anın fotoğrafı

gecenin 3'ünde jüpiter'in jovian bulutunun dandik kırpılmış resimlerinde girdap var mı diye yapay zekaya yardım etsin diye fotoğraf sınıflandırıyorum bedavaya. oysa js ile dandik doodle jump oyunu yazacaktım. bu arada isteyen katılabiliyor gönüllü bir proje bilim için olum ne kadar vortexi düzgün sınıflandırırsak o kadar iyi*.
nasaya az yardım
devamını gör...
sözlükteki kan aranıyor duyuruları
umarım en kısa sürede aranan kan bulunur. yaşadığım şehirde sahibi olduğum kan grubunda ihtiyaç duyurusu olursa, seve seve veririm.
devamını gör...
okumadığımız kitaplar hakkında nasıl konuşuruz
haha şu kitabı benim dışında bilen birini görmek sevindirdi. muzip de bir adam bayard açıkçası ve söylediklerinde haklı. işi gereği yüzlerce kitap hakkında konuşması gerekiyor. her kitabı okuması gerekse ömrü yetmez insanın. bu yüzden alternatif yöntemler, giriş çıkışlar, genel yorumlar üzerinden akademik laf salatasının inceliklerini öğretiyor. ki bence önemli ve komik.
benzer durumu ben de yaşıyordum ancak zamanla öğreniyor insan. kıtasal kanonları öğrendikten sonra gerisi geliyor zaten. kıtasal kanonları öğrenmek de aşağı yukarı(doğru kitapları seçtiyseniz) bir 30 civarı kitapla mümkün. sonra birkaç da biyografi okursunuz anekdotlar için, tamamdır bitti gitti. bayard kadar profesyonel değilim ama akademik şarlatanlıktan onun kadar tiksiniyorum ve söylediklerine katılıyorum. kitabı yaratan yazarı, yazarı yaratan dönemidir. dönemi biliyorsanız kitabı da biliyorsunuzdur. içindeki madlen çikolatanın proust'u götürdüğü yerin önemi yok. gittiği yerde burjuvalarla saçma sapan aşk hikayeleri yaşayacak zira. kaçışı yok, dönem bu.
velhasıl çok güzel kitaptır. kitap okumada herhangi bir erdem zaten yok. bu kitap okumayanların okuyor gibi görünmek için ürettikleri bir pelerin. bunu üstlerine örtüp size caka satabiliyorlar. pek çok büyük yazarın pek çok büyük eseri okunmaya değer şeyler bile değiller. bunu söyleyecek cesareti kazanmak adına şahane bir kitap okumadığımız kitaplar hakkında nasıl konuşuruz.
ben sevmiyorum yüksek sanat veya yüksek sanatçı görülen kavramların eleştirilemezliğini. nuri bilge ceylan örneği var türkiye'de. bu kadar leş bir yönetmen görmemiştir ülke sineması ama sanat güneşi ilan edildi. eleştirmeye kalktığıınızda tek bir filmini izlememişler tarafından önünüze etten duvar örülüyor. eleştireceğiz efendim. tabularınızı yıkacağız bir bir.
benzer durumu ben de yaşıyordum ancak zamanla öğreniyor insan. kıtasal kanonları öğrendikten sonra gerisi geliyor zaten. kıtasal kanonları öğrenmek de aşağı yukarı(doğru kitapları seçtiyseniz) bir 30 civarı kitapla mümkün. sonra birkaç da biyografi okursunuz anekdotlar için, tamamdır bitti gitti. bayard kadar profesyonel değilim ama akademik şarlatanlıktan onun kadar tiksiniyorum ve söylediklerine katılıyorum. kitabı yaratan yazarı, yazarı yaratan dönemidir. dönemi biliyorsanız kitabı da biliyorsunuzdur. içindeki madlen çikolatanın proust'u götürdüğü yerin önemi yok. gittiği yerde burjuvalarla saçma sapan aşk hikayeleri yaşayacak zira. kaçışı yok, dönem bu.
velhasıl çok güzel kitaptır. kitap okumada herhangi bir erdem zaten yok. bu kitap okumayanların okuyor gibi görünmek için ürettikleri bir pelerin. bunu üstlerine örtüp size caka satabiliyorlar. pek çok büyük yazarın pek çok büyük eseri okunmaya değer şeyler bile değiller. bunu söyleyecek cesareti kazanmak adına şahane bir kitap okumadığımız kitaplar hakkında nasıl konuşuruz.
ben sevmiyorum yüksek sanat veya yüksek sanatçı görülen kavramların eleştirilemezliğini. nuri bilge ceylan örneği var türkiye'de. bu kadar leş bir yönetmen görmemiştir ülke sineması ama sanat güneşi ilan edildi. eleştirmeye kalktığıınızda tek bir filmini izlememişler tarafından önünüze etten duvar örülüyor. eleştireceğiz efendim. tabularınızı yıkacağız bir bir.
devamını gör...
öğretmenleri anlamak
anlaşılması çok da umrumda değil demek istediğim durumdur. ama öyle değil maalesef. insan severek yaptığı gerçekten emek verdiği herhangi şeyin karşılığında öyle içi boş şeyler duymak istemiyo bazen. bu anlaşılamayan meslekte iş öğrenciyle bitse ohooo zaten halledilmeyecek bi şey yok. ama işin içine veli giriyo, idare giriyo, meb giriyo, hele göreve ilk başladığında bir sürü evrak işi vs. giriyo. sadece öğrenciyle bitmiyo yani bu anlaşılamayan öğretmenlerin işi. aa ayıp bana akrabaları unuttum bakın, onlar girmese olur mu, her şeyi de bilir efendilerimis, rahattır öğretmenlik akrabalarımıza göre de. zorluklarını gel bi de onlara anlat. anlatmicam lan bu son, kim de düşünürse düşünsün. (anlattı)
göreve yeni başlamış biri olarak söylüyorum ki işimi gerçekten çok seviyorum, bu koşullarda mesleğime başlamama rağmen. şimdi yatarak para kazandığın için seversin tabi diyecek minuşkalar eminim çıkar, selam olsun onlara, ama gerçekten seviyorum, şu sıralar bu uzaktan eğitimin müthiş yoruculuğuna rağmen seviyorum. dersim bitti kapa bilgisayarı değil olay, ders biter, ders notu hazırlarsın, ödev gönderirsin, teker teker geri dönüş yaparlar, ödevleri atarlar, bak burda this değil that yazacaksın çünküüü.... diye anlatırsın tekker tekker. sonra her gün ders atama durumu var artık eba zoom vs. işte, asıl baba olaya geliyorum şu süreçte sürekli veliyle iletişim halindesin, çılgın attırırlar yemin ediyorum size, ayıq olun kafayı yemeyin :)))))) demem o ki aşırı vakit alan şeyler bu bahsettiklerim, 400 öğrencim var lan benim vicdanım rahat olacak diye hepsine çocuğummuş gibi anlatıyorum her şeyi, öyle davranıyorum hepsine. şimdi bunları niye anlattım; zor değil bebişler anlamak bu öğretmenleri, şu süreçte de anlamazsanız zaten anlamayın daha da, hadi kib
göreve yeni başlamış biri olarak söylüyorum ki işimi gerçekten çok seviyorum, bu koşullarda mesleğime başlamama rağmen. şimdi yatarak para kazandığın için seversin tabi diyecek minuşkalar eminim çıkar, selam olsun onlara, ama gerçekten seviyorum, şu sıralar bu uzaktan eğitimin müthiş yoruculuğuna rağmen seviyorum. dersim bitti kapa bilgisayarı değil olay, ders biter, ders notu hazırlarsın, ödev gönderirsin, teker teker geri dönüş yaparlar, ödevleri atarlar, bak burda this değil that yazacaksın çünküüü.... diye anlatırsın tekker tekker. sonra her gün ders atama durumu var artık eba zoom vs. işte, asıl baba olaya geliyorum şu süreçte sürekli veliyle iletişim halindesin, çılgın attırırlar yemin ediyorum size, ayıq olun kafayı yemeyin :)))))) demem o ki aşırı vakit alan şeyler bu bahsettiklerim, 400 öğrencim var lan benim vicdanım rahat olacak diye hepsine çocuğummuş gibi anlatıyorum her şeyi, öyle davranıyorum hepsine. şimdi bunları niye anlattım; zor değil bebişler anlamak bu öğretmenleri, şu süreçte de anlamazsanız zaten anlamayın daha da, hadi kib
devamını gör...
dünyanın en güzel kokusu
portakalı soyarken elinize de bulaşan o şahane koku.
bir film izlemiştim. epey eski bir film. şimdi adını hatırlamıyorum, arasam bulurum. bulduğumda buraya eklerim.
işte o filmde, dünya, atılan nükleer bombalar nedeniyle sona ermişti ve geriye bir tek avustralya kalmıştı. ama avustralya'nın da günleri sayılıydı. radyasyon bulutları gelmek üzereydi. yani insanlığın son günleri. aslında ne kadar acıklı bir konu. filmde son günlerini yaşayan bir aile ve bir son akşam yemeği sahnesi de vardı. (don't look up'taki gibi) ve sofrada portakal. soyulan o tek portakal ve hepsinin sırayla koklaması. işte o koku yaşayan dünyanın ta kendisiydi. eşsiz ve kutsal, tıpkı hayat gibi.
(not: kafamda aynı konulu iki filmi birleştirmiş olabilirim. eğer öyleyse ikisini de bulup buraya iliştirmek farz oldu. yardımlara açığım, eğer okuyan ve bu filmleri bilen birileri varsa.)
bir film izlemiştim. epey eski bir film. şimdi adını hatırlamıyorum, arasam bulurum. bulduğumda buraya eklerim.
işte o filmde, dünya, atılan nükleer bombalar nedeniyle sona ermişti ve geriye bir tek avustralya kalmıştı. ama avustralya'nın da günleri sayılıydı. radyasyon bulutları gelmek üzereydi. yani insanlığın son günleri. aslında ne kadar acıklı bir konu. filmde son günlerini yaşayan bir aile ve bir son akşam yemeği sahnesi de vardı. (don't look up'taki gibi) ve sofrada portakal. soyulan o tek portakal ve hepsinin sırayla koklaması. işte o koku yaşayan dünyanın ta kendisiydi. eşsiz ve kutsal, tıpkı hayat gibi.
(not: kafamda aynı konulu iki filmi birleştirmiş olabilirim. eğer öyleyse ikisini de bulup buraya iliştirmek farz oldu. yardımlara açığım, eğer okuyan ve bu filmleri bilen birileri varsa.)
devamını gör...
4 nisan 2021 103 emekli amiralin bildirisine soruşturma açılması
demokratik haklarını kullanmak bizim ülkemizde suç olmuştur. bu haberde bunun özetidir.
devamını gör...
yoldaş ile soru cevap etkinliği
merhaba yoldaş sana iki sorum olacak.
ilk sorum dövmeni hangi hapishanede yaptırdın?
ikinci sorum yeniliklere kaç kişilik bir ekiple kafa patlatıyorsunuz, en kıyak fikirler kimden çıkıyor?
kolay gelsin, çabalarını hissediyoruz, yanındayız.
ilk sorum dövmeni hangi hapishanede yaptırdın?
ikinci sorum yeniliklere kaç kişilik bir ekiple kafa patlatıyorsunuz, en kıyak fikirler kimden çıkıyor?
kolay gelsin, çabalarını hissediyoruz, yanındayız.
devamını gör...
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
böyle şeyler çabalayarak olmaz zaten. birini sevmeye uğraşmak ya da biri seni sevsin diye uğraşmak saçmalıktan başka bir şey değildir ayrıca gerçek de değildir. akışına bırakmak en iyisidir.
devamını gör...
yeğen sevgisi
yeğen aşkına, aşkların en güzelidir,
baya da geç hala oldum, toplam bir tane zaten, resmen sıraya giriyoruz, anne tarafı da bizim gibi, çok ihtiyacımız varmış yetmiyor şu an, bana bir hala der, içimin yağları erir.
baya da geç hala oldum, toplam bir tane zaten, resmen sıraya giriyoruz, anne tarafı da bizim gibi, çok ihtiyacımız varmış yetmiyor şu an, bana bir hala der, içimin yağları erir.
devamını gör...
tanıma değil yazara oy vermek
son derece yanlış bir harekettir. hem yazılan tanımın niteliğine bakılmıyor hem diğer yazarların hakkı yeniyor. motivasyonu kayboluyor.
birisi bok yazdığı için bir sürü artı oy alıyor.
ulan öyle bir saçmalık yapıyorsanız arada bana uğrayın. hayaletlere tanım girmekten bıktım usandım.
birisi bok yazdığı için bir sürü artı oy alıyor.
ulan öyle bir saçmalık yapıyorsanız arada bana uğrayın. hayaletlere tanım girmekten bıktım usandım.
devamını gör...
otuz beş yaş
şairin, yapma destan olan ilahi komedya'nın yazarı dante'ye atıfta bulunulduğu şiiridir.
dante, ilahi komedya'nın cehennem bölümüne "hayat yolculuğumuzun ortasında" diye başlar. şairde, şiiri yazdığı yaşı buraya zekice saklamıştır.
ayrıca şiirin adına, ahenk unsurları ile de destek vermiştir. şiir, 7 bölümden oluşmakta ve her bölümde 5 dize bulunmaktadır. (7*5=35)*
dante, ilahi komedya'nın cehennem bölümüne "hayat yolculuğumuzun ortasında" diye başlar. şairde, şiiri yazdığı yaşı buraya zekice saklamıştır.
ayrıca şiirin adına, ahenk unsurları ile de destek vermiştir. şiir, 7 bölümden oluşmakta ve her bölümde 5 dize bulunmaktadır. (7*5=35)*
devamını gör...
tanımadığınız bir şahsın aniden pardon bekar mısınız demesi
insanı anlık dumura uğratır. sol parmağınızdaki yüzüğü ani bir hareketle amerikan selamıvari biçimde kaldırarak gözüne sokabilir veyahut bekârsanız da belki bir şans vermek isteyebilirsiniz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
dışarı çıkınca hemen eve gelmek istiyorum.
devamını gör...
beğeni ve favori adaletsizliği
leyla kim?*
devamını gör...
yazarların elini cebine attığında ilk çıkardığı obje
cebim yokmuş. şu an fark ettim.
devamını gör...
homofobik
sorun bir cinsel tercih meselesi değil,sorun bunu normallestirmek ve teşvik etmeye çalışmak. karşı olduğum bu. eğer bu homofobiklik ise homofobiklerin kraliçesiyim.karşı taraf nasıl sapikligini açık açık göğsünü gere gere dile getirip sokaklarda slagan atabiliyorsa ben de bu sapıklığı tasvip etmedigimi,uluorta ve normallestirerek olaganlastirilmasini istemedigimi söyleyebilmeliyim.ancak bu şekilde eşitlik olur.kapiş?
devamını gör...
kötü gün dostu vs iyi gün dostu
iyi gün dostu diye bir şey yoktur. dost dediğin daima yanında olabilendir. sadece kötü günde yanında olan da dost sayılmaz. tıpkı iyi gününde yanında olanlar gibi. çıkara dayalı olabilir. bilemezsin.
devamını gör...
normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler
sigmund feridun
devamını gör...