yemek yerken bir şeyler izleyen insan
dizi, animasyon, çizgi film ve belgeseller olarak sıralayabilirim. tek başıma yemek yediğim zamanlar içerisinde mutlaka bir şeyler açıp izlerim. izlemediğim zamanlar psikolojik olarak mutsuz oluyorum. kaç yaşına gelirsem geleyim eminim bu alışkanlığımdan kurtulamayacağım, ev halkına bile bu çileyi çektiriyorum ne diyebilirim ki. umarım sadece bana olmuyordur efenim.
devamını gör...
30 ocak 2021 ciner medya grubu ve pelikan grubu arasında savaş çıkması
bir kadın düşünün görmeniz ve duymanızla mideniz kalksın, yüzünüz ekşisin ve sonunu kapkara bir tiksinme alsın.. lağım medyasının tetikçisi olan bir ajan-provokatör kadını içeren yayında çıkan savaş.
devamını gör...
toplum baskısı
toplumun büyük bir çoğunluğunun özellikle kendinden farklı düşünen, farklı bakan, farklı gören, farklı duyan, farklı giyinen, farklı yaşayan bireyleri kendilerine uydurma çabasıdır.
neymiş inandıkları gibi yaşayacakmışız. arkadaşım neden inanmak istemiyorsunuz biz sizinle aynı memlekette yaşıyoruz diye sizin inancınıza inanmak zorunda mıyız? dönüp bir de saygı duy diyorlar? saygı duymadım da ne yaptım söyler misin bana? camine mi çöp attım? sana mı hakaret ettim? kıyafetine mi dil uzattım? 'ama şort giyiyorsun diyor, alkol alıyorsun diyor, dinin emirlerini yerine getirmiyorsun diyor'
hangi din? senin dinin yahu bu senin dinin benim inanmadığım ama saygı gösterdiğim ki aksi düşünülemez zaten. banane isteyen müslüman olur, isteyen hristiyan, isteyen deist, isteyen ataist beni bağlamaz.
bakın toplumda şuan çok ciddi bir ezemiyorum ezildim propagandası var. bir şekilde dizginleniyor ipin ucu bir kaçarsa sokakta bile rahat rahat dolaşamayacağız artık. hoş zaten pek dolaştığımız söylenemez. garip gurup bakışlar. işte o bakışlar toplum baskısı. kendileri gibi olmayışımı bir şekilde bana yansıtıyorlar.
yani ben neden size ayak uydurmak zorundayım anlamıyorum ki? hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz ve bir şekilde yıllarca uyumlu yaşadık. şimdi ne değişti? ne oldu da bu kadar tahammülsüz olduk birbirimize. he tabi bu tam aksi istimakettede yapıyor yapılmıyor mu? kadının başörtüsüne müdahale etme hakkını kendinde buluyor birileri. ya da adam sadece namaz kılıyor diye hakaret ediyor. neden yahu ne istiyorsunuz insanlardan? isteyen istediğine inansın istediği gibi yaşasın kime ne? nedir bu ahlak bekçiliği siz kendi ahlakınızı koruyun da kusur kalsın onun bunun yaşantısı.
yani çoğunluktan kastım sadece inanmayanlara yapılan baskılar değil ya da toplumdan aykırı davranan birine yapılan. her kesimin içinde malesef var kendi gibi olmayana nefret kusma ve saldırı geliştirme. eskiden böyle değildik biz bu kadar değildik. hem bir tahammülsüzlük artışı hem ayrıştırma çabasının mahsulleri bunlar. kimin yararına bu durum, kimin işine gelir böylesi bir ayrışma? bir durup düşünmek gerek. tabi eğer hala düşğnebiliyorsak?
saygılar...
neymiş inandıkları gibi yaşayacakmışız. arkadaşım neden inanmak istemiyorsunuz biz sizinle aynı memlekette yaşıyoruz diye sizin inancınıza inanmak zorunda mıyız? dönüp bir de saygı duy diyorlar? saygı duymadım da ne yaptım söyler misin bana? camine mi çöp attım? sana mı hakaret ettim? kıyafetine mi dil uzattım? 'ama şort giyiyorsun diyor, alkol alıyorsun diyor, dinin emirlerini yerine getirmiyorsun diyor'
hangi din? senin dinin yahu bu senin dinin benim inanmadığım ama saygı gösterdiğim ki aksi düşünülemez zaten. banane isteyen müslüman olur, isteyen hristiyan, isteyen deist, isteyen ataist beni bağlamaz.
bakın toplumda şuan çok ciddi bir ezemiyorum ezildim propagandası var. bir şekilde dizginleniyor ipin ucu bir kaçarsa sokakta bile rahat rahat dolaşamayacağız artık. hoş zaten pek dolaştığımız söylenemez. garip gurup bakışlar. işte o bakışlar toplum baskısı. kendileri gibi olmayışımı bir şekilde bana yansıtıyorlar.
yani ben neden size ayak uydurmak zorundayım anlamıyorum ki? hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz ve bir şekilde yıllarca uyumlu yaşadık. şimdi ne değişti? ne oldu da bu kadar tahammülsüz olduk birbirimize. he tabi bu tam aksi istimakettede yapıyor yapılmıyor mu? kadının başörtüsüne müdahale etme hakkını kendinde buluyor birileri. ya da adam sadece namaz kılıyor diye hakaret ediyor. neden yahu ne istiyorsunuz insanlardan? isteyen istediğine inansın istediği gibi yaşasın kime ne? nedir bu ahlak bekçiliği siz kendi ahlakınızı koruyun da kusur kalsın onun bunun yaşantısı.
yani çoğunluktan kastım sadece inanmayanlara yapılan baskılar değil ya da toplumdan aykırı davranan birine yapılan. her kesimin içinde malesef var kendi gibi olmayana nefret kusma ve saldırı geliştirme. eskiden böyle değildik biz bu kadar değildik. hem bir tahammülsüzlük artışı hem ayrıştırma çabasının mahsulleri bunlar. kimin yararına bu durum, kimin işine gelir böylesi bir ayrışma? bir durup düşünmek gerek. tabi eğer hala düşğnebiliyorsak?
saygılar...
devamını gör...
kaybedilmesi çok kötü olan şey
umut. umudu kaybettikten sonra geriye pek bir şey kalmaz doğrusu.
devamını gör...
iç döküşler
sevgili sözlükdaşlar,
karalama defterine alternatif bir başlık bulmanın mutluluğu içerisindeyim. o karalama defteri ne çekti bizden.. doldu doldu taştı. biraz da buraya dökelim o zaman..
günlerden cumartesi, aslında pek bir önemi yok günlerin benim için. tarihlerle de aram yoktur benim. bu yüzden sevdiğim insanların doğum günleri için hatırlatma kurarım telefona. yediğim zılgıtların etkisi büyüktür tabii..
ne zamandır bu umursamazlığın içindeyim ben. ne yazık ki kaçırdım orayı...
zihnimle alay ediyorum bazen pek keyifli. öyle dediğime de bakmayın, zoruma gidiyor aslında yerli yersiz sert vuruşlarım. sahip çıkıyorum hepsine, en sevmediğim özelliklerime bile. bu yüzden değişim çok rötarlı geliyor. gelincede diyor ki bu kadar kafa tutman ne haddine!
iki dakika içinde kendimi dibe çekebilirim. bu muazzam yetenek nereden geldi bana? cadılık mı var hamurumda?
ruhum kaotik bir zorbalığın içindeyse evden çıkamaz bedenim. sürüklemek gerekiyor beni. şöyle saçından tutup gel buraya denmeli. o zaman bile sorguluyorum neredeyim,nereye gidiyorum, bırak beni! halbuki gitmek ister hep. bu ne yaman çelişki.. pek nazlı değildir aslında sadece bilinmezlik iksiri ürpertir, titretir içini.. bu korkusu aynı zaman da umududur. o kadar absürt bir ilişki.
bilmediğin yollara savrulmalı aslında başka yerler keşfetmeli. insan başka türlü nasıl yaşar? dedim ki kendime çık dışarı gör evreni. hepsini göremezsin ama azıcık ucundan yeterli...
aldım.. verdim... ben seni yendim...
yenemedi.. şimdilik.
karalama defterine alternatif bir başlık bulmanın mutluluğu içerisindeyim. o karalama defteri ne çekti bizden.. doldu doldu taştı. biraz da buraya dökelim o zaman..
günlerden cumartesi, aslında pek bir önemi yok günlerin benim için. tarihlerle de aram yoktur benim. bu yüzden sevdiğim insanların doğum günleri için hatırlatma kurarım telefona. yediğim zılgıtların etkisi büyüktür tabii..
ne zamandır bu umursamazlığın içindeyim ben. ne yazık ki kaçırdım orayı...
zihnimle alay ediyorum bazen pek keyifli. öyle dediğime de bakmayın, zoruma gidiyor aslında yerli yersiz sert vuruşlarım. sahip çıkıyorum hepsine, en sevmediğim özelliklerime bile. bu yüzden değişim çok rötarlı geliyor. gelincede diyor ki bu kadar kafa tutman ne haddine!
iki dakika içinde kendimi dibe çekebilirim. bu muazzam yetenek nereden geldi bana? cadılık mı var hamurumda?
ruhum kaotik bir zorbalığın içindeyse evden çıkamaz bedenim. sürüklemek gerekiyor beni. şöyle saçından tutup gel buraya denmeli. o zaman bile sorguluyorum neredeyim,nereye gidiyorum, bırak beni! halbuki gitmek ister hep. bu ne yaman çelişki.. pek nazlı değildir aslında sadece bilinmezlik iksiri ürpertir, titretir içini.. bu korkusu aynı zaman da umududur. o kadar absürt bir ilişki.
bilmediğin yollara savrulmalı aslında başka yerler keşfetmeli. insan başka türlü nasıl yaşar? dedim ki kendime çık dışarı gör evreni. hepsini göremezsin ama azıcık ucundan yeterli...
aldım.. verdim... ben seni yendim...
yenemedi.. şimdilik.
devamını gör...
şemsi tebrizi
“düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?” sözünün sahibi iranlı şairdir.
devamını gör...
espri yaptığınız zaman ortamın bir süre sessizleşmesi
3 meslektaşımla birlikte mecburiyetten kurduğumuz bir telegram grubu var. her şey ama her şey konuşuluyor, en saçma sorunlar dile getiriliyor ama gel gelelim ben ne zaman hafiften esprili bir şey yazsam iki üç gün ses çıkmıyor gruptan.
yaa arkadaşım stand-up yapmıyorum size, derdimi esprili bir dille ifade ediyorum. hemen hepsi çevrimdışı oluyor, görüldüler atılıyor. bana gülerseniz kendinizi güldüren kızlardan hoşlandığınızı falan düşünmeyeceğim..
hayır mesele gülmeleri de değil. soruma cevap alamıyorum. üstelik kimseyi kıracak bir şey de söylemiyorum. sadece yazdığımın sonunda emoji olacak kadar minicik bir espri havasına bile tahammülleri yok.
ay çok sinirlendim.
yaa arkadaşım stand-up yapmıyorum size, derdimi esprili bir dille ifade ediyorum. hemen hepsi çevrimdışı oluyor, görüldüler atılıyor. bana gülerseniz kendinizi güldüren kızlardan hoşlandığınızı falan düşünmeyeceğim..
hayır mesele gülmeleri de değil. soruma cevap alamıyorum. üstelik kimseyi kıracak bir şey de söylemiyorum. sadece yazdığımın sonunda emoji olacak kadar minicik bir espri havasına bile tahammülleri yok.
ay çok sinirlendim.
devamını gör...
yalnızlık
cemil meriç'e göre yalnızlık yalnız kalamamaktır. yani asıl yalnızlık bir başına kalabilmek değildir, kalabalıklar arasında biçare kalmak, kimseler arasında kimsesiz kalmaktır. hani herkesten kaçsa bile kendinden kaçamamaktır.
devamını gör...
mansur yavaş'ın selam chat tweeti
başkanın twitch katılımcısı olduğunu müjdeleyen ve harika kurgulanmış tweetidir.
başkan mansur yavaş tweeti
başkan mansur yavaş tweeti
devamını gör...
cebimde kelimeler
bir yılmaz erdoğan gösterisidir.
yılmaz erdoğan’ın tek kişilik gösterisi olan cebimde kelimeler insanı gözünden yaş gelecek kadar güldürmez. zaten yılmaz erdoğan’ın yaptığı hiçbir işte böyle bir komedyenlik hedeflediğini de düşünmüyorum.
cem yılmaz’ın yıllarca “sadece güleceksiniz” deyip sonra ciddiye alınmak için tarz değiştirdiği gösterilerinin erken olgunlaşmış hali gibiydi cebimde kelimeler: daha az komik, daha ustalıkla hazırlanmış.
haklı ya da haksız, doğru ya da yanlış yılmaz erdoğan’ın her zaman bir derdi, bir düşüncesi ve bir duruşu olmuştur ve bu oyunda ve diğer bütün oyunlarında da bunu sergilemekten geri durmamıştır. bazen kendisine hak verilmiş bazen ise tepki gösterilmiştir ancak yılmaz erdoğan yine bildiğini okumaya devam etmiştir.
üniversite zamanında canlı izleme şansına eriştiğim bir oyundur bu. bilkent üniversitesindeki odeon’da izlemiştim oyunu ve bir yılmaz erdoğan gösterisini ankara’da izlemenin tadı yaşamadan anlaşılmaz.
bir kez daha izleme şansım olsa bir saniye bile düşünmezdim. eğer sizin de böyle bir şansınız olursa kesinlikle tereddüt etmeyin.
yılmaz erdoğan tiyatro sahnesine çok yakışan bir insandır.
yılmaz erdoğan’ın tek kişilik gösterisi olan cebimde kelimeler insanı gözünden yaş gelecek kadar güldürmez. zaten yılmaz erdoğan’ın yaptığı hiçbir işte böyle bir komedyenlik hedeflediğini de düşünmüyorum.
cem yılmaz’ın yıllarca “sadece güleceksiniz” deyip sonra ciddiye alınmak için tarz değiştirdiği gösterilerinin erken olgunlaşmış hali gibiydi cebimde kelimeler: daha az komik, daha ustalıkla hazırlanmış.
haklı ya da haksız, doğru ya da yanlış yılmaz erdoğan’ın her zaman bir derdi, bir düşüncesi ve bir duruşu olmuştur ve bu oyunda ve diğer bütün oyunlarında da bunu sergilemekten geri durmamıştır. bazen kendisine hak verilmiş bazen ise tepki gösterilmiştir ancak yılmaz erdoğan yine bildiğini okumaya devam etmiştir.
üniversite zamanında canlı izleme şansına eriştiğim bir oyundur bu. bilkent üniversitesindeki odeon’da izlemiştim oyunu ve bir yılmaz erdoğan gösterisini ankara’da izlemenin tadı yaşamadan anlaşılmaz.
bir kez daha izleme şansım olsa bir saniye bile düşünmezdim. eğer sizin de böyle bir şansınız olursa kesinlikle tereddüt etmeyin.
yılmaz erdoğan tiyatro sahnesine çok yakışan bir insandır.
devamını gör...
tercüman-ı ahval
şinasi ile agah efendi tarafından çıkarılan ilk özel gazetedir.
devamını gör...
çok canım sıkılıyor
canım çok sıkılıyor. çok can diye bir şey olduğunu sanmıyorum.
devamını gör...
normal sözlük’te kankacılık
benim hiç yok benide aranıza alın *
devamını gör...
the mask (kısa film)
filmin son sahnesinde halen gulen bir yüz vardı. yarın da o gulen yüz ile dışarı çıkıp mutsuz yüz ile döner diye bir umutsuzluk yerine insanın olduğu yerde her zaman umut vardır. diye düşünerek daha olumlu bir bakış açısı sergilemek istiyorum.
mesajın gayet açık ve net verildiği, okullarda çocuklara izletilebilecek güzel bir film.
mesajın gayet açık ve net verildiği, okullarda çocuklara izletilebilecek güzel bir film.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en gıcık huyları
ben de bir ıslık huyu var kendimi tutmaya çalışsam bile tutamıyorum.
babam, kardeşlerim, annem, eşim hatta bazen iş arkadaşlarım çalma diyorlar elimde değil farkında olmadan kendimi ıslık çalarken buluyorum.
galiba ben de bir sorun var kafamdaki deliyi böyle mi susturuyorum acaba.
gerçekten farkında olmadan çalıyorum özellikle o gün dilime dolanan bir şarkı olursa bittim demektir.
babam, kardeşlerim, annem, eşim hatta bazen iş arkadaşlarım çalma diyorlar elimde değil farkında olmadan kendimi ıslık çalarken buluyorum.
galiba ben de bir sorun var kafamdaki deliyi böyle mi susturuyorum acaba.
gerçekten farkında olmadan çalıyorum özellikle o gün dilime dolanan bir şarkı olursa bittim demektir.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
"ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim sana asla... çünkü aramızda dağlar denizler ve benim o kahrolası gururum var."
devamını gör...
yazarların olmak istediği şiir
bir şiir değil ancak,
bir alıntının içinde takılı kalıyorum.
diyor ki;
anlaşılmaz şeyleri,mucizeleri uzakta aramaya ne gerek var,
her gün gördüğümüz şeyler arasında öyle anlaşılmaz gariplikler var ki;
mucizeler oyuncak kalır onların yanında.
denemeler/syf:44
bir alıntının içinde takılı kalıyorum.
diyor ki;
anlaşılmaz şeyleri,mucizeleri uzakta aramaya ne gerek var,
her gün gördüğümüz şeyler arasında öyle anlaşılmaz gariplikler var ki;
mucizeler oyuncak kalır onların yanında.
denemeler/syf:44
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz.
devamını gör...
denize işemek
bu videoyu paylaşmak istediğim başlık:
devamını gör...