son nefesimi vereceğim an " güzel bir hayat yaşadım, yakınlarıma ise sevgiyle hatırlayacakları güzel anılar bıraktım." diyebilmek.
devamını gör...



kayıp bir şeyler
var aramızda
bilmediğim halde ziyadesiyle
kaybolmuş
derin bir hal içindeyim
o kadar kolay değil bu
sakladığın hep bir şeyler var
ellerini kaçır tamam ama
gözlerinde ayrılıklar
o kadar ucuz değil bu
o gün de susmuştun ve yüzünde
bilmediğim bir sen
birikmiş, sanki dert olmuş gibi sana
vazgeçmişsin
o kadar kolay değil bu
sakladığın hep bir şeyler var
ellerini kaçır tamam ama
gözlerinde ayrılıklar
o kadar ucuz değil bu
devamını gör...

bunlar nasıl tanımlamalar yaa* kim, ne, nasıl? not almak gerekli. biri özetlesin*
devamını gör...

gezerken okuyan bilir.
devamını gör...

of course (bkz: lost) dizisidir. hatta flashback olayını da bu dizi moda yapmıştır.
devamını gör...

ölüm makinası.
devamını gör...

erkek cinayeti diye bir kavram yoktur. kadın cinayetlerinde, kadın özelikle belirtildiği için buna karşılık bazı insanların bakın erkekler de ölüyor savı ile yaptıkları tanımdır. bunu da savaşlarda, trafikte, kesici ve patlayıcı aletlerle öldürülen insanlara bakıldığında daha çok erkek ölüyor diyerek savunurlar. bu bir demogojidir. haklıdır ama tanım hatalıdır. olması gereken tanım cinsiyetin belirtilmesi ihtiyacı duymadan sadece cinayettir ya da ölümdür. o kişi erkek olduğu için ölmemiştir. devlet politikaları, yetiştirilme tarzı
, toplumun iletişim dilinin nefret dili olması, ülkedeki bireysel silahhlanma oranları vs yüzünden ölmüştür.

kadın cinayetleri kavramı namus cianayetlerini, birlikte olduğu erkekten ayrılmak istediği için ya da ayırıldığı için öldürülen kadınları kapsamaktadır. hangi erkek ayrıldığı için ya da bakir olmadığı için öldürülür ( istisnalar kaideyi bozmaz) . kadın cinayetlerinden kasıt trafikte ölen kadınlar değildir. ben de geçen sene ölümcül bir kaza yaptım ölseydim arkamdan kadın cinayeti denmeyecekti. ama ayrılmak istediğim adam trafikte beni sıkıştırıp kaza yapmama sebep olsa bunun adı kadın cinayetidir.
devamını gör...

amerikan ulusal havacılık dairesi nasa tarafından gerçekleştirilen insanlı ay yolcuğu projesidir.

özellikle doğu bloku ile yaşanan soğuk savaş ve uzay yarışı, bu projenin gelişmesinde etkili olmuştur.
devamını gör...

sümerlilerin inanışına göre aşk tanrıçası.

sayın ateist kaplumbağa kendisiyle ilgili tüm efsaneyi çok güzel anlatmış. ben de onun diğer kültürlere ve dinlere etkisinden bahsedeyim. kaynak olarak muazzez ilmiye çığ’ın kur’an,incil ve tevrat’ın sümer’deki kökeni adlı kitabını kaynak olarak kullanıyorum.

muazzez hanım , bu olayın benzerini kur’an’da şu şekilde yansıdığından bahseder. kur’an’da inanna tanrı,dimuzi ve enkimdu’nun yerini habil ve kain(kabil) alıyor. habil koyun çobanı oluyor, kabil de çiftçi oluyor. sonra ikisi de yaptıkları hasılatlardan tanrı’ya sunuyorlar. burada tanrı sümerlilerdeki inanna. tanrı bakıyor ve habil’in sunduklarını daha çok beğeniyor ve bunun üzerine kıskanan kabil, kardeşi habil’i öldürüyor. kalan hikayesi çok benzerlik taşımasa da kardeşler ve kardeşlerin meslekleri benzerlik gösteriyor.

sümerlilerin geniş topraklara sahip olması ve diğer kültürlere etkisi çok fazla olduğundan, inanna sonradan şekil değiştirerek afrodit de olmuş meryem de. afrodit konusunda aynı fikirde olmakla birlikte, meryem konusunda hem fikir değilim. kitabında, şu an hristiyanların çoğunun meryem’i isa’dan daha üstün tuttuğundan ve ondan yardım dilediklerinden bahseder. belki isa’dan önceki alışkanlıkların devam etmesidir bu meryem onlar için. ama incil’de onun yüceltilmesiyle ilgili bir bilgi yok. evet incil’de de saygı duyulan bir figür meryem. ama dualarınızı ona yapın demiyor. ama insanlar hala(dediğim gibi eski alışkanlıkları sürdürerek) ondan aman dilemeye devam ediyorlar. belki muazzez hanım’ın da bu konuda anlatmak istediği budur, bilemem.

ayrıca bu inanna’nın tanrının firavuna grlaket getirmesinin de benzeri hikayesi var. kur’an da firavun’a ve musa’nın mucizelerine inanmayan halka türlü felaketler gönderiyor. bunlardan biri de suyu kana çevirmek. inanna’nın efsanesine göre de, inanna gezintiye çıkıyor ve bir süre sonra yoruluyor; bir bahçede uyuyakalıyor. bahçe sahibi geliyor ve inanna’ya tecavüz ediyor. inanna kendine gelince sinirlenip türlü felaketler gönderiyor. bunlardan biri de şu şekilde geçiyor efsanede:


inanna utancından ne yaptı! ülkedeki bütün kuyuları kan ile doldurdu. odun taşıyan köleler kandan başka bir şey içemediler’


bu inanna bir de harut-marut melekleri olayında da devreye giriyor. adem yeryüzüne indikten sonra, melekler adem’in hatalarından dolayı dalga geçmişler. tanrı da ‘çok biliyorsanız siz daha iyisini yapın bakalım’ demişler. bunun üzerine yeryüzüne gönderilmek üzere, harut ve marut melekler seçiliyor ve dakka bir gol bir zühre adlı güzel kadına aşık oluyorlar. tabi zühre tamamen onları sınamak için gönderiliyor. tabi iki melek birbirine giriyorlar onun için ve sınavı kaybediyorlar. burada farklı efsaneler var. kimi yerde zühre ile beraber olduklarından bir kısmında da beraber olmadıklarından be kadının onları kandırdığından bahseder.neyse tanrı da onlara ceza için kuyuya baş aşağı asılmalarını emretmiş. bu da inanna’nın ateist kaplumbağa’nın anlattığı olaya benziyor. ben karmaşık anlattım. biraz daha konuyu araştırayım inanna için destan yazacağım*

aslında bu konuda samuel noah kramer’in de kapsamlı çalışmaları var. onları da okuyarak aslında daha kapsamlı bilgiler edinebiliriz. bu konuda açık olan kapıların kapanması hususunda yardımcı olacaktır.
devamını gör...

acıyı yaşatanların hesabı görülsün diye var.

ne yani, yaptıkları yanlarına mı kalsın?

edit: imla.
devamını gör...

fırtına yaklaşınca olur, ekte görüldüğü gibi.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

böyle giderse her akşam 17 oy ve 3 fav alan tanımları her birlikte masaya yatıracağımızı gösteren bir başlık. belki yarın 18 oy ve 5 fav olur tabi orasını bilemeyiz.

şaka bir yana dün bir yazarımız bir tanımın o kadar fazla beğeni ve favori almasının kendince mantıksız olduğunu göstermek için bir başlık açmıştı. başlık altında başlığı açan yazarımız ile aynı görüşte yazarlar olduğu gibi kendisinin eleştirdiği tanımdaki yazarımızı destekleyen yazarlar da oldu. rahatsız olunan bir durum ve buna eleştiri sunan bir yazarımız, bu eleştiriye katılan ve katılmayan diğer yazarlarımız var, buraya kadar her şey tamam.
bana göre tamam olmayan şey ise bir yazara bu kadar yüklenmek, her tanımını mercek altına alıp aldığı oy ve favorileri saymak, bunu da geçtim "bu tanım bu kadar etmez, sen bunu nasıl alırsın" diyerek ulu orta onu yermek.
arkadaşlar eleştiri güzeldir ama toplum önünde verilen nasihat hakarettir diye bir söz de vardır bunu göz ardı ediyoruz sanırım. birçoğumuz sözlüğü kafa dağıttığımız, düşüncelerimizi paylaşıp çıktığımız bir yer olarak görüyoruz, bazılarımız daha az bazılarımız daha çok önemsiyor burada yazılanları. sözlüğü seven ve burada yazılanları önemseyerek okuyan biri olarak dünden beri eleştirilen yazar için üzüldüm açıkçası bu kadar üzerine gidilmesini doğru bulmuyorum.
biz elmayı sevmiyoruz, soyarak yemiyoruz diye elmayı seven onu soyarak yiyenlere neden bu kadar az tahammülümüz? neden bir açık bulduğumuz ilk anda kenarından biraz da bir oymaya, açığı genişletmeye çalışıyoruz?
gideyim şapkamı alıp önüme koyayım da biraz düşüneyim en iyisi.
devamını gör...

sahip olduklarımızın değerini anlayamayacağımız kadar kısa.
devamını gör...

istinye park’ta bulunan şubesi rezaletlerden rezaletlere koşmuştur bugün. ağız tadıyla bi dune izleyecek izleyicilerin hevesini kursağında bırakmaya yemin etmişler sanki. önce imax 3 boyutlu başlayan filmin 3 boyut ayarı tam olmadan başlattılar filmi. sonra filmin başlarında görüntü gitti… bir dakika boyunca sadece ses duyduk. insan bi görevli bırakır o makinenin başına. resmen terbiyesizlik ve iş bilmezlik. ama bununla da bitmedi evet. sonra çıkıp “3d sistemi bozuk, film 2d devam edecek” dediler. seyircilerin “biz imax parası verdik. ödediğimiz ücret nolacak?” şikayetlerini de utanmadan duymazdan geldiler. ve film 2 boyutlu devam etti. ne bi özür ne bi telafi. ama bununla da bitmedi tabi. filmin ikinci yarısı ne hikmetse bozuk 3d ile başladı. ve salona gözlüksüz giren herkes tekrar mağdur edildi. makinenin başında yine kimse yok tabi. rezillik oğlu rezillik…
neyse sinir oldum küfür etmemek için girdiyi kesiyorum. bu da benim için istinye park cinemaximum’un sonudur. daha da olsa gitmem.
devamını gör...

özel görelilik kuramına göre, hareketli sistemlerde zamanın, hareketsiz sistemlere göre daha yavaş akması durumu. biri yere diğeri uçağa bırakılan 2 adet saat ile deneysel olarak kanıtlanmış bir olgudur.

ayrıca (bkz: ikizler paradoksu)
devamını gör...

önceleri şahane olan ama son zamanda iyiden iyiye bozulan sözlüktür. nedenini yazmaya gerek yok aslında sözlüğün akışı gayet bunu kanıtlar nitelikte. ilk buraya üye olduğumda gayet iyiydi, herkes kafasına göre takılıyordu, milletin nikaltına gidip linç girişimi düzenlenmiyordu, karşıt görüşlülere saygı vardı lakin bunlar artık burada mevcut değil. sebebi de aslında yönetimin iti kopuğu buraya doldurmasıdır.

çok yazarla sözlük kaliteli olmaz, çokluk olan yerde bokluk olur bunu hiçbir zaman unutmayın. bakın sayın sözlüğün yöneticileri, moderatörleri, editörleri. editörler ne alaka ya neyse… buraya belli bi emek vermişsiniz, güzel de bi ortam oluşturmuşsunuz gayet şahane ama bu ortamın içine etmek isteyen 31ci ergenler var, kendisi gibi düşünmeyeni anında vatan haini ilan eden klavye milliyetçileri var, hiçbir görüşe saygı duymayıp bel altı vuran dallamalar var. bunlara karşı tedbir almazsanız inanın çok yazar kaybı yaşarsınız aynı uludağ sözlük gibi.

bakın oradan kaçtık geldik burada huzur bulalım diye ama burayı da mahvetmek isteyen uludağ sözlük kaşarları var bilginiz olsun, onlara fırsat vermemenizi öneririm. sözlüğünüzü düşünüyorsanız artık bir şeyler yapın, huzurla mutlulukla yazalım şurada, daha çok emek verelim buraya ama şu dediğim malları sözlükten uzaklaştırarak yaparsınız bu işlemi. sevgiler saygılar..
devamını gör...

tabi karnelere barış manço gibi 10 puan, 10 puan, 10 puan, şeklinde not verilirse millet uzaktan eğitimde çocuklar bir halt öğreniyor sanar.
devamını gör...

bir oda
köşesinde tek kişilik bir yatak
yatağın üzerinde adam
uyuyor yalnızca

bir rüya görüyor
uzun zamanlar geçiyor
alışıyor bu rüyaya
burada yaşamaya başlıyor

onu bilinci yanıltıyor
uyanınca kötü olacak sanıyor
halbuki koca bir dünya var
o ise bunu bilmiyor

mutlu olmak istiyor
en azından böyle diyor
mutluluk önünde
o gözünü açmıyor

duvarlarda tablolar
gökyüzünde yıldızlar
adam hala uyuyor
mumlar yavaş yavaş eriyor

geceler gündüz oluyor
karanlıklar aydınlık
mesafeler yok
adam gözünü açmıyor

adam açmalı gözünü
görmeli dünyanın yüzünü
tablolar ve yıldızlar
özlüyor gülüşünü....
devamını gör...

dümdüz insandır,bu bir çaylaksa belki burada tuttururum demiştir ama bu bir yazarsa ekşi sözlükte olan namını yürütme amacıyla gelmiş olabilir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim