abdulseyidbincabbar
nickaltımda bana entel diyen kalitesiz trolldür. yüz kere dedik uzak durun lütfen diye de ekledik sonuna değil mi? anladık eğlenmeyi seviyorsunuz da az ötede oynayın.
devamını gör...
farklı bakış açılarına sahip insan
dünyadaki tüm bilimsel gelişmelere,ilerlemelere kaynak olan insanlardır.her devirde vardır bu insanlar. zaten onları hatırlarız o devirlerden sadece.
devamını gör...
zaman çarkı serisi
fantastik kurgu kitaplar ve seriler birkaç örnek hariç özgünlük konusunda sıkıntı yaşarlar. kuralları önceden çizilmiş bir dünya gibidir bu alan ve herkes bu dünyadaki genel kabullerden memnundur. kimse o kırmızı çizgileri geçmeye meyletmez. geçenlerin yarattığı birkaç örnekte efsane olmuştur zaten. michael moorcock'un melnibone'lu elric'i böyle bir seridir misal. ya da margaret weis ve tracy hickman'ın yazdığı ölüm kapısı serisi'de öyle. ne zaman ki bu alanda bir yazar tolkien'e dair zincirleri kırar, işte o zaman ortaya okunası bir eser çıkar. zaman çarkı serisi de bunlardan birisidir. evvela jordan bilinen kurallara çok bağlı kalmıyor. temel ırksal batakların içine düşüp sadece hikâyeyi değiştirme cinliğine meyletmiyor. bambaşka bir hareket noktası var. ve o hareket noktası da ciddi anlamda başarılı. nasıl başlarsa öyle gider diye bir tabir var ya, hah işte jordan iyi başlıyor ve serisini de zaman çarkını dokuduğu gibi dokuyor ki bu arada o fikirde fena fikir değil ve bence göndermesi de yerinde.
ben genelde hikayelerden ve kitapların konularından bahsetmeyi sevmiyorum. mevzuları, okuyacak olanların kursağında bırakmanın lüzumu yok. lakin birkaç şeyin altını çizmem lazım. jordan'ın tasvirleri muhteşem. zaten bu sayede serinin durağan geçen bölümlerinde bile akıcılığı sağlayabiliyor. gerek karakterler gerekse mekanlar ve olaylar anlatılırken gözünüze projeksiyon perdesi sokulmuş tavşan moduna giriyorsunuz zira her şey yerli yerinde gözünüzde canlanıyor. bu da zaten onun anlatım dilinin ne kadar ayrıntıcı olduğunun kanıtı. şimdi bazılarınız diyebilir ki, film izlemek istersek sinemada izleriz, kitap bu, bu kadar ayrıntıya ne gerek var? evet aynen öyle! kitap bu ve siz o filmi kafanızda izliyorsunuz, ayrıntı da bunun için lazım. yazarın bu ayrıntıcı tavrı bazılarını sıksa ve direkt seriyi gömme moduna geçseler de, o ayrıntılar cidden bu serinin alameti farikası. seriyi diğer birçok seriden ayıran temel özellikte bizatihi bu tavır ve tutum.
bu seriye dair her daim kafamda kalan soru işareti ise şu olacak; robert abimiz vefat etmeseydi geri kalan kitaplardaki anlatım tarzı nasıl olacaktı? zira onun ayrıntıcı anlatımına o kadar alışmıştık ki, brandon sanderson'ın anlatımı bana hep daha vasat geldi. diğer kitaplar yazılırken elbette robert abimizin notlarından ve yol haritalarından yararlanıldı ama o anlatımdaki özgünlük? işte onu bir türlü bulamadık. insan nasıl olurdu acaba demekten kendisini alamıyor. hele ki o final ve savaş sahnelerini robert abi nasıl tasvir ederdi bunu düşünmek bile insanı başka yerlere götürüyor.
hülasa; bu seri tasvir özgünlüğü, konu bütünlüğü ve en önemlisi fantastik kurgunun ırksal bataklığına düşmeden yazıldığı için ziyadesiyle değerli bir seridir. ha tabi benim için bir de ogier mevzusu var ama bu tamamen kişisel * bu arada kitap sayısı gözünüzü korkutmasın, su gibi akıp gidiyor.
ben genelde hikayelerden ve kitapların konularından bahsetmeyi sevmiyorum. mevzuları, okuyacak olanların kursağında bırakmanın lüzumu yok. lakin birkaç şeyin altını çizmem lazım. jordan'ın tasvirleri muhteşem. zaten bu sayede serinin durağan geçen bölümlerinde bile akıcılığı sağlayabiliyor. gerek karakterler gerekse mekanlar ve olaylar anlatılırken gözünüze projeksiyon perdesi sokulmuş tavşan moduna giriyorsunuz zira her şey yerli yerinde gözünüzde canlanıyor. bu da zaten onun anlatım dilinin ne kadar ayrıntıcı olduğunun kanıtı. şimdi bazılarınız diyebilir ki, film izlemek istersek sinemada izleriz, kitap bu, bu kadar ayrıntıya ne gerek var? evet aynen öyle! kitap bu ve siz o filmi kafanızda izliyorsunuz, ayrıntı da bunun için lazım. yazarın bu ayrıntıcı tavrı bazılarını sıksa ve direkt seriyi gömme moduna geçseler de, o ayrıntılar cidden bu serinin alameti farikası. seriyi diğer birçok seriden ayıran temel özellikte bizatihi bu tavır ve tutum.
bu seriye dair her daim kafamda kalan soru işareti ise şu olacak; robert abimiz vefat etmeseydi geri kalan kitaplardaki anlatım tarzı nasıl olacaktı? zira onun ayrıntıcı anlatımına o kadar alışmıştık ki, brandon sanderson'ın anlatımı bana hep daha vasat geldi. diğer kitaplar yazılırken elbette robert abimizin notlarından ve yol haritalarından yararlanıldı ama o anlatımdaki özgünlük? işte onu bir türlü bulamadık. insan nasıl olurdu acaba demekten kendisini alamıyor. hele ki o final ve savaş sahnelerini robert abi nasıl tasvir ederdi bunu düşünmek bile insanı başka yerlere götürüyor.
hülasa; bu seri tasvir özgünlüğü, konu bütünlüğü ve en önemlisi fantastik kurgunun ırksal bataklığına düşmeden yazıldığı için ziyadesiyle değerli bir seridir. ha tabi benim için bir de ogier mevzusu var ama bu tamamen kişisel * bu arada kitap sayısı gözünüzü korkutmasın, su gibi akıp gidiyor.
devamını gör...
soyumuzun vikinglere dayanma ihtimali var
devamını gör...
aşk için ölmeli aşk o zaman aşk
ölmek
tabii ki ölmek
ama nasıl ölmek
yaşarken ölmek
şair bu satırları
aşkı için ölürken
aşkının nefesiyle
can verirken
yazdı*
en doğrusunu elbette şair bilir...
tabii ki ölmek
ama nasıl ölmek
yaşarken ölmek
şair bu satırları
aşkı için ölürken
aşkının nefesiyle
can verirken
yazdı*
en doğrusunu elbette şair bilir...
devamını gör...
makas almak
benim gibi hunharca yapıyorsanız ve bunun farkında değilseniz muhatabınızın canı acır.o yanaklar kırmızı ve yumuşacıksa aldığınız keyif artar.üstelik savunmasız bebek,çocuksa daha rahat alırsınız makasınızı.
devamını gör...
yazarların en sevdiği ağaç türü
ah'lar ağacı.
devamını gör...
normal sözlük teyzeleri
teyzeler harçlık vermez. mendile sarılı kesme şeker verir. afiyet olsun, iyi kıtlamalar.
devamını gör...
miraç
sözcüğünün kökeni yükselmek, yukarı çıkmak demektir. hz. peygamber'in manevi yükselişle alemleri ve tanrı'nın güzelliğini müşahede etme yolculuğudur. kuran'da bir bölümü isra, bir kısmı da necm suresinde anlatılan bu yolculuğun, recep ayının 27.gecesinde yaşandığı kabul edilir.
devamını gör...
hotline miami
2012 de piyasaya çıkan mükemmel bir atmosfere sahip 2d tabanlı aksiyon oyunu. oyunu mükemmel kılan ise mükemmel müzikleri ve anladığımızı sanıp anlamadığımız hikayesi.
olaylar 1989 miamisinde gerçekleşiyor. kısaca bahsedecek olursak ana karakterimiz jacket evindeki telefona gelen şifreli voicemaillere göre infazlar gerçekleştiriyor. fakat oyun boyunca ne siz ne de jacket bu infazları neden gerçekleştirdiğine dair bir fikre sahip değil. ayrıca karakterimiz her infazdan önce bir maske giyiyor. giydiği maskeyi biz seçiyoruz. her maskenin ayrı bir özelliği var(ekstra cephane, uzak görüş gibi).
oyunun genelinde karanlık sahneler mevcut. mesela karakterimiz bazen evine döndüğünde blurlanmış, pislik içerisinde bir mekana girmiş oluyor. bu mekanda 3 ayrı koltukta oturan maskeli kişiler ona ilginç sorular soruyor. horoz maskeli kişi ona genel olarak şiddet içerikli sorular sorarken,(örneğin öldürmeyi sever misin vs?) baykuş maskeli kişi ise karakterimize ruhunun kirli ve lanetli olduğunu, odada olmamızdan rahatsızlık duyduğunu belirtiyor. ayrıca arkada çalan silver lights adlı şarkıyla ufaktan da bir tırsıyorsunuz.
jacket her verilen görevi tamamladığında eve dönerken market, restoran veya dvd satan mekanlara uğruyor. işin ilginç tarafı ne zaman bu mekanlara gitse çalışan kişi hiç değişmiyor. çalışan bizim kendisinin dostu olduğumuzu ve ne alırsak müessesenin ikramı olduğunu söylüyor. jacket her verilen görevde daha çok kişi öldürüyor. bu onun ruh halini bozmuş olacak ki ilerki görevlerde arkadaşımızın mekanına gittiğimizde yerde kafası patlamış, kanlar içinde insanlar görüyoruz fakat arkadaşımız gayet sakin şekilde bize servise devam ediyor.
oyunda secret endingler, yan karakterler, farklı hikaye gidişatları mevcut olması oyunun monoton bir hal almasını ve bitirdikten sonra tekrar oynanabilmesini mümkün kılmış. kısacası tavsiye edilir.
olaylar 1989 miamisinde gerçekleşiyor. kısaca bahsedecek olursak ana karakterimiz jacket evindeki telefona gelen şifreli voicemaillere göre infazlar gerçekleştiriyor. fakat oyun boyunca ne siz ne de jacket bu infazları neden gerçekleştirdiğine dair bir fikre sahip değil. ayrıca karakterimiz her infazdan önce bir maske giyiyor. giydiği maskeyi biz seçiyoruz. her maskenin ayrı bir özelliği var(ekstra cephane, uzak görüş gibi).
oyunun genelinde karanlık sahneler mevcut. mesela karakterimiz bazen evine döndüğünde blurlanmış, pislik içerisinde bir mekana girmiş oluyor. bu mekanda 3 ayrı koltukta oturan maskeli kişiler ona ilginç sorular soruyor. horoz maskeli kişi ona genel olarak şiddet içerikli sorular sorarken,(örneğin öldürmeyi sever misin vs?) baykuş maskeli kişi ise karakterimize ruhunun kirli ve lanetli olduğunu, odada olmamızdan rahatsızlık duyduğunu belirtiyor. ayrıca arkada çalan silver lights adlı şarkıyla ufaktan da bir tırsıyorsunuz.
jacket her verilen görevi tamamladığında eve dönerken market, restoran veya dvd satan mekanlara uğruyor. işin ilginç tarafı ne zaman bu mekanlara gitse çalışan kişi hiç değişmiyor. çalışan bizim kendisinin dostu olduğumuzu ve ne alırsak müessesenin ikramı olduğunu söylüyor. jacket her verilen görevde daha çok kişi öldürüyor. bu onun ruh halini bozmuş olacak ki ilerki görevlerde arkadaşımızın mekanına gittiğimizde yerde kafası patlamış, kanlar içinde insanlar görüyoruz fakat arkadaşımız gayet sakin şekilde bize servise devam ediyor.
oyunda secret endingler, yan karakterler, farklı hikaye gidişatları mevcut olması oyunun monoton bir hal almasını ve bitirdikten sonra tekrar oynanabilmesini mümkün kılmış. kısacası tavsiye edilir.
devamını gör...
güncel gürsel artıktay
şarkılarını çok sevdiğim şarkıcı. çok popüler değil. oğuzhan uğur, mevzuların neşter bölümünün sonunda sigara yakıp dinletmişti bana "uzak yolu"... intihar eden kardeşimiz furkan celep de intihar etmeden önce bu şarkıyı hikayesinde paylaşmış...
"bir uzun yoldan geldim
ardım bomboş
aşk yolundan dönmem derdim
kimler sarhoş...
"bir uzun yoldan geldim
ardım bomboş
aşk yolundan dönmem derdim
kimler sarhoş...
devamını gör...
ayrılık
ayrılık ne biliyor musun?
ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
şükrü erbaş
ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
şükrü erbaş
devamını gör...
sözlükte okumak ama yazmamak
sözlükte sadece okuma seçeneğini seçen, yazmak için beklemeyi tercih eden yazarlar topluluğudur. yazmak için biraz daha sabreden yazarlardır.
devamını gör...
dövme sanatçısı
#bilgi
sanılanım aksine (bkz: dövmeci) diye bir meslek yoktur, dövme satışı yapmadığı için bu işi üreten kişiye dövme sanatçısı denir. benim de içinde bulunduğum stresli, dışarıdan kolay gözükse bile her meslek gibi artıları ve eksileri olan meslek grubu. öncelikle genel kültür olarak bir dövme sanatçısı, genellikle "dövme dükkanı", "dövme stüdyosu" veya "dövme salonu" adı verilen yerleşik bir işte kalıcı dekoratif dövmeler uygulayan bir kişidir. dövme sanatçıları genellikle zanaatlarını eğitimli ve deneyimli bir akıl hocası altında çıraklık yaparak öğrenirler.bu meslekte ki en önemli şey çıraklık eğitimidir. bir süre stüdyoda bazen para almadan bazen para alarak çıraklık yaparsınız, bu dönemde suni deri üzerinde denemeler yaparsınız, ortamı öğrenirsiniz hijyen koşullarını, müşteriyle nasıl konuşmanız gerektiğini kısacası temel bilgileri edinirsiniz ve bol bol pratik yaparsınız.türkiyede resmi bir dövme sanatçısı olmak istiyorsanız ustalık kalfalık denilen 2 aşamalı sınavı geçmeniz gerekir.
mesleğin artıları ( bence ) ;
çalışma saatleri tamamen esnektir, müşterinizi seçebilirsiniz, güzel parası olan bir meslektir, diğer iş gruplarına göre “müşteri” ile arkadaş olabilirsiniz, çok tatlı müşterileriniz olursa size şirin hediyeler bile getirebilirler, yapması keyifli olan bir meslektir, kulağa havalı gelir.
mesleğin eksileri ( bence ) ;
her meslek gibi çıraklık döneminde söndürülme ihtimaliniz vardır, ilk zamanlar para kazanmak zordur, hata payınız olmaz, soğuk kanlı olmalısınız yaptığınız işin geri dönüşü olmaz, çok insan tanıdığınız için “dızzo” tiplerle uğraşabilirsiniz. aileler hoş görmez, kız istemede yada erkek arkadaşın ailesiyle tanışırken pek hoş görülmez.
sanılanım aksine (bkz: dövmeci) diye bir meslek yoktur, dövme satışı yapmadığı için bu işi üreten kişiye dövme sanatçısı denir. benim de içinde bulunduğum stresli, dışarıdan kolay gözükse bile her meslek gibi artıları ve eksileri olan meslek grubu. öncelikle genel kültür olarak bir dövme sanatçısı, genellikle "dövme dükkanı", "dövme stüdyosu" veya "dövme salonu" adı verilen yerleşik bir işte kalıcı dekoratif dövmeler uygulayan bir kişidir. dövme sanatçıları genellikle zanaatlarını eğitimli ve deneyimli bir akıl hocası altında çıraklık yaparak öğrenirler.bu meslekte ki en önemli şey çıraklık eğitimidir. bir süre stüdyoda bazen para almadan bazen para alarak çıraklık yaparsınız, bu dönemde suni deri üzerinde denemeler yaparsınız, ortamı öğrenirsiniz hijyen koşullarını, müşteriyle nasıl konuşmanız gerektiğini kısacası temel bilgileri edinirsiniz ve bol bol pratik yaparsınız.türkiyede resmi bir dövme sanatçısı olmak istiyorsanız ustalık kalfalık denilen 2 aşamalı sınavı geçmeniz gerekir.
mesleğin artıları ( bence ) ;
çalışma saatleri tamamen esnektir, müşterinizi seçebilirsiniz, güzel parası olan bir meslektir, diğer iş gruplarına göre “müşteri” ile arkadaş olabilirsiniz, çok tatlı müşterileriniz olursa size şirin hediyeler bile getirebilirler, yapması keyifli olan bir meslektir, kulağa havalı gelir.
mesleğin eksileri ( bence ) ;
her meslek gibi çıraklık döneminde söndürülme ihtimaliniz vardır, ilk zamanlar para kazanmak zordur, hata payınız olmaz, soğuk kanlı olmalısınız yaptığınız işin geri dönüşü olmaz, çok insan tanıdığınız için “dızzo” tiplerle uğraşabilirsiniz. aileler hoş görmez, kız istemede yada erkek arkadaşın ailesiyle tanışırken pek hoş görülmez.
devamını gör...
makyaj
sevmediğim için heralde, yaz kış hafif bronz olunca hiç gerek olmuyor, sadece kaş rotüşu ve rimel kullanıyorum çoğunlukla,
bence ifadeyi de değiştiriyor, makyajdan sonraki kişi başka biri olduğu için, yalan söylemek gibi geliyor bana.
bence ifadeyi de değiştiriyor, makyajdan sonraki kişi başka biri olduğu için, yalan söylemek gibi geliyor bana.
devamını gör...
yöresel atasözleri
şeytan sinorun ustinde dolanur
bir çaykara atasözüdür.
arazi mahkemeleri ile ünlü ilçemin* sabahları değişebilen sınır hareketliliğini anlatmak için kullanılır.
bir çaykara atasözüdür.
arazi mahkemeleri ile ünlü ilçemin* sabahları değişebilen sınır hareketliliğini anlatmak için kullanılır.
devamını gör...
gizli ilimler
tarot mısır rahipleri tarafından kullanılmaya başlamıştır.
simya ile ilk olarak mezopotamya, antik mısır, iran, hindistan ve çin'de uğraşılmıştır.
mistisizm, tarihin farklı aralıklarında farklı anlamlara sahip olmuştur ve antik yunanlara kadar uzanmaktadır.
genel olarak tüm insanlar yüzyıllar boyunca ruhsal bağ kurma ve ruhani olaylara ilgili duyma durumundan kaynaklı bir yönelimde bulunmuştur.gizemli olan her şey insanın dikkatini çekmeyi başarmıştır.
simya ile ilk olarak mezopotamya, antik mısır, iran, hindistan ve çin'de uğraşılmıştır.
mistisizm, tarihin farklı aralıklarında farklı anlamlara sahip olmuştur ve antik yunanlara kadar uzanmaktadır.
genel olarak tüm insanlar yüzyıllar boyunca ruhsal bağ kurma ve ruhani olaylara ilgili duyma durumundan kaynaklı bir yönelimde bulunmuştur.gizemli olan her şey insanın dikkatini çekmeyi başarmıştır.
devamını gör...
bir şeye sinirlenince her şeye sinirlenmek
murphy kanunlarının tezahürüdür. düşürdüğün ekmeğin yağlı yüzünün halıya gelme olasılığı, halının yeniliğiyle doğru orantılıdır.sinirlenilecek kötü bir olay olduysa, yağlı yüz yeni halıya gelecektir, yetmeyecektir dana dağa kaçacaktır, evi sular basacaktır. bir şeye sinirlenince sinirlenilecek diğer her şey sinir boyutuyla doğru orantılı olarak aynı anda gerçekleşecektir.
devamını gör...