normal sözlük yazarlarından tavsiyeler
hiçbir şeyi kafaya takmayın. önem vermeyin anlamında değil bu; sadece kafaya takıp kendinize eziyet etmeyin. insan dünyaya bir kere geliyor ve zaman çok değerli.
ben mi?
(bkz: başaramadı)
ben mi?
(bkz: başaramadı)
devamını gör...
üç kelimeyle üniversite hayatı
boşa geçen zaman.
devamını gör...
tek cümlelik korku hikayesi
sene 2023: rte balkon konuşması yapıyor.
devamını gör...
pazartesi ders çalışmaya başlayan öğrenci
ablası da (bkz: pazartesi diyete başlayacağım)dır.
devamını gör...
sözlük radyosunda çalacak ilk parça
queen - we are the champions.
devamını gör...
ruh sağlığının en az fiziksel sağlık kadar önemli olması
yıllardır depresyonla mücadele eden biri olarak, ruh sağlığının da önemli olduğunu kimseye inandıramadım. elbette fiziksel sağlığımız çok önemli ama ruh sağlığımız bizi ayakta tutmaya yarayan yegane şeylerden biridir bence.
sevdiklerinizi çok geç olmadan kontrol edin efenim.
sevdiklerinizi çok geç olmadan kontrol edin efenim.
devamını gör...
unutulmaz baba sözleri
"sen bu rahatlıkla gün gelir, okyanusun ortasında susuz kalırsın" derdi hep ne olduğunu hiç anlayamadım. birgün kalırsam artık kısmet anlayabilirim belki.
devamını gör...
aşık olmak
flaubert'in aşk tanımı:
"merak. birine karşı ansızın bir merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. aşka en uzak cümle; senden nefret ediyorum değil, bilmek istemiyorumdur."
"merak. birine karşı ansızın bir merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. aşka en uzak cümle; senden nefret ediyorum değil, bilmek istemiyorumdur."
devamını gör...
kedi kumu
kristal silika kedi kumunu market raflarında görmem akabinde ekşi yorumlarını da olumlu bulunca aldım. evet gerçekten de diğer kedi kumlarına göre birçok avantajı var. iri taneli olduğundan patiye takılmıyor ve eve dağılmıyor. ayrıca kristal silika; idrarı topak haline getirmiyor, idrarı emiyor ve kokunun yayılmasını engelliyor. bir diğer avantajı ise küçük partiküllü kedi kumlarına göre daha uzun süre dayanıyor.
az önce tesadüfen bir dezavantajına denk geldim; literatürde silikozis diye geçip meslek hastalığı sayılan bir hastalık. işlemlerden geçip parçalanan silika kristallerinin solunması veya yutulması halinde silikozis hastalığı peyda oluyor. hastalığın ayrıntılarına girmeye gerek yok, ciddi ve sinsi bir hastalık. kedi ya da kişi o silika kristallerini nasıl parçalayacak da soluyacak demeyin çünkü ambalajların içinde toz halinde ve ufak sayılabilecek silika kristalleri gördüm.
t: kedilerin itrah mekanı.
az önce tesadüfen bir dezavantajına denk geldim; literatürde silikozis diye geçip meslek hastalığı sayılan bir hastalık. işlemlerden geçip parçalanan silika kristallerinin solunması veya yutulması halinde silikozis hastalığı peyda oluyor. hastalığın ayrıntılarına girmeye gerek yok, ciddi ve sinsi bir hastalık. kedi ya da kişi o silika kristallerini nasıl parçalayacak da soluyacak demeyin çünkü ambalajların içinde toz halinde ve ufak sayılabilecek silika kristalleri gördüm.
t: kedilerin itrah mekanı.
devamını gör...
fakirlik belirten detaylar
para saymayı bilmemek.
devamını gör...
yazarların en sevdiği renk
kesinlikle siyah çünkü aşırı asil bir renk olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
misafirin sinir eden davranışları
misafirliğe misafiri ile gelmesi.
üzerine vazife olmadıği halde ev dekorasyonunu eleştirmesi.
onu da çağıralım bunu da çağıralım diyerek ev sahibesini zor durumda bırakması.
üzerine vazife olmadıği halde ev dekorasyonunu eleştirmesi.
onu da çağıralım bunu da çağıralım diyerek ev sahibesini zor durumda bırakması.
devamını gör...
kudüs'e asker gönderelim
bir atasözü vardır bilirsiniz, bekara karı boşamak kolaydır. aynı o hesap bunu öne süren guruh. lan oğlum sizin kimi gönderiyorsunuz, nereye gönderiyorsunuz? asker oraya gidince elinde çiçeklerle karşılanmayacak, şehit vereceksiniz. gönderdiğiniz mehmetcik sizin oğlunuz değil ya atıp tutun tabii.
devamını gör...
yalnızlığın en çok dokunduğu an
arkadaşlarımın sevgililerine hediye, sürpriz hazırlarken onlara fikir verdiğim, yardım ettiğim andır. hep o gruplarda yalnız oturuyorum ve bu çok koyuyor bana. çünkü bu zamana kadar başkalarını düşündüğüm gibi kimse düşünmedi beni. kimse sürpriz yapmadı onlara hazırladığım gibi..
bihter ziyagil'in : "gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar" repliği canlanıyor zihnimde..
bihter ziyagil'in : "gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar" repliği canlanıyor zihnimde..
devamını gör...
felemenkçe
güney afrika cumhuriyeti'nin afrikaans denilen resmi dili. beyaz ve coloured denilen melezlerin anadilidir.
devamını gör...
1. nesil
seneye bu zamanlar alt tertip yazarlara devrecilik yapacak, onlara “torun” diyecek olan nesildir. haftada bir sözlüğe su basacağız.*
devamını gör...
çılgın hırsız
2010 yapımı çılgın hırsız -orijinal adıyla despicable me- çocuk, komedi türünde bir animasyon filmidir.
pierre coffin ve chris renaud yönetmenliğinde, cinco paul ve ken daurio'nun kaleminin mahsulüdür.
gru'nun karakteri analiz ederken hep bir ağızdan söylenen söz kötü karakterdir. hayatına bir anda dahil olan üç küçük kızın gru'nun içindeki baba figürünü, iyi tarafı, yufka yüreği gördüklerini ve bu sayede gru'nun değiştiğini ifade ederler.
gru aslında hepimiz kadar kötü. ortaya atılan özünde her insan iyidir safsatasına benim gibi siz de inanmıyorsanız ne demeye çalıştığımı çok iyi anlarsınız. hepimiz kötüyüz özümüzde ve iyi olmaya iyi kalmaya çalışıyoruz.
gru da öyle. o üç küçük kız çıkıp gelene kadar iyi olmak için bir nedeni yoktu. yorumların aksine kızlar çıkarmadılar o iyiliği gru iyiliği yansıtmak için bir neden buldu. biz küçük küçük hırsların peşinde koşarken, gizli saklı bir haltlar yerken gru bunları açık açık yapmaktan çekinmiyor. içini dışarı yansıtıyor. biz safi iyilik olduğumuzu iddia ederken o göğsünü gere gere nasıl kötü olunabiliri gösteriyor bize. işte katıksız samimiyet budur.
minyonların sahnelere sızıp birbirinden komik hallere girmeleri, sürekli şakalaşmaları ve tatlı tatlı birbirlerinin kuyularını kazmaları herkesleri kahkahaya boğuyor. sarı minik yaratıklar sürekli rol çalıyor ve özellikle çocuk izleyicileri güldürüyor. biraz kedilik var gibi geldi bana ama uzaylıda olabilirler emin değilim. gerçi zaten kedilerinde uzaylı olduğunu düşünürsek yine bir şekilde akraba çıkıyorlar.
agnes, margo, edith; gru'nun iyiliği seçme nedenleri. onlarda kendi tatminsiz çocukluğunu görüyor belki kim bilir? annesi tarafından biraz ötelenmiş bir çocuk minik gru, ciddiye alınmamış, sevgi gösterilmemiş... belki de kötü olma çabasının altında yatan sebep bu. bir intikam ya da bir şekilde yine de annesinin gözüne girme çabası. ama başarısız bir çaba kötü olamıyor gru. gözlere soka soka bakın ben en kötüyüm dese de üç küçük kızla birlikte ne olması gerektiğini öğreniyor.
seslendirme ekibi;
gru (ata demirer)
margo (melis severcan)
edith (mısra balkan)
agnes (idil küner)
vector (yekta kopan)
dr. nefario (faruk akgören)
mr. perkins (mazlum kiper)
miss hattie (özden ayyıldız)
fred mcdade (murat şenol)
turist baba (oğuz özoğul)
turist anne (ezel kalkan)
eleştiri oklarına maruz kalmış bir animasyon, belki beklentinin biraz altında ama ailecek ve keyifle izlenebilecek bir film. bir animasyondan ne bekliyorsanız hepsi var içinde. ayrıca karakterlerin oluşturulma şeklide çok hoş. hepsi kendine has. özellikle gru.
iyi seyirler efem.
pierre coffin ve chris renaud yönetmenliğinde, cinco paul ve ken daurio'nun kaleminin mahsulüdür.
gru'nun karakteri analiz ederken hep bir ağızdan söylenen söz kötü karakterdir. hayatına bir anda dahil olan üç küçük kızın gru'nun içindeki baba figürünü, iyi tarafı, yufka yüreği gördüklerini ve bu sayede gru'nun değiştiğini ifade ederler.
gru aslında hepimiz kadar kötü. ortaya atılan özünde her insan iyidir safsatasına benim gibi siz de inanmıyorsanız ne demeye çalıştığımı çok iyi anlarsınız. hepimiz kötüyüz özümüzde ve iyi olmaya iyi kalmaya çalışıyoruz.
gru da öyle. o üç küçük kız çıkıp gelene kadar iyi olmak için bir nedeni yoktu. yorumların aksine kızlar çıkarmadılar o iyiliği gru iyiliği yansıtmak için bir neden buldu. biz küçük küçük hırsların peşinde koşarken, gizli saklı bir haltlar yerken gru bunları açık açık yapmaktan çekinmiyor. içini dışarı yansıtıyor. biz safi iyilik olduğumuzu iddia ederken o göğsünü gere gere nasıl kötü olunabiliri gösteriyor bize. işte katıksız samimiyet budur.
minyonların sahnelere sızıp birbirinden komik hallere girmeleri, sürekli şakalaşmaları ve tatlı tatlı birbirlerinin kuyularını kazmaları herkesleri kahkahaya boğuyor. sarı minik yaratıklar sürekli rol çalıyor ve özellikle çocuk izleyicileri güldürüyor. biraz kedilik var gibi geldi bana ama uzaylıda olabilirler emin değilim. gerçi zaten kedilerinde uzaylı olduğunu düşünürsek yine bir şekilde akraba çıkıyorlar.
agnes, margo, edith; gru'nun iyiliği seçme nedenleri. onlarda kendi tatminsiz çocukluğunu görüyor belki kim bilir? annesi tarafından biraz ötelenmiş bir çocuk minik gru, ciddiye alınmamış, sevgi gösterilmemiş... belki de kötü olma çabasının altında yatan sebep bu. bir intikam ya da bir şekilde yine de annesinin gözüne girme çabası. ama başarısız bir çaba kötü olamıyor gru. gözlere soka soka bakın ben en kötüyüm dese de üç küçük kızla birlikte ne olması gerektiğini öğreniyor.
seslendirme ekibi;
gru (ata demirer)
margo (melis severcan)
edith (mısra balkan)
agnes (idil küner)
vector (yekta kopan)
dr. nefario (faruk akgören)
mr. perkins (mazlum kiper)
miss hattie (özden ayyıldız)
fred mcdade (murat şenol)
turist baba (oğuz özoğul)
turist anne (ezel kalkan)
eleştiri oklarına maruz kalmış bir animasyon, belki beklentinin biraz altında ama ailecek ve keyifle izlenebilecek bir film. bir animasyondan ne bekliyorsanız hepsi var içinde. ayrıca karakterlerin oluşturulma şeklide çok hoş. hepsi kendine has. özellikle gru.
iyi seyirler efem.
devamını gör...
mansur yavaş'ın paket verme ayıbını ortadan kaldıran projesi
insan isterse ne güzel işler yapıyor değilmi. dinazor nedir lan.
devamını gör...