uyurken usul usul ölmek. yaşarken bir varlık gösteremedim. ölürken de kimseyi rahatsız etmek istemem. hiç gelmemiş gibi gitmek isterim .
devamını gör...

mümkünse koyun yoğurdundan olmalı, eser miktarda nane ve zeytinyağı olmalı.
devamını gör...

döneminde bozulan devlet yönetimi, mantıksız kararları neticesinde 7 ağustos 1648 yılında tahttan ulema'nın fetvası ile indirilen sultan ibrahim, topkapı sarayında bir odaya hapsedilmişti ve kapı kilidine bizzat annesi kösem sultan elleriyle kurşun dökmüştü. sultan ibrahim, hislerini ve fikirlerini kesinlikle saklamıyor, sürekli bağırıp isyan ediyor, yeni rejimin ileri gelenlerine sövüp sayıyor ve dehşetli tehditlerde bulunuyordu. söyledikleri odasının önünden geçenler tarafından duyuluyor ve tüm istanbul'a yayılıyordu. istanbul halkı, yeniden kurulan zorba idaresine diş biliyor ve sultan ibrahim'i haklı buluyordu.

yeniçeri ocağı dışında kalan askeri sınıflar da padişahın tahttan indirilmesinden ve yerin henüz 6 yaşında bir çocuğun çıkmasından son derece rahatsızlardı. bilhassa sipahiler memnuniyetsizliklerini açıktan açığa söylüyor, sultan ibrahimin tahttan indirilmesi için bir sebep olmadığını, 7 yaşına dahi gelmemiş bir çocuğun padişah ve halife olamayacağını savunuyorlardı. sultan ibrahim'in tekrar tahta geçtiği haberleri bilinmeyen bir kaynaktan şehre yayılıyor ve halk tarafından sevinçle karşılanıyordu.

istanbul'un zenginlerini, armatörleri, tacirleri hatta esnafı haraca kesmeye başlayan yeniçeriler'in zorbalığından kurtulmak için halk, bütün ümitlerini hapisteki padişahın tekrar tahta geçmesine bağlamışlardı. öyle bir an geldi ki, kösem sultan, sultan ibrahim öldürülmediği takdirde halkın onu zorla hapisten çıkarıp tahta oturtacağını şeyhülislam ve sadrazam'a bildirdi. kösem sultan da, ihtilalciler de böyle bir durumda hayatta kalamayacaklarını biliyorlardı. şimdiye kadar osmanlı tarihinde hiçbir anne oğluna kösem'in yaptığı gibi ihanet etmemiştir.

ihtilalciler, kösem'den memnun değillerdi, onun ihtirasından ve entrikalarından çekiniyorlardı. ancak onu ortadan kaldırmanın bir çaresi de yoktu. o zaman saray partisini kaybeder, halkın nefretiyle başbaşa kalırlardı. sultan ibrahim'i tahtından eden ihtilal, ulemanın yeniçerilere katılması ile gerçekleşmişti. sultan ibrahim, saraydan ve bizzat annesi tarafından ihanete uğramış olsa da, ulemayı tutmayı bilseydi, diğer kapıkulu ocakları tarafından desteklenmeyen yeniçerilerin böyle bir ihtilali yapmaya güçleri yetmezdi. şimdi bile sultan ibrahim'in hayatta olduğu her dakika tehlikede oldukları anlaşılmıştı. işte bunun üzerine, sultan 2.osman'ın öldürülmesinin üzerinden tam olarak 26 yıl sonra, osmanlı tahtı, yeniden bir hükümdarın öldürülmesi ile kana boyanıyordu.

saray askeri ile sipahilerin, sultan ibrahim'in yeniden tahta çıkarılması konusunda anlaştıkları kösem sultan tarafından ihtilalcilere bildirildi. kösem sultan gönderdiği pusulada acele edilmesini söylüyordu. bunun üzerine yeniçeri ağaları, sadrazam mehmet paşa ile şeyhülislam abdürrahim efendi'yi harekete geçirdiler. devletin en kıdemli iki memuru yanlarına 4.murad'ın meşhur cellatbaşısı kara ali'yi alarak sultan ibrahim'in kaldığı odanın önüne geldiler. sultan ibrahim o sırada 32 yaşındaydı ve bu heyeti karşısında görünce küfürler savurmaya ve sadrazam'la şeyhülislam'ın aşağılık adamlar olduğunu haykırmaya başladı.

padişahın bu bağırmalarından ve heybetinden korkan cellat kara ali, gözyaşı dökerek yapmak istemediğini söyledi ve kaçmaya kalktı. fakat sadrazam elindeki asa ile kara ali'ye vurarak işini yapmasını söyledi. bu hengame içinde sultan ibrahim boğularak idam edildi ve akabinde ayasofya'da amcası sultan mustafa'nın yanına defnedildi.

o zaman 6 yaşlarında bir çocuk olan padişah 4.mehmet, babasının öldürülmesinde parmağı olan 70 kişinin isimleri bir deftere kaydettirdi ve yıllar içinde eceliyle ölmeyen kim varsa tek tek ortadan kaldırdı.
devamını gör...

(bkz: havlayan köpek ısırmaz). ulan ne kadar saçma havlayan köpek ısırır.
devamını gör...

kişinin kendinden bahsederken söyleyebileceği kelime.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sakince yürürken düşüncelere dalar, hayatı sorgulamaya başlarsınız. düşünceler üst üste gelmeye başladığı anda temiz deniz havası alır rahatlarsınız. güzel bir terapi yöntemidir.
devamını gör...

ilaç gibi gelmiştir, son kuruşuna kadar harcadım. bu gamification özelliğini akıl eden ve hayata geçiren ekibin eline aklına sağlık, sözlük ekibi belli ki teknoloji trendlerini yakından takip eden fişek gibi bir kadroya sahip.
devamını gör...

elbet bir gün ben de sevileceğim.
devamını gör...

bunun 2 sebebi var;
1) kesilen cezalar ödenmek zorunda değil. çok bilmesem de başvuruyla iptal ediliyor kolayca.
2) ceza davranışı yok etmez erteler. (bkz: edimsel koşullanma) istediğiniz kadar ceza verin çoğunlukla işe yaramayacaktır. bir de şunu es geçmemek lazım sosyal öğrenme; şimdi bu ablamız cb iftarlar yasakken iftara giderken ben salak mıyım diyordur kendisine, çoğumuz gibi.

bugün hasta annem dün vefat eden halasını bu tedbirler yüzünden göremeyecek. korona yüzünden ölmesede aileye gösterilmeden 30 kişiyle defnedilmesi gerekiyor. şıh değil anneanem diye mi göremiyruz ?
devamını gör...

yürümek, şöyle deniz kenarında, zamansız, hesapsız kitapsız, belki birazda müzik.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
| buğday tarlası ve kuzgunlar -van gogh
van gogh; sağlık durumununun kötüye gittiğini hissettiği, umutsuluğun ve yalnızlığın dalgalarında boğulurken yaptığı resim.
bir iç döküş.

van gogh'un en sevdiğim eseri denebilir. sahiplenebilecek kadar sade ve ünsüz.
devamını gör...

pastirmalicorek ) duymasın.*

örnek veriyorum;
yazeminmiyiz, honki ponki, elma kurdu, pastirmaliçörek aklıma bunlar geldi şimdilik kim bunlara baksa kadın olduğunu anlar.


yazık oldu dağ gibi yiğide...*
devamını gör...

amerikada bir grup insan pirelerin 30 cm üzerine sıçrayabidiklerini gördüklerinde bir deney yapmaya karar verirler. zemini metalden geri kalanı camdan bir fanusun içinde pireleri koyarlar ve tabandaki metali ısıtmaya başlarlar. canı yanan pireler ise canları yanarak sıçrayabildikleri kadar sıçrar. tavanı camdan yapılmış fanustan çıkmak na-mümkündür.cama sertçe çarparak geri dönerler.. böylece pireler şunu öğrenir ne kadar sıçrarlarsa sıçrasınlar belirli bir yüksekliğe geldiklerinde bir şeye çarpacaklar ve gerisin gerisiye düşeceklerdir.
daha sonra fanusun tavanındaki cam çıkarılır. ama pireler görünmez şeyin orda olduğunu düşünerek kesinlikle kutunun boyutlarından yükseğe sıçramayacaklardır. artık kanıksamışlarıdır.

işte bu görünmez şey kadınların iş hayatında sadece belirli bir noktaya kadar yükselmelerine izin veren ,belirli bir noktadan sonra yükselme sağlamayacaklarını düşündüren kast sistemide ve cam tavan olarak adlandırılır. bu engelin muhatabı kadınlardır. ve onlara kadın oldukları için uygulanır. ne kadar başarılı, liyakat sahibi olursa olsun görünmeyen ve ifade edilmeyen engeller uygulanır. bu engellerden bazıları;
1-erkek yöneticiler tarafından konulan kurallar: kadınların üst yönetimde başarılı olamayacağını düşünen engeller. (kadından olmaz abicim)
2-kadın yöneticiler tarafından engeller: kraliçe arı sendromu.. iş yerindeki kadın yönetici adayı rakipleri bertaraf etmek için kullandıkları yöntem..(kadın müdürlerin kadın çalışanlarından hazmetmemesi.)
3-kişinin kendi kendine koyduğu bariyer: hem anne, hem eş ,hem iş gibi bir çok role bürünen kadın için bu bir tercih olabiliyor.(amaan yükselip napıcam çol var çocuk var. )
4-örgüt kültürleri: çalıştıkları kurumlarda , erkek egemen örgütlerin oluşturulması( halı saha maçları)
5-toplumsal cinsiyetçi rol kalıpları: toplumun bazı dayatmalarıdır.nasıl olsa ilerde ailene daha fazla vakit harcayacaksın gibi…
devamını gör...

hava
bugün ne kadar güzel
hadi dışarı çıkalım


ne düşünüyorsun
sana baktıkları hâlde
görmediklerinde

kıymetini bilmeyecekler
araçtan öte değil varlığın

bir ağaç gölgesine
satacaklar seni

orada olduğunu
bilinmek istendiğini

asla
hatırlarına getirmeyecekler

bunu yaparken dillerinde
aynı cümle
hava ne kadar da güzel

evet hava çok güzel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
orada olduğunu biliyorum
bir ağacın gölgesindesin
sırf selamımı almak
bana şiirler yazmak
için

benimle göz göze gelmen
sırf bu yüzden
ama
beni dalların arasından
satırların bayağılığından
mecbursun görmeye
dayanamazsın bakmaya
çıplak gözle
sana ancak göz kırpabilirim


sen öyle san
elbet bu sıcak
bu uğursuz mevsim
sona erecek

bahardan kalma
bir kış gününde
bakacağım sana
kırpmadan gözlerimi
çevirmeden bakışlarımı
ama biliyorum
saklanacaksın hemen
bir bulutun ardına
kaçacaksın benden

olsun

bulutların ve yaprakların
arasından da olsa
seni göreceğim
benim için doğduğunu
bana özel olduğunu
bileceğim daima

ama biliyorum
bir gün batacaksın!
devamını gör...

kesin evin bi köşesinde fink atıyordur, görünmemek için de elinden geleni yapıyordur. halbuki ortaya çıksa eşiyle birleşecek lakin yapmıyor. kal kaldığın yerde madem napak. öyle mutlu oluyorsan demek ki…
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gitmenin mahiyetini senden giderken idrak edebilmiştim.
devamını gör...

çok normaldir. hatta ben daha büyük bir kesimin gitmek istediğini düşünüyorum. eğitim sistemi bu haldeyken, adalet yokken, ekonomi bitmişken, bir de üstüne gençleri ciddiye almazsanız tabii ki gitmek isteyeceklerdir.
devamını gör...

mümkünse evde yapilmasin bu tatlı. çoğu şerbetli börek gibi oluyor sonra.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim