizde de iyice örgütlenen bu yapının yöneticileri, uçan kaçan dişi sineğe yazılıp yazılıp, yazıldığı kişinin evli çıkması ya da reşit olmayacak yaşta çıkmasını bile önemsemeyerek çevrelerinde dolaşmaya devam edip, örgütlenerek kendisini bir şey zanneder.

maalesef ki, "elleri" yalnızlıktan nasır tutmuş bu bireyler, tüm sosyal mecralarda bu amaçta hareket ederek kendilerini devamlı halde rezil ederler. ancak çevresindeki "mutsuz" ve "umutsuz" kadınların pohpohlamaları sebebiyle kendilerini bir şey zannettikleri için, bu rezil olmalarının farkına varamazlar.

devamı pazartesi akşamı...
devamını gör...

günaydın sözlük,

ama öyle, çalışmakta olduğunuz şirkete yeni atanan perakende müdürünün, kendini ispat etmek üzere gün aşırı yaptığı baskıdan sonra, 'gelin bi'de şu baskıyı topluca hepinize yapayım' kafasıyla sabahın körüne toplantı koyması yetmezmiş gibi, koyulan toplantıya iştirak için teeee anasının çekmeköy'ünden bakırköy'e doğru uzanan, metrolu, marmaray'lı, güneş görmezli bir yolculukla güne başlamışsınız da; toplantı salonunda, kurabiye demeye bin şahit, plastik tabakların içinde, uykulu gözlerinize liseli bir aşık gibi bakan 'kurbiş'lerle kesişerek bir günün yarısını hiç etmişsiniz gibi* bir günaydın değil elbet...

böyle bol yeşillikli, zibilyon peynir çeşidi ile donatılmış, pişili, kavurmalı yumurtalı, gevrekli, nutellalı, hem kahvaltılık hem dost bakımından oldukça zengin bir masada en az 3 buçuk saat kahvaltı etmişsiniz gibi bir günaydın...

bu arada, bana bakın, yemediklerinizi domestic hıyar'ın kedilere vereceğiz, öyle 'vjjjjt' sesi gelene kadar tabağınızı sıyırmayın...
devamını gör...

trabzon'da, bir sinema filmi için gördüğüm en kalabalık seyirci ile merdivende izlemek zorunda kaldığım filmdir.
bir ay filmi konuşmuştuk okulda.
90lar güzel zamanlardı.
devamını gör...

vücuttaki sigara yanıkları ve morluklarını görmedi mi yani bu anne, senin gibi annenin de o lanet, vahşi herifin de kahrolmasını diliyorum. bu insanlarla aynı havayı soluyoruz.
devamını gör...

mel gibson'ın eski zamanlardaki yaşam şeklini gözümüzün içine soktuğu 2006 yapımı filmdir.iki kabilenin ormanda karşılaşması,kurban töreni,pumanın kovalaması ve benzeri sahneler seyirciyi germeyi başarmıştır.
tarihi gerçeklerle çelişen hatalar olsa da atmosferi itibariyle ilgi çekmiştir.
devamını gör...

absürt komedi gibi , alman faşizmi ve hitlerin her alman çocuğunun kafasında var oluşunu konu edinen bol göndermeli, vicdanlara sığmayan yakın yy'ın dev mesajlarının içerildiği geçtiğimiz yıl oscar adayı bir taika waititi filmi. bir uyarlama filmi olduğunu biliyorum fakat kitabı okumadım, bilmem. film güzeldi izlenir arkadaşlar (+).
ayrıca;
--! spoiler !--

katil uşak.

--! spoiler !--
devamını gör...

çok eski bir hint üflemeli çalgısı. anadolu kültüründeki zurna çalgısına benzer ama daha derin bir ses tonuna sahiptir.
devamını gör...

bir süre önce birçok arkadaşımla arama duvar örmemle başlayan süreçtir. ablamın beni zorla psikiyatriste götürmesiyle sonuçlanmıştır.
psikiyatristin söylediklerini aktarıyorum: kendine gayet iyi bir yol çizmişsin. bu ülkede çok herkesin destekleyeceği yollar değil tabi ki.*en son sen buraya neden geldin ki? diye sormuştu.
yani şov olsun diye veya zorunluluktan değil* tamamen tercihen asosyalim.
t. insanlar arasına karışmaktan hoşlanmayan yaşam tarzı.
devamını gör...

hocam aykut uç yiyo
devamını gör...

kendimce notlar alarak sıfırdan öğrenmeye başladığım zekaa oyunu. "zekaliyim ama okumayı seçmedim"*
uygulama bittikten sonra matrix 1 de neo nun bilgisayara bağlanıp 24 saat boyunca dövüş sanatları yüklenmesi gibi kalktığımda ben de "i know how to play chess" diyeceğim.*
devamını gör...

kaygı
devamını gör...

pire için yorgan yakmak demektir. beğenmiyorsanız engelleyin gitsin. neyin tatavası?
devamını gör...

burada gördüğümüz pek çok yazarın düşüncelerini dinlemek gayet güzel olacaktır, özellikle birkaç yazarı bekliyor olacağım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim