eti negro
çikolatalı yuvarlak bisküvilerin arasina krema yerleştirmek suretiyle ortaya cikan eti'nin muhtesem bisküvisi. soğuk sütle super gider.
yıllar yılı pek çok rakibi çıksa da benim için halen vazgeçilmezdir.
yıllar yılı pek çok rakibi çıksa da benim için halen vazgeçilmezdir.
devamını gör...
çaylak tanımlarına seri beğeni atmak
çok sevgili yazar arkadaşlarımdan özür dileyerek, benim yaptığım eylemdir. yazarlardan çok çaylaklara artı oy veriyorum. beğendiğim herşeye basıyorum artıyı ama çaylaklara biraz daha çok.
devamını gör...
ölen kişinin ardında bıraktığı yürek burkan şeyler
hemen hemen her şeyi. bana en çok dokunanlardan biri, rahatsızlığı ağırlaşmadan evvel yarım kalan hatimiydi. tamamladık çok şükür. tesbihi, yüzükleri, takkesi* nüfus cüzdanı, vesikalıkları ve daha bir kaç parça eşyasını bir kutuya koyup kendime sakladım.
devamını gör...
en büyük savaşların kendi içimizde yaşanması
sebebi tanıdığımız bildiğimiz bir bölgede savaşıyor olmamızdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarları için instagram grubu
(bkz: hay aklınla çok yaşa ferudun)
devamını gör...
üstteki soruyu cevaplayıp bir soru sor
bilgisayarım başında istanbul'un diyagramlarını, modellerini inceliyorum. içtiğim ilaçların etkisini gösterip uykumun gelmesini bekliyorum.
onu en son ne zaman aradın ? o: sana kalmış
onu en son ne zaman aradın ? o: sana kalmış
devamını gör...
normal sözlük evlenecek eş aranıyor ilanları
edit: sarışın yakışıklı avrupalı beyler eklesin. abd pasaportu daha güzel olur. ok kib bye.
devamını gör...
neuromancer
william gibson tarafından yazılan, siberpunk türünün girizgahı olarak ifade edebileceğimiz bilim kurgu kitabı. asimov bu kavramı sadece adlandırma olarak kullanmışken, gibson, bilim kurgu'da bir alt tür yaratarak mevzuyu bambaşka bir noktaya taşımıştır. bugün matrix hayranları sağda solda teori kasıyorsa, son filme dair memnuniyetsizliklerini falan dile getiriyorsa, yatıp kalkıp gibson'a şükretmeleri gerekir. case karakteri bir öncüldür. hatta neo'nun kötü işlere bulaşan babasıdır desek yanlış olmaz * artı telefon kulübesi esinlenmeleri. fişini çekmek muhabbeti falan da hep gibson'ın yarattığı kavramlar. aslında neuromancer, sprawl üçlemesinin ilk kitabı. sonrasında iki kitap daha çıkıyor; 1986'da count zero takiben 1988'de mona lisa overdrive yayımlanıyor. bunların hepsi okunasıdır ama burada şöyle bir şerh düşmem lazım; seriyi orijinalinden okuma imkanınız varsa ilk tercihiniz bu olsun. bizdeki çevirilerde sıkıntılar giderildi mi o kısmı bilemiyorum tabi. siz yine de eşeğinizi sağlam kazığa bağlayın derim. bu şekilde seriden alacağınız keyif daha fazla olur diye düşünürüm.
aklıma gelmişken bilim kurgu türünde özellikle 2000'li yıllara kadar hugo ödülü alan kitapları es geçmemek gerekir. genelde pişman etmiyorlar. bu türe yeni başlayacak olanların pusulası bu olabilir. en azından yolu şaşırıp bu türden uzaklaşma riskini asgariye indirmiş olurlar. *
aklıma gelmişken bilim kurgu türünde özellikle 2000'li yıllara kadar hugo ödülü alan kitapları es geçmemek gerekir. genelde pişman etmiyorlar. bu türe yeni başlayacak olanların pusulası bu olabilir. en azından yolu şaşırıp bu türden uzaklaşma riskini asgariye indirmiş olurlar. *
devamını gör...
aylak adam
” aylak olmak dünyanın en güç işiydi.”
zannedilir ki aylak olmak kolaydır, zamanını boşa harcamak, hiçbir şeyle meşgul olmamak, çalışacak bir işe sahip olmamak… oysa aylak adam’ı okuyanlar bilir, aylak olmak zordur, hele de zengin değil de paralıysanız. yapılacak çok iş vardır. mesela gidip yemek yediğiniz lokantalada müşteri olmamak, sokak isimlerini araştırmak, karşınızda oturan insanlara bir geçmiş uydurmak ve b.yi bulabilmek…
c iseniz eğer b.yi bulmak daha zordur çünkü bilmeseniz de hep bir adım önündesinizdir onun. size her gelişinde bacaklarını da getiren kadınlar vardır hayatınızda, düzen isteyen, dahası sizi anladığını sandıkça yanılan kadınlar…ve insanlar ” dökme kalıplarına uydurmadan sizi rahat edemezler.”
eğer c. iseniz ve bir babanız varsa geçmişte kalmış olması gereken, hayat zordur ziyadesiyle, zorlar sizi yaşamak. kulağınız kaşınır biteviye. kadınlarının bacaklaından korkarsınız, gözlerine bakarsınız en çok. c.yi bulmaktır umudunuz ve c.de size daha yakın birini.
“yoksa her şey benim olmadığım yerlerde benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?” diğer bir soru takılır zihninize tam soru işaretinin çengelinden.
insanların kurtuluşu için sizin bulduğunuz yollardan biri de sinemadır, tıpkı sesinizin yankılandığı bu yerin sakinleri gibi. dersiniz ki yusuf atılgan’ın kaleminden;
” çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarının düşünen kişi değil. ama beş on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleri ile onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar. bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.”
ve bilirsiniz “siz sevilmez, sen sevilir” ve bilirsiniz karıncalar bilmeden severler ve adako’yu ve kuyaro’yu tanırsınız, ve isimlerin insanların en alakasız yanları olduğunu öğrenirsiniz…
ve b.yi ararsınız yine, yanınızdan geçerken bile, çarpıştığınızda bile…
ve ” ah, zehra…”
zannedilir ki aylak olmak kolaydır, zamanını boşa harcamak, hiçbir şeyle meşgul olmamak, çalışacak bir işe sahip olmamak… oysa aylak adam’ı okuyanlar bilir, aylak olmak zordur, hele de zengin değil de paralıysanız. yapılacak çok iş vardır. mesela gidip yemek yediğiniz lokantalada müşteri olmamak, sokak isimlerini araştırmak, karşınızda oturan insanlara bir geçmiş uydurmak ve b.yi bulabilmek…
c iseniz eğer b.yi bulmak daha zordur çünkü bilmeseniz de hep bir adım önündesinizdir onun. size her gelişinde bacaklarını da getiren kadınlar vardır hayatınızda, düzen isteyen, dahası sizi anladığını sandıkça yanılan kadınlar…ve insanlar ” dökme kalıplarına uydurmadan sizi rahat edemezler.”
eğer c. iseniz ve bir babanız varsa geçmişte kalmış olması gereken, hayat zordur ziyadesiyle, zorlar sizi yaşamak. kulağınız kaşınır biteviye. kadınlarının bacaklaından korkarsınız, gözlerine bakarsınız en çok. c.yi bulmaktır umudunuz ve c.de size daha yakın birini.
“yoksa her şey benim olmadığım yerlerde benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?” diğer bir soru takılır zihninize tam soru işaretinin çengelinden.
insanların kurtuluşu için sizin bulduğunuz yollardan biri de sinemadır, tıpkı sesinizin yankılandığı bu yerin sakinleri gibi. dersiniz ki yusuf atılgan’ın kaleminden;
” çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarının düşünen kişi değil. ama beş on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleri ile onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar. bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.”
ve bilirsiniz “siz sevilmez, sen sevilir” ve bilirsiniz karıncalar bilmeden severler ve adako’yu ve kuyaro’yu tanırsınız, ve isimlerin insanların en alakasız yanları olduğunu öğrenirsiniz…
ve b.yi ararsınız yine, yanınızdan geçerken bile, çarpıştığınızda bile…
ve ” ah, zehra…”
devamını gör...
manipülatif insanlar
zeki insanlardır.
tabi bunu iyiye kullananlar da vardır kötüye kullanan da vardır.
her olayın iyisi kötüsü olduğu gibi normaldir.
böyle insanlara saygı duyuyorum zekiler iletişimden anlıyorlar gözlemcilik yetenekleri çok üst düzey oluyor.
tabi bunu iyiye kullananlar da vardır kötüye kullanan da vardır.
her olayın iyisi kötüsü olduğu gibi normaldir.
böyle insanlara saygı duyuyorum zekiler iletişimden anlıyorlar gözlemcilik yetenekleri çok üst düzey oluyor.
devamını gör...
sözlükte her gün yeni bir yazarın popülerleşmesi
aramızda anlaşıyoruz, her gün birimizi pohpohluyoruz. huzur ev gibi. benin kuram 12 mayısa çıktı mesela
devamını gör...
kıskanç sevgili
nefes darlığına sebep olan insan. aşk insanı özgürleştirir, kısıtlamaz.
devamını gör...
ayçiçek yağı
ay sonunu denkleştiremeyen
yoksul halkın kâbusu
çapulcular açlar için
istifini bozamayan mebusu
çanak tutanların
etiketten yok haberi
kar kış dinlemez bunlar sık der kemeri
ya rab açtık ellerimizi
ayçiçek için yazdık astokrişimizi
ğğğğ*
ıslah olsun artık birileri.
çığlıklar yardım çığlıkları allahın belaları.
yoksul halkın kâbusu
çapulcular açlar için
istifini bozamayan mebusu
çanak tutanların
etiketten yok haberi
kar kış dinlemez bunlar sık der kemeri
ya rab açtık ellerimizi
ayçiçek için yazdık astokrişimizi
ğğğğ*
ıslah olsun artık birileri.
çığlıklar yardım çığlıkları allahın belaları.
devamını gör...
marketten çıkınca fişi kontrol etmek
-benim için - olmazsa olmaz kuraldır.
yapılmadığı anda mutlaka fişte hata çıkar.
(bkz: murphy kanunları)
elma alırım, armut geçerler.
10 kalem ürün alırım, fişte 9 kalem ürün vardır.
indirimli diye ürünü alırım, normal fiyat gözükür.
o fiş didik didik edilmek zorunda yoksa evden geri dönmek zorunda kalıyorum.
yapılmadığı anda mutlaka fişte hata çıkar.
(bkz: murphy kanunları)
elma alırım, armut geçerler.
10 kalem ürün alırım, fişte 9 kalem ürün vardır.
indirimli diye ürünü alırım, normal fiyat gözükür.
o fiş didik didik edilmek zorunda yoksa evden geri dönmek zorunda kalıyorum.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
ey tatilde olmak isteyip olamayanlar,
ey paylaşım yapmaktan tatil yapamayanlar,
ey 11 ay + 3 hafta hemencecik biten 7 gün için çalışanlar,
ey sineğin kanadından yağ çıkaran, bira diye arpa suyu kakalayan her şey dahil otel mağdurları,
sen... ben... o... hepimiz! kardeşlerim!
bu hafta dışınızdaki irlandalı cağnımla tatilde olmak ya da olmamak konuşacağız çünkü bu sıcakta tabi ki bütün mesele bu!
şuraya muazzam bir şarkı iliştiriyorum konuya binaen.
aşağıya da tabi ki tam bizlik bir görsel çalışan cenk'in arka bahçesi imzalı afişimizi.
o şemsiyenin altında buluşalım mı bu akşam 9'da? zaten şunun şurasında kaç kişiyiz ki...
ey paylaşım yapmaktan tatil yapamayanlar,
ey 11 ay + 3 hafta hemencecik biten 7 gün için çalışanlar,
ey sineğin kanadından yağ çıkaran, bira diye arpa suyu kakalayan her şey dahil otel mağdurları,
sen... ben... o... hepimiz! kardeşlerim!
bu hafta dışınızdaki irlandalı cağnımla tatilde olmak ya da olmamak konuşacağız çünkü bu sıcakta tabi ki bütün mesele bu!
şuraya muazzam bir şarkı iliştiriyorum konuya binaen.
aşağıya da tabi ki tam bizlik bir görsel çalışan cenk'in arka bahçesi imzalı afişimizi.
o şemsiyenin altında buluşalım mı bu akşam 9'da? zaten şunun şurasında kaç kişiyiz ki...

devamını gör...
z kuşağının sözlüklerin kalitesini düşürmesi
z kuşağı olacak tabi sözlükte sadece bizim gibi moruklar mı olsun. yazın ablam millet tiktokta embesil hareketler yaparken siz buraya yazın , ben sizi destekliyorum.
devamını gör...
yunanlar medeniyet inşa ederken türkler ne yapıyordu
yoğurdu buluyordu, yunan çalıp adını 'yunan yoğurdu' koysun diye...*
devamını gör...