neden yapıldığı anlaşılamayan şeyler
ötekileştirmek, gerçekten algılayamıyorum.
devamını gör...
formata çık tepin istersen
onlarca x'e çık tepin istersen başlığı varken nasıl hala açılmadığını merak ettiğim başlık.
yeni bkz.ımız tüm kafa sözlük yazarlarına hayırlı uğurlu olsun.
yeni bkz.ımız tüm kafa sözlük yazarlarına hayırlı uğurlu olsun.
devamını gör...
iyi bir insan olmak
erdemli, adaletli, iffet sahibi, izzet sahibi, ağırbaşlı, hoşgörülü, dostluğa değer veren, güleç yüzlü, gösterişten uzak karakterde olmak.
devamını gör...
kalınlığı yüzünden göz korkutan kitaplar
suç ve ceza:( bir türlü başlayamıyorum
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
bu seni hiç alakadar etmez.
devamını gör...
göçmen teknesinde bulunan 300 kişinin yaşamını kaybetmesi
oysa insanlık ile aynı yaşta idi göçmenlik. ne çabuk unuttuk.
unutmayanlar kendilerine huzur içinde yaşayacağı bir yurt ararken yok oluyor.
sadece haber oluyorlar.
biz unutanlar da haberi okurken az üzülüp sonra unutmaya devam ediyoruz.
unutmayanlar kendilerine huzur içinde yaşayacağı bir yurt ararken yok oluyor.
sadece haber oluyorlar.
biz unutanlar da haberi okurken az üzülüp sonra unutmaya devam ediyoruz.
devamını gör...
16 şubat 2021 doğan cüceloğlu'nun evinde ölü bulunması
üniversiteden beri çıkan her kitabını okuduğum, 2 sene önce ankara palas buluşmaları'nda yanına gidip sohbet etme imkanı bulduğum, kendi tabiriyle cana iyi gelen, tatlı dilli, insana insanı en anlaşılır şekilde anlatan yazara,
allah'tan rahmet dilememe
ruhuna fatiha okumama sebep olan haber.
allah'tan rahmet dilememe
ruhuna fatiha okumama sebep olan haber.
devamını gör...
90'lı yıllara dair akılda kalanlar
90ların ortalarında doğmuş bir çocuk olarak aklımda hayal meyal kalan şeylerden birisi babamın benimle deh deh düldül eşliğinde kafa sallamalı dans etmesi.
devamını gör...
alfred jules ayer
devamını gör...
alike (kısa film)
bir daniel martinez lara ve rafa cano mendez kısa animasyon filmidir.

film, eğitim sisteminin küçücük çocukları, gencecik beyinleri canı sıkılan, hayallerinden uzaklara düşen, mutlu olmayı beceremeyen, mutlu olmaları engellenen insanlara dönüştürmesini anlatıyor. zincirleme bir etki ile de eğitim sistemi tarafından istemedikleri yönlere fırlatılan gençlerin işlerini sevmeyen daha mutsuz yetişkinlere evrilmesini gösteriyor bize.
halbuki her şey çok farklı olabilir. yetişkinler de çocuklar kadar cesur olsa her şeyi düzeltebiliriz.
alike
bundan sonra yazacaklarım sürekli eleştirilen bir meslek grubuna dahil olan bir öğretmenin zihninde geçen bir konuşmadır. kısa filmin tetiklediği bu konuşma sadece merak edenleri ilgilendirir.
öncelikle eğitim sisteminin ciddi sorunları olduğunu kabul edelim ama bu sorunun sadece öğretmen kaynaklı olduğunu düşünmek büyük bir hata olacaktır. motoru çalışmayan bir arabanın lastiklerinin yenilemek pek bir işe yaramaz çünkü.
toplumdaki eğitime dair yanlış bakışın bir neticesi ile mutsuz gençler yetiştiriyoruz. anne babalar büyük oranda çocuklarının ne istediğine göre değil ileride iş bulma ihtimallerine göre eğitim istiyorlar onlar için. bu da harika resimler yapan doktorlar, müthiş futbol oynayan avukatlar, bağlamayı konuşturan öğretmenler çıkartıyor ortaya. ama bu başarılı sanatsal yeteneklerinin aksine mesleklerinde istedikleri doyuma ulaşamıyorlar. ve sonunda elbette ki mutsuzluk.
gastronomi okumak isteyen bir öğrencim zorla uluslararası ilişkiler okudu ve özel bir şirkette çalışıyor, italyan bir ekiple yapışan görüşmede makarna soslarını düşündüğüne eminim. yabancı dil okumak isteyen bir öğrencimse galatasaray üniversitesinde hukuk okudu ve son karşılaştığımızda bana boğazında bir yumru olarak kaldığını söyledi ingilizce öğretmenliğinin.
yabancı dil sınıfları okuttuğum işin biliyorum. ingilizce çok ciddiye alınan bir ders olmadı hiçbir zaman. bir matematik ya da edebiyat sayılmadı asla. ama işin acı kısmı şu; bir toplantıya gelen velilerimden birine kızınızın ingilizce öğretmeni ve sınıf öğretmeni olduğumu söylediğimde bana “ önemli bir dersin öğretmeni yok mu? matematik, fizik falan” diye sordu. halbuki kızı fizik dersi gibi sayısal dersleri hiç görmüyor ve matematik dersi de ingilizcenin yarısı kadar önemli bir dil sınıfı öğrencisi için.
benim branşım yine de şanslı ve verdiğim çok uç bir örnek olabilir. peki ya resim, beden eğitimi ve müzik? sanat ve spor bu kadar mı önemsiz? okullar sanatçı ve sporcu yetiştiremez ya da yetişmesine önayak olamaz mı?
çok para kazansın diye doktor ya da avukat yapılan, hiçbir şey olamazsa öğretmen olan gençler mutlu olur mu? olmasınlar mı?
okullarda idareciler üniversite kazandırma başarısına göre caka satacaklar diye somurtan insanlarla dolu bir ülke mi inşa edeceğiz? hiçbir şey olamadığı için öğretmen olan insanlar nasıl mutlu ve huzurlu gençler yetiştirsin, bunu beklemek yanlış değil mi?
ben grammar anlatmayan bir ingilizce öğretmeniyim. evet, hiç anlatmıyorum. ama çok eğleniyoruz derslerde. ve içiniz rahat olsun dili öğreniyorlar. ve benim dersime mutlu geliyorlar. kendime bir söz vermiştim öğretmen olurken hiçbir öğrencim dersime gelirken oflaya puflaya gelmeyecek diye. öyle de oldu bugüne kadar. eğitimin amacı gerçekten eğitmek olmalı gençleri, yuvarlakları doldurmak değil. onu alet kullanan maymunlar da yapabilir.
buraya kadar zahmet edip okuyanlar arasında genç öğretmen arkadaşlarım, öğretmen adayları ya da anne bana olan yazarlar varsa onlara şunu söyleyebilirim. sizin bireysel çabanız az bir şey değildir. her şeyi değiştirmek için yeterli olabilir. aklınızda olsun şu an kullandığımız arabaların hepsi taşa kıvrım vermeyi başaran o mağara adamı sayesinde mümkün oldu.

film, eğitim sisteminin küçücük çocukları, gencecik beyinleri canı sıkılan, hayallerinden uzaklara düşen, mutlu olmayı beceremeyen, mutlu olmaları engellenen insanlara dönüştürmesini anlatıyor. zincirleme bir etki ile de eğitim sistemi tarafından istemedikleri yönlere fırlatılan gençlerin işlerini sevmeyen daha mutsuz yetişkinlere evrilmesini gösteriyor bize.
halbuki her şey çok farklı olabilir. yetişkinler de çocuklar kadar cesur olsa her şeyi düzeltebiliriz.
alike
bundan sonra yazacaklarım sürekli eleştirilen bir meslek grubuna dahil olan bir öğretmenin zihninde geçen bir konuşmadır. kısa filmin tetiklediği bu konuşma sadece merak edenleri ilgilendirir.
öncelikle eğitim sisteminin ciddi sorunları olduğunu kabul edelim ama bu sorunun sadece öğretmen kaynaklı olduğunu düşünmek büyük bir hata olacaktır. motoru çalışmayan bir arabanın lastiklerinin yenilemek pek bir işe yaramaz çünkü.
toplumdaki eğitime dair yanlış bakışın bir neticesi ile mutsuz gençler yetiştiriyoruz. anne babalar büyük oranda çocuklarının ne istediğine göre değil ileride iş bulma ihtimallerine göre eğitim istiyorlar onlar için. bu da harika resimler yapan doktorlar, müthiş futbol oynayan avukatlar, bağlamayı konuşturan öğretmenler çıkartıyor ortaya. ama bu başarılı sanatsal yeteneklerinin aksine mesleklerinde istedikleri doyuma ulaşamıyorlar. ve sonunda elbette ki mutsuzluk.
gastronomi okumak isteyen bir öğrencim zorla uluslararası ilişkiler okudu ve özel bir şirkette çalışıyor, italyan bir ekiple yapışan görüşmede makarna soslarını düşündüğüne eminim. yabancı dil okumak isteyen bir öğrencimse galatasaray üniversitesinde hukuk okudu ve son karşılaştığımızda bana boğazında bir yumru olarak kaldığını söyledi ingilizce öğretmenliğinin.
yabancı dil sınıfları okuttuğum işin biliyorum. ingilizce çok ciddiye alınan bir ders olmadı hiçbir zaman. bir matematik ya da edebiyat sayılmadı asla. ama işin acı kısmı şu; bir toplantıya gelen velilerimden birine kızınızın ingilizce öğretmeni ve sınıf öğretmeni olduğumu söylediğimde bana “ önemli bir dersin öğretmeni yok mu? matematik, fizik falan” diye sordu. halbuki kızı fizik dersi gibi sayısal dersleri hiç görmüyor ve matematik dersi de ingilizcenin yarısı kadar önemli bir dil sınıfı öğrencisi için.
benim branşım yine de şanslı ve verdiğim çok uç bir örnek olabilir. peki ya resim, beden eğitimi ve müzik? sanat ve spor bu kadar mı önemsiz? okullar sanatçı ve sporcu yetiştiremez ya da yetişmesine önayak olamaz mı?
çok para kazansın diye doktor ya da avukat yapılan, hiçbir şey olamazsa öğretmen olan gençler mutlu olur mu? olmasınlar mı?
okullarda idareciler üniversite kazandırma başarısına göre caka satacaklar diye somurtan insanlarla dolu bir ülke mi inşa edeceğiz? hiçbir şey olamadığı için öğretmen olan insanlar nasıl mutlu ve huzurlu gençler yetiştirsin, bunu beklemek yanlış değil mi?
ben grammar anlatmayan bir ingilizce öğretmeniyim. evet, hiç anlatmıyorum. ama çok eğleniyoruz derslerde. ve içiniz rahat olsun dili öğreniyorlar. ve benim dersime mutlu geliyorlar. kendime bir söz vermiştim öğretmen olurken hiçbir öğrencim dersime gelirken oflaya puflaya gelmeyecek diye. öyle de oldu bugüne kadar. eğitimin amacı gerçekten eğitmek olmalı gençleri, yuvarlakları doldurmak değil. onu alet kullanan maymunlar da yapabilir.
buraya kadar zahmet edip okuyanlar arasında genç öğretmen arkadaşlarım, öğretmen adayları ya da anne bana olan yazarlar varsa onlara şunu söyleyebilirim. sizin bireysel çabanız az bir şey değildir. her şeyi değiştirmek için yeterli olabilir. aklınızda olsun şu an kullandığımız arabaların hepsi taşa kıvrım vermeyi başaran o mağara adamı sayesinde mümkün oldu.
devamını gör...
tarık akan'ın filmlerde sergilediği rezalet oyunculuk
ben 70'li yıllardaki o salon erkeği, aşk adamı rollerini oynadığı filmlerini pek sevemedim. en sevdiğim dönemi 80'li yıllardaki çektiği mesaj verici, toplumsal odaklı filmleri olmuştur. maden'deki işçi nurettin, pehlivan'daki bilal, karartma geceleri'ndeki mustafa ural, beyoğlu'nun arka yakası'ndaki haydar gibi ağır adam rollerini sevmişimdir.
devamını gör...
stalingrad muharebesi
harp okullarında ders olarak okutulması gereken bir savaştır. üstte arkadaşımın da belirttiği üzere almanların en büyük ve temel hatası, kara ordusuna ikmal hattını hava yoluyla sağlamaya çalışmalarıydı. ama tabi ostfrontta karacı ekolden gelen, mekanize piyade odaklı alman ordusu için çok büyük iki handikap vardı... bir tanesi doğru düzgün karayolu ağının olmadığı, geniş ve çamurlu sovyet düzlükleri ötekisi de rusların tarihteki en büyük müttefikleri olan yoldaş kış... tabi koskoca savaşta her şeye karar veren tek isim avusturyalı kıytırık bir onbaşı eskisi manyak ve onun hava kuvvetleri komutanı da morfin bağımlısı bir gebeş olursa ortaya çıkacak sonuca da kimse şaşırmamalıdır. dediğim gibi harp okullarında ders olarak okutulması gereken bir savaş...
tabi bir de 20. yüzyılın başında temel doktrin olan trenchwar kavramının yerle bir olmasının en belirgin kanıtlarındandır.
gerçi; trenchwar kavramının anlamsız bir şey olduğunun spoilerını, 100 yıl önce anadolu'nun ortasında, sarışın mavi gözlü bir kahraman zaten vermişti.
''hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır''
tabi bir de 20. yüzyılın başında temel doktrin olan trenchwar kavramının yerle bir olmasının en belirgin kanıtlarındandır.
gerçi; trenchwar kavramının anlamsız bir şey olduğunun spoilerını, 100 yıl önce anadolu'nun ortasında, sarışın mavi gözlü bir kahraman zaten vermişti.
''hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır''
devamını gör...
beta karoten
provitamin a olarak da bilinir. aktivitesi retinole göre düşüktür.aynı zamanda antioksidan aktivitesi vardır.
a vitamininin antikanser etkileri vardır.eksikliğinde enfeksiyonlara eğilim,böbrek taşı oluşumuna eğilim artar.normal epitelin devamlılığı için de gereklidir.
eksikliğinin ilk belirtisi karanlığa adaptasyonun bozulması ve gece körlüğüdür
a vitamininin antikanser etkileri vardır.eksikliğinde enfeksiyonlara eğilim,böbrek taşı oluşumuna eğilim artar.normal epitelin devamlılığı için de gereklidir.
eksikliğinin ilk belirtisi karanlığa adaptasyonun bozulması ve gece körlüğüdür
devamını gör...
bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz
aferin güzel kızım* çok cesaretlisin. hayatın tüm zorluklarına pes etmeden göğüs geriyorsun. hep direniyorsun hiç bir kuvvet seni yıldırmıyor. her istediğini elde ediyorsun. asla motivasyonun düşmüyor. allahım şahane bir şeysin..*
devamını gör...
sigmund freud'un en güzel sözü
mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.
ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın.
ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın.
devamını gör...
psikiyatrik hastalıkların ana sebebi
genetiktir. çevresel faktörler genetikte saklı olan ortaya çıkmasını sağlar. yüksek stres altında kalan herhangi bir insanda şizofreni ortaya çıkabilirken diğerinde çıkmayabilir.
devamını gör...
uzun ilişkinin bitmesi
zor olan şeydir. çok zor olan. insan sonrasında yapayalnız hisseder kendini. hele öyle kavga gürültü de değil sessiz sakin bittiyse daha da zor geliyor. yapılan planlar her şey yarım kalıyor. anlamsız geliyor olan biten. bazı sabahlar her şey eskisi gibiymiş gibi uyanıyor bazen insan. işte o günler daha zor. sadece bir sevgili değil bir dostta yitiriyorsunuz.
2 ay önce 5 buçuk yıllık ilişkim bitti. etkileri ne zaman geçer ne kadar sürer merak ediyorum. sanki sevmek sevilmek her şey yalan gibi geliyor.
2 ay önce 5 buçuk yıllık ilişkim bitti. etkileri ne zaman geçer ne kadar sürer merak ediyorum. sanki sevmek sevilmek her şey yalan gibi geliyor.
devamını gör...
geceye bir ilaç bırak
sarılmak bir ilaçtır...sarıl bence tüm hastalıkların sebebi sevgisizliktir..sev ağacı kediyi, köpeği, martıyı....ve yaşama sarıl.
devamını gör...